tatil-sepeti

HABER: CEYHUN KUBURLU

Avrupa’da futbol otoritesi UEFA tarafından 2010 yılında yürürlüğe giren “Finansal Fair Play” (Mali Kriterler) Avrupa futboluna adeta nefes aldırdı. UEFA’ya üye ülkeler tarafından onaylanan ve bugüne kadar 50’den fazla ülkede 60’a yakın kulübe verilen cezalar sonrası Avrupa futbolu ekonomik anlamda önemli bir büyüme kaydetti. 7 yıl önce 16 milyar Euro seviyesinde olan Avrupa futbol endüstrisinin büyüklüğü bugün 20 milyar Euro sınırına dayandı. Bu gelirlerde kulüplerin oluşturduğu ticari kalemler önemli rol oynadı. Sponsorluk ve lisanslı ürün satışlarının arttığı gözlenirken, aynı dönemde yayın gelirleri de hızla yükseldi.

BAĞIMSIZ KURULUŞ DENETLİYOR

UEFA’nın kulüplerin eşit mücadele etmesini sağlamak ve futbolda kara paranın önüne geçmek için duyurduğu kriterler tam anlamıyla 2011 yılında başladı. UEFA turnuvalarına katılma hakkı kazanan kulüpler, diğer kulüplere, futbolculara ve vergi dairelerine borçlarının olmadığını kanıtlamak durumunda bırakıldı. 2013 yılından itibaren ise kulüplerin mali gelir-gider dengesi bağımsız olarak çalışan Mali Kontrol Kurulu (Club Financial Control Body) tarafından denetlenmeye başlandı. Kurul, UEFA turnuvalarına katılacak kulüplerin son üç yıllık mali raporlarını analiz ederek borçlarının olup olmadığını kontrol ediyor ve şartları yerine getiremeyen kulüplere gerekli yaptırımları uyguluyor.

GÜVENİLİR YATIRIM İÇİN

UEFA, Haziran 2015’te kulüplerin daha güvenilir yatırımlar yapması ve gereksiz harcamalarını engellemek için yeni düzenlemeler getirdi. Ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalan kulüpler yeniden yapılanmalarını bu düzenlemeler üzerinden şekillendirmek durumunda kaldı. UEFA’nın getirdiği kriterlere göre kulüpler üç yıllık değerlendirme sürecinde gelirlerinin 5 milyon Euro kadar fazlasını harcayabiliyor.

ŞEFFAF LİGLERE YATIRIM ARTTI

Rusya, Ukrayna, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerde birçok önemli kulüp, kriterleri yerine getiremediği için bir ya da iki sezon kupalarda yer alamadı. Türkiye’den Beşiktaş ve Galatasaray gibi önemli kulüplerin de bulunduğu takımlar Avrupa Kupaları’na katılamadı. Aradan geçen zamanda kulüpler önce gelirlerini artırıcı formül üzerinde çalıştı. Borçlarını minimize eden kulüpler, transfer harcamalarını da gelirlere göre yapmak zorunda kaldı. Tüm bunlar kulüplerin daha aktif çalışmasını ve kalıcı gelirler üzerinde yoğunlaşmasını sağladı. Bu durum Avrupalı şirketleri de harekete geçirdi. Yayıncı kuruluşlar daha şeffaf liglere yatırımını artırırken, sponsorlar da kulüplere daha fazla destek vermeye başladı. Bütün bunlar Avrupa futbolunda gelirleri artırdı.

MALİ KRİTERLER NEDEN YÜRÜRLÜĞE GİRDİ?

  • Avrupa futbolunun standartlarını bütünüyle iyileştirmesine ve kulüplerin genç oyuncuları yetiştirmesine öncelik vermek
  • Kulüplerin yönetimlerinin ve organizasyonlarının yeterli seviyeye ulaşmasını sağlamak
  • Kulüplerin spor altyapılarını geliştirerek yeni oyuncular yetiştirmelerini, taraftarlara ve medya görevlilerine yeterli ve güvenli olanaklar sunmalarını sağlamak
  • UEFA müsabakalarını adil ve düzgün bir şekilde devam ettirmek
  • Kulüplerin şeffaflığını ve güvenilirliğini artırarak ekonomik açıdan gelişmelerini sağlamak
  • Yatırımcıların korunmasına gerekli önemi vermek ve kulüplerin çalışanlarına, vergi dairelerine ve diğer kulüplere yükümlülüklerini zamanında yerine getirmelerini temin etmek
  • Futbol ekonomisinin daha disiplinli ve gerçekçi bir hale gelmesini sağlamak
  • Kulüplerin kendi gelirleriyle idare edilmesini teşvik etmek
  • Kulüpleri daha sorumlu bir anlayışla harcama yapmaya yöneltmek
  • Avrupa futbolunun sürdürülebilirliğini ve finansal kapasitesini uzun yıllar boyunca korumak

06 Mart 2017 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftaya yüzde 0.60 yükselişle 9.959,21 puandan başladı. Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 58.95 puan ve yüzde 0.60 artışla 9.959,21 puana çıktı.


 

Bankacılık endeksi yüzde 0,98, holding endeksi yüzde 0,37 değer kazandı. Sektör endekslerinden en çok kazandıran bankacılık, en çok gerileyen yüzde 1,98 ile madencilik oldu.

 

Cuma günü, satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,76 değer kaybıyla 9.900,25 puandan tamamladı.

 

Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankasının (Fed) geçen hafta gerçekleştirdiği 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ülkede ekonominin "yumuşak iniş" yapabileceğine yönelik beklentilerin öne çıkması risk iştahını beslemeye devam ediyor.

 

Halihazırda para piyasalarındaki fiyatlamalarda yıl sonuna kadar Fed'in 75 baz puan daha faiz indirimi yapacağının fiyatlandığını aktaran analistler, söz konusu fiyatlamalarda da verileri takiben oynaklığın artabileceğini ifade etti.

 

Analistler, bugün yurt içinde finansal hizmetler güven endeksi, yurt dışında ise dünya genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 10.000 ve 10.150 seviyelerinin direnç, 9.900 ve 9.700 puanın ise destek konumunda olduğunu kaydetti.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : Borsa BIST100 dolar döviz altın

‘Kartlı Harcama Tercihlerinde Son Dönem Eğilimler’ başlıklı analizde, dijital kanalların yaygınlaşmasının ve yüksek enflasyonla birlikte nakit taşıma maliyetinin artmasının banka ve bireysel kredi kartlarının (BKK) kullanımını artırdığı ifade edildi.


 

Merkezin Güncesi'nde, "Kartlı Harcama Tercihlerinde Son Dönem Eğilimler" başlıklı bir analize yer verildi.

 

Analizde, "Dijital kanalların yaygınlaşması ve yüksek enflasyonla birlikte nakit taşıma maliyetinin artması banka ve bireysel kredi kartlarının (BKK) kullanımını artırıyor. Kartların nakit avans ve vadeli ödeme imkanları ile tüketicilere borçlanma imkanı sunması da bu gelişime katkı sunuyor. Son yıllarda görülen yüksek enflasyonun da etkisi ile kartlı harcama bakiyesi nominal ve reel bazda belirgin bir şekilde yükseliyor. Bu yazıda, kartlı harcama bakiyesinde gözlenen reel artışı inceliyoruz ve ödeme aracı tercihlerinde bireylerin nakit yerine kart kullanımına yönelmesinin bu artışta önemli bir belirleyici olduğunu gösteriyoruz." ifadeleri kullanıldı.

 

Türkiye’de yaklaşık 28 milyon aktif kredi kartı kullanıcısı, 125 milyon kredi kartı, 191 milyon banka kartı bulunurken kartlı harcamaların toplam hacminin 12,8 trilyon Türk lirasına ulaştığı belirtilen analizde, şunlar kaydedildi: "2021 yıl sonundan 2023 yılının üçüncü çeyreğine kadar faizlerin enflasyonun görece altında kalması bakiye büyümesindeki hızlı artışta önemli rol oynadı. Ancak kredi kartı ile yapılan harcamaların artışında kartla borçlanma maliyetinin dışındaki faktörler de etkili. Kart ile yapılan harcamaların artmasında kartlı ödeme yöntemlerinin kullanım kolaylığı sunması, salgın dönemiyle birlikte temassız ödeme tercihinin hızlı bir şekilde artması ve nakit taşımanın azalması da önemli bir yer tutuyor. Nitekim, aynı dönemde herhangi bir borçlanma imkanı sunmayan banka kartları ile yapılan harcamalarda kredi kartlarına göre daha yüksek oranda bir reel artış yaşanması bu görüşü destekliyor. 2015 yılından günümüze kredi kartıyla yapılan harcamalar reel bazda 2 kat artarken banka kartlarıyla yapılan harcamalar yaklaşık 3 kat artış gösteriyor. Bu artışın tamamına yakınının (kredi kartlarında yüzde 100’ü, banka kartlarında yüzde 80’i) 2021 yılı sonrasında gerçekleştiği görülüyor."

 

Kredi kartı ile yapılan işlem adetlerinin Kovid-19 salgını sonrası dönemde kartlı ödemede finansal teknolojilerin gelişmesinin de etkisiyle önemli oranda arttığına işaret edilen analizde, salgın öncesi dönemde BKK işlem adetlerinin yıllık yaklaşık 4 milyar civarında iken, 2024 yılı itibarıyla bu miktarın 10 milyara yaklaştığı aktarıldı.

 

Analizde, ayrıca salgınla beraber ivmelenen ve ödeme sistemlerindeki teknolojik altyapının gelişimiyle desteklenen temassız ödeme tercihlerinin (banka kartı dahil) yaygınlaşmaya devam ettiği ve 2015 yılında ayda yalnızca 2 milyon temassız ödeme işlemi yapılırken mevcut dönemde her ay 1 milyar adetin üzerinde temassız ödeme işlemi gerçekleştiği bildirildi.

 

Ödeme tercihlerinin nakit kullanımından kart kullanımına kaymasının hane halkı harcama türlerine de yansıdığı ifade edilen analizde, "Gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) en büyük kalemi olan hane halkı tüketim harcamalarında BKK ile taksitsiz yolla veya banka kartı ile yaptığı harcamaların payı son yıllarda artıyor. Örneğin, banka kartı ile yapılan harcamaların toplam hane halkı tüketimindeki payı yüzde 6,8’den yüzde 10’un üzerine, taksitsiz kredi kartı payı ise yüzde 21’den yüzde 34’e ulaştı." denildi.

 

Analizde, BKK harcamalarının yaklaşık dörtte üçünün taksitsiz yolla yapılıyor olmasının ve nakit avans kullanım hacminin toplam kartlı harcamalarda düşük bir paya sahip olmasının da kredi kartlarının borçlanma amacıyla kullanılma eğiliminin düşük olduğu görüşünü desteklediği aktarılarak, dolaşımdaki paranın enflasyondan düşük büyüme oranının, daha fazla kişinin günlük işlemlerinde nakit yerine kartları tercih ediyor olduğu görüşünü desteklediği belirtildi.

 

Önceki yıllarda tarihi yüksek seviyelere çıkan kartlı harcama bakiyelerinin, tüketici ödeme alışkanlıklarında enflasyonist baskılar ve nakit yerine kart kullanımının getirdiği kolaylık nedeniyle ortaya çıkan önemli bir değişikliği yansıttığı kaydedilen analizde, "Politika yapıcıların ve analistlerin ekonomideki talep koşullarını ve hane halkı borcunu değerlendirirken devam etmesi muhtemel bu davranış değişikliklerini dikkate alması gerekiyor. Çoğunlukla borçlanma ihtiyaçlarından bağımsız olan kart kullanımındaki artış, borçlu talebindeki artıştan ziyade harcama davranışındaki değişimi yansıttığı için, yalnızca kredi kartı kullanımı gibi geleneksel göstergelere dayalı çıkarımlar yanlış yorumlara neden olabiliyor." değerlendirmesine yer verildi. 

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : TCMB Merkez Bankası harcama tüketici kart nakit