Bakan Dönmez, "Enerji projeleriyle bir yandan arz güvenliğimize katkı sağlarken, diğer yandan önemli bir ticaret merkezi olma konusunda adım atmış olduk. Küresel bir enerji krizinde en önemli oyunculardan biri kendi gazımız olacak." dedi.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'de gerçekleştirilen enerji projelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

 

Geçen yıl Türkiye'de tüketilen doğal gazın yüzde 99'unun ithal edildiğini ve yaklaşık 55 milyar metreküp doğal gaz tüketimi gerçekleştiğini ifade eden Dönmez, "Yine tükettiğimiz petrol ve petrol ürünlerinin yüzde 99'ını ithal ediyoruz. Enerji bedeli 94-95 milyar dolar civarında seyretti. Enerji ürünlerindeki maliyeti düşürmemiz ve enerji ithalatını azaltmamız lazım." diye konuştu.

 

Dönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın enerjide bağımlılığı kıracak vizyonu çerçevesinde sismik araştırma gemileri alındığını ve daha sonra da derin deniz sondaj yapma imkanına sahip gemilere sahip olunduğunu anlattı.

 

Dünya sıralamasında bu filo ile Türkiye'nin ilk beş ülke içinde olduğunun altını çizen Dönmez, şöyle konuştu:

 

"Aramaların neticelerini almaya başladık, aramak gerekiyor bulmak için. Son 5 yılda Akdeniz ve Karadeniz’den yola çıktık. 2018’de aramalara başladık. 2020’de Sakarya Gaz Saha’sında Tuna-1 Kuyusu’nda ilk keşfimizi gerçekleştirdik. Karadeniz'de dünyanın en zor projelerinden birini gerçekleştiriyoruz. Karadeniz’in ortalarındayız. Denizden seyahat edildiğinde servis gemileri 8-10 saatte gidiyor. Denizdeki sınır alanımıza yakınız. Sondajları yaptığımız bölgede su derinliği 2 bin 200 metre. 2 bin 500-3 bin metre de karada ilerliyoruz. Toplamda su seviyesinde 5 bin metre kadar aşağı inmiş olacağız. Bu projelerde beyin göçünü tersine çevirdik. Akdeniz’deki çalışmalardan dolayı ambargolarla karşılaşmıştık. Orada yabancı uyruklu çalışanlarımız Türk vatandaşı oldu. Böyle bir istihdam da kazandık. Bu proje için Exim Banklardan kredi sağlıyoruz. Örneğin, 650 milyon dolarlık krediyi kullanma aşamasına geldik Karadeniz gazı projesi için. Sizin çalışan ve çevre hassasiyetiniz olmazsa bunları sağlamanız gerekiyor. Örneğin, burada, rotada ufak değişiklik yapmak durumunda kaldık. Kuşların konakladığı yerden sapma yaptık."

 

Dönmez, çalışmalar sonunda Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin 710 milyar metreküpe ulaştığını, bunun sadece meskenlerde kullanılan gaz miktarı ile kıyaslandığında 35 yıl süreyle tüm konutların ihtiyacını karşılayacak büyüklükte olduğunu söyledi.

 

Bütün sanayi düşünüldüğünde ise 15-20 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayacak nitelikte büyüklüğe ulaştıklarını vurgulayan Dönmez, "Yeni keşifler geldikçe bu süreler artacak. Bu söylediklerimiz sadece Karadeniz’de gerçekleşen keşiflerle sağlanıyor. Burası denizlerdeki en büyük keşifler olarak literatüre girdi. Karadeniz’deki doğal gazın 20 Nisan’da Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifiyle Filyos’taki iletim tesisine getirmiş olacağız. Bir iki hafta içinde kalibrasyon ve prosese yönelik çalışmalardan sonra mayıs başında doğal gaz iletim sistemine dahil olacak. Hem milletimiz kazanacak, hem ülkemiz kazanacak. Karadeniz gazında 2,5-3 yıldır henüz gelirimiz yok harcamalarımıza devam ediyoruz. 710 milyar metreküp 30-35 yıllık projeksiyondan bahsediyoruz. Bunlar hesaba katıldığında, bugün uluslararası piyasalardaki değeri 500 milyar doların üzerinde, artabilir. Geçtiğimiz yıl daha yüksekti. Bugün böyle." diye konuştu.

 

"ENERJİ MERKEZİ OLMA ÇALIŞMALARI TAM GAZ DEVAM EDİYOR"

 

Enerji merkezi olma adına yapılan çalışmalara da değinen Bakan Dönmez, Türkiye’nin doğal gazın nakli ve Avrupa’nın gaz güvenliği konusunda önemli roller üstlendiğini söyledi.

 

Tüm bunların yanında, FSRU adı verilen yüzer LNG terminalini sisteme eklediklerini dile getiren Dönmez, şöyle devam etti:

 

“En son Saros’a üçüncü FSRU gemimiz geldi ama açılışını depremden dolayı erteledik. Daha önce iki tane FSRU gemimiz vardı biri Ege’de diğeri Hatay’da. Buna Saros’u ekledik. Batı tarafındaki arz güvenliğimiz açısından önemli. Komşu ülkelere de gaz sevkiyatı imkanı kazanmış oluyoruz. Bu gelişmelerle 100 milyar metreküpe kadarlık doğal gazı, işleyip sisteme kazandırma imkanı sağlamış oluyoruz. 40 milyar metreküpü de ihtiyaç duyan ülkelere ticaretini sağlayabiliriz. Gaz merkezi olma buradan çıktı. Bir yandan arz güvenliğimize katkı sağlarken, diğer yandan önemli bir ticaret merkezi olma konusunda adım atmış olduk. Rekabetçi bir ortam olması doğal gazın fiyatının düşmesine sebep olur. Bu yatırım ve tesislerle, küresel bir enerji krizi yaşanması durumunda en önemli oyunculardan biri kendi gazımız olacak. İki üç yıl içinde Karadeniz’deki üretimi maksimum seviyeye getirdiğimizde, şu an başlangıç seviyesi olarak günlük 10 milyon metreküp ile başlayacağız, 2 yıl sonra 2026’da inşallah günlük 40 milyon metreküpe çıkacağız. Tüm konutların doğal gaz ihtiyacını karşılayacak hale geleceğiz. Bu da yüzde 25 demektir. Bu önemli bir aktör. Bu saha ile elimiz çok daha güçlü olacak.”

 

YER ALTI DEPOLAMADA 10 MİLYAR METREKÜP HEDEFİ

 

Dönmez, yer altı depolamaları ile ilgili olarak da geçen yıl Silivri'deki tesiste kapasite artışının sağlandığını ve kapasitenin 2,8 milyar metreküpten 4,6 milyar metreküpe ulaştığını kaydetti.

 

Tuz Gölü’ndeki depolama faaliyetlerinin devam ettiğine işaret eden Dönmez, "Orada 1,2 milyar metreküplük bir depolama kapasitemiz var. İnşallah orayı da 5,4 milyar metreküpe çıkaracağız. İnşallah projelerin bitirilmesiyle 10 milyar metreküpe ulaşan depolama kapasitesine sahip olacağız. Kendi gazımız var, depolama kapasitemiz var bunları tamamladıkça güçlü bir ülke oluyorsunuz. Diğer ülkelerle de Bulgaristan’la yaptığımız gibi anlaşmalar yapacağız. Ayrıca petrolde de çalışmalarımız devam ediyor. Esma Çevik sahasında kuyu sahasını 20'ye çıkaracağız. Bu yıl günlük üretimimizi 15-20 bin varile çıkaracağız. Hedefimiz Cumhuriyetin 100. yılında günlük 100 bin varile çıkarmak." diye konuştu.

 

AKKUYU NGS VE YENİLENEBİLİR ENERJİDEKİ GELİŞMELER

 

Bakan Dönmez, Türkiye’nin enerjide bağımsızlığı yakalamak için tüm kaynakları seferber ettiğini söyledi.

 

Akkuyu Nükleer Güç Santraline (NGS) 1 hafta sonra ilk taze nükleer yakıt geleceğini aktaran Dönmez, “27 Nisan’da bölgeye nükleer yakıt geldikten sonra bölge nükleer tesis unvanı kazanmış oluyor. Nükleer yakıt geldikten sonra işletmeye alma, devreye alma testleri yapılacak. Akabinde de 1 yıl sonra elektrik üretimi gerçekleşecek. Deneme üretimleri önce başlayacak. Nükleer güç santralinin inşası tamamlandığında elektrik ihtiyacının yüzde 10’u karşılanacak. 2026’da tamamlanacak.” İfadelerini kullandı.

 

Dönmez, 2002’de elektrik kurulu gücünün 30 bin megavat olduğunu, mevcut durumda 104 bin megavata ulaştığını anımsattı.

 

Sadece elektrik tarafında bu dönemde 80 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ve bunun büyük bir kısmının özel sektör eliyle gerçekleştiğini ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:

 

“Sadece yerli sermaye değil, uluslararası sermaye de geldi. Siyasi istikrar sağlandığı için bu gerçekleşti. Yenilenebilir enerji konusunda piyasa şartlarında güven verdik. Türkiye’deki enerji piyasası Avrupa’nın en büyük enerji piyasasından biri. Regülasyonlarımız Avrupa standartlarında. Konya Karapınar Güneş Santrali’nin açılışı bu ay içinde gerçekleşecek. Avrupa’nın en büyük, dünyanın sayılı santrallerinden biri. Paneller Türkiye’de üretiliyor. Panel üretiminde dünyada üçüncü sıraya geldik. Geçen yıl Güney Kore idi. Bu yıl Çin ve Kamboçya’nın ardından üçüncü sıradayız. Avrupa’da ise birinci sıradayız. Yenilenebilir enerjinin payı artacak.”

 

KÖMÜR SEKTÖRÜNDE İSTİHDAM ÇALIŞMALARI

 

Kömür ile ilgili proje ve istihdam çalışmalarında da sona yaklaşıldığını ifade eden Dönmez, şu bilgileri paylaştı:

 

"Türkiye elektrik üretiminde yüzde 25’lik pay kömürden geliyor. 2053’te Net Sıfır hedefini koyduğumuz için kömürün payı giderek azalacak. Kömürde işçi kaynağında 1000 kişilik istihdam alınacağı söylenmişti. Buna 1000 kişi daha alınması gündemde. Kömür yatırımları konusunda ise bir kok kömürü fabrikası kurma yönünde çalışmalarımız devam ediyor. TTK ve yerel aktörlerle böyle bir yatırımı düşünüyoruz. Yaklaşık 150-200 milyon dolarlık bir yatırım olacak. Yine 500 kişilik istihdam şansımız olacak. Bu yatırımı Zonguldak’ta planlıyoruz. Kendi kömürümüzü koklaştıracağız."

08 Nisan 2023 Cumartesi

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi