Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla kruvaziyer sezonu da açıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre, İstanbul’un kruvaziyer turist sayısı bu yıl, geçen yılın aynı dönemine göre 2.9 kat arttı.


Yıl genelinde bu artışın sürmesi beklenirken, kruvaziyer turistlerinin ilk durakları ise bölgenin kültürel mekanları olan müzeler. Bu mekanların başında da İstanbul Resim Heykel Müzesi ile yenilenen İstanbul Modern geliyor.

 

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

İstanbul, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerinden derlenen bilgilere göre ocak-nisan ayları arasında 74 kruvaziyer tipi yolcu gemisi ağırladı. Bu rakam, bir önceki yılın aynı döneminde 38 olarak kayıtlara geçmişti. Yolcu sayısı bakımından da ziyaretçilerini 2.9 kat artıran İstanbul, kültürel duraklarıyla da turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda yeni binasında ziyaretçi kabul etmeye başlayan İstanbul Modern, bu kültür duraklarından biri.

 


BEŞ YIL ARADAN SONRA

 

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak 2004 yılında daimi yerinde hizmet vermeye başlayan İstanbul Modern, 2018 yılında yeni binasının inşası gerekçesiyle Karaköy’den taşınmıştı. Kruvaziyer turizminin tam merkezinde yer alan İstanbul Modern, 2018-2023 yılları arasında Beyoğlu’ndaki geçici mekanında ziyaretçilerini ağırladı. Çağdaş sanatların gösteri merkezi olan müze, tam da kruvaziyer turizminin ivme kazandığı yıl yeniden Karaköy’e döndü. 

 


TURİSTLERİN İLGİSİ

 

Yeni binasında geçtiğimiz haftalarda yeniden ziyaretçi ağırlamaya başlayan İstanbul Modern, müze yetkililerinden alınan bilgilere göre, çok yoğun bir turist ilgisi ile karşılaşıyor. Toplamda 10 bin 500 metrekarelik kullanım alanı bulunan çağdaş sanat müzesi, beş katının her birinde farklı etkinliklerle İstanbul’un kültürel zenginliğini perçinleyecek çalışmaları ziyaretçilerine sunuyor. 

 

TARİHİ BÖLGE

 

Bölge 13. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında İstanbul’un ticari merkezi olarak hizmet verdi. 1980’lerden itibaren kruvaziyer gemilerini ağırlamaya başlayan Karaköy limanı, 2023 yılında, son dört yılın en çok turist ağırladığı yıl olarak kayıtlara geçti. İstanbul turizminin gözbebeği olan bu bölgede yer alan İstanbul Modern, yeni müze binasına özel yapıtlarla da ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Dijital sanatlarda dünyanın en bilinen sanatçısı olarak kabul edilen Refik Anadol’un ‘Sonsuzluk Odası: İstanbul Boğazı’ isimli çalışması da İstanbul dijital sanat kültürünü ziyaretçilere sunuyor.


 

YÜZDE 4’LÜK ARTIŞ 

 

İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün son yayınladığı turizm istatistiklerine göre, İstanbul’a bu yıl mart ayına kadar 1 milyon 206 bin turist giriş yaptı. İstanbul’daki sınır kapılarının yanı sıra Karaköy kruvaziyer limanı vesilesiyle de şehre giren turistler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.3’lük bir artış oluşturdu. Kruvaziyer ile İstanbul’a ayak basan yabancı ziyaretçiler, dünyanın ilk yer altı kruvaziyer terminalinden geçtikten sonra şehri ilk olarak sanat mekanları ile görme fırsatını yakalıyor.

 

TARİHİ MÜZE 

 

Kruvaziyer turistlerinin kentteki sanat duraklarından bir diğeri de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim Heykel Müzesi. Müze, yenilenen İstanbul Modern Müzesi ile birlikte İstanbul’a limanlar vesilesiyle giriş yapan yabancı ziyaretçilere “hoş geldin” diyor. İstanbul müze turizminin önemli bir durağı olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim Heykel Müzesi de Türkiye’nin ilk güzel sanatlar müzesi olarak İstanbul sanat tarihi meraklılarını ağırlıyor. 

 

BOĞAZIN GÖLGE OYUNLARI 

 

İstanbul kültür turizmi yolcularını Pritzker ödüllü İtalyan mimar Renzo Piano imzalı yeni binasında mayıs ayı başında ağırlamaya başlayan İstanbul Modern, İstanbul Boğazı’nın ahenkli yapısından ilham alınarak tasarlandı. Boğaziçi’nin ışık yansımalarıyla parlayan sularının yansımasını İstanbul ziyaretçilerine sunan bina, günün her saati ışık ve sudan gelen yansımalarla farklı gölge oyunları oluşturuyor. Yeni bina beş yeni sergiyle İstanbul’un yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlıyor. 

 

YENİDEN DOĞAN BİR KLASİK

 

Yeni binasıyla İstanbul mimari kültürüne yeni bir katkı sağlayan İstanbul Modern, ABD merkezli Time dergisi tarafından ‘Dünyanın en muhteşem 50 yeri’ listesinde gösterildi. Müze ‘yeniden doğan bir klasik’ başlığıyla okuyuculara tanıtıldı. 

22 Mayıs 2023 Pazartesi

Çanakkale savaşlarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Gelibolu Yarımadası'nda geçirdiği 289 gün boyunca konakladığı, karargah kurduğu, harbe katıldığı yerler tespit edilerek oluşturulan 17 kilometrelik "Mustafa Kemal Yolu" açıldı.


 

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale savaşları sırasında izlediği güzergahı konu alan "Mustafa Kemal Yolu" projesi, tarihi Gelibolu Yarımadası ziyaretçilerine farklı bir rota imkanı sunuyor.

 

Atatürk'ün Çanakkale muharebelerindeki rolünün anlatılması, savaş anlatımlarının kapalı alanlardan çıkarılıp savaşın yaşandığı alanlara yönlendirilmesi, bu alanların hikayelerinin ziyaretçilere çeşitlendirilerek sunulması amacıyla hayata geçirilen 17 kilometrelik Mustafa Kemal Yolu tamamlandı.

 

Yaklaşık 3 yıl süren proje kapsamında Mustafa Kemal Atatürk'ün Bigalı köyündeki yürüyüş rotasının başlangıç noktasında yer alan yel değirmeninin restorasyonu ve çevre düzenlemesi yapıldı. Buradan hareketle hazırlanan 17 kilometrelik güzergahı gezen ziyaretçilerin Çanakkale ruhunu daha iyi anlaması hedefleniyor.

 

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'ye savaşmak için gelip ayrıldığı güne kadar 289 gün boyunca konakladığı, karargah kurduğu, harbe katıldığı yerleri özel çalışmayla tespit ettiklerini söyledi.

 

Ziyaretçilerin güzergahta yürüyerek bu toprakların nasıl geçilmez yapıldığını, Çanakkale ruhunun hangi topraklarda, nerede doğduğunu ve bu toprakların nasıl vatan yapıldığını çok daha iyi anlama imkanı bulduğunu dile getiren Kaşdemir, şunları kaydetti: "Mustafa Kemal Yolu Bigalı köyündeki yel değirmeninden başlıyor. Zaten Mustafa Kemal Atatürk savaştan sonra hatıralarını naklederken o Anzak çıkarmasına karşı 57. Alay'la beraber harekete geçtiği yeri tarif ederken 'Bigalı köyünün hemen yakınında yel değirmeninin etrafında badem ağacının olduğu yerde konuşlanmış ve bekliyorduk. Askerlerimle beraber orada karargah kurmuştuk' diye tarif eder. Biz de Tarihi Alan Başkanlığı olarak çalışmalarımıza başladığımızda yel değirmeninin olduğu yerdeki temelleri, taşları fark ettik ve hemen orayı kamulaştırarak orada tarihsel gerçeklikte olduğu gibi yel değirmenini inşa ettik. Hemen yakınında da o badem ağacını görüyoruz."

 

"3 YIL BOYUNCA ÇOK ÖZEL TARİHÇİLERLE ÇALIŞTIK"

 

Kaşdemir, projenin ziyaretçileri zaman tünelinde yolculuğa çıkardığını vurgulayarak, "Biz tarihi gerçekliklere birebir bağlı kalarak o duyguyu, o gerçeklikleri hep beraber yaşıyoruz ve yaşatıyoruz. Şu an Mustafa Kemal Yolu güzergahı tamamlanmış durumda. İsteyen her ziyaretçimiz bu yolu yürüyebilir. İsteyen araçla gidebilir, isteyen yürüyerek gidebilir. Yaklaşık 17 kilometrelik bir güzergah bu. Gerçekten savaşın en yoğun yaşandığı yerlerin içerisinden geçen, betonun, mermerin, demirin kullanılmadığı, tamamen doğal ortamın hakim olduğu, ahşaptan ve topraktan oluşan bu güzergah gelen ziyaretçiyi Çanakkale ruhunu daha iyi hissettirme imkanına kavuşturmuş oluyor." ifadesini kullandı.

 

Yolu kullanan ziyaretçilerin savaştan kalma şarapnel parçalarına, mermilere tanıklık edebildiğini dile getiren Kaşdemir, sözlerini şöyle tamamladı: "Yani tabiri caizse tarihi süreç içerisinde bir yolculuk yapma imkanına sahip oluyorlar. Çanakkale dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı ve en büyük açık hava müzesidir. 3 yıl boyunca çok özel tarihçilerle çalıştık. Kılı kırk yardık ve çok ihtimamlı davrandık. 3 yılın sonunda proje bitti ve bu yıl da hizmete açmış olduk. Tarihi Alan Başkanlığı olarak bu konuya çok önem verdik. Çünkü burası Kurtuluş Savaşı'na giden yolun başlangıcı ve Cumhuriyet'in de temellerinin atıldığı yerdir. Tabii ki Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün de tarih sahnesine çıkıp Türk milletinin kalbindeki yerini aldığı yerlerden bir tanesidir. Çanakkale bizim ortak değerimiz ve çok müstesna topraklardır. Bu topraklarda Türk milleti yeniden doğmuş ve tarihin seyrini, yönünü değiştirmiş, dünyaya altın sayfalarla 'Çanakkale geçilmez' duygusunu bir kez daha yerleştirmiştir. Bu toprakların bizim olduğu bir kez daha dünyaya ilan edilmiş ama bedeli çok ağır olmuştur. Dolayısıyla bu topraklar bizim için çok müstesna yerlerdir."

24 Nisan 2024 Çarşamba

Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacak Büyük Millet Meclisi, 104 yıl önce açıldı.


 

Düşman işgali altındaki Anadolu ve Rumeli topraklarında, Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı başlatacak ve Cumhuriyete giden yolda önemli adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 104 yıl önce 23 Nisan'da açıldı. TBMM’nin açılışı, kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından birisi oldu.

 

Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasının ardından, Mondros Mütarekesi'ne rağmen ülkenin işgal edilmeye başlanması üzerine Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı.

 

Amasya Tamimi ile Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar, ''ulusun egemenliğini yine ulusun sağlayacağı''nı ortaya koydu.

 

1919 sonbaharında yapılan seçimlerden sonra Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920'de, 168 üyesinden 162'sinin katılımıyla toplandı. Mustafa Kemal, Erzurum mebusu seçilmişti ancak o Ankara'da kaldı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yanlısı milletvekillerinin çoğunlukta olduğu bu Meclis, 28 Ocak 1920'de yaptığı gizli oturumda Misakımilli'yi kabul etti.

 

İstanbul'un 16 Mart'ta işgali ve Milli Mücadele yanlılarının tutuklanmaya başlamaları üzerine milletvekilleri ve aydınlar, Ankara'ya kaçmaya başladı.

 

Mebusan Meclisi de 18 Mart'ta son kez toplanarak, Meclisin süresiz olarak tatil edilmesini kararlaştırdı.

 

Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de yayımladığı genelgeyle ''Ankara'da olağanüstü yetkili bir Meclis''in toplanacağını duyurdu.

 

Genelgede, ''Ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri düşünüp uygulamak üzere ulusça olağanüstü yetki verilecek bir Meclisin Ankara'da toplantıya çağrılması ve dağıtılmış olan mebuslardan Ankara'ya gelebileceklerin de bu Meclise katılmaları'' istendi.

 

Bu amaçla yapılacak seçimle belirlenen milletvekilleri ile dağıtılan Osmanlı Mebusan Meclisinden kaçarak Ankara'ya gelebilenlerden 84'ü, ilk Mecliste yer aldı. Mustafa Kemal, 22 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin açılışını duyurduğu genelgesinde ise bundan böyle ''bütün sivil ve askeri makamların ve bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat''ın bu Meclis olacağını kaydetti.

 

23 Nisan 1920'de, Hacıbayram Camisi'nde cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra ilk TBMM, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açıldı. Cumhuriyete giden yolda büyük adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 104 yıl önce 23 Nisan'da açılması, Türkiye Cumhuriyetinin kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından birisi oldu.

 

MİLLİ İRADE

 

TBMM, açıldığından bu yana milli iradenin yansımasının simgesi oldu. TBMM'nin ilk Başkanı Mustafa Kemal Atatürk, 1 Mart 1920 tarihinde Meclisin 4. toplantı yılının açılışında da bunun önemine dikkati çekti.

 

Atatürk'ün sözleri tutanaklara şöyle yansıdı: "Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.''

23 Nisan 2024 Salı