tatil-sepeti

HABER: ECEM ÇUHACI KÜÇÜK

Atakan Coşkun ve Aşkın Reha Saha... İki ortak fintek alanının hem globalde hem de Türkiye’de gelişmekte olduğunu görüp Fanaliz’i kurdu. Fanaliz, kredi risklerini ölçen ve yöneten, bu şekilde firmaların büyümelerine yardımcı olan startup bigdata yönetimi ile birlikte müşterilerinin yatırım ötesinde kazanç sağlamalarını hedefliyor. Fanaliz’i, BTM’yi, finans sektörünü, pandemiyi ve daha birçok konuyu Atakan Coşkun anlattı.

DOĞRU MÜŞTERİ

Fanaliz’den kısaca bahseder misiniz? Projeniz nasıl ortaya çıktı?

Kariyerime bankacılık sektöründe başladım. İşim gereği ulusal ve uluslararası anlamda fintek ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyordum. Yurt dışı örneklerini de incelediğimde, veri analitiği ve kredi risk yönetimi konularında çok başarılı girişimler olduğunu gözlemledim. Ülkemizde de benzer gelişmelerin yaşanarak girişimcilik ekosisteminin büyüyeceğine ve fintek alanının gelişeceğine olan inancım, incelediğim örneklerle daha da kuvvetlendi. Tüm bu düşünceler sonucunda projemizi geliştirdik. Fanaliz kendisini, şirketlere kredi ve alacak riski yönetimi konusunda dijital çözümler sunan bir finansal teknoloji şirketi olarak konumlandırıyor.

Ticaretin temelde iki boyutu var. Önce doğru müşteriyi bulup satış yapmanız ve sonra da yaptığınız satışın tahsilatını gerçekleştirmeniz gerekiyor. Biz bu doğru müşteriyi bulmanızın finansal tarafıyla ilgileniyoruz. Satış öncesinde saniyeler içerisinde, birey veya şirket olsun karşı tarafın borcunuzu geri ödeme ihtimalini sistemlerimiz aracılığıyla kolaylıkla ölçebiliyorsunuz. Ürünümüz bu özelliği ile riski kontrol altında tutarak şirketlerin büyümelerine yardımcı oluyor.

HEDEFİMİZ REEL SEKTÖR

Kredi risk yönetimi olarak projenizin yenilikçi yönü nedir?

Kredi risk yönetimi uzun yıllardır insanların hayatında yer alan bir kavram olmakla birlikte zamanla değişim geçirdi. Artık insanlar banka şubesine gitmeden, hiçbir evrak imzalamadan saniyeler içerisinde kredi kullanabilme imkanına sahip. Bu aşamaya gelinmesinin arkasında ise büyük bir veri kümesi ve bu veriyi yorumlayan sistemler bulunuyor. Finansal kuruluşlar kurdukları kredi risk yönetimi sistemleri ile dinamik bir şekilde müşterilerinin gereksinimlerine cevap veriyor.

Biz, bahsedilen bu sistemi reel sektörde yer alan şirketler için kuruyoruz. Bunu yaparken de sadece kredi verilerini değil, farklı veri kaynaklarını da karar alma süreçlerine dahil edebiliyoruz. Yüzlerce veriyi işleme kabiliyetimizle doğrudan finansal ölçülebilir faydalar sağlayan çözümler sunuyoruz.

ÜRÜNLERİMİZ SAHADA AKTİF

Projeniz şu an hangi aşamada?

Ürün ve çözümlerimiz şu anda sahada aktif olarak kullanılıyor. Artık hikayemizde ikinci aşamaya geçmeye başladık. Yenilikçi ürünlerimiz ile farklı problemleri çözmeyi hedefliyoruz. Veriyi odağına alan ölçülebilir ve sürdürülebilir çözümler sunmak bizim en önemli önceliğimizi oluşturuyor.

VERİ VAR AMA…

Kredi riskini hesaplarken big data yönetimi zor oluyor mu?

Bu konu büyük önem taşıyor. CRM kavramının ilk çıktığı zamanlarda yüksek maliyetleri nedeniyle bu tür sistemlere gereksinimin olmadığını ve fayda sağlamayacağını düşünen insanlar vardı. Şu anda böyle bir yorum yapmanın imkanı yok. Big data için de aynı süreçten geçildiği düşüncesindeyiz. Aslında birçok veri firmaların elinde bulunuyor, fakat değer noktasında karşılığını geliştiremiyorlar. Burada firmaların iki aşamalı hareket etmesi gerekiyor. İlk önce hangi veriyi tutması gerektiğine karar verip bu verileri elinde tutmalı. İkinci aşamada da bu veriden değer üretecek çözüm ve sistemler geliştirmeli. Bu noktada şirketler kendi bünyesinde ekipler kurarak hareket edebilir, dışarıdan destek alabilir veya hem iç hem dış kaynakları kullanarak bu sistemleri geliştirebilir. Bütün bu süreci göz önünde bulundurursak kolay bir yol olduğunu söylemek doğru olmaz. Fakat biz bu süreci keyifli buluyor, müşterilerimizin yatırım yaptıklarının çok daha ötesinde kazanım elde etmesinden mutluluk duyuyoruz.

YANILMA PAYI

Risk hesaplama, riskli de bir konu. Algoritmanın yanılma payı nedir?

Sevdiğim yönetmenlerden biri olan Darren Aronofsky’nin Pi adlı güzel bir filmi var. Filmin ana karakteri, hayatımızdaki her şeyin belli bir örüntüsünün olduğunu ve sayılarla sunulup anlaşılabileceğini söyler. Biraz iddialı olmakla birlikte hayatımızda birçok alanda farkında olmadan çeşitli algoritmaların sunduğu çözümleri kullanıyoruz. Fakat bu algoritmaların her zaman doğru çalışması beklenemez.

Biz teknik olarak geliştirdiğimiz algoritmaların yanılma payını ve ne kadar doğrulukla çalışacağını ölçülebilir şekilde firmalara çözümlerimizi devreye almadan sunuyoruz. Yanılma payı da veri setinin zenginliği ve problemin karmaşıklığına bağlı olarak değişebiliyor.

BTM İLE GENİŞ KİTLELERE ULAŞTIK

BTM, projenize ne gibi katkı sağladı?

Girişimciliğin başarıya ulaşmasında en önemli unsur gelişmiş bir ekosistemin var olması. BTM, bu ekosistemin oluşturulması noktasında sadece girişimcileri değil, kurumsal şirketleri, yatırımcıları ve kamu otoritelerini bir araya getirerek önemli bir misyonu yerine getiriyor. Biz de BTM’nin desteğiyle ekosistemin farklı oyuncuları ile bir araya geldik. Mentorluk, ofis desteği ve Sahne XL gibi değerli etkinliklerle geniş kitlelere sesimizin duyurulmasını sağladılar. BTM bünyesinde yer almamız, üçüncü partilerin girişimimize karşı daha güvenli hareket etmesini sağladı. Sadece girişimcilere değil, ekosistemde yer alan diğer oyunculara da BTM ile iletişime geçmesini öneririm, mutlaka faydasını görecekler.

ÖNCELİĞİMİZ MENA BÖLGESİNE AÇILMAK

Globale açılma düşünceniz var mı?

Kredi risk yönetimi ve veriden değer üretme konularının önemi hem ülkemizde hem de dünyada hızlı bir şekilde artış kaydediyor. Globale açılma noktasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan MENA bölgesini önceliğimize aldık. Bahreyn ile görüşmelerimize devam ediyoruz. Globalde, finansal dünyaya erişim noktasında zorluk çeken birey ve şirketlerin sisteme dahil olması noktasında yenilikçi ürünler geliştirme hedefimiz var. Dünya Bankası’nın 2017 yılı raporuna göre nüfusun yüzde 69’luk bir diliminin bir finansal hesabı var. Kalan kitleyi de sürece dahil etmek gerekiyor. Bu anlamda, veriyi odağına aldığımız çalışmalarla problemi çözmeye yönelik hedefimize adım adım yaklaşıyoruz.

21 Temmuz 2020 Salı

Etiketler : Röportaj

HABER: TUĞÇE ÖZKUŞ

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Environics, planlanmamış bakım ihtiyaçlarının önüne geçilmesini ve süreçlerdeki olası problemlerin tespit edilmesini sağlayan kestirimci bakım uygulamaları ile sanayi sektörüne hizmet veriyor. Girişimin Ar-Ge ürünlerinden Forwebb, otonom (insansız) vibrasyon analiz hizmeti sunan bir web hizmeti. Dünyanın her yerinde kestirimci bakımı standardize edecek ve insan faktörünü ortadan kaldıracak bir ürün olarak tasarlanan Forwebb’in, iki yılda ABD ve Avrupa kıtasındaki kullanıcılarla buluşturulması planlanıyor. Girişimin kurucu ortaklarından Tarık Uçar, kuruluş hikayelerini ve Forwebb’i, İstanbul Ticaret’e anlattı.

ARIZALAR İÇİN ALGORİTMA

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Yaklaşık 15 yıllık çalışma hayatımın tamamını, ticaretle uğraşarak geçirmiş bir mühendisim. Kariyerim, kimya sektöründe faaliyet gösteren aile şirketimizin, satış ve pazarlama departmanında başladı. Çalışma hayatım boyunca akademik camiadan hiç ayrılmadım. Çevre mühendisliği bölümünde yaptığım yüksek lisans ve genetik alanındaki doktora sonrasında, tarımsal biyoteknoloji dalında doktora öğrencisi olarak araştırmalarıma devam ediyorum. Ortaokuldan arkadaşım Dr. Öğr. Üyesi A. Kubilay Ovacıklı ile 2019 yılında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Teknopark bünyesinde bir startup kurduk.

Kubilay Ovacıklı, yüksek lisans ve doktora eğitimi için yerleştiği İsveç’te, endüstride kullanılan motor, pompa, fan, redüktör gibi dönerek hareket eden ekipmanlarda oluşabilecek arızaları insan eli değmeden analiz ve teşhis edebilecek otonom bir algoritma geliştirdi. Üzerine dokuz da uluslararası akademik makale yayınladığı bu algoritmasıyla birlikte 2017 yılında, tersine beyin göçü ile memlekete döndü. Yaklaşık iki yıl kadar fizibilitesini çalıştıktan sonra Environics Uygulamalı Bilimler A.Ş. adıyla şirketimizi kurduk ve bu teknolojiyi sanayimizin kullanımına sunduk.

KESTİRİMCİ BAKIM

Environics olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?

Şirketimizin akademik uzmanlığını sinyal işleme (vibrasyon, ultrason, akustik), faaliyet alanını kestirimci bakım uygulamaları olarak tanımlıyoruz. Sinyal işleme ve kestirimci bakım alanlarında yürüttüğümüz Ar-Ge faaliyetleri ve satışa sunduğumuz Ar-Ge ürünlerimizin yanı sıra, yine kestirimci bakım alanında faaliyet gösteren, dört ülkeden dört global firmayı, Türkiye ve Azerbaycan distribütörleri olarak temsil ediyoruz. Kestirimci bakım, istenmeyen duruşların ekonomik kayıplara sebep olduğu tüm endüstriyel tesisler için kritik önem taşıyor.

MALİYETLİ VE UZUN SÜREÇ

Bu alanda bir girişimi hayata geçirmenizdeki sebepler neler?

Rekabetin her geçen gün kızıştığı üretim sektöründe artık hiçbir işletme, yaşadığı arızalardan kaynaklı beklenmedik bir duruş veya üretim kaybı istemiyor. Bu problemlerin sebep olduğu ekonomik kayıplar çok büyük ve ürün maliyetlerini artırıyor. Kestirimci bakım veya güvenilirlik, artık birçok endüstriyel tesisin aşina olduğu kelimeler. Üretim ekipmanlarında başa gelebilecek arızaları önceden teşhis edebilmeyi, mümkünse arızaları veya bakım duruşlarını öteleyebilmeyi, bakım faaliyetlerini ise en doğru zamanda, en uygun maliyetler ile yapabilmeyi ifade ediyor bu kelimeler. Ancak yalnız Türkiye’de değil, dünyada da kestirimci bakım teknolojileri çoğunlukla insan bilgi ve tecrübesine bağımlı. Endüstriyel tesislerdeki döner ekipmanlarda arıza tespitleri, genellikle vibrasyon analiz cihazları denen makinalar ile yapılan ölçümler ve vibrasyon analistlerinin bu verileri yorumlaması ile ortaya çıkarılıyor. Vibrasyon analizi eğitimlerinin maliyetli ve uzun süreçler olduğu biliniyor. Bu sebeple her işletmede bir vibrasyon analisti bulunamıyor. Böyle işletmeler genellikle kestirimci bakım uygulamalarından mahrum kalıyor. Diğer yandan, bir vibrasyon analistinin yorumladığı raporun, her zaman subjektif olacağını da kabul etmek gerekir. Sıkça rastlanan bir diğer sorun ise vibrasyon analistinin işinden ayrılması ve kullandığı donanımların atıl şekilde kalması.

EKONOMİK ÇÖZÜM

Forwebb ürünü nasıl ortaya çıktı?

İşte, öyle bir çözüm bulmalıyız ki; vibrasyon analizi ve kestirimci bakım dünyanın her yerinde insandan bağımsız olarak standardize edilsin, üstelik bir vibrasyon analisti olmasa da işletmeler ekonomik olarak bu çözümlere erişebilsin diyerek yola çıktık ve Forwebb’i tasarladık. Forwebb, otonom vibrasyon analiz hizmeti sunan bir web hizmeti. Dünyanın neresinde olursanız olun, hangi tür vibrasyon analiz cihazlarını veya araçlarını kullanırsanız kullanın, verilerinizi sisteme yüklüyorsunuz, birkaç basit soruya cevap veriyorsunuz ve saniyeler içerisinde ekipmanlarınızın sağlık durumlarını gösteren bir rapor alabiliyorsunuz.

İKİ YILDA AVRUPA VE ABD’YE AÇILACAĞIZ

Hedefleriniz neler?

Çatı şirketimiz Environics, Türkiye’de kestirimci bakım alanında bilimin ve teknolojinin ulaştığı son noktada yer alan ürün ve hizmetleri sunuyor olması ile tanındı. Aynı algıyı, global operasyonlarımızda da oluşturmak için gayret ediyoruz. BTM ile işbirliği halinde yürüttüğümüz projemiz Forwebb ise doğrudan global hedeflerle doğan bir marka. Dünyanın her yerinde kestirimci bakımı standardize edecek ve insan faktörünü ortadan kaldıracak bir ürün olarak konumlandırılacak. Forwebb için belirlediğimiz hedef, ilk 2 yılda ABD ve Avrupa kıtasındaki kullanıcılar ile buluşabilmek.

MAKİNA ÖĞRENMEYE GEREK YOK

Benzer girişimlerden hangi yönlerinizle ayrılıyorsunuz?

Kestirimci bakımda insan faktörünü azaltmaya yönelik çalışmalar tüm dünyada yürütülüyor. Bulut üzerinde makina öğrenmesi ile çalışan birtakım ürünler de mevcut. Ancak bunlardan faydalanmak istiyorsanız, o firmanın donanımlarını kullanmak mecburiyetindesiniz. Dolayısıyla yine bir bağımlılık söz konusu. Forwebb, bir otonom analiz algoritması. En büyük farkı ise makina öğrenmesine ihtiyaç duymuyor oluşu ve kullanmak için bizden bir donanım satın almak zorunda olmayışınız. Dilediğiniz vibrasyon sensörü veya vibrasyon analiz cihazı ile topladığınız veriyi kullanarak, analiz raporu alabiliyorsunuz.

BTM, BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR KÜTÜPHANE

BTM ile yollarınız nasıl kesişti?

Davet edildiğim, ekonomi ve teknolojik gelişmeler hakkındaki bir TV programında, girişimleri BTM’de yer alan bazı konuklarla sohbet etme fırsatım oldu. BTM’yi, girişimlerini nasıl desteklediğini, onlara neler kazandırabildiğini bu sohbet esnasında öğrendim ve aynı gün katılım için başvuruda bulunduk. BTM, bizim için büyük bir kütüphane gibi. Çok geniş bir bilgi ve tecrübeler havuzu. Şirketimiz globalleşme sürecine başlıyor ve bu süreç boyunca hem operasyonel faaliyetler hakkında bilgiye hem de yatırımcı desteğine ihtiyaç duyuyoruz. BTM, her iki konuda da yol gösterici olarak yanımızda yer alıyor.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Röportaj

Cet Kompozit, kompozit parça üreten sektörler için Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini hazır altyapısı ile sunan ve böylece teknoloji transferine olanak sağlayan ‘proof of concept’ bir fabrika kuruyor. Bu konsept ile üretici firmalar; makina, teçhizat ve hammadde yatırımı yapmak zorunda kalmayacak. Üretim maliyeti de önemli oranda azalacak. Fabrika kuran fabrika olarak nitelendirilen tesisin bir hedefi de dışa bağımlılığı azaltmak.

HABER: SOYHAN ALPASLAN

Türkiye’deki ilk ve tek yerli epoksi reçine sentezini yapan Cet Kompozit ve Epoksi Teknolojileri A.Ş., kompozit parça üreten sektörler için ‘proof of concept’ bir fabrika kuruyor. Yeni fabrikaların kurulmasını sağlayacak bu fabrika, kompozit sektörünün ihtiyacı olan Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını gerçekleştirecek. Yılsonunda faaliyete geçecek fabrika ile üretici; makina, teçhizat ve hammadde yatırımı yapmak zorunda kalmayacak. Bu sayede üretim maliyetleri de büyük ölçüde düşecek.

Mısır, Almanya, İngiltere ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu 15 ülkeye ihracat yapan Cet Kompozit’in hedefi, Türkiye’nin epoksi reçine ithalatından kaynaklanan cari açığının en az dörtte birini kapatmak. İstanbul Ticaret’in sorularını Cet Kompozit’in kurucusu, yüksek endüstri mühendisi Ömer Güven cevapladı.

İLK EPOKSİ REÇİNE SENTEZİ

CET Kompozit ne üretiyor?

Türkiye’nin ilk ve tek yerli performans epoksi sistemlerini üretiyoruz. Ülkemizde bugüne dek üretilmemiş bu kimyasalların sentez, modifikasyon ve formülasyonunu yapıp seri üretimini yerli teknolojilerle gerçekleştiriyoruz. İlk epoksi reçine sentezi ile ISIF 2022 Ödülü’nü aldık. Türkiye’yi uzay programında yerli epoksi kullanabilecek seviyeye getirdik.

ÜSTÜN ÖZELLİKLER

Epoksi nedir?

Farklı yüzeylerle farklı ürünleri birleştiren, malzemelerin karakterini bozmadan birçok üstün özellik kazandıran sentetik veyabiobazlı yapıştırıcılardır.

HAFİF VE GÜÇLÜ

Nerede kullanılır?

Savunma, denizcilik, havacılık, otomotiv, enerji, uzay, elektronik, inşaat, boya gibi pek çok alanda kullanılıyor. Mesela uçak, gemi ve otomobillerin hafif ve sağlam olmaları epoksi bazlı kompozit malzemelerle sağlanıyor. Korozyona karşı kullanılıyorlar. Neme, ısıya, kimyasallara ve aşınmaya karşı mükemmel direnç gösteriyorlar.

MÜŞTERİYE ÖZEL ÜRETİM

Özel üretiminiz var mı?

Polimer sistemlerdeki teknik bilgimiz sayesinde müşteriye özel üretimler yapabiliyoruz. Müşterimizin endüstriyel ihtiyaçlarını belirleyip, sorunları için katma değerli çözümler üretiyoruz. Parkur kurup, istediği ürünü birlikte üretiyoruz. Fizibilite analizini birlikte yapıyor, seri üretimi birlikte kurguluyoruz.Müşterilerimizin endüstriyel ihtiyaçlarını çözüp, rekabet gücünü artırdığımız için Teknopark İstanbul’un en hızlı büyüyen şirketiyiz.

110 YERLİ ÜRÜN

Yerli kaç sistem geliştirdiniz?

Öncelikle havacılık ve uzay sanayinde kullanılan bazı epoksileri yerlileştirdik. Rakip şirketlerin dayattığı son kullanıcı ve proje bilgilerinin hammadde üreticisine verilme zorunluluğunu da ortadan kaldırdık. Katma değer sağlayan 110 yerli ürün geliştirdik.

400 ürün formülünü yerlileştirdik. Türkiye’de üretilmeyen 2 adet baz reçineyi sentezledik. Böylece müşterilerimiz benzersiz, kopyalanamaz üretimler yapabilmeye başladı. Hedefimiz, 160 milyon dolara yaklaşan epoksi ithalatını yerli teknolojiyle azaltıp, kendi geliştirdiğimiz teknolojilerin ihracatını artırmak.

PANDEMİDE ARTAN İHRACAT

Pandemi döneminde ihracat yapmayı nasıl başardınız?

Covid-19 pandemisinde dünya devleri epoksi tedarikinde sorunlar yaşadı, müşterilerine malzeme veremedi. Onların yerine, Cet Kompozit olarak dünyaya epoksi malzeme ihraç ettik. İç piyasanın da ihtiyacını karşıladık ve böylece Türkiye’de epoksi kullanan birçok sektör üretim kısıtlamasına gitmeden ihracatına devam etti. İşlerimizi hızla büyüttük. Bazı hammaddelerde de yerli kaynaklarımızı kullanarak, operasyonel kalabildik.

SAHA’DAN DESTEK

Destek aldınız mı?

2021 yılında yabancı bir yatırım fonundan yatırım aldık. Ayrıca SAHA İstanbul’un savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde yerli ve milli projelerin geliştirilmesi için başlattığı ‘SAHA Girişim’ programına seçildik. Yatırımcı görüşmelerine hazırlanma, hukuki ve teknik danışmanlık gibi konularda destek alacağız.

BAĞIMLILIĞI BİTİRDİK

Ağırlık azaltma istenen insansız kara, deniz ve hava platformlarında metalden, kompozite geçişlerde stratejik ambargolar yaşanırken, biz kompozit üreticilerinin yurt dışına bağımlılığını bitirdik. Yüksek performanslı epoksi reçinelerle kendi tasarımcılarımız çok yüksek irtifalara çıkabilen, çok derin sulara inebilen sistemler tasarlıyor.

BALİSTİK ZIRH PERFORMANSI

“Balistik zırhlar için tedarik ettiğimiz ürünlerin sahadaki yüksek performansı, tekrar sipariş verilmesini sağladı. Tedarik süreçlerini hızlandırmamız, müşterilerimizin yeni üretim yatırımları yapmasına imkan verdi.”

ÇOK REKABETÇİYİZ

“İngiltere’de kurduğumuz ofisle Türkiye’de ulaştığımız başarıyı yurt dışında tekrarlamayı planlıyoruz. Ana üstünlüğümüz fiyat performans bareminde. Ayrıca kalite ve esnek üretimde de dünyada çok rekabetçiyiz. Prosese özel ürünler geliştirip, esnek üretimler yapıyoruz. Sanayicilerin problemlerini, beklentilerini biliyor ve çözüm odaklı üretimler gerçekleştiriyoruz.”

EPOKSİ ATIKLARA GERİ DÖNÜŞÜM

“Müşterilerimizin epoksi atıklarını alıp, tekrar kendi ürünlerimizde kullanabiliyoruz. Döngüsel ekonomide kullanarak çevreye zararını azaltmayı hedefliyoruz.”

KENEVİRDEN YERLİ EPOKSİ

“Yerli bir üreticimizden tedarik ettiğimiz kenevirden yerli organik bazlı epoksi ürettik. Biyobazlı epoksiler, 2030 yılında gelecek yasal düzenlemelerle özellikle denizcilik ve otomotiv sektöründe zorunlu olarak kullanılmaya başlayacak.”

PROOF OF CONCEPT’İN FAYDALARI

  • Kompozit parça üretimi yapan sektörlere hizmet edecek.
  • Firmaların Ür-Ge ve Ar-Ge ihtiyaçlarını karşılayacak.
  • Üreticiler yatırım yapmadan ürün geliştirme imkânına kavuşacak.
  • Üretim maliyetleri çok büyük ölçüde aşağı çekilecek.
  • Ürünün erken prototipinin üretimi mümkün olacak.
  • Araştırma, geliştirme, ürünleştirme süreçleri test edilebilecek.
  • Fabrikada geliştirilen teknoloji, üreticiye transfer edilecek.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Röportaj