tatil-sepeti

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK),kredi vade sınırlarıve kredi kartlarında taksitlendirme sürelerinde değişiklik yapıldığını duyurdu.

Buna göre basılı ve külçe halinde olmayan kuyumla ilgili harcamalarda kredi kartlarında taksitlendirme süresi 8 aydan 6 aya indirildi.

Kredi kartlarında taksitlendirme süresi fiyatı 3 bin 500lirayakadar olan televizyon alımları hariç elektronik eşya alımlarında 6 aydan 4 aya, mobilya ve elektrikli eşya alımlarında da 18 aydan 12 aya düşürüldü.

Öte yandan taşıt kredilerinde de vade sınırlarında değişiklik yapıldı.

Buna göre nihai fatura değeri 300bin liranın üzerinde olan taşıt alımı amacıylakullandırılan kredilerde vade sınırı 48aydan 36aya indirildi.

Nihai fatura değeri 750bin liranın üzerinde olan taşıt alımı amacı ile kullandırılan kredilerde vade sınırı 48aydan 24 aya çekilirken, taşıt teminatlı kredilerde vade sınırı 48aydan 36 aya düşürüldü.
Duyuruda, bilgisayar ve tabletin elektronik eşyakategorisine dahil olmadığı ifade edildi.

Bazı harcamalarda kredi kartlarında taksitlendirme süreleri ve taşıt alımlarındakredi vade sınırları şöyle:

Taksit süresi/kredi vade sınırı (Eski)

Taksit süresi/kredi vade sınırı (Yeni)

Basılı ve külçe halinde olmayan kuyumla ilgili harcamalarda

8

6

Fiyatı 3 bin 500 TL'ye kadar olan televizyon alımları hariç elektronik eşya(1)

6

4

Mobilya ve elektrikli eşya(2)

18

12

Nihai fatura değeri 300 bin TL'nin üzerindeki taşıt alımlarında kredi vade sınırı

48

36

Nihai fatura değeri 750 bin TL'nin üzerindeki taşıt alımlarında kredi vade sınırı

48

24

Taşıt teminatlı kredilerde vade sınırı

48

36

(1)Elektronik eşya: Televizyon, video kamera, ses sistemleri vb. (Bilgisayar ve tablet bu kategoriye dahil değildir.)

(2)Elektrikli eşya: Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, elektrikli küçük ev aletleri vb.

18 Aralık 2020 Cuma

Etiketler : Gündem

Borsa haftaya düşüşle başladı.


Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 29,79 puan ve yüzde 0,30 azalışla 9.747,67 puana geriledi.


Bankacılık endeksi yüzde 0,43 ve holding endeksi yüzde 0,37 değer kaybetti. Sektör endekslerinden en çok kazandıran yüzde 1,07 ile spor, en çok kaybettiren yüzde 0,68 ile iletişim oldu.


Cuma günü, satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,53 değer kaybederek 9.777,46 puandan tamamladı.


Küresel piyasalar, başta ABD'deki istihdam raporu olmak üzere yoğun makroekonomik veri takviminin takip edileceği haftaya temkinli başladı.


Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin soru işaretleri ve Orta Doğu'daki çatışmaların ortaya koyduğu endişeler varlığını korusa da son dönemde açıklanan makroekonomik veriler piyasalarda endişelerin sınırlı kalmasına yardımcı oluyor.


Analistler, bugün yurt içinde Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) ve aylık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise Almanya'da enflasyon ve ABD'de Dallas Fed imalat sanayi endeksinin yanı sıra ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı konuşmaların takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksinde 9.700 ve 9.600 puanın destek, 10.050 ve 10.200 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.


30 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : #Borsaİstanbul #BIST100

TCMB’nin blog sayfası Merkezin Güncesi'nde yer alan "Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış" başlıklı analizde, yıl içindeki konkordato taleplerinin parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı düşük firmalarda yoğunlaştığının görüldüğü belirtildi.


 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) internet sitesinde Başdanışman Halil İbrahim Aydın, Uzman Yardımcısı Kadir Gürci ve Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Ünal Seven tarafından hazırlanan "Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış" başlıklı bir analiz yayımlandı.

 

Finansal stres altındaki firmaların faaliyetlerine devam ederken ödeme kolaylığı elde etmek amacıyla konkordato talebinde bulunabildiği belirtilen analizde, "İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan konkordato hükümleri ile borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya muhtemel bir iflastan kurtulması amaçlanıyor. Bu yazıda, son dönemde gerçekleşen konkordato taleplerinin finansal koşullarla ilişkisi inceleniyor." ifadeleri kullanıldı.

 

Analizde, firmaların borçluluğu, borç ödeme kapasiteleri ve likidite durumlarının konkordato süreçlerinde belirleyici olduğu aktarıldı.

 

Konkordato firmalarının genel borçluluk seviyesinin diğer firmalara kıyasla daha yüksek, likidite seviyelerinin ise belirgin şekilde daha düşük olduğunun görüldüğü aktarılan analizde, "Bu firmaların ticari borçlarının toplam varlıklara oranı yüzde 36 iken, bu oranın diğer firmalarda yüzde 11 seviyesinde olduğu görülüyor. Benzer şekilde konkordato firmalarının hazır değer olarak adlandırılan kasa ve banka hesaplarının kısa vadeli yükümlülüklerine oranının medyanı yaklaşık yüzde 2 iken bu oran diğer firmalar için yüzde 8 civarında." ifadelerine yer verildi.

 

Analizde, şu değerlendirmelere yer verildi: "Konkordato talebinde bulunan firmaların konkordato talebinde bulunmadan önceki dönemde yüksek borçluluğa ve düşük likiditeye sahip olması finansal koşulların sıkılaştığı dönemlerde dikkatleri bu firmalara çekiyor. Likidite şoklarıyla karşılaşan firmaların, özellikle beklenmedik şoklarla karşılaştığında ve borçlanma kapasitelerine yakın olduklarında, ticari kredilerde temerrüde düşme olasılıklarının daha yüksek olduğu biliniyor. Firmaların konkordato sürecine girmeden önce temerrüde yakınlığını anlamak amacıyla 2024 yılında konkordato talebinde bulunan firmaların 2023 yılının ilk altı ayına ilişkin çeşitli risk göstergeleri inceleniyor. Bulgular, son dönemde konkordato talebinde bulunan firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlarının olduğuna işaret ediyor. 2024 yılında konkordato ilan eden firmaların parasal sıkılaştırmanın başladığı 2023 yılı haziran ayı itibarıyla yüzde 41’inin temerrüt halinde, yüzde 61’inin yüksek borçlu, yüzde 26’sının da düşük likiditeye sahip olduğu görülüyor."

 

Konkordato sürecinin firmaların tedarikçilerine olan ödemelerini erteleme imkanı tanıdığı için bu firmaların doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik büyüklüklerdeki paylarının önem taşıdığı belirtilen analizde, şu bilgilere yer verildi: "TCMB, reel sektör firmalarının temerrüt gelişmelerini iktisadi faaliyet, finansal istikrar ve arz zincirinin devamlılığı açısından yakından takip ediyor. Buna göre, 2024 yılında konkordato talep eden ve geçici mühlet verilen firmalar toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin yüzde 0,38’ini, toplam istihdamın yüzde 0,07’sini, toplam satışların yüzde 0,16’sını ve toplam yurt dışı satışların yüzde 0,18’ini oluşturuyor. Konkordato firmalarının tedarikçileri ise toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin yüzde 0,23’ünü, toplam istihdamın yüzde 0,12’sini, toplam satışların yüzde 0,21’ini ve toplam yurt dışı satışların yüzde 0,14’ünü oluşturuyor."

 

Analizde, konkordato sürecinin önemli bir sonucunun da firmalar arası ticaretin etkilenmesi olduğu vurgulandı.

 

Konkordato öncesinde firmaların müşteri ve tedarikçi sayısının azaldığı, konkordato sonrasında ise yatay seyrettiğinin görüldüğü bildirilen analizde, şu ifadelere yer verildi: "Konkordato öncesinde tedarikçi sayısındaki azalış nakit akışı ve borç yönetiminde yaşanan sorunların diğer firmalar tarafından da hissedildiğini gösteriyor. Bu durum, konkordato firmalarının ticari ilişkilerinin süreç öncesinde zayıfladığını ancak ilgili kanunda da öngörüldüğü gibi konkordato sonrasında firmaların faaliyetlerine devam edebildiğini gösteriyor."

 

Analizde, özetle, yüksek borç ve düşük likidite ile çalışan finansal stres altındaki firmaların konkordato taleplerinin dönemsel olarak yükselebildiği belirtilerek, "2024 yılı içinde gerçekleşen konkordato taleplerinin parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük firmalarda yoğunlaştığı görülüyor." değerlendirmesinde bulunuldu.

30 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : Merkez Bankası konkordato