tatil-sepeti

Makina sektörü, 2023'te ihracatını yüzde 11 artırmayı başararak, 28.1 milyar dolar seviyesini yakaladı. Yeni hedef ise 30 milyar dolar. Bu süreçte sektörün nitelikli insan kaynağının ve finansman imkanlarının güçlendirilmesinin, atılacak yeni adımları kolaylaştıracağı kaydediliyor.



 

HABER: ŞEREF KILIÇLI

 

Türk makina sektörü, istikrarlı yükselişini sürdürüyor. Küresel makina ihracat pazarının 2023 yılında yüzde 1 daralmasına rağmen Türkiye’nin serbest bölgeler dahil toplam makina ihracatı yüzde 11 artarak 28.1 milyar dolar seviyesine yükseldi. En fazla ihracatı yapılan 3 ürün grubu; evsel ve endüstriyel soğutma makinaları, içten yanmalı motor ve aksamı ile inşaat ve madencilik makinaları olurken, sektörün kilogram başına ihracat fiyatı ortalaması da 6.2 dolardan 7.2 dolara çıktı. Türkiye’nin bu alandaki önde gelen pazarları arasında Almanya, Rusya, ABD, İtalya ve Birleşik Krallık yer alıyor. 2024 ihracat hedefi de 30 milyar dolar olarak belirlendi.  Sektörün, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile entegrasyona erken başlamanın avantajını da önümüzdeki süreçte değerlendirmesi bekleniyor.

 

İTO’DA SEKTÖR TOPLANTISI

 

Sektörün büyüyen hedefleri işbirliği mekanizmalarını da güçlendiriyor. İstanbul Ticaret Odası Makina ve Ekipmanları Meslek Komitesi ile Takım Tezgahları ve Otomasyon Meslek Komitesi, ‘KOBİ’lerde Nitelikli Çalışan İhtiyacı ve Finans Çözümleri’ konulu müşterek sektör toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan’ın yaptığı toplantıya, makina sektörü temsilcileri katıldı. İTO Meclis Üyesi Doç. Dr. Ayhan Etyemez’in oturum başkanlığındaki sunum bölümünde, HRPeak CEO'su Burhan Koca ile 3. Göz Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Baydar bilgi ve tecrübelerini paylaştı. İTO Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Büyükdede de toplantının katılımcıları arasında yer aldı. 

 

Makina sektörünün hem yüksek katma değer hem de ihracat açısından büyük bir kapasiteye sahip olduğunu belirten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan, şöyle konuştu: “Sektör, nitelikli insan kaynağı ihtiyacı ve modernizasyon konusunda atılacak adımlar için de önemli bir adres. Makinaların verimliliği ve teknolojik seviyeleri genel itibariyle ekonominin tümündeki rekabet gücünü belirleyen göstergeler arasında. Ayrıca makina sektörü ülkemizin topyekun kalkınmasında kritik bir role sahip. Türkiye’nin ihracatının geldiği yerde de büyük katkısı var. Sektör, 1990 yılından bu yana üretim bazında her yıl yaklaşık yüzde 20 oranında büyüme gerçekleştirdi. Büyük çoğunluğu KOBİ düzeyinde olan firmalarımız her türlü makina ve makina aksamları ile parçalarını üretebilecek kapasiteye de sahip.”

 

KÜMELENME MODELİ

 

Yeşil dönüşüm sürecinin sektörlerin geleceğini de şekillendirdiğine dikkat çeken Atılgan, “Ar-Ge yatırımlarını artırarak yeni teknolojilerin ve ürünlerin adresi olma yolunda hareket etmeliyiz. Tüm bunları gerçekleştirirken finansman ihtiyacı sektör açısından en önemli konulardan birini oluşturuyor. Üretimdeki ölçek meselesi ve nitelikli insan kaynağı ihtiyacı da öncelikli gündemler arasında. Bu meseleleri aşmaya yönelik en önemli araçlardan biri de sektörel kümelenme. Firmaların kendi alanında kümelenmeleri ve güç birliği oluşturmaları; finansmana erişim, rekabet gücü ve istihdam gibi konularda önemli sonuçların ortaya çıkmasına vesile olabilir” dedi.

 

DOĞRU MODEL KULLANILMASI FİNANS ÇÖZÜMÜ GETİRİR 

 

Firmaların kendi içlerinde nasıl finansman çözümleri oluşturabileceği konusunda 3. Göz Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Baydar, şu tavsiyelerde bulundu: “KOBİ’lerin seri üretim gücü ve kısa sürede mal teslim edebilmesi büyük avantaj. Ancak satın almada uygun vadede hammadde tedariki yapılamıyorsa finans sıkışıklığı olacak demektir. Yani satın almada vade doğru yönetilmeli. Ayrıca satın almada hammaddeyi uzun vadeli almak da yeterli değil. Çünkü müşteriden tahsilat yapana kadarki giderlerin karşılanması için de kaynağa ihtiyaç var. Bu noktada finansman birimi risklere karşı uyarmalı. Seri imalat maliyeti düşürür fakat stokta beklerse maliyet oluşturur. Mamulü müşteriye satma sürecinde, stokta minimum bekletilmeli. Stok devir hızına sürekli bakılmalı. Ayrıca stok devir hızı artırılmalı. Doğru satın alma ve stok yönetimi maliyeti düşürür. Pazarlamanın başarılı olması ise doğru hedef kitleyi sağlar.” 

 

Halka arzların da önemli bir finansman modeli olduğunu belirten Baydar, “Halka arzı sadece hisse senedi satışı olarak düşünmeyin. Halka arzın arkasından gelebilecekler de hesaba katılmalı. Global iş ortaklıkları, know-how ticareti, uluslararasılaşma gibi önemli artıları da var. Ardından gelebilecekleri düşündüğünüzde, halka arz bir giriş kapısı” dedi.

 

‘RUHSAL VARLIK YÖNETİMİ’NE DE ÖNEM VERİLMELİ

 

Firmaların, ‘Ruhsal Varlık Yönetimi’ diye tabir ettiği konuya gerekli önemin verilmesi gerektiğini vurgulayan Hikmet Baydar, “Ruhsal Varlık Yönetimi meselesi tüm firmalarda görülen ortak bir mesele ve mutlaka çözülmeli. Çünkü bu meselenin ardından finansman geliyor. Ruhsal Varlık Yönetimi, insan kaynaklarını dinamik tutmak, geleceğe hazırlamak ve yenilik üretmek için çok önemli bir unsur. Çalışanların tamamına ortak bir hedef vermek ve onlara farklı olduklarını hissettirmek gerekiyor. Mesela bir firmada satış başarılıysa, üretim, finansman, pazarlama, satın alma yani diğer unsurlar da başarılıdır. Hepsi birbirini etkiler” diye konuştu. 

 

HER AŞAMADA YENİLİKÇİ OLUNMALI

 

KOBİ’lerin başarısının nitelikli insan kaynağına bağlı olduğunu belirten HRPeak CEO'su Burhan Koca, şöyle konuştu: “Neden nitelikli insan kaynağı? Çünkü KOBİ’ler sınırlı bütçelerle faaliyetlerini sürdürüyor ve kaynaklarını verimli kullanmaktan başka seçenekleri yok. Hangi işi yapıyorsanız yapın, kolaylaştırmalı ve teknolojiyle rekabet avantajı oluşturmalısınız. Sadece yükselirken değil, sektörde bir numarayken de yenilikçi olmak gerekiyor. Bunları ise nitelikli insan kaynağıyla yapabilirsiniz. Kullandığınız sistem de doğru olmalı, yani doğru ölçümleme de yapılabilmeli. Başarının bir parçası olduğunu çalışanlarınıza hissettirirseniz çalışanlar daha çok motive olur. İnsanlardan şirketi tek başına sahiplenmesini beklemek haksızlıktır. Birlikte sahiplenmek önemli. Çalışanların firmalarından ayrılmasında önemli bir etken de iletişim eksikliği. Firmanın çalışanlara bir gelecek vaat etmesi gerekiyor. Yani çalışanların o firmanın ufkundan ne kadar haberleri var? Nitelikli insan kaynağının yurt dışına gitmesi de tartışma konusu. Ancak nitelikli insan kaynağının yurt dışına gitmesi kadar önemli olan hatta daha önemli olan projelerin de yurt dışına gitmesidir. Bu nokta da unutulmamalı.”

12 Şubat 2024 Pazartesi

Türkiye son yıllarda ithal güneş gözlüğü tercihini İtalyan ürünlerinden yana kullanırken, bu ülkeden 2022'den bu yana satın alınan toplam ürün sayısı 6 milyon 734 bin 870 adet olarak kayıtlara geçti.





Yaz aylarının vazgeçilmez aksesuarlarından güneş gözlükleri, her yıl farklı marka ve modellerle tüketicilere ulaştırılıyor.


Gözleri güneşin zararlı UV ışınlarından koruyan ve kullanıcısına daha iyi bir bakış açısı kazandıran gözlükler, aydınlık havalarda yaşanabilecek renk ve kontrast kaybını da önlüyor.


Göz sağlığını korumanın yanı sıra kişiye estetik bir görüntü de kazandıran güneş gözlükleri, yüz şekline göre çeşitli model ve renklerde üretiliyor.


Türk tüketicisinin tercihi İtalyan ürünleri

İthalat rakamlarına bakıldığındaysa İtalya menşeli ürünlerin ağırlığı dikkati çekiyor.


 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye, geçen yıl 179 milyon 794 bin 472 dolar karşılığı toplam 5 milyon 218 bin 987 güneş gözlüğü ithal etti.


İtalya'dan 2023'te ithal edilen güneş gözlüğü sayısı da bir önceki yıla kıyasla yüzde 44,8 artarak, 3 milyon 71 bin 689 adede ulaşırken, ödenen tutar 125 milyon 353 bin 19 dolar oldu.


 Türkiye, İtalya'dan 2022'de ithal ettiği 2 milyon 121 bin 163 güneş gözlüğü için 69 milyon 697 bin 179 dolar ödeme yapmıştı.



Bu yılın ocak-mayıs dönemine bakıldığında ise en fazla ithalatın yine İtalya'dan gerçekleştiği görüldü. Bu dönemde söz konusu ülkeden satın alınan 1 milyon 542 bin 18 güneş gözlüğü için 56 milyon 746 bin 190 dolar ödeme yapıldı.


Türkiye aynı dönemde toplam 3 milyon 81 bin 930 güneş gözlüğü için ise 90 milyon 562 bin 717 dolar ödedi.


ÇİN İKİNCİ SIRAYA GERİLEDİ


Son yıllarda ithalatta İtalya, daha önce zirvede yer alan Çin'i geride bıraktı.


Bu kapsamda, 2022-2024 Mayıs döneminde İtalya'dan ithal edilen toplam 6 milyon 734 bin 870 güneş gözlüğü için 251,8 milyon dolar ödendi.


İthalatta ikinci sıraya düşen Çin'den 2022'de 1 milyon 296 bin 876, 2023'te 1 milyon 863 bin 974, bu yılın 5 ayında 1 milyon 337 bin 292 güneş gözlüğü satın alındı.


Çin'den ithal edilen toplam 4 milyon 498 bin 142 güneş gözlüğü için 80,1 milyon dolar ödeme yapıldı.

27 Temmuz 2024 Cumartesi

İstanbul Erkek Berberleri Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Şükrü Akyüz, pazar tatilinin, berber esnafının yüzde 93'ünün Türkiye genelinde yıllardan beri istediği bir uygulama olduğunu belirtti.




 


Akyüz, pazar günü kuaför ve berberlerin kapalı olması uygulamasına ilişkin yaptığı basın açıklamasında, sabah erken saatten geç saatlere kadar berber esnafının dükkanında bulunduğunu ve müşterilerine hizmet verdiğini söyledi.


Akyüz, "Tabii 7 gün böyle olunca esnafın ailesine, çocuklarına ayıracağı bir vakit olmadığından dolayı biz Ticaret Bakanlığımıza müracaat ettik." açıklamasında bulundu.


Pazar tatilinin, berber esnafının yüzde 93'ünün Türkiye genelinde yıllardan beri istediği bir uygulama olduğunu belirten Akyüz, şunları kaydetti: "Gerek İstanbul olarak gerek federasyon olarak biz haftada bir gün tatil istiyoruz. İstanbul'da veya farklı yerlerde haftada bir günü belirlemek için bir anket yaptık. Bu ankette her ilde ne isteniyorsa onlar uygulamaya kondu ve bizim pazar günüyle alakalı erkek kuaförlerinin yüzde 93 oranında bir pazar tercihi söz konusu oldu. Biz de bunu İstanbul Valiliği'ne bildirdik. Valiliğin de 2 yıl önce yürürlüğe giren bir kanunu 2 yıldır ertelemesi söz konusuydu. 1 Temmuz 2024 itibarıyla ertelenmedi ve hayata geçirildi. Ama sanki Ticaret Bakanlığımız bu konuda berberi, kuaförü zorla kapatıyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. İnsanların aileleri var, çocukları var, anneleri babaları var. Haftada bir gün onlarla beraber olmak yani bunu çok mu görüyorlar?"


İstanbul Kadın Kuaförleri Manikürcüleri Odası Başkanı Ali Yatkın ise iş yerlerine yönelik kapanma durumu olmadığını, pazar gününün tatil günü olduğunu ifade etti.


Yatkın, "Bu mevzuat mesleğimizde 30 yıldan beri var. Yeni çıkan bir şey değil. Yani burada hiçbir esnafımız mağdur olmadığı gibi bilakis desteğimizdeki eksik kalanları, yanlış çalışanları bir düzene sokmak amacımız." diye konuştu.


Birçok kayıtlı kuaför olmasına rağmen bir o kadar da Türkiye'nin her tarafında kaçak kuaförler olduğunun altını çizen Yatkın, öncelikle kaçak kuaförlerin bir şekilde kayıt altına alınmaları gerektiğini kaydetti. 


Haftanın 7 günü çalışılması durumunda harcanan elektrik ve yapılan masrafın esnafı kurtarmadığını ayrıca pazar günü iş yerini kapatan esnafa yönelik haksız rekabet olduğunu dile getiren Yatkın, şöyle devam etti:

"Öncelikle buna 'pazar tatili' adını koymak lazım, asla kapatmak değil. Üyelerimize mesaj attık. Yaptığımız ankette yüzde 65 pazar tatili tercihi çıktı. Zaten bu biliniyordu ancak biz bunu resmileştirdik. Hiçbir esnafımız mağdur olmuyor. Pazar günü gelin başı bile olsa pazar günü için randevu alıyorsunuz internetten. Rahatlıkla çalışabiliyorsunuz. Ticaret Bakanımız Ömer Bolat gerçekten yanımızda oldular. Bize bu imkanı sağladılar. Ayrıca biz bu imkanları esnafımızla istişare yaparak beraber aldık. Bu kararları uygularken de kendi başımıza hiçbir zaman hareket etmedik. Mesleğimizin geleceğini düşünerek aynı zamanda katkı olacağını düşünerek doğru kararlar verdiğimize inanıyorum."

26 Temmuz 2024 Cuma