Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, öncü göstergelerin, son iki ayda gözlenen yüksek fiyat artışlarının yavaşlayacağına işaret ettiği bildirildi.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, öncü göstergelerin, son iki ayda gözlenen yüksek fiyat artışlarının yavaşlayacağına işaret ettiği bildirildi.

 

TCMB Para Politikası Kurulu'nun 21 Eylül'deki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.

 

Özette, küresel enflasyonun yakın dönemde gerileme gösterirken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyrettiği belirtildi.

 

Ağustosta tüketici enflasyonunun, enerji fiyatları kaynaklı olarak birçok ekonomide sınırlı artış kaydettiği bildirilen özette, çekirdek enflasyonun Çin ve Rusya gibi istisnalar dışında gerilemeye devam ettiği aktarıldı.

 

Bir önceki PPK toplantı dönemine göre tüketici enflasyonunun gelişmiş ülkelerde yüzde 4,08 düzeyinden yüzde 4,27 seviyesine, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 5,84'ten 6,48'e yükseltildiği vurgulanan özette şunlar kaydedildi:

 

"Son 10 yıllık dönemde ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş ülkelerde yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,2, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bir önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 4,74’ten 4,57’ye gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,03’ten 6,57’e yükselmiştir. ABD ve Avro Bölgesi'nde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,3 iken; çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,5 ve yüzde 4,3 seviyesindedir."

 

Özette, emtia fiyatlarının son dönemde başta petrol fiyatları olmak üzere enerji emtia fiyatları kaynaklı yükselmeye devam ettiği belirtilerek, Emtia Fiyat Endeksi'nin mevcut seviyesinin son on yılın ortalamasının yüzde 31,8 üzerinde olduğu ve endeksin geçen yıl ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 25,5 gerilediği ifade edildi.

 

Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 12,3 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi'nin son on yılın ortalamasının yüzde 14,8 üzerinde olduğu aktarılan özette, bu durumun gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olduğu bildirildi.

 

Özette, çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima ettiği ve bu nedenle dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının politika faizlerini parasal duruşun sıkılığını koruyacak düzeylerde tutmayı sürdürmelerinin beklendiği bildirilerek, şu ifadelere yer verildi:

 

"Takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankası son 19 ayda toplamda 145 toplantı yapmış, bu toplantıların 100 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. Aynı dönemde takip edilen 15 gelişmekte olan ülke merkez bankası toplamda 213 toplantı yapmış, bu toplantıların 101 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. Uygulanan para politikasının sonuçları finansal koşullara da yansımaya başlamış ve merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurguları güçlenmiştir.

 

Bununla birlikte, tüketici enflasyonunda meydana gelen düşüş ile daha önce faiz indirim süreçlerine başlayan Brezilya ve Şili merkez bankalarının ardından Polonya ve Peru merkez bankaları da eylül ayında politika faizlerinde indirime gitmişlerdir. Buna karşın, enflasyonun yüksek seviyeleri ve merkez bankalarının politika iletişimleri göz önüne alındığında, söz konusu ekonomilerde parasal sıkılığın devam edeceği beklenmektedir."

 

Küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen, görece güçlü talep ve işgücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği belirtilen özette, Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla yatay seyrettiği kaydedildi.

 

Özette, endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranının ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,4 puan üzerinde yüzde 1,7 düzeyinde olduğu aktarılırken, bununla birlikte, söz konusu endeksin 2022 yılındaki yüzde 3,5 olan büyüme oranı göz önüne alındığında Türkiye’nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlendiği belirtildi.

 

Küresel Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinde haziran ve temmuzda yaşanan düşüş eğiliminin ağustosta da devam ettiği ifade edilen özette, "Ağustos ayında küresel imalat sanayi PMI verisi bir önceki aya göre 0,4 puan yükselerek 49 puan olurken, küresel hizmetler PMI verisi 1,6 puan azalmış ve 51,1 seviyesinde gerçeklemiştir. Böylece, küresel bileşik PMI göstergesi ağustos ayında bir önceki aya kıyasla 1 puan gerilemiş ve 50,6 olmuştur. Gelişmiş ülkelerin PMI verilerindeki bozulma Japonya hariç ağustos ayında da devam etmiştir. Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesine ait bileşik PMI göstergesi ağustos ayında 1,9 puan azalarak 46,7 olmuştur. İmalat sektörü PMI göstergesi ağustos ayında 0,8 puan yükselmesine rağmen 43,5 olan düzeyi ile 2020 yılının haziran ayından beri en düşük seviyelerinden birine ulaşmıştır." ifadeleri yer aldı,

 

Özette şunlara vurgu yapıldı:

 

"Özellikle hizmetler PMI göstergesi ağustos ayında da gerilemeye devam etmiş ve 2,9 puan azalarak 47,9 düzeyi ile eşik değerinin altına inmiştir. Bu durum Avro Bölgesi'nde iktisadi faaliyette gözlenen yavaşlamanın yılın ikinci yarısında da devam edeceğine işaret etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin imalat sanayi PMI verisi ağustos ayında bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 51,4 olurken hizmetler PMI verisi 1,5 puan gerilemiş ve 53,1 düzeyinde gerçekleşmiştir.

 

Çin ekonomisinde bileşik PMI göstergesi ağustos ayında da gerileme eğilimini sürdürerek 0,2 puan düşmüş ve 51,7 olmuştur. İmalat sektörü PMI verisi 1,8 puan artarak 51 düzeyi ile eşik değerinin üstüne çıkarken hizmetler PMI verisi 2,4 puan azalmış ve 51,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmeler yılın ilk yarısında küresel iktisadi faaliyetin önemli bir itici gücü olan hizmetler sektörünün son aylarda güç kaybettiğini göstermektedir."

 

2023 YILININ İLK 7 AYINDA HİSSE SENEDİ PİYASALARINA YAKLAŞIK 63,2 MİLYAR DOLAR FON GİRİŞİ OLDU

 

Özette, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının haziran ve temmuzda iyileşen risk algısına bağlı olarak devam ettiği kaydedilirken, 2023 yılının ilk 7 ayında hisse senedi piyasalarına yaklaşık 63,2 milyar dolar ve borç senetleri piyasalarına da yaklaşık 1,1 milyar dolar fon girişinin olduğu bildirildi.

 

Ağustos ayında ise (31 Temmuz-1 Eylül 2023) küresel risk iştahındaki dalgalanma ile birlikte özellikle Çin, Tayvan, Güney Afrika ve Endonezya ağırlıklı olarak 20,5 milyar doları hisse senedi piyasalarından olmak üzere toplam 22,1 milyar dolar fon çıkışı oldu.

 

Özette, yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılığın devam ettiği, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulmanın enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturduğu belirtilirken, tüketici fiyatlarının ağustos ayında yüzde 9,09 oranında yükseldiği, yıllık enflasyon 11,11 puan artarak yüzde 58,94 seviyesinde gerçekleştiği aktarıldı.

 

Bu gelişmede, vergi ve yönetilen-yönlendirilen fiyatlardaki ayarlamaların temmuz ayından sarkan etkilerinin yanı sıra Türk lirasındaki değer kaybı ve ücret artışlarının gecikmeli etkileri ile küresel enerji fiyatlarındaki yükseliş ve hizmet fiyatlarındaki katılığın etkili olduğu ifade edilen özette, akaryakıt fiyatlarında sık fiyat güncellemeleri sonucunda ulaşılan yüksek seviyelerin doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyondaki yükselişe ilave etki yaptığı ve fiyat artışlarının genele yayılmasına katkıda bulunduğuna vurgu yapıldı.

 

Özette, alt grupların yıllık enflasyona katkıları, hizmet grubunda 17,85 puandan 20,86’ya (3,00 puan artış); gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 15,27 puandan 18,13’e (2,86 puan artış), temel mal grubunda 12,95 puandan 15,54’e (2,60 puan artış), enerji grubunda eksi 0,39 puandan 2,11’e (2,51 puan artış), alkol, tütün ve altın grupları toplamında 2,16 puandan 2,30’a (0,14 puan artış) yükseldiği bildirildi.

 

Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarının ağustos ayında yüzde 8,48 arttığı, yıllık enflasyonun 12,14 puan yükselerek yüzde 72,86 olduğu ifade edilen özette, mevsimsellikten arındırılmış verilerin taze meyve sebze fiyatlarının bu dönemde meyve fiyatları öncülüğünde belirgin artış gösterdiğine işaret ettiği ve diğer işlenmemiş gıdada yumurta ve kuruyemiş fiyatlarındaki yükselişlerin öne çıktığı vurgulandı.

 

Özette, işlenmiş gıda fiyatlarının aylık bazda yüzde 11,17 artış ile geçen aya kıyasla güçlendiği kaydedilerek, başta ekmek olmak üzere ekmek-tahıllar, süt ile süt ürünleri, katı-sıvı yağlar ve alkolsüz içecek kalemlerindeki fiyat artışlarının dikkati çektiği aktarıldı.

 

Enerji fiyatlarının ağustos ayında yüzde 14,23 arttığı, grup yıllık enflasyonunun 16,89 puan yükselerek yüzde 14,03 olduğu belirtilen özette şunlar kaydedildi:

 

"Enerji grubu aylık enflasyonunda bir önceki ay ortasında gerçekleşen vergi artışının sarkan etkisi yanında, uluslararası enerji fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olmuştur. Akaryakıt ve tüp gaz kalemleri sırasıyla aylık bazda yüzde 26,11 ve 23,93 oranlarında artış kaydetmiştir. Uluslararası ham petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmeleriyle birlikte ÖTV düzenlemesi akaryakıt fiyatlarında güçlü artışı beraberinde getirmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki artış doğrudan etkisinin yanı sıra taşımacılık maliyetleri üzerinden dolaylı olarak da tüketici enflasyonunu olumsuz etkilemektedir. Ağustos ayında, şebeke suyu fiyatları da yüksek bir oranda (yüzde 7,43) artmıştır."

 

Özette, hizmet fiyatları artışının ağustos ayında yüzde 9,19 ile güçlü seyretmeye devam ettiği ve grubun yıllık enflasyonunun 9,92 puan yükselerek yüzde 79,57 olduğu hatırlatılarak "Bu dönemde fiyat artışları alt gruplar geneline yayılırken, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki sert artışa bağlı olarak ulaştırma hizmetleri fiyatlarında aylık bazda yüzde 27,62 oranı ile 2003 bazlı endeksteki en yüksek artış kaydedilmiştir. Ulaştırma hizmetlerindeki yüksek artışların bir miktar ivme kaybetmekle birlikte eylül ayında da sürdüğü gözlenmektedir.

 

Gıda fiyatlarında süregelen olumsuz görünümün yanı sıra güçlü turizm talebi ile ücret artışlarının gecikmeli etkileri sonucu lokanta-otel alt grubunda süregelen belirgin fiyat artışları ağustos ayında devam etmiş, fiyatlar yüzde 7,09 oranında yükselmiştir. Kira alt grubunda aylık artış bir miktar daha güçlenerek yüzde 7,90 olarak ölçülmüştür. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 7,19 artış kaydederken bu gelişmede kişisel ulaştırma araçlarının bakım-onarımı, sağlık hizmetleri ile eğlence-kültür hizmetleri öne çıkan kalemler olmuştur. Haberleşme hizmetlerinde fiyat artışı yüzde 5,14 ile geçmiş aylara kıyasla daha yüksek seyretmiştir." denildi.

 

Temel mal fiyatlarının ağustos ayında yüzde 8,57 yükseldiği, grup yıllık enflasyonunun 7,72 puan artışla yüzde 51,97 olduğu aktarılan özette, "Döviz kuru geçişkenliğinin yüksek olduğu temel mallarda alt gruplar genelinde yüksek fiyat artışları kaydedilmiş, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık fiyat artışı yüzde 7,82 ile güçlü seyrederken, ağustos ayında otomobil, beyaz eşya ve mobilya fiyatlarında belirgin artışlar izlenmiştir." ifadelerine yer verildi.

 

ÖNCÜ GÖSTERGELER, SON İKİ AYDA GÖZLENEN YÜKSEK FİYAT ARTIŞLARININ YAVAŞLAYACAĞINA İŞARET ETMEKTEDİR

 

Özette, diğer temel mallar alt grubunda ilaç referans avro kurundaki güncelleme ve vergi ayarlamasının sarkan etkilerinin hissedildiği ve fiyatlarda yüzde 9,92 oran ile genele yayılan bir artışın olduğu kaydedilerek, giyim ve ayakkabı grubundaki fiyatların mevsim eğiliminin aksine (yüzde 8,25 oranında) artış gösterdiği aktarıldı.

 

Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatların yüzde 3,77 yükseldiği ve bu grupta yıllık enflasyonun 5,40 puan artışla yüzde 51,98 olarak gerçekleştiği belirtilen özette, bu gelişmede geçen ay yapılan vergi düzenlemesi kaynaklı fiyat artışlarının endekse gün ağırlıklı yansıtılması nedeniyle ağustos ayına sarkan etkilerinin belirleyici olduğu ve tütün ürünlerindeki fiyat artışının üretici firmaların fiyat ayarlamaları kaynaklı olarak eylül ayında da devam edeceği ifade edildi.

 

Özette, enflasyonun ana eğiliminin ağustos ayında yüksek seyrini sürdürdüğü bildirilerek, "Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B göstergesinde bir miktar yükselirken C göstergesinde yatay seyretmiştir. Bu görünüm alternatif çekirdek enflasyon göstergelerinde gözlenen yüksek seyir ile teyit edilmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin üç aylık ortalama artışları 2022 yılının şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,5 ile en yüksek noktasına çıkarken, 2023 yılı ağustos ayı itibarıyla yüzde 7,0 ve yüzde 7,2 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Ağustos ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış artış oranları sırasıyla yüzde 9,8 ve yüzde 9,2 olarak ölçülmüştür." denildi.

 

Özette, şunların altı çizildi:

 

"Öncü göstergeler, son iki ayda gözlenen yüksek fiyat artışlarının yavaşlayacağına işaret etmektedir. Öncü verilere göre, gıda fiyatlarındaki artış önceki aylara kıyasla hız kesmekte, ücret, döviz kuru ve vergilerin enflasyon üzerindeki gecikmeli etkileri belirgin zayıflama göstermektedir. Diğer taraftan, hizmet fiyatlarında okulların açılmasına bağlı dönemsel unsurların da etkisiyle yüksek seyir korunmakta, petrol fiyatlarındaki artışın enerji kalemlerine yansıması sürmektedir."

 

Özette, yılın ikinci çeyreğine ilişkin açıklanan GSYİH verilerine göre, iktisadi faaliyetin özellikle iç talep kaynaklı güçlü seyrettiği belirtildi.

 

Yakın dönem göstergeleri ve yüksek frekanslı verilerin ise üçüncü çeyrekte iktisadi faaliyetin iç talep öncülüğünde gücünü koruduğuna, büyüme ivmesinde ise çeyreklik bazda yavaşlamaya işaret etmekte olduğu ifade edilen özette, temmuz ayında perakende satış hacim endeksinin takvim etkileri kaynaklı olarak yıllık bazda yüzde 34,8 ile kuvvetli artış sergilediği bildirildi. Özette, çeyreklik bazdaki artışın ise ikinci çeyrekte gerçekleşen yüzde 5,8 oranındaki yükselişe kıyasla bir miktar ivme kaybederek yüzde 3,9 oranında gerçekleştiği aktarıldı.

 

Kartla yapılan harcamalardaki yükseliş eğiliminin ağustos ayında devam ettiği belirtilen özette, imalat sanayi firmalarının kayıtlı iç piyasa siparişlerinin ağustos ayında yıllık bazda 8,6 puan artarken mevsimsellikten arındırılmış olarak çeyreklik bazda sınırlı düşüş kaydettiği vurgulandı.

 

Özette, ağustos ayında imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik ihracat ve iç piyasa siparişi beklentilerinin ihracat siparişi beklentilerinde daha fazla olmak üzere aylık bazda gerilediği kaydedildi. Firma görüşmelerinin ise yüksek oranlı fiyat artışlarının alım gücü üzerindeki etkisiyle sektörel düzeyde ivme kayıplarına işaret ettiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

 

''Temmuz ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,4 oranında azalırken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 7,4 oranında artmıştır. Bilgisayar, diğer ulaşım ve kayıtlı medya gibi tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen sektörler hariç tutulduğunda sanayi üretiminin ana eğiliminin daha güçlü olduğu gözlenmektedir. Söz konusu sektörler dışlandığında temmuz ayında sanayi üretimi aylık yüzde 0,9 artış oranı ile genel endekse kıyasla daha güçlüdür. Çeyreklik bazda değerlendirildiğinde sanayi üretimi, temmuz ayı itibarıyla ikinci çeyrek ortalamasına kıyasla yüzde 0,9 oranında artmıştır. Ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak imalat sanayi kapasite kullanım oranı, fabrikalarda yıllık bakım çalışması amacıyla üretim arası verilmesi kaynaklı olarak, taşıt sektörü öncülüğünde düşüş kaydetmiştir. Bununla birlikte üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler taşıt sektörü dışlandığında kapasite kullanım oranının çeyreklik bazda yatay seyrettiğine işaret etmektedir.''

 

Temmuz ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 31,7 milyon seviyesinde gerçekleştiği bildirilen özette, bu dönemde istihdamda çeyreklik bazda yüzde 0,3 artış gerçekleşirken iş gücüne katılım oranının 0,1 puan azalış kaydettiği bildirildi.

 

Özette, işsizlik oranının temmuz ayında bir önceki aydaki yüzde 9,6 seviyesine göre 0,2 puan azalarak yüzde 9,4 düzeyinde gerçekleştiği aktarıldı.

 

Yüksek frekanslı verilerin iş gücü piyasasında talebin gücünü koruduğuna işaret ettiği dile getirilen özette, temmuz ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının dış ticaret açığındaki belirgin artışa paralel olarak önceki aydaki seviyesine kıyasla 2 milyar dolar artışla 58,5 milyar dolara yükseldiği kaydedildi.

 

Bu artışın enerji fiyatlarında yıllık bazda devam eden düşüşün etkisiyle enerji dengesinde gözlenen iyileşmeye karşın büyük oranda altın, yatırım malları ve tüketim malları ithalatlarındaki güçlü artışlardan kaynaklandığı vurgulanan özette, şu ifadelere yer verildi:

 

''Bu çerçevede, yurt içi talepteki güçlü seyir tüketim malları ithalatı kanalıyla yıllıklandırılmış olarak cari işlemler açığını artırıcı etkide bulunmaktadır. Temmuz ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı önceki yılın aynı dönemindeki seviyesine göre 37,7 milyar dolar artarak 100,6 milyar dolara yükselmiştir. Aynı dönemde yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlası 7,3 milyar dolar artarak 51,7 milyar dolara çıkmıştır. Ağustos ayı geçici dış ticaret verilerine göre, yılın ilk 8 ayında altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 13,5 milyar dolar artışla 22,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Yüksek frekanslı veriler ağustos ayında hızlanan altın ithalatının, alınan tedbirlerin de etkisiyle eylül ayında bir miktar hız kesmekle birlikte halen tarihsel ortalamaların üzerinde seyrettiğine işaret etmektedir. Ağustos ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ve eylül ayına ilişkin yüksek frekanslı veriler mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak hem ihracatta hem de ithalatta ağustos-eylül döneminde düşüş ima etmektedir.''

 

GÜÇLÜ VE YIL GENELİNE YAYILMIŞ ŞEKİLDE SEYREDEN TURİZM GELİRLERİ CARİ DENGEYE KATKI SUNMAYA DEVAM ETMEKTEDİR

 

PPK Toplantı Özeti'nde, güçlü ve yıl geneline yayılmış şekilde seyreden turizm gelirlerinin cari dengeye katkı sunmaya devam ettiği belirtildi. Seyahat gelirlerinin yılın ilk 7 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,8 milyar dolar artarak 24,3 milyar dolar seviyesine ulaştığı belirtilen özette, yabancı ziyaretçi sayılarının da benzer şekilde yılın ilk 7 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19,2 artarak 25,1 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği bildirildi.

 

2022 yılının ikinci yarısından itibaren gerileyen enerji emtia fiyatlarında temmuz ayında gözlenen artış eğiliminin ağustos ayında da devam ettiği aktarılan özette, son aylarda yataya yakın seyreden enerji dışı emtia fiyatlarının ise ağustos ayında düşüş kaydettiği belirtildi.

 

Özette, eylül ayının ilk yarısı itibarıyla enerji emtia fiyatlarındaki artışın sürdüğü, enerji dışı emtia fiyatlarında ise görece yatay seyrin korunduğu vurgulandı.

 

Brent ham petrol fiyatlarının, üretim kesintisine devam kararının ardından yükseliş eğilimini devam ettirerek eylül ayının ilk yarısında 90 doların üzerindeki seyir ile Kasım 2022'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştığı vurgulanan özette, ''Enerji grubunda uluslararası propan ve bütan ile kömür kalemlerinde de dolar bazındaki artışlar devam etmiştir. Böylelikle döviz kuru ve uluslararası enerji emtia gelişmeleri ile iş gücü maliyetindeki artışların gecikmeli etkileri üretici fiyatları üzerinde baskı oluşturan temel unsurlar olmuştur.'' değerlendirmelerine yer verildi.

 

Özette, yurt içi üretici fiyatlarının ağustos ayında yüzde 5,89 arttığı, yıllık enflasyonun 4,91 puan yükselişle yüzde 49,41 olduğu belirtildi. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, yıllık enflasyon alt grupların tümünde yükseliş kaydedilirken, aylık bazda uluslararası emtia ve kur gelişmelerine istinaden enerji üretici fiyatlarındaki artışın belirgin olduğu vurgulanan özette, Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi'nin ağustos ayında yatay seyrederken uluslararası taşımacılık maliyetlerinin bu dönemde bir miktar yükselmekle beraber düşük seviyelerini koruduğu bildirildi.

 

Özette, Ağustos PPK kararının ardından gerileyen döviz kurlarının eylül ayında istikrarlı seyrettiği aktarıldı.

 

2023 yılı temmuz ayında asgari ücrette yapılan güncellemeye memur ve kamu işçi ücretlerindeki düzenlemelerin eşlik etmesi ve ücretlerdeki artışın genele yayılmasının temmuz ve ağustos aylarında özellikle maliyet kanalı yoluyla enflasyon üzerinde belirgin etkileri olduğu belirtilen özette, hizmet sektöründeki fiyat artışlarının temmuz ayından itibaren güçlendiği kaydedildi.

 

Mallara kıyasla atalet sergileyen hizmet sektöründe aylık artışların 2022’ye kıyasla yüksek seyrettiği vurgulanan özette, ''Temel mal ve hizmet gruplarını içeren C endeksinde yıllık enflasyon yaklaşık yüzde 65 seviyesindeyken, hizmet sektöründe yıllık enflasyonun yüzde 80 civarında olduğu gözlenmektedir. Hizmet sektörüne ait yayılım endeksi de tarihsel ortalamasının yaklaşık yüzde 60’ı kadar üzerinde seyrederek artışların sektör geneline yayıldığını göstermektedir.'' ifadeleri kullanıldı.

 

Gıda, ücret ve turizm kaynaklı gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen lokanta ve otel alt grubunda aylık artışların süreklilik gösteren bir görünüm arz ettiği belirtilen özettte, şunlar kaydedildi:

 

"Asgari ücretin gecikmeli etkilerindeki zayıflama ve gıda fiyat artışlarında yakın dönemde gözlenen yavaşlama dikkate alındığında, sektörde gözlenen fiyat artış eğiliminin önümüzdeki aylarda bir miktar hız kesmesi beklenmektedir. Akaryakıt fiyatları başta ulaştırma hizmetleri olmak üzere tüketici fiyatları üzerinde gerek üretim girdisi gerekse taşımacılık maliyetleri kanalıyla önemli bir etki oluşturma potansiyeline sahiptir. Nitekim, akaryakıt fiyatlarında yakın dönemde döviz kuru, ham petrol fiyatları ve vergi artışı kaynaklı olarak kaydedilen belirgin artışlar ulaştırma hizmetleri fiyatlarına hızlı şekilde yansımıştır. Uluslararası petrol fiyatlarındaki görünümün akaryakıt fiyatları kanalıyla ulaştırma hizmetleri fiyatları üzerinde önümüzdeki dönemde baskı oluşturmaya devam edebileceği tahmin edilmektedir. Yükselen konut fiyatları ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışına ek olarak gayrimenkul piyasasındaki arz-talep uyumsuzlukları kira artışlarını yukarıya çekerek tüketici enflasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir.''

 

Kira, eğitim, sağlık, eğlence-kültür başta olmak üzere belirli hizmet kalemlerinin geçmiş tüketici enflasyonuna dönük fiyatlama davranışı sergileyerek, enflasyonist etkilerin uzun bir zamana yayılmasına neden olduğu belirtilen özette, tüketici enflasyonunda yakın dönemde beklenen görünümle birlikte geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi belirgin olan kalemlerde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riskinin bulunduğu aktarıldı.

 

Özette, ''Hizmet fiyatları üzerinde eylül ayında okulların açılmasına bağlı dönemsel etkiler belirgin olacaktır. Üniversite harcı, yurt ücreti, okul servis ücreti gibi hizmet kalemlerinde yılın belli döneminde fiyatlama yapılması (zamana bağlı fiyatlama) nedeniyle bu dönemde yüksek fiyat artışları izlenmektedir.'' denildi.

28 Eylül 2023 Perşembe

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, kira artışında yüzde 25 sınırına ilişkin, "Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Devam etmesi yönünde de yapılan bir çalışma yok" dedi.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı TRT Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Ekonomi programının gerçekten çalıştığını belirten Şimşek, her şeyden önce ekonomide dengeleme sürecine girdiklerini söyledi.

 

Şimşek, iç talepte bir yumuşama olduğunu vurgulayarak, "Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Büyümede kompozisyon değişiyor, dengelenme var. Bu da beraberinde ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor. Cari açık, Türkiye'nin dış dünyayla olan açığı geçen yıl mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık... Bu sene bu açık büyük ihtimalle mayıs itibarıyla 30 milyar doların altına düşmüş olacak. Dolayısıyla çok ciddi bir iyileşme var. Türkiye'nin dış açığında neredeyse yarı yarıya düşüş var. Önemli dengesizlikten birisi bu çerçevede giderilmiş oldu." diye konuştu.

 

TÜRKİYE'YE FON AKIŞINDA ÖNGÖRDÜĞÜMÜZDEN ÇOK DAHA BÜYÜK BİR ARTIŞ VAR

 

Programın çalıştığını özetleyen bazı göstergelere de işaret eden Şimşek, şöyle devam etti:

 

"Örneğin Türkiye'nin risk primi geçen sene mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi. Bugün 270'in altına düştü. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelere göre çok muazzam bir performans göstermişiz. Sadece bizim risk primimiz düşmemiş, bize benzer ülkelere oranla risk primimiz çok daha hızlı şekilde düşmüş. Bunun düşmesi, programın çalıştığını özetleyen bir gösterge. Çünkü bu Türkiye'ye fon akışında maliyeti belirleyen unsurlardan biri. Türkiye'ye fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Özellikle yerel seçimlerden sonra son 1,5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı ve TL lehine bir portföy değişikliği var ki TCMB'nin swap hariç rezerv pozisyonu neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Bahsettiğim 1,5 aylık bir süreç. Belirsizlikler azaldıkça, programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye'ye rağbet artıyor."

 

Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch'in 12 yıl sonra, S&P'nin ise 11 yıl sonra Türkiye'nin notunu artırdığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Artırmakla kalmadılar, 'program bu şekilde çalışmaya devam ederse notu tekrar artıracağız.' şeklinde pozitif görünümde duruyorlar. Ekonomide büyümenin kompozisyonu iyileşiyor. Daha sürdürülebilir daha dengeli bir büyüme var ve makroekonomik dengesizlikler yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplini, Türkiye'ye fon akışındaki muazzam artış, dış dengedeki, rezervdeki ve risk primindeki iyileşme... Bütün bunlar şunu net şekilde ortaya koyuyor; programa olan güven güçlü, sürekli pekişiyor."

 

2 KANALDAN PARA POLİTİKASINA, DEZENFLASYON İÇİN DESTEK VERECEĞİZ

 

Geçen yıl ekim ayına göre enflasyon beklentilerinde muazzam bir iyileşme olduğunu ifade eden Şimşek, gelecek 12 ayda enflasyon düşüşü öngörüldüğünü, bunun şimdi yüzde 33 civarına, 24 aylık perspektifte ise yüzde 22'ye kadar indiğini kaydetti.

 

Şimşek, bunu performansla da destekleyeceklerini fakat sürekli şekilde programı güçlendireceklerini belirterek, deprem dışındaki harcamaları çok güçlü şekilde kontrol altına aldıklarını anlattı.

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'ni güçlü şekilde uygulayacaklarının altını çizen Şimşek, "En önemli konu verimliliği ve Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak yapısal reformları hızlandıracağız. Dolayısıyla 2 kanaldan para politikasına, dezenflasyon için destek vereceğiz. Önce bütçe disiplini, ikinci olarak reformları hızlandırarak verimlilik artışı üzerinden destek vereceğiz. Şuna inanıyorum ki programı güçlendirdikçe çok daha iyi sonuçlar da alacağız. Biz programı güçlendirmeye başladık. Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı ama daha önümüzdeki dönemde programı güçlendirecek ilave adımlar atacağız. Bunların bir kısmı kamu maliyesi bir kısmı yapısal dönüşüm ayağında olacak."

 

BU PROGRAM, TÜRKİYE'NİN KENDİ PROGRAMI

 

Şimşek, bu programın içeride ve dışarıda ciddi bir rağbet gördüğünü aktararak, bazı uluslararası platformlarda programın başarısı konuşuldukça, "Bu program, Türkiye'nin öz evlatları tarafından hazırlanmamış" gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çekti.

 

Bunun doğru olmadığını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

 

"İlk gün devir teslimde çok net bir tutum sergilemiştim. 'Bundan sonra bizim politikalar, kurala dayalı yani öngörülebilir olacak. İkinci olarak uluslararası normlara uygun olacak' demiştim. Uluslararası normlara uygun, kurala dayalı, kredibilitesi yüksek bir programı ortaya koymanız, sonra bu programla başarı elde etmeniz, dışarıda övüldüğü için bunu sanki dışarıda hazırlanmış bir program olarak lanse etmek bence doğru bir yaklaşım değildir. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Bey'i, beni, bir kenara bırakalım. Strateji ve Bütçe Başkanlığındaki, Hazine ve Maliye Bakanlığındaki çok değerli arkadaşlarımızın ortaya koyduğu katkıları görmezden gelmektir. Bu program, özü itibarıyla Türkiye'nin kendi programıdır. Programın dışarıdan rağbet görmesi ve övülmesi, bu programın 'dışarıdan' yapıldığı anlamına gelmiyor. Biz, hiçbir uluslararası kuruluşla program hazırlık evresinde bir diyaloğa girmedik. Tabii ki üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlarla diyaloğumuz her zaman güçlü, onlarla bir araya geliriz, programımızı anlatırız. Hangi ülkeye gidersem mutlaka bir fırsat bulup, orada Türkiye'nin potansiyelini ve neden yatırım yapılması gerektiğini anlatırım. Bu program, kendi öz evlatları tarafından hazırlanmıştır, kurala dayalıdır ve uluslararası normlara uygundur."

 

KİRALARDA YÜZDE 25 ZAM SINIRI

 

"Kiralarda yüzde 25 zam sınırı uygulamasının uzatılıp uzatılmayacağına" ilişkin ise Şimşek, şöyle konuştu:

 

"Devam etmesi için bir sebep görmüyorum, etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Devam etmesi yönünde de yapılan bir çalışma yok. Zaten bir süreliğine bu düzenleme yapılmıştı. Ben hükümetimiz adına, verilmemiş bir karar üzerine yorum yapamam ama büyük ihtimalle devam etmez diye düşünüyorum. Piyasada, fiyatlara müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Arz artışı üzerinden fiyatların aşağı inmesini sağlamak lazım. Bunun için daha çok yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı önemsiyoruz."

 

Maliye politikasının para politikasının gerisinden geldiği eleştirilerine cevap veren Şimşek, geçen sene çok büyük bir deprem felaketi yaşandığını ve bu felaketin yaralarını sarmayı önceliklendirdiklerini söyledi.

 

Şimşek, bu sene büyük ihtimalle bütçe açığının hedefledikleri oranın çok altında kalacağını aktarırken, "Maliye politikası ayağında dezenflasyona, yani Merkez Bankasının enflasyonu düşürme çabasına güçlü destek vermiş olacağız." diye konuştu.

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'yle yatırımların, arzı, rekabet gücünü ve verimliliği artıracak alanlara aktarılması üzerinde durduklarını bildiren Şimşek, "Önümüzdeki dönemde önceliğimiz önemli sanayi üslerini limanlara bağlamak. Bunu önceliklendireceğiz çünkü rekabet gücünü artırmak, karbon ayak izini düşürmek istiyoruz. 'Maliye politikası gereken desteği vermiyor' demek, 'deprem konusunda gereken hassasiyeti göstermeyin' demekle eşdeğer hale geliyor. Deprem konusunda ne gerekiyorsa yapacağımızı söyledik ama deprem dışındaki alanlarda disiplin, harcama kontrolü ve harcamaların verimli alanlara aktarılması bizim için olmazsa olmaz." ifadesini kullandı.

 

Şimşek, Türkiye'ye ciddi bir fon akışı olduğuna dikkati çekerek, "Türkiye'nin cari açığı düşüyor, Türk lirası çok cazip, dolayısıyla lirada geçen sene olduğu gibi ciddi bir değer kaybı için sebep yok. Bu, enflasyonu düşürmeyi destekleyecek." değerlendirmesini yaptı.

 

Bu sene vergi artışı olmayacağını ve enflasyonu düşürmekte kararlı olduklarını bildiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Gelecek sene enflasyonu yüzde 14'e, bir sonraki sene de tek haneye düşürmek için maliye, para ve gelirler politikasında geri adım atmayacağız. Enflasyonu düşürünceye kadar bize durmak yok. Enflasyonu düşürürsek gelir dağılımı iyileştiririz, işçimizi ve emeklimizi korumuş oluruz. Enflasyonu düşürürsek fonlama maliyetleri düşer, sanayicimizi, üreticimizi korumuş oluruz. Yatırımları teşvik etmiş oluruz. Öngörülebilirliği artırmış oluruz. Enflasyon düştükçe bu ülke daha yüksek sürdürülebilir bir büyüme patikasına girecek. Geçmişte bunu başardık, tekrar başaracağız."

 

Şimşek, Merkez Bankasının rezerv biriktirmesine ilişkin de "Piyasadan döviz almasak lira 30'un altına, 20'li rakamlara düşerdi. Merkez Bankamız bu kadar döviz biriktirmeseydi, gelen dövizi satın almasaydı lira nominal olarak değer kazanacaktı. Biz rezerv biriktirdik çünkü rezerv pozisyonumuzu güçlendirmemiz lazım." dedi.

 

GRİ LİSTEDEN HER HALÜKARDA ÇIKARIZ

 

Türkiye'nin Mali Eylem Görev Gücünün (FATF) gri listesinden çıkışına ilişkin süreci de değerlendiren Şimşek, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ve FATF'ın şubat ayında bir toplantı yaptığını ve Türkiye'nin gri listeden çıkmak için bir eylem planı hazırladığını anımsattı.

 

Mehmet Şimşek, FATF'ın, Türkiye'nin eylem planını başarıyla uyguladığını ifade ettiğini belirterek, "Dolayısıyla yerinde denetim yaparak 'Türkiye'den çıkış sürecini başlatabiliriz.' dediler. Bu karar alındı. Mayıs ayının başında buraya çok kapsamlı geniş bir heyet geldi, ben de heyetle bir araya geldim. Çünkü siyasi sahiplenme çok değerlidir." diye konuştu.

 

Terörün finansmanının kurutulmasının Türkiye için önemine dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

 

"Bunun için bizim uluslararası normlara, uluslararası listelere ihtiyacımız yok ki. Biz bu konuda kararlıyız. Kara para aklamayla, terörizmin finansmanıyla mücadelede dozu en yüksek düzeye çıkartmaya devam edeceğiz. Listeden çıksak da çıkmasak da bu konuda çok kararlıyız. Ne gerekiyorsa yapacağız. MASAK'ı teknoloji ve insan kaynağı olarak güçlendiriyoruz. Yapay zeka algoritmaları dahil olmak üzere sürekli arkadaşlarla istişare halindeyiz. Ekibimizi güçlendireceğiz, idari kapasitemizi artıracağız, kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla çok güçlü şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Dolayısıyla her halükarda bu listeden çıkarız. Zamanlama konusu, umarım siyasi mülahazalar araya girmez. Siyasi sahiplenme konusunda hiç tereddüt bırakmayacak şekilde bir duruşumuz var ve inanıyorum ki Türkiye'nin çıkması gerekiyor."

 

(TASARRUF) PAKET KİT'LERİ DE YEREL YÖNETİMLERİ DE KAPSIYOR

 

Bakan Şimşek, orta vadeli programları (OVP) genellikle 3 yıllık perspektifle ortaya koyduklarını, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'nin de OVP'yi güçlendirecek bir adım olduğu için 3 yıllık perspektifi olduğunu dile getirdi.

 

Paketin çok iyi bir izleme, raporlama, kontrol ve yaptırım boyutları olduğunu aktaran Şimşek, "Her kurumun ve idarenin, izleme ve raporlama açısından bir sorumlu tayin etmesi gerekiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak biz kontrolü yapacağız. Yaptırım gerektiren bir uyumsuzluk söz konusuysa Cumhurbaşkanlığına raporlanacak. Kamunun tamamını kapsıyor, sadece merkezi hükümeti değil. Bu arada haberleri olsun, KİT'leri de yerel yönetimleri de kapsıyor. Tekrar altını çizmek istiyorum, verimlilik boyutu da önemli." ifadelerini kullandı.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Emtia piyasasında Fed'in faiz indirimlerine ilişkin beklentilerin güçlenmesi ABD'nin yaptırım kararları ve Çin'in attığı adımlarla geçen hafta sert yükselişler yaşanırken tarım grubunda üretimin artacağına yönelik öngörülerle negatif ayrışma görüldü.


Emtia piyasasında geçen hafta yükseliş eğilimi hakimdi.

 

ABD'de enflasyona dair endişelerin ve dolara talebin azalması emtia gruplarında genel olarak talebi olumlu etkiledi.

 

Analistler, ülkede Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) beklentilerin altında artmasının, enflasyonun ikinci çeyreğin başında yavaşlama eğilimine devam ettiğini gösterdiğini ve eylül ayı için faiz indirimi beklentilerini artırdığını belirterek, söz konusu durumun emtia piyasasında risk iştahını artırdığını söyledi.

 

ABD'nin Çin'e yönelik yaptırım kararlarına Çin'den de misilleme gelebileceğine ilişkin öngörüler de arz endişelerini tetikledi.

 

Emtia piyasasında, Fed'in faiz indirimlerine dair beklentilerin güçlenmesi, ABD'nin yaptırım kararları ve Çin'in ekonomisini güçlendirmek için attığı adımlarla geçen hafta sert yükselişler görülürken tarım grubu, üretimin artacağına yönelik öngörülerle negatif ayrıştı.

 

Geçen hafta ons bazında altın yüzde 2,3, gümüş yüzde 11,5, platin yüzde 8,6, paladyum yüzde 3,1 değer kazandı.

 

Gümüşün onsu, 31,59 dolarla Şubat 2013'ten bu yana en yüksek seviyeyi test etti.

 

ABD'nin petrol hariç ithalat fiyat endeksinin son 16 ayın en büyük artışını kaydetmesinin ardından enflasyondan korunma aracı olarak artan talepten dolayı değerli metallerde sert yükselişler görüldü.

ABD'NİN ÇİN İÇİN GÜMRÜK VERGİLERİNİ ARTIRMA KARARIYLA BAZ METALLER SERT YÜKSELDİ

 

Baz metallerde geçen hafta ABD'nin Çin için gümrük vergilerini artırma kararıyla sert yükselişler yaşandı.

 

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, kritik endüstrilerdeki yerli üretimi desteklemek amacıyla Çin'den ithal edilen çelik ve alüminyum, yarı iletkenler, elektrikli araçlar, bataryalar, kritik mineraller ve güneş pilleri gibi ürünlere yönelik gümrük vergilerini artırma kararı aldı.

 

Çin hükümetinin ülke ekonomisi için attığı destekleyici adımlar özelikle baz metallerde talebin daha fazla artabileceği öngörülerini öne çıkardı.

 

Halihazırda sıkıntılı durumda olan gayrimenkul sektörü için ise Çin hükümetinin yerel yönetimlerin makul fiyatlardan konut satın almasına izin vereceği bildirildi. Öte yandan, hükümet vatandaşlara uygulanan mortgage faizlerinde taban uygulamasını kaldırdığını duyurdu.

 

Bu gelişmelerle, tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar, libre bazında, bakırda yüzde 10,1, alüminyumda yüzde 4,1, çinkoda yüzde 3,3, kurşunda yüzde 3,2, nikelde yüzde 10,5 artış kaydetti.

 

BAKIRIN LİBRESİ, 5,24 DOLARLA TARİHİ ZİRVEYİ GÖRDÜ

 

Ekonomilerde en kötünün görüldüğü beklentisi ve artık faiz indirimlerinin başlayacağına yönelik öngörülerle özellikle bakır piyasasında yeniden toparlanma yaşandı.

 

Uzak Doğu'da, faiz indirimlerinin başlayabileceğine yönelik beklentilerle bölgeye verilen siparişlerde de artışlar olması bakır talebinde canlanmaya yol açtı.

 

Özellikle elektrikli araç kullanımının ve yenilenebilir enerjinin artması da bakır fiyatlarında sert artışlara neden oldu. Aynı zamanda uluslararası ticarette de ABD'nin Çin'e engeller koyması, yeni vergiler getirmesi, Rusya'ya uygulanan yaptırımlar da özellikle bakır fiyatlarının yönünü etkiledi.

 

Çin'deki devalüasyon endişeleri de bakır fiyatlarının artmasına neden olan önemli bir faktör olarak öne çıktı.

 

Melbourne merkezli madencilik şirketi BHP Group, Güney Amerika'daki bakır varlıkları için Londra merkezli Anglo American'a 43 milyar dolarlık teklif yapmıştı. Anglo American ise bu teklifi reddederek kendisini bir bakır devine dönüştürmek için planladığı bir yeniden yapılanmayla elmas, platin ve kömür madenciliğinden çıkmaya karar verdi.

 

Analistler, madencilik şirketlerinin girişimlerinin de bakıra olan talebi ortaya koyduğunu dile getirdi.

 

Nikel fiyatları ise dünyanın en büyük maden yataklarından bazılarını barındıran Fransa'nın, topraklarından 17 bin kilometre uzaklıktaki kolonisi Yeni Kaledonya'daki şiddet olaylarının üretimi kesintiye uğratmasıyla sert yükseldi.

 

Enerji grubuna bakıldığında ise Brent petrolün varil fiyatı yüzde 1,4, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın İngiliz Termal Birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 17,1 arttı.

 

Petrol fiyatlarının yükselişinde, dünyanın en çok petrol tüketen ülkeleri ABD ve Çin'de talebin artacağı beklentisi etkili olmaya devam ediyor.

 

ABD Enerji Enformasyon İdaresinin açıkladığı resmi veriye göre, ülkedeki benzin stokları bir önceki hafta yaklaşık 200 bin varil, ticari ham petrol stokları ise yaklaşık 2 milyon 500 bin varil azaldı. Piyasa beklentisi, ham petrol stoklarının yaklaşık 400 bin varil azalacağı yönündeydi.

 

Dünyanın en çok petrol tüketen ülkesinde stokların beklentilerin üzerinde düşmesi ülkede talebin arttığına işaret ederek fiyatları yukarı yönlü destekliyor.

 

Doğal gaz fiyatları, ABD Enerji Enformasyon İdaresinin haftalık doğal gaz stoklarının beklenenden daha az arttığını bildirmesinin ardından yükseldi. Bu durum, aşırı arza ilişkin endişelerin azalmasına yardımcı oldu.

 

ŞEKERİN LİBRESİ 0,1795 DOLARLA EKİM 2022'DEN BU YANA EN DÜŞÜK SEVİYEYİ GÖRDÜ

 

Tarım grubu, geçen hafta negatif seyretti.

 

Chicago Ticaret Borsası'nda geçen hafta kile başına fiyatlar buğdayda yüzde 2, mısırda yüzde 3,6, pirinçte yüzde 3,1 azalırken, soya fasulyesinde yüzde 0,7 arttı.

 

Intercontinental Exchange'de libre bazında fiyatlar pamukta yüzde 1,8, kahvede yüzde 2, şekerde yüzde 6,2 azalış kaydetti. Kakaonun ton başına fiyatı ise yüzde 17,4 azaldı.

 

Şekerin libresi 0,1795 dolarla Ekim 2022'den bu yana en düşük seviyeyi gördü.

 

Dünya buğday ve pirinç üretim tahminlerinin artış göstermesi, fiyatlarda değer kaybına neden oldu.

 

Fildişi Sahili, Gana ve Endonezya'da yağışların artmasının üretime yönelik endişeleri azaltmasıyla kakao fiyatlarında sert düşüş görüldü.

 

Brezilya'da artan şeker üretimi fiyatların düşmesine sebep oldu.

 

Kahve stoklarının yeniden artış göstermesi ve üretim fazlası beklentileri, fiyatlarda değer kaybına yol açtı.

 

Uluslararası Kahve Organizasyonu (ICO) 2023/2024 sezonunda 1 milyon torba üretim fazlası olacağını tahmin ediyor. Avustralya'da pamuk üretiminin artacağı beklentileri de fiyatları aşağı yönlü etkiledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi