Türkiye'nin makine ihracatı 2022'de önceki yıla göre yüzde 9.6 artışla 25.3 milyar dolara ulaştı ve tüm zamanların yıllık rekorunu kırdı.


 

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre, Türkiye'nin makine ihracatındaki rekor aralıkta da devam etti. Makine imalat sanayisinin 2022 ihracatı serbest bölgeler dahil edildiğinde önceki yıla göre yüzde 9,6 artarak 25,3 milyar dolara yükseldi.

 

Serbest bölgelerden gerçekleşen dış satım hariç, en çok makine ihraç edilen ülke 2,9 milyar dolarla Almanya oldu. Onu 1,5 milyar dolarla ABD, 1,3 milyar dolarla Rusya izledi. Bu üç ülkeye serbest bölgelerden yapılan makine ihracatı ise 600 milyon doları aştı.

 

Geçen yıl Rusya'ya ihracatta yüzde 62,4'lük artış yakalanırken, bu ülkeye sadece aralık ayında 250 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Makineciler, Rusya ile ticari ilişkilerde tüm zamanların en yüksek verisine ulaştı.

 

TÜRKİYE'DE MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI DÜNYA ORTALAMASININ ÜZERİNDE

 

Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, 2022'de küresel makine ve teçhizat yatırımlarında yüzde 5,2'lik artış yaşandığını, makine sanayi üretiminin ise yüzde 4 arttığını söyledi.

 

Karavelioğlu, "Dünyadaki ortalamaların tek hanelerde kaldığı 2022'de; makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyüme Türkiye'de yüzde 13 gibi yüksek seviyelerde gerçekleşti ve ülkemize yönelik ilave tedarik talebinin de etkisiyle makine üretimindeki canlılık yıl sonuna kadar devam etti. Kasım sonunda makine ve ekipman imalatındaki üretim artışı yüzde 16,5 olarak gerçekleşti." dedi.

 

Dünyadaki gelişmelerin, resesyon fiyatlamasının ve çapraz kurun olumsuz etkisinin ihracat tutarına negatif yansımasından bahseden Karavelioğlu, Ukrayna-Rusya savaşı, AB ve ABD'deki parasal sıkılaşma eğilimleri gibi gelişmelerin talep üzerinde baskı oluşturduğunu bildirdi.

 

Karavelioğlu, bu unsurlara rağmen ihracatı miktar olarak yüzde 3 artırdıklarını ancak sadece avro/dolar paritesinin ihracata 2 milyar dolardan fazla menfi etki ettiğini vurguladı.

 

"DÜNYADAKİ KOŞULLAR NASIL OLURSA OLSUN 2023 SONUNDA DA RAKİPLERİMİZDEN DAHA İYİ SONUÇLAR ALACAĞIZ"

 

MAİB Başkanı Karavelioğlu, "Netice itibarıyla küresel makine ihracat payı yüzde 1'i aşan ülkelerden olmak memnuniyet verici. Danimarka, Finlandiya ve Norveç gibi gelişmiş ülke sektörlerinin önündeyiz. Hızımızı korursak İsveç ve İspanya'yı da kısa zamanda geçeceğiz." diye konuştu.

 

Karavelioğlu, dünyadaki koşullar nasıl olursa olsun, Cumhuriyetin 100. yaşını kutlayacakları 2023 sonunda da rakiplerinden daha iyi sonuçlar alacaklarından ve küresel ölçekte pazar paylarını daha da artıracaklarından emin olduklarının altını çizdi.

 

Yeni yıl hedeflerini koyarken dünyada ilk çeyrekte küçülme, ikinci çeyrekte durağanlaşma beklentisini gözettiklerini aktaran Karavelioğlu, sektör gündemini izlemek üzere yakından takip ettikleri küresel kuruluşlarda tereddütlü bir iyimserlik hakim olduğunu, Almanya'da görüşlerine başvurulan 600 üretici firmadan yüzde 86'sının 2023 için karamsar olmadığını söyledi.

 

Karavelioğlu, yılın ikinci yarısında bir toparlanma olacağının beklendiğini belirterek, "Her durumda, gelişmiş ülkelerdeki mali gevşemenin en erken gelecek yıl başlamasını bekliyoruz. Avrupa’nın enerji krizi, bölgeyi etkisi altına alan savaş ve Çin’de devam eden salgın gibi riskler artarsa durgunluğun uzayabileceğini tahmin ediyoruz." şeklinde konuştu.

 

"İÇ PAZARI ACİLEN TAHKİM ETMEK ZORUNDAYIZ"

 

Kutlu Karavelioğlu, üretimini son 12 ayda yüzde 16,5 artıran makine sektöründe kapasite kullanım oranının yüzde 75 seviyesinde olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin makine ithalatının yüzde 10 artışla 37 milyar doları bulduğunu, ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 70 seviyesinde tutabildiklerini bildirdi.

 

Bu yıl rakiplerinin hem yakın coğrafyalarda hem de Türkiye'de çok daha agresif kampanyalar yürüteceklerini düşündüklerini dile getiren Karavelioğlu, yakalanan rekabetçiliğini koruyabilmek için iç pazarı acilen tahkim etmek zorunda olduklarını, maliyet artışlarının kurdaki yükselişin çok üzerinde gerçekleştiğini anlattı.

 

Karavelioğlu, döviz kurlarının enflasyona paralel olarak arttığı bir dengenin ihracatçıların elini güçlendireceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ekonomisinde iç talep ve büyüme beklentilerinin yeni yılın ilk yarısında yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu canlılık ortamında, TL'nin aşırı değerlenmesine engel olacak bir model geliştirilmesi; hem ithalattaki yükselişin kontrol altına alınabilmesini hem de başta iş gücü olmak üzere her alanda maliyetleri artan ihracatçıların rekabet güçlerini koruyabilmesini sağlar. Bizi rakiplerimizden pozitif ayrıştıran özelliklerimiz; ölçek yapımızdan kaynaklı esnekliğimiz, küresel taleplere geniş bir alt sektör grubunda yanıt verme gücümüz ve yüzde 80’e yaklaşan yerli katma değer oranımız. Bu niteliklerimizi finanse edecek kadar hareket alanımız olursa, müşterilerimizi rakiplerimize kaptırmayız."

 

"DÖNÜŞÜM NİYETİ OLMAYANLAR AVRUPA DEFTERİNİ KISA ZAMANDA KAPATIR"

 

MAİB Başkanı Karavelioğlu, rekabetin kıran kırana devam edeceği bu süreçte AB'nin sürdürülebilirlik konusunda yeni düzenlemeler getirmeye devam edeceğini belirterek, sürdürülebilirlik derecelendirme talepleriyle daha yoğun karşılaşacaklarını söyledi.

Karavelioğlu, "Ödevlerimiz her alanda sistemli şekilde artacaktır. Bütün sınai dalları bağlayacak bu gelişme, sektörel örgütlerin ve ihracatçı birliklerinin çabalarını çeşitlendirip yaygınlaştırıyor. Sürdürülebilirlik konusunda hala dönüşüm niyeti olmayan işletmelerimiz Avrupa defterini kısa zamanda kapatacaktır." diye konuştu.

18 Ocak 2023 Çarşamba

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar