tatil-sepeti

Türk çay kültürü geçtiğimiz günlerde UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edildi. Bundan önce de kahve ile aynı listeye giren Türkiye’nin, içeceğe kattığı kültür de tescillenmiş oldu.

Türk içecek kültürüne 19. yüzyılda giren çay, kendine has ritüelleriyle demlenip sohbetle koyulaşıyor.

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Türk beslenme kültüründe sudan sonra en çok tüketilen çay, geçtiğimiz günlerde UNESCO Somut Olmayan Kültürel 

Miras Listesi’ne dahil edildi. Türkiye, bir başka kültürel içeceği olan kahveyle de aynı listenin sınırlarına girmişti. Kimi araştırmacılara göre dünya tarihi farklı içeceklerin egemenliğiyle dönemlere ayrılıyor. Bu içecekler arasında çay ve kahve de bulunuyor. Türkiye, dünya tarihine yön veren iki farklı içecekle, içeceğe kattığı kültürü tescillemiş oldu. İşte, Türk içecek kültürünün bu demli dostuna dair notlar:


İNCE BEL OLMAZSA OLMAZ


Türk çay sunum kültüründe ilk akla gelen ince belli çay bardağı oluyor. İlk cam bardak 1850’li yıllarda Avrupa’da başladı. Kulbu, ayağı olan cam bardaklarda maliyet fazlaydı. Bu nedenle aristokrat kesim tarafından tercih ediliyordu. Beykoz’da 1900’lü yılların başında açılan cam fabrikasında, cam bardaklarda Avrupa’daki tasarımın aksine kulp ve ayak kaldırıldı. Bugünkü ince bellinin ataları o gün ortaya çıktı. Türk çay sunum ve içme kültürünün ince bellisi kulpsuz oluşu ile içerken eli ısıtma işlevi de görüyor. Soğuk havalarda ince belliyi avuç içinde tutmak, sıcak havalarda parmaklarla tutmak, çay içme kültürünün diğer püf noktaları arasında yer alıyor.


KAHVENİN TAHTINI SALLADI 


Bugün çay denince akla ilk gelen ülkelerden biri Türkiye. Çayla 19. yüzyıl gibi çok geç bir dönemde tanışan Türkiye, bu dost sohbetlerinin vazgeçilmezini bağrına çok çabuk bastı. Sıcakta harareti aldığına, soğukta insanın içini ısıttığına inanılan çayın mevsimi bulunmuyor. Sultan II. Abdülhamid zamanında çayla hem dem olmaya başlayan Türk insanı, bu çok ‘kullanışlı’ içeceği o kadar benimsedi ki, çay tam dört asırdır İstanbul’da yerlileşmiş olan kahvenin tahtını salladı. 19. yüzyıl İstanbul’unda kahvehaneler birer birer çayhaneye evrilmeye başladı. 


ÇAYHANEDE KAHVE YOK 


Çay, hem yapımının kolay hem maliyetinin uygun olması hem de üst üste birkaç bardaktan fazla içilebilmesi gibi nedenlerle kahvenin tahtını çok kolay ele geçirdi. Dönem kahvehanelerinin yerini alan çayhaneler aynı zamanda edebiyat, şiir sohbetlerinin de yapıldığı mekan oldu. Bu mekanların kendine has özellikleri vardı. Örneğin, kahve ve limonlu çay servisi yapılmazdı. Çayhaneler, 1940’lı yıllara kadar varlığını sürdürdü.


İLK YURDU BURSA


Bugün Karadeniz bölgesi ile özdeşleşen çay için ilk memleket Bursa olarak düşünüldü. Çayın bir tarım bitkisi olarak düşünülmesi, 1894 yılında II. Abdülhamid zamanında oldu. Orman, Madenler ve Tarım Bakanlığı’ndan dönemin sadrazamına yazılan belgede, çayın şifalı ve besleyici olduğu dile getirilerek, tarım için uygundur onayı istendi. Onay alındıktan sonra da Japonya’dan tohum ve fideler tedarik edilerek Bursa’ya dikildi. 


DİPLOMATİK ÇAY ZİYAFETİ 


II. Abdülhamid’in çay tarımının yaygınlaşması için çok gayret gösterdiği, tarih kitaplarında yazan bilgiler arasında. Yine ayı dönemde üst düzey devlet yetkililerinin çay ziyafeti yaptığı da biliniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin diplomatik temsilcisi olarak 1885 yılında İstanbul’a gelen Samuel Sullivan Cox, ‘Bir Amerikan Diplomatının İstanbul Anıları’ kitabında, II. Abdülhamid’i ziyaretleri sırasında Yıldız Sarayı’nın kütüphane kısmında kendilerine çay ikram edildiğini belirtiyor.


ÇAY İÇİN HEYET


Türkiye’de çay, çok yaygın olmasa da bazı bölgelerde ekiliyordu. Evliya Çelebi, 1631 yılına denk gelen Bitlis ziyaretinde kendisine çay ikram edildiğini anlatır. Çayın Anadolu’da yaygınlaşması için ise 1917’de Yüksek Ziraat Mühendisi Ali Rıza Erten, çay tarımının geliştiği Batum’a teknik gezi düzenledi. Rize’de ilerleme kaydedildikten sonra ilk ürün 1938’de alındı. Çayın Rize topraklarını sevmesinin ardından 1942’de çay devlet tekeline alındı. Çay için ilk fabrika ise 1947’de Rize’de tesis edildi. 


KAYMAKLI ÇAY


Türk kültüründe siyah çayın önemli bir yeri bulunuyor. Türkiye’nin Doğu bölgelerinde içinde dem parçaları olan çaylara çiçekli çay denirken, dem parçaları olmayanlara kaymaklı çay deniyor. Çay doldurduktan sonra bir miktar içme payı bırakılması adetten sayılıyor. Erzurum bölgesinde ise çay, küçük şekerlerle kıtlama usulü içiliyor.


SORMAK AYIP 


Türk içecek kültürünün en büyük paydaşı olan çay sunum kültüründe misafir yeter demedikçe, bu sıcak sıvının tazelenmesi adetten sayılıyor. Misafir yeter dedikten sonra ev sahibi bir de hatır çayı sunuyor. Misafirin çay istemediğini sözle ifade etmek yerine bardağının üstüne çay kaşığı koyması da çay kültürünün ritüelleri arasında yer alıyor. 

15 Aralık 2022 Perşembe

İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2024-2025 akademik yılında yeni kayıt yaptıracak öğrenciler için burs ve indirim oranlarını açıkladı.




 


Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, İstanbul Ticaret Üniversitesi, ücretli kontenjanları ilk tercihine yazanlara yüzde 50 indirim bursu verecek. ÖSYM kılavuzunda yüzde 25 veya yüzde 50 burslu olarak yer alan kontenjanları ilk üç tercihine yazanlara ise yüzde 10 daha ek indirim bursu sağlayacak.


 Ayrıca, üniversitenin öğrenci ve mezunlar için kardeş indirimi ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) indirimi de bulunuyor.


Bugüne kadar 25 binden fazla mezun veren İstanbul Ticaret Üniversitesi, yeni öğretim yılında şehit yakınları, gazi çocukları ve depremzede kontenjanları hariç toplam 1751 önlisans ve lisans öğrencisi alacak. Türkiye'nin en fazla doktora öğrencisi mezun eden ilk beş üniversitesinden biri olan üniversitenin hali hazırda İşletme, hukuk, mühendislik, mimarlık ve tasarım, insan ve toplum bilimleri ve iletişim olmak üzere altı fakültesinde 29 bölümü ve meslek yüksekokulunda üç programı bulunuyor.


Üniversite, İTO üyelerine ve üye çocuklarına yüzde 15 indirim sağlıyor. İTO tarafından kurulan liseler, anlaşmalı liseler indirimi ve esnaf ve sanatkarlar odası üyeleri indirimi gibi iş dünyasına çeşitli kategorilerde burslar ve indirimler veriliyor. YKS'de ilk 100'e giren adaylara 20 bin lira, ilk 1000'e 15 bin lira, ilk 5 bine 10 bin lira, ilk 10 bine 7 bin 500 lira, ilk 25 bine girerek İstanbul Ticaret Üniversitesi'ni tercih eden adaylara aylık 5 bin lira ödeme yapılıyor. Başarı bursları, öğrenim süresi boyunca her yıl dokuz ay boyunca aylık ödeniyor.


İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde ilk tercihine ücretli bir kontenjanı yazan aday öğrencilere yüzde 50 indirim bursu veriliyor. Hukuk ve ingilizce destekli psikoloji bölümlerinde ise bu indirim bursu yüzde 25 olarak uygulanıyor.


 Yüzde 25 ve yüzde 50 burs sağlayan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kontenjanlarını ilk üç tercihi arasına yazanlara da ek yüzde 10 indirim bursu veriliyor.


 Mezunların kardeşlerine, milli sporculara, şehit yakınları ve gazi çocuklarına da indirimler sağlanıyor.


İstanbul Ticaret Üniversitesi Eğitim Bilimleri bölümü, üniversitenin diğer bölümlerine pedagojik formasyon eğitimi sunuyor.


 Matematik, sosyoloji, psikoloji (yüzde 30 İngilizce), havacılık yönetimi, iktisat (İngilizce), iktisat, işletme (ingilizce), işletme, lojistik yönetimi, uluslararası ticaret (İngilizce), yönetim bilişim sistemleri (ingilizce), görsel iletişim tasarımı, halkla ilişkiler ve reklamcılık, medya ve iletişim, hukuk, bilgisayar mühendisliği (yüzde 30 ingilizce), mekatronik mühendisliği (ingilizce), yazılım mühendisliği (ingilizce), endüstriyel tasarım, iç mimarlık ve çevre tasarımı (yüzde 30 ingilizce) bölümlerinde okuyan öğrenciler isteğe bağlı olarak pedagojik formasyon eğitimi alabiliyor.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl İngiltere, İtalya ve ABD'den iadesi sağlanan 19 eserin Türkiye'nin kültürel hazinesine yeniden kazandırıldığını bildirdi.


 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, eser iade çalışmaları Türkiye'nin zengin tarihi ve kültürel mirasına önemli katkılar sağlıyor.

 

Yürütülen çalışmalarla 2002'den bu yana Türkiye'ye iade edilen eser sayısı 12 bin 139'a, 2018'den bu yana ise 7 bin 823'e ulaştı.

 

Bu yıl ise süreçte elde edilen başarıların altını çizen önemli bir yıl oldu. Bakanlığın çalışmaları ve uluslararası işbirlikleri sayesinde, Türkiye'nin tarihi ve kültürel değerleri ülkeye kazandırıldı, İngiltere, İtalya ve ABD'den 19 kıymetli eser yurda getirildi.

 

Yurda döndürülen eserlerden birisi "Mustafa Dede'nin Kur'an-ı Kerim'i" oldu. 2017'de İngiltere'de satışa çıkarılan ve Mustafa Dede tarafından istinsah edilen Kur'an-ı Kerim, yasa dışı yollarla ülkeden kaçırıldığı tespit edilerek Türkiye'ye geri getirildi. Sultan II. Abdülhamit’in koleksiyonunda yer alan bu eser, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde muhafaza altına alındı.

 

Boubon Antik Kenti Kökenli Bronz İmparator Heykeli de New York'ta Christie's Müzayede Evi tarafından 2011'de satışa çıkarıldı. Heykelin Türkiye'den yasa dışı yollarla çıkarıldığı ABD ve Türkiye tarafından sürdürülen bir araştırma sonucu belirlendi.

 

Eseri elinde bulunduran kişiyle irtibata geçilerek deliller sunuldu, heykelin kökeninden bu yolla haberdar olan koleksiyoncu, iyi niyetli yaklaşım sergileyerek eserin Türkiye Cumhuriyeti devletinin malı olduğunu kabul etti. Türkiye'ye iade edilen heykel, 2 Şubat 2024'te Antalya Müzesi'nde kamuoyuna tanıtıldı.

 

Yurda kazandırılan bir diğer eser Milet Kökenli Kore Torsosu, Christie's Müzayede Evi'nin 2021 tarihli müzayedesinde satışa sunuldu. Mermer Kore Torsosu, uzman incelemeleri sonucunda Türkiye kökenli olduğu belirlenerek iade edildi. Eser, 26 Ocak 2024'te Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde muhafaza altına alındı.

 

Floransa Savcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, Türkiye'ye ait olduğu belirlenen 11 pişmiş toprak eser de bilimsel raporlar ve hukuki süreçler tamamlanarak 24 Ocak 2024'te Türkiye'nin Roma Büyükelçiliğince teslim alındı.

 

Bu yılın iade edilen eserleri, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Antalya Müzesi ve Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi müzelerde sergilenmeye devam ediyor.

21 Temmuz 2024 Pazar