tatil-sepeti

Mücevher sektörünün ihracatı, Temmuz ayında 948,4 milyon dolara çıkarak geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık iki katına yükseldi.



Alım heyetleri gerçekleştirerek yurt dışında düzenlenen fuarlarda boy gösterip pazar çeşitliliğini artıran mücevher sektörü, ihracatını artırmayı sürdürüyor.

 

Yurt içinde düzenlenen mücevher fuarları da bu ürünlere yurt dışından talebin artmasına katkı sağlıyor.

 

Bu fuarların mücevher sektöründeki ticari ilişkilere çok önemli katkılar sağladığı da görülüyor.

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'nin ihracatı, temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,8 artarak 22,5 milyar dolara yükseldi.

 

Türkiye'nin mücevher ihracatı, temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre 90,9 artarak, 496,8 milyon dolardan 948,4 milyon dolara çıktı. Mücevher sektörünün ihracatı, böylece geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 2 katına ulaştı.

 

GEÇEN AY MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN TOPLAM IHRACAT IÇERISINDEKI PAYI YÜZDE 4,2 OLDU

 

Geçen ay mücevher sektörünün toplam ihracat içerisindeki payı ise yüzde 4,2 olarak gerçekleşti.

 

Mücevher sektörünün alt mal grubu olarak ihracat rakamlarına bakıldığında 408,7 milyon dolarlık altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası, 27,4 milyon dolarlık gümüşten mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası, 493,4 milyon dolarlık işlenmemiş veya yarı işlenmiş altın, 4,8 milyon dolarlık işlenmemiş veya yarı işlenmiş gümüş, 184,1 bin dolarlık kıymetli metallerden mamul diğer eşya, 11,7 milyon dolarlık kıymetli metallerin veya kıymetli metal ile kaplama metallerin döküntü artıkları, 1 milyon dolarlık kıymetli metallerle kaplanmış saatler, aksam ve parçalar, 405,4 bin dolarlık kültür incileri, kıymetli ve yarı kıymetli taşlar ve bunlardan mamul, 926,7 bin dolarlık taklit mücevherci eşyası ihracatı yapıldı.

 

EN FAZLA IHRACAT BIRLEŞIK ARAP EMIRLIKLERI'NE YAPILDI

 

Mücevher sektöründe en fazla ihracat 508,7 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapılırken, bu ülkeyi 50,4 milyon dolarla ABD, 43,4 milyon dolarla Irak, 37,7 milyon dolarla Libya, 37,6 milyon dolarla Hong Kong izledi.

 

Sektörün Birleşik Arap Emirlikleri'ne ihracatı temmuzda 291 milyon dolar arttı. İhracat artışında Birleşik Arap Emirlikleri'ni 39,9 milyon dolarla Irak, 31,4 milyon dolarla Birleşik Krallık, 27,5 milyon dolarla Libya ve 12,6 milyon dolarla İtalya takip etti.

 

Mücevher sektörü, temmuzda Birleşik Krallık'a 35,5 milyon dolarlık, İtalya'ya 15,5 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirdi.

 

İl bazında bakıldığında, geçen ay mücevher sektöründe en fazla ihracat 573,3 milyon dolarla İstanbul'dan gerçekleşti.

 

Söz konusu dönemde, Çorum'dan 360,3 milyon dolarlık, Kastamonu'dan 7,6 milyon dolarlık, Ankara'dan 2,6 milyon dolarlık, Antalya'dan 1,6 milyon dolarlık mücevher ihracatı yapıldı.

12 Ağustos 2024 Pazartesi

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı