Gayrimenkul sektörünün temsilcileri, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı’nın kurulmasının çok önemli bir adım olduğunu, bu sayede sürecin hızlanabileceğini bildirdi.


 

"Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi", Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

 

Buna göre daha önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde yer alan Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü kaldırılarak yerine Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kuruldu.

 

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, afet riski altındaki alanlarla bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde kentsel dönüşüm uygulamalarını yürütecek.

 

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereği çalışmaları yapacak Başkanlık, afet riski altındaki yapıların ve alanların dönüştürülmesine ilişkin mevzuatı hazırlayacak.

 

Sektör temsilcileri, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın kurulmasına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

 

"DÖNÜŞÜM HIZLI VE ETKİN BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLEBİLECEK"

 

Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu deprem tehlikesine dikkati çekerek, ülke genelinde 6,5 milyon riskli konut bulunduğunu söyledi.

 

Bu riskli konutların acil olarak dönüştürülmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Türkkan, ancak bu konuda zaman zaman mevzuatsal engeller ile karşı karşıya kalındığını, finansal eksikliklerin yanı sıra bu engellerin süreci yavaşlattığını anlattı.

 

Türkkan, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı sayesinde kentsel dönüşüm çalışmalarının daha hızlı ve etkin bir şekilde ve tek elden yürütüleceğini kaydederek, “İhtiyaç duyulan mevzuatsal değişimler daha hızlı hayata geçirilebilecek. Bu sayede projeler yarıda kalmayacak, dönüşüm hızlanacak. Güçlendirmede de aynı durumun söz konusu olacağını düşünüyoruz. Ancak burada ilgili yönetmeliklerin hızla hayata geçirilmesi ve finansman çözümlerinin de bulunması önemli.” Dedi.

 

“SÜRECİN HIZLANMASI ADINA DOĞRU BİR ADIM”

 

Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik de Kentsel Dönüşüm Başkanlığının altında biri Marmara'ya özel olmak üzere 3 ayrı genel müdürlük oluşturulduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Yaklaşan Marmara depremi göz önüne alındığında sürecin hızlanması adına Başkanlığın kurulması doğru bir adım. Ne yazık ki 6 Şubat depreminden sonra İstanbul'da vatandaşların kentsel dönüşüm ile ilgili telaşları varken, zaman geçtikçe ilginin yeniden kaybedildiğini gözlemliyoruz. Vatandaşın ilgisi ve hükümetin desteğiyle bu sürecin hızlanacağı kanısındayız. Başkanlıkla birlikte ekonomi modelinin nasıl olacağı, sürecin nasıl ilerleyeceğini şu an bilmiyoruz. Ama konuyla ilgili özel birim oluşturulması ve eğer olacaksa her bölgenin özelliklerine uygun kentsel dönüşüm uygulanması daha doğru olacaktır. Aynı zamanda ada bazlı dönüşümden yanayız. 10 katlı binayı yıkıp yerine 20 katlı bina yapmakla dönüşüm olmaz. Önümüzdeki dönemde ivedilikle rezerv alanlarına yeni binaların yapılması ve dönüşüme girecek binaların hızlıca dönüştürülmesi, vatandaşa da daha fazla ekonomik çözüm sunulması ve buna uygun bir finans sistemi yapılmasından yanayız."

 

"DÖNÜŞÜMÜN EKONOMİK YÖNÜNÜ MUTLAKA HALLETMELİYİZ"

 

Türk Dünyası Mimarlar ve Mühendisler Birliği Kentsel Dönüşüm Komisyonu Başkanı Nihat Şen ise Kentsel Dönüşüm Başkanlığının dönüşümün hızla ilerlemesine katkı sağlayabileceğini belirterek, “Ama tamamen bu süreci hızlandıracak ve sonuçlandıracak gibi bir algı oluşmasın. Yeni kurulan bir başkanlık. Tam görev ve yetkileri süreç içinde daha da netleşecek olup bu konunun asıl ekonomik yönü halledilmedikçe kentsel dönüşümün hızlanması çok zor.” Diye konuştu.

 

Düzenlemelerin bugünün koşullarına uygun yapılmasının önemine işaret eden Şen, “Gayrimenkul hukukunda bazen aksaklıklar yaşanabiliyor. Tabii bu kadrolarda çalışacak insanların ehliyet ve liyakat sahibi olmaları ve bu işi biliyor olmaları çok önemli. Piyasa şartlarının dinamiklerini bilmesi gerekiyor.” Dedi.

 

Şen, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının altında Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğünün kurulmasının çok önemli olduğunu belirtti.

 

“SÜREÇ, DAHA KONTROLLÜ VE SİSTEMLİ İLERLEYECEKTİR”

 

Helmann Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün de söz konusu yeni yapılanma için geç bile kalındığını anlatarak, "Ancak her şeye rağmen bundan sonraki süreç için çok önemli. Burada sektörü iyi tanıyan ve süreçleri bilen isimlerin göreve gelmesiyle Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın dönüşüme katkısı daha da artacaktır." ifadelerini kullandı.

 

Özyurtlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt ise yeni başkanlığı son derece olumlu karşıladıklarını belirterek, "Sürecin uygulanmaya başlamasıyla beraber, kentsel dönüşüm çalışmaları daha kontrollü ve sistemli yürüyecektir. Bugüne kadar bu konuda istenilen seviyeye gelinememiş olsa da bundan sonra zamanımız olduğu sürece bu açık kapatılabilecektir." diye konuştu.

 

Bahaş Holding Üst Yöneticisi (CEO) Abdüssamet Bahadır da çarpık kentleşme ve deprem gerçeği nedeniyle kritik öneme sahip olan kentsel dönüşüm projelerinin acilen uygulamaya alınmasının hayati önem taşıdığını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Kentsel dönüşüm faaliyetlerinin gece gündüz çalışılıp hızlandırılması gerekiyor. Marmara Depremi'nin üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen bu konuda ciddi bir mesafe alınamadı. Bu nedenle de Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'nın kurulması her ne kadar geç de olsa olumlu bir adımdır. Süreci hızlandıracağını, kentsel dönüşüm çalışmalarının daha koordineli ve düzenli şekilde yürütülmesine katkı sağlayacağını düşünüyorum."

 

İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık ise yeni başkanlığın sürece olumlu katkısı olacağını ve kentsel dönüşüm çalışmalarına ivme kazandıracağını bildirdi.

16 Ekim 2023 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar