Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Milli Muharip Uçak KAAN'ı 2028'de Türk motoruyla uçurmayı planladıklarını belirterek, "Bunun için çalışmalarımız sürüyor" dedi.


Dünyanın en büyük savunma sanayisi buluşmalarından olan ve bu alanda önemli bir tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu haline gelen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF'23) devam ediyor.

 

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda, Tüyap Tüm Fuarcılık Yapım AŞ organizatörlüğünde gerçekleştirilen fuar, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenleniyor.

 

Fuar kapsamında basın mensupları ile bir araya gelen TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, yaptığı açıklamada, şu anda HÜRJET'in başarılı bir şekilde uçmaya devam ettiğini, milli muharip uçak KAAN'da çalışmaların sürdüğünü ve uçmasının önünde bir engel bulunmadığını, HAVELSAN tarafından yapılan simülatörde pilotların test uçuşlarının devam ettiğini anlattı.

 

TUSAŞ tarafından gerçekleştirilen çalışmalardan ve şirketin projelerinden bahseden Kotil, kamuoyunda "ATAK-2" olarak bilinen Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri'ne ilginin beklentinin çok üzerinde olduğunu, özellikle Körfez ülkelerinin ATAK-2 ile çok ilgilendiğini söyledi.

 

Kotil, "1,3 ton patlayıcı taşıyabilmesi, üzerine ağırlık kaldırabilmesi, topunun 30 milimetre olması beklentinin çok üzerinde uluslararası bir ilgi oluşturdu." diye konuştu.


 

AKSUNGUR'DA CİDDİ BİR TALEP PATLAMASI VAR

 

Temel Kotil, TUSAŞ'ın 10 Tonluk Genel Maksat Helikopteri Projesi'nden bahsetti ve "Bu arada T-129 ATAK helikopteri çok iyi satıyor. Filipinler'e teslimatlar bitmek üzere. Nijerya'ya gönderiyoruz şu anda. İki müşterinin talepleri katlamasını bekliyoruz. ATAK'tan yurt dışında çok satacağız. AKSUNGUR İHA çok iyi gidiyor, çok müşterimiz oldu yurt dışında. Yeni müşteriler de geliyor. AKSUNGUR'da da ciddi bir talep patlaması görüyoruz. ANKA'dan ayda 5 adet yapıyoruz. İnşallah bu sayıyı artıracağız ve AKSUNGUR'u da oraya getireceğiz." dedi.

 

Kotil, HÜRKUŞ'un satışlarının sürdüğünü gelecek hafta Çad ve Nijer'de törenlerinin yapılacağını hatırlatarak ANKA-3'ün uçması için çalışmaların sürdüğünü anlattı.

 

HÜRJET'in uçmasının kendilerine sağladığı avantajlardan bahseden Kotil, burada Türk mühendislerin başarılarını anlattı.

 

HÜRKUŞ'A BÜYÜK BİR İLGİ VAR, MARKET LİDERİ OLMA ŞANSIMIZ YÜKSEK

 

TUSAŞ Genel Müdürü Kotil, ilgili bir soru üzerine şu anda bütün potansiyellerini eğitim uçağını teslim etmeye verdiklerini belirterek,"Çok başarılı proje olacağını düşünüyoruz. Çünkü uçak tasarlanırken olabilen en son malzemeleri kullandık. Motor da 404 motoru, başarılı bir motor. ASELSAN'ın da çok büyük bir katkısı var." şeklinde konuştu.

 

Kuzeyden güneye tüm Afrika ülkelerinin hava kuvvetlerini güçlendirmeye, bazı ülkelerin de kurmaya çalıştığını anlatan Kotil, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Bu kurmaya ve güçlendirmeye çalışanlar için HÜRKUŞ hem eğitim uçağı olarak hem de hafif saldırı uçağı olarak çok büyük bir alternatif. Dolayısıyla HÜRKUŞ'a büyük bir ilgi var. HÜRKUŞ, alternatiflerinden daha hafif. Yeni versiyonumuz daha da hafif. Motoru güçlü, 1.600 beygir motor var onda. Dolayısıyla aslında orada market lideri olma şansımız çok yüksek. Çünkü çok yeni bir platform, çok iyi ekipmanlar seçilmiş ve yıllardan beri de elimizle yoğurduğumuz bir uçak bu. Afrika gibi ülkelerin, Latin Amerika dahil, hava kuvvetleri kurmaya başlayanlar, hepsinde bir hava kuvveti tam anlamıyla yok, çok ülkenin ihtiyacını görecek."

 

TUSAŞ'IN CİROSUNUN BU YIL 2 MİLYAR DOLARI AŞMASI BEKLENİYOR

 

Kotil, TUSAŞ'ın ihracatına ilişkin soru üzerine, şu cevabı verdi:

 

"Bizim için ihracat olmazsa olmaz olan bir şey. Ürünlerimiz zaten satar halde olduğu için üretime yüklenerek gidiyoruz. Hem Airbus hem de Boeing'den çok yüksek talep var. Biz uçaklar için yarı gövde sectionlar yapıyoruz. 'Onları katlayın, iki üç kat artırın' şeklinde talep var. TUSAŞ olarak biz aşağı yukarı 2 milyar dolarlık yatırım yaptık son 7 yılda tesislere. Bunlar yetmiyor. Bir talep patlaması var. TUSAŞ'ın önceliği talep edilen üretim oranlarını yakalamak. Türkiye şu anda yetiştiremiyor. Yurt içinden gelen talebin 5 katı yurt dışından talep var.

 

AKSA, AKSUNGUR, HÜRKUŞ satıyor bugün. Bunu takip edecek ürünümüz GÖKBEY. Onu da birçok yerde pazarladık. Haberleşme ve gözetleme uydumuz aynı paralelde gidiyor. 2025'ten sonra HÜRJET de bu sisteme dahil olacak. ATAK-2 hemen onun arkasından gelecek. Biz bu yıl 2 milyar dolardan daha fazla ciro hedefliyoruz. 2028 hedefimiz 10 milyar dolara ulaşmak."

 

Kotil, TUSAŞ'ın GÖKBEY helikopterinin ne zaman sivil satışa açılacağı şeklindeki soruya karşılık, bu konuda çalışmalarının sürdüğünü, sertifikasyon için 1-2 yıla ihtiyaçlarının olacağını anlattı.

 

Airbus ve Boeing'e uçak parçası satışından 500 milyon dolar gelir elde ettiklerini kaydeden Kotil, bu rakamın kısa sürede 1 milyar dolara çıkmasını beklediklerini ve sonrası için 2 milyar doları hedeflediklerini bildirdi

 

HÜRJET'TE MOTOR GELMEZSE BİZ YAPARIZ

 

TUSAŞ Genel Müdürü Kotil, bir gazetecinin, HÜRJET'in motorunun ABD'den alındığını, ülkeler arasında yaşanabilecek bir olumsuzluk halinde bu motorların gelmeyebileceği şeklinde yorumu üzerine Kotil, "Alamazsak yaparız ancak bu bizi 2-3 yıl geri atar. Bütün mevzu bu. Bizim siparişlerimiz hacimli. Problem çıkarsa önümüzü görürüz. Türkiye motor konusunda çok ciddi adımlar atıyor. Fakat motor uçak kadar çabuk olmuyor. Çünkü özellikle sıcak bölgenin çok iyi çalışılması gerekiyor." cevabını verdi.

 

Şirketin çalıştırdığı mühendis sayısına ilişkin bir soru üzerine Kotil, personel açıklarının kalmadığını, mühendis sayısında 6 bini geçtiklerini, personel sayısının ise 15 bine ulaştığını söyledi.

 

Kotil, T129 ATAK Helikopteri'ne Körfez'deki ilgiye ilişkin soruya cevaben, "T129 çok iyi bir ATAK helikopteri. Talep çok yüksek. Henüz imza atamadık. İnşallah ondan çok satarız, Körfez de dahil buna." diye konuştu.

 

Milli muharip uçak KAAN'da kullanılacak motora ilişkin soru üzerine Kotil, "Planımız 2028'de KAAN'ı Türk motoruyla uçurmak. Bunun için çalışmalarımız sürüyor. Tabii ki sertifikasyon için 1-2 yıla tekrar ihtiyacımız olur. Ancak 2030'larda Türk motoru olacak. Şu anda F110 motoru ile uçuyoruz." şeklinde konuştu.

26 Temmuz 2023 Çarşamba

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma