tatil-sepeti
395 bin ton kırmızı et üretildi

Türkiye'nin toplam kırmızı et üretimi, yılın üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.8 artarak 380 bin 162 tondan 394 bin 665 tona yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül) ilişkin kırmızı et üretimi istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Kurban Bayramı'nın gerçekleştiği üçüncü çeyrekte sığır eti üretimi 359 bin 727 ton olarak tahmin edildi. Sığır eti üretimi, bir önceki döneme göre yüzde 48.2, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5.1 arttı. Koyun eti üretimi de söz konusu dönemde 23 bin 519 ton olarak tahmin edildi. Koyun eti üretimi bir önceki döneme göre yüzde 3.4 artarken, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.5 düşüş kaydetti. Türkiye'nin toplam kırmızı et üretimi, bu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki döneme göre yüzde 46.2 artış gösterdi. Söz konusu üretim geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.8 artarak 380 bin 162 tondan 394 bin 665 tona yükseldi. Toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilenlerin miktarı ise 125 bin ton olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre kırmızı et üretim miktarları (ton) şöyle: Yıl 1.Dönem 2.Dönem 3.Dönem 4.Dönem Toplam (Yıllık) 2011 157.932 171.595 173.177 274.210 776.915 2012 171.465 183.017 196.108 365.255 915.845 2013 208.597 212.885 206.466 368.177 996.125 2014 184.975 218.432 202.530 402.335 1.008.272 2015 210.475 261.871 380.162 297.000 1.149.508 2016 237.777 269.912 394.665

16 Kasım 2016 Çarşamba

Enerjide 158 tesise 5 milyar $

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, bu yıl Türkiye’nin 7 farklı bölgesinde 158 yeni elektrik üretim tesisi devreye girdi. Kurulu gücü 5 bin 620 megavat olan 158 tesisin yatırım değeri 5 milyar doları buluyor. 23 DOĞALGAZ SANTRALİ Devreye alınan santrallerin içinde en büyük kapasite, doğalgaz çevrim santrallerinde gerçekleşti. Bu yıl toplam bin 716 megavat kapasiteye sahip 23 doğalgaz çevrim santrali elektrik üretimine başladı. Doğalgazı, 1400 megavatlık kapasiteyle tek santral olarak devreye alınan taşkömürü santrali izledi. RÜZGARDA 1.046 MEGAVAT Rüzgarda ise toplam bin 46 megavat kapasiteye sahip 64 elektrik üretim santrali devreye alındı. Bu kaynakları, 320.9 megavat kurulu gücü bulunan 33 yeni hidroelektrik santrali, 151.2 megavat kapasitesindeki 11 jeotermal tesisi ve 280 megavat kurulu gücündeki 2 yeni linyit santrali takip etti. Söz konusu dönemde, 56.7 megavat kapasiteye sahip 7 biyokütle tesisi, 39.6 megavatlık 2 atık ısı tesisi, 35 megavatlık bir doğalgaz/fuel oil çevrim santrali ve 27.3 megavat kurulu güce sahip 10 yeni çöp gazı tesisi elektrik üretimine başladı. GÜNEŞ SANTRALLERİ DEVREDE Ayrıca, kurulu gücü 12.9 megavat olan 2 yeni güneş enerjisi santrali, 9.7 megavatlık 1 ithal kömür santrali ve 1.2 megavat kapasitesinde 1 hayvansal atık tesisi faaliyete başladı. ELEKTRİKTE KURULU GÜÇ 78 BİN MEGAVAT Lisanssız elektrik üretiminde 523 megavatlık kapasite devreye alındı. Böylece, bu yıl devreye alınan elektrik üretim santrallerinin kurulu gücü 5 bin 620 megavata ulaştı. Elektrikte geçen yıl sonu itibarıyla 73 bin 146 megavat olan kurulu güç, 30 Eylül itibarıyla 78 bin megavatı aştı.

16 Kasım 2016 Çarşamba

İTO’dan reel sektör raporu

HABER: SOYHAN ALPASLAN Ak Parti Ekonomi İşleri Kurulu üyeleri, reel sektörün güncel konularını değerlendirmek üzere 8 Kasım Pazartesi günü İstanbul Ticaret Odası’nı ziyaret etti. AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli başkanlığındaki heyet İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldi. Dişli, ekonomi yönetiminin yol haritasının iş dünyasından gelen talep ve beklentilere göre hazırlandığına dikkat çekerek, “Daha çok bir araya gelerek, daha çok istişare ederek her şeyin üstesinden geliriz” mesajı verdi. YERLİ ÜRETİMİ TEŞVİK İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Şaban Dişli’ye iş dünyasının talep ve beklentilerinden oluşan bir rapor sundu. Raporu satır başları ile özetleyen Başkan Çağlar, istihdamın üzerindeki ağır yüklerin kaldırılmasının önemi üzerinde durdu. Çağlar, “Ekonomimize can verecek yerli üretimi teşvik için de 2050 yılına kadar 1 trilyon doları aşkın kamu ve özel sektör yatırımı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı. İTO Yönetim Kurulu Üyelerinin sektörel durum değerlendirmeleri ve beklentilerini dile getirdikleri toplantıda karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.

15 Kasım 2016 Salı

Tüketimde petrol geriliyor doğalgaz yükseliyor

Dünya enerji tüketiminde petrolün payının 2040’a kadar yüzde 27’ye gerilemesi, doğalgazın payının ise yüzde 24’e yükselmesi öngörülüyor. Rusya Federasyonu’na bağlı analiz merkezi tarafından yayınlanan“Rusya ve Küresel Enerji Piyasalarına Dair Öngörüler” başlıklı rapora göre, dünya enerji tüketiminde petrolün payının önümüzdeki yıllarda azalması, doğalgazın payının ise yükselmesi bekleniyor. Rapora göre, petrolün, dünya enerji tüketiminde geçen yıl itibariyle yüzde 31 olan payının, 2040’a kadar yüzde 27’ye düşmesi bekleniyor. Doğalgazın geçen yıl itibarıyla yüzde 22 seviyesinde olan payının da 2040’a kadar yüzde 24’e yükselmesi öngörülüyor. Nükleer enerjinin tüketimdeki payının yine 2040’a kadar yüzde 6’ya çıkacağının belirtildiği raporda, hidroelektriğin payının yüzde 3’e ve biyokütle enerjisinin payının da yüzde 11’e yükseleceği tahmin ediliyor.Kömürün dünya enerji tüketimindeki payının ise yüzde 28’den yüzde 25’e düşeceği öngörülüyor. EN HIZLI ARTIŞ ASYA VE AFRİKA’DA Asya ve Afrika kıtalarındaki enerji tüketiminin 2040 yılına kadar büyük bir hızla artacağı belirtilen raporda, Çin ve Hindistan’ın da bu süreçte küresel enerji tüketiminde lider konumda olacağı kaydediliyor. PETROL ÜRETİMİNDE ARTIŞ FİYATLARDA BASKI OLUŞTURUYOR ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) dışındaki ülkelerin artan petrol üretimininpetrol fiyatları üzerinde baskı oluşturduğunu bildirdi. EIA’nın Kısa Dönem Enerji Görünümü raporunda, Rusya, İngiltere ve Brezilya’da artan ham petrol üretiminin ve ABD’deki üreticilerin düşük fiyatlara dirençli çıkarak üretim seviyelerini korumasının, küresel piyasalarda ham petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğu belirtildi. Raporda, OPEC dışındaki ülkelerin toplam petrol üretiminin bu sene günlük ortalama 56.88 milyon varil, gelecek yıl da 57.20 milyon varil olacağının tahmin edildiği kaydedilirken, 2017’de özellikle Kanada, Rusya ve Kazakistan’da petrol üretiminin artmasının öngörüldüğüne dikkat çekildi. OPEC’in ham petrol üretiminin bu sene günlük ortalama 32.5 milyon varil, gelecek yıl da 33.3 milyon varil olması öngörülüyor.

15 Kasım 2016 Salı

Gümrük Birliği’nde kartlar açılıyor

HABER: ADEM ORHUN Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye için yayınladığı yıllık ilerleme raporu 9 Kasım’da açıklandı. Raporda Türkiye hakkında birçok siyasi değerlendirme bulunuyor. Bu süreç ile birlikte özellikle ekonomi ve iş dünyası açısından AB’ye üye olmadan gerçekleştirilen Gümrük Birliği’nin (GB) oluşturduğu sancılar gündemde. 1995’te imzalanan ve 1996’da yürürlüğe giren Gümrük Birliği Kararı’nın, Türkiye açısından birçok sorun barındıran bir ortaklık ilişkisine dönüştüğü dile getiriliyor. ÜÇ ÖNEMLİ SORUN GB’nin uygulanmasında üç sorun ön plana çıkıyor. Bunlardan ilki, ciddi miktarda vergi kaybı. İkincisi Türkiye’nin, GB’den hakkıyla yararlanmasını önleyen karayolu kotaları. Üçüncü sorun ise GB ile ilgili alanlarda Avrupa Birliği’nin karar alma süreçlerinde Türkiye’nin yer almaması. Buna bir de AB’nin yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları eklenince Türkiye açısından GB kararının revize edilmesi gündeme geldi. KOORDİNASYON BAKANLIKTA Anlaşmada bazı konuların güncellenmesi için harekete geçen Hükümet, somut sonuçlara ulaştı. Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı’nın da destekleriyle yürütülen çalışmalar sonucunda müzakere sürecine ilişkin yol belirmeye başladı. Avrupa Komisyonu ile yürütülen teknik müzakereler 27 Nisan 2015’te tamamlandı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin 12 Mayıs 2015’teki Brüksel ziyaretinde Avrupa Komisyonu Ticaret Komiseri Cecilia Malmström ile gerçekleştirdiği görüşmede müzakerelerin çerçevesini belirleyen rapor resmiyet kazandı. ÖZEL SEKTÖRÜN TALEPLERİ Resmi makamlara göre güncellemeye yönelik müzakere sürecine 2017’nin ilk çeyreğinde başlanması bekleniyor. Ekonomi Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarıyla ve firmalarla yaptığı çalışmalar ve anketlerle talepleri topladı. Özel sektör ve kamu kurumlarının taleplerinin yanı sıra masada gündeme gelecek taviz alma girişimleri ve karşı taraftan gelebilecek muhtemel hamlelere yönelik pozisyonlar konusunda da çalışıldı. MÜZAKERE KONULARI Bakanlıklardan alınan bilgiye göre gündemde tarım, hizmetler, TIR kotaları ve iş adamlarına vizeler bulunuyor. Müzakere sürecinde tarımda muhtemel 10-15 noktada avantajlar elde edilmesi, karşılığında bazı noktalarda taviz verilmesi bekleniyor. ET VE SÜT ÜRÜNLERİ AB’nin et ve süt ürünleri konusunda agresif davranacağı öngörülüyor. Türkiye ise taze meyve sebzede beklenen avantajları almaya çalışacak. Kurumların gerekli raporları hazırladığı ve ekiplerin muhtemel pozisyonların ilişkilerini kurduğu öğrenildi. KAMU ALIMLARI Hizmet alanında ise Türkiye oldukça istekli. Diğer bir konu da kamu alımları. İhaleler, mal tedariği ve inşaat sektörü açısından fırsatlar sunuyor. Öte yandan Türkiye’den Avrupa ülkelerine ihracatta ek ücretlere ve süre kaybına sebep olan kotaların kaldırılması da masada olacak. Karayolu taşımacılığında geçiş ücretlerinin, doğrudan tüm kotaların kaldırılması bekleniyor. Bu konuda, malların serbest dolaşımı önündeki her türlü engelin kaldırılmasına dair Avrupa Birliği Adalet Divanı kararına da dikkat çekiliyor. AB ÜYELİĞİ HARİÇ HER ŞEY OLMALI İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, güncellenme sürecinde, Türkiye’nin karar alma süreçlerine katılması ve uzlaşmazlıkların çözümü mekanizmalarının oluşturulması gerektiğini belirtti. İKV Başkanı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin AB iç pazarına erişimini derinleştirecek bu süreçte Avrupa Birliği’nin ortak ticaret politikası, serbest dolaşım kuralları, üretim standartları, ortak tarım politikası gibi birçok AB politikasının uygulayıcısı konumuna geleceğiz. Bu durumu ‘üyelik dışında her şey’ olarak tanımlayabiliriz. AB politikalarından doğrudan etkilenirken bu politikaların karar alma sürecinde yer almamamız kabul edilemez. En azından ortak ticaret politikasının belirlenme sürecinde Türkiye’nin yer alması, ilgili komitelere katılması gerekir.” ETKİN İŞLEMİYOR Gümrük Birliği’nin şu anki haliyle dahi etkin işlemeyen yönleri olduğunu vurgulayan Zeytinoğlu, “Kamyon kotaları, karayolu geçişlerinde istenen ekstra ücretler, gümrüklerdeki işlemlerin yavaş olması gibi sorunlar mevcut. Vizelerin hâlâ kalkmamış olması başlı başına ayrı bir mesele. İş insanlarının fuar, iş toplantısı vs. için AB’ye seyahatlerinde engel oluşturuyor” dedi. TİCARETİ ARTIRACAK İKV Başkanı, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakere süreciyle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu süreçte hizmet ve tarım sektörlerini, kamu alımlarını içerecek daha kapsamlı bir yeni nesil ticaret anlaşmasının yapılması söz konusu. Bu sürecin Türk ekonomisine olumlu katkısının olacağını ve gayri safi hasılayı önemli ölçüde artıracağını düşünüyoruz. Birliğin hizmet sektörlerini ve tarım ürünlerini kapsayacak şekilde genişletilmesi, Türkiye’nin toplam ticaretini artıracağı gibi, daha etkin ve verimli bir tarımsal dönüşüm gerçekleştirmesi ve hizmet sektörlerinde rekabet edebilirliğin geliştirilmesi açısından da büyük fayda sağlayacak. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ülke ekonomisinde çığır açacak.” AB KONSEYİ YETKİ VERECEK Gerekli hazırlığını yapan Türkiye, bu yıl müzakerelere başlamayı planlıyordu. Ancak sürecin 2017’ye kalması partnerimizden kaynaklanıyor. Avrupa Birliği Konseyi, müzakereleri yürütecek AB komisyonlarına gerekli yetkiyi vermiş değil. Ekonomi Bakanlığı ve AB kaynaklarına göre, yılın ilk çeyreğinde müzakereye başlanacak. Ancak sorularımızı ilettiğimiz Avrupa Birliği Konseyi yetkilileri, AB Komisyonu’ndan görev başvurusunun henüz yapılmadığını ifade ettiler. ÖZEL SEKTÖR SÜRECE NASIL HAZIRLANMALI İktisadi Kalkınma Vakfı Araştırma Müdürü Melih Özsöz ve Kıdemli Uzmanı Selen Akses’in raporuna göre, kurumlar Gümrük Birliği’ni güncelleme yönünde adımlar atarken, ticari kesimin de hazırlık yapması gerekiyor. Rapora göre Türk özel sektörü revizyon sürecine şu şekilde hazırlanmalı: Kamu ve özel sektör müzakere kapasitesi oluşturulmalı: Bu süreçte kamunun yürüttüğü müzakerelerde mutlaka özel sektörün desteğinin alınması gerekiyor. Etkin bir kamu-özel sektör irtibat mekanizması kurulmalı: Müzakereleri yürütecek kamu sektörü ekibine, özel sektörü temsilen bir temsilcinin dahil edilmesi hususunda ısrarcı olunmalı. Özel sektör kendi pozisyonunu belirlemeli: Müzakere sürecinde tarım ve hizmetler sektörü en zorlu alanlardan ikisi. Karşı tarafın bu konuda çok deneyimli ve ‘kural koymaya alışkın’ olduğu göz önünde bulundurulmalı. Başarılı bir müzakere için Türk özel sektörünün elinde, güçlü bir iradeye sahip, sağlam bir müzakere pozisyonu olması gerekiyor.

15 Kasım 2016 Salı