tatil-sepeti
En az 100 senelik kömür rezervi var

HABER: SOYHAN ALPASLAN Türkiye ekonomisindeki yerli üretim seferberliği kömürde de tam gaz sürüyor. Yerli kömür kullanmak için yapısal tedbirler alınıyor. Kömür yakma teknolojisindeki gelişmelere dikkati çeken sektör temsilcileri, yerli kömürün kalorisini yükseltip, çevreye zararını en aza indirmek için çalışıyor. Yerli kömür üretimi ve kullanımı arttıkça, cari açıktaki ithal enerjiye bağlılığın da düşmesi bekleniyor. Ayrıca doğalgaza oranla yaklaşık 18 kat daha fazla istihdam sağlayabilme kapasitesi de yerli kömür üretiminin ve kullanımının cazibesini artırıyor. İSTİHDAM KAYNAĞI İstanbul Ticaret Odası Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Başkanı Erol Temizkanoğlu, yerli kömür üreticilerinin acilen ruhsat ve izin beklediğini söyledi. Bu konuda kamu-özel sektör işbirliği olması gerektiğini belirten Temizkanoğlu, şöyle konuştu: “Milli ve yerli enerjiyi, madenciliği ve bu yöndeki politikaları destekliyoruz. Taş kömürü ve linyit sahaları, bir an önce ekonomiye kazandırılmalı. Enerji üretim bedelleri tabi gaz santrallerinde, kömüre dayalı termik santrallerden daha yüksek. Enerjide dışa bağımlılık ayrıca depolama maliyeti, depolama güvenliği riski, enerji iletme maliyeti ve kur farkları sorunlarını taşıyor. Tabi gaz çevrim santrallerinde 100 kişi çalışırken, aynı kapasitede kömüre dayalı termik santralde, maden sahası dahil yaklaşık 2 bin kişi çalışıyor. Böylece bölge nüfusunun başka şehirlere göçü de engellenmiş oluyor. Sektör, yerli üretim temiz kömür yakma teknolojilerinin devreye alınmasını istiyor. Bu teknolojileri Ar-Ge ve finansal desteklerle geliştirmeliyiz.” KÖMÜR ÇALIŞTAYI 30 KASIM’DA 2. Kömür Eylem Planı Çalıştayı, 30 Kasım’da İstanbul Grand Cevahir Hotel’de gerçekleştirilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın desteklediği çalıştaya, Bakan Berat Albayrak’ın da katılması bekleniyor. ENERJİDE OLMAZSA OLMAZ Verimlilik Tasarruf Çeşitlilik İstanbul Ticaret Odası Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Hüseyin Akarçeşme, enerjide verimlilik, tasarruf ve çeşitliliğin olmazsa olmaz ‘üç ölçüt’ olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin son yıllardaki enerji politikaları ile doğalgaza bağımlılığını yüzde 60 seviyesine indirdiğini dile getiren Akarçeşme, yine yüksek olan bu oranın yerli enerji kaynakları ile daha aşağı çekileceğini söyledi. Yerli kömür ile işletilen termik santral sayısının hızla arttığını dile getiren Akarçeşme, şöyle devam etti: “Devlet buna öncülük yapıyor, özel sektör teşvik ediliyor. Geliştirilen yakma sistemleri ve üniteleri sayesinde normlara uygun olmayan, kalitesiz olarak adlandırılan kömürler de yakıldığında, sıfıra yakın emisyon oluşturuyor. Çevre ve insan sağlığına olumsuz etkisi olmuyor.” YERLİ MADENLER EKONOMİYE KAZANDIRILMALI İTO Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ali Sinan Safi, “Piyasanın en büyük kömür ithalatçısı firmalarından birinin sahibi olmama rağmen yerli kömür üretimini ve tüketimini destekliyorum. Tüm Kömür İthalatçıları Derneği’nin başkanlığını yaptığım dört yıl boyunca da yerli kömür üretimini, tüketimini destekledim” dedi. Yerli kömürün özellikle termik santrallerde kullanım avantajlarına vurgu yapan Safi, şunları söyledi: “Berat Albayrak’ın Bakan olması ile yerli kömür üretim ve tüketimine destek arttı. En az 100 senelik kömür kaynağımız var. Yerli kömür tüketimi, ekonomimize katkı sağlayacak, dış ticaret açığımızı azaltacak. Kazan sistemini, yakacağınız kömüre göre yaptığınız zaman her kömürü kullanabilirsiniz. Yalnızca kömür değil, tüm yerli madenlerimiz ekonomimize kazandırılmalı, özendirici teşvikler verilmeli” diye konuştu.

30 Kasım 2017 Perşembe

Enerji yatırımında tarihi rekor

Enerji tedariğinde güvenliği ve istikrarı sağlamlaştırmak için ciddi adımlar atan Türkiye, yeni tesisleri hizmete sokuyor. Son yatırımlar ve tamamlanan tesislerin açılışı için ‘2017 Yılı Elektrik Yatırımları Toplu Açılış Töreni’ yapıldı. Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, şunları söyledi: “Toplam 6 bin 90 megavat gücünde bin 583 tesisi devreye aldık. Ama yılsonunda kapasiteye eklenecek 8 bin 222 megavat kurulu güç ve 2 bin 774 adet tesisle, ülkemizin tarihindeki en büyük yıllık yatırımı gerçekleştireceğiz. Bu kapasite, Türkiye tarihimizdeki rakamsal olarak da sadece kurulu güç değil 9 milyar dolarlık boyutuyla bir rekor. Kesintisiz ve kaliteli enerji hizmeti sağlamak için iletim ve dağıtım altyapısına da ayrıca bu yıl 7.7 milyar liralık yatırımı devreye almış oluyoruz.” ÖZEL SEKTÖR YATIRIMI Bakan Albayrak, tesislerin tamamının devreye alınmasıyla 2017’yi 42 milyar liralık rekor bir yatırımla kapatmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. 15 yılda enerji sektöründe kamu ve özel sektör işbirliğiyle 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığını belirten Albayrak, şu bilgiyi verdi: “2002’de 31 bin 846 megavat olan kurulu gücümüz, bu yılsonu itibarıyla 85 bin 200 megavatı geçmiş olacak. Bu sene elektrik üretimindeki yüzde 8’lik artış, 2011’den bu yana en yüksek yıllık artış rakamı oldu.” Türkiye’nin sadece üretim yatırımı yapmadığını vurgulayan Albayrak, yaşlı şebekeler ve altyapı iyileştirmeleri için de yatırımların sürdüğünü kaydetti. 2016 sonunda yerli kaynaklardan elektrik üretim oranının yüzde 49’lara ulaştığını hatırlatan Albayrak, “Yerli kaynaklardan elektrik üretimimizi yukarıya taşımak için yoğun bir mücadele içindeyiz. Yeni yerli ve yenilenebilir yatırımlarımızla 2023 hedefimiz, yerli kaynaklardan üretimin 3’te 2’ye taşınması olacak” diye konuştu. YERLİ KÖMÜR Yerli kömürün elektrik üretimindeki payının bu yıl yüzde 16’ya ulaştığını vurgulayan Albayrak, hizmete alınması planlanan ek 5 bin megavatlık yerli kömüre dayalı üretim kapasitesiyle, bu kaynaktan üretimde en yüksek rakama ulaşılacağını ifade etti. Albayrak, son 10 yılda toplam rezervin yarısı kadar ilave linyit rezervinin ortaya çıktığını da ifade etti. Bakan Albayrak, yerli kömür rezervlerinin çevre dostu yeni nesil termik santrallerle ekonomiye kazandırılması gerektiğinin altını çizdi. Albayrak, şunları söyledi: “İthal kömürle elektrik üretimi yapan tesislerin yerli kömürle üretime geçmesi için firmalara sunduğumuz teşviklerin meyvelerini 2018’den başlayarak alacağız. 2019’a kadar eski nesil termik santrallerin filtreleme ve bacalama sistemlerinin rehabilite edilmesi için özel sektör firmalarımızla mutabık kaldık. Yerli kömürümüzden üretilen bu santrallerdeki enerji, ekolojik dengeye zarar vermeden yüksek insan sağlığı ve çevre standartlarında enerjiye dönüşecek.” GÜNEŞ PANELİ İHRAÇ EDECEĞİZ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, enerji teknolojilerinde Ar-Ge ve inovasyon odaklı dönüşüme çok önem verdiklerini vurguladı. Albayrak, “Dünyaya ‘Made in Turkey’ damgalı güneş panellerini, rüzgar türbinlerini umarım 2019 olmadan ihraç etmenin gururunu yaşayacağız” dedi. KALSIN: DIŞ TİCARET FAZLASI VERİRİZ İTO Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, enerjide büyük adımlar atıldığına dikkat çekti. Kalsın, “60 yıllık rüya gerçekleşiyor. Akkuyu ve Sinop nükleer santrali için gün sayıyoruz. Elektrikte yerli üretimin payı artıyor” dedi. Türkiye’nin yılsonunda sadece enerji ithalatına 40 milyar dolar ödeyeceğini vurgulayan Kalsın, “İşte bu projelerin hayata geçmesiyle dış ticaret fazlası veren ülkeler ligine yükseleceğiz” diye konuştu.

30 Kasım 2017 Perşembe

Türkiye Sanayi 4.0’ın neresinde?

HABER: İLKER BAŞÖZ Geleceğin en önemli büyüme stratejilerinden biri olan Sanayi 4.0 devrimi, İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) düzenlenen bir seminerde ele alındı. ‘Sanayi 4.0: Fırsatlar ve Yerli Uygulamalar’ adlı seminere bir çok firmadan temsilciler katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, Sanayi 4.0’ın tarihi gelişimine değindi. Sanayi 4.0 kavramının ilk kez 2011’de Almanya’nın Hannover Fuarı’nda kullanıldığını ifade eden Erkesim, şöyle konuştu: “Alman hükümetinin desteği ile uzmanlar tarafından özel bir çalışma gerçekleştirilmişti. Teknik başlangıcı 2011 kabul edilen Sanayi 4.0 devrimi, 5 yıllık süreçte teknik bir terim olmaktan çıkarak milyarlarca Euro’luk bir piyasa haline geldi. Almanya’nın 50 yılda toplam 250 milyar Euro’luk yatırım yapması bekleniyor. Ayrıca yine 2020’de dünyada nesnelerin interneti aracılığıyla 14 milyar cihazın birbirleriyle etkileşime geçmesi planlanıyor.” DÖRT ANA FAYDA Erkesim, konuşmasının devamında Sanayi 4.0’ın dört ana faydasını şu şekilde sıraladı: Firmaların üretkenliğini artıracak. Önümüzdeki 10 yılda birçok firmanın hammadde hariç üretim maliyetleri, yüzde 15 ile 30 arasında iyileştirecek. Üretici firmaların ciro artışına olumlu yönde etki edecek. Almanya örneğine bakacak olursak, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 1 artmasını sağlayarak yıllık 30 milyar dolar seviyesinde uzun vadede artış bekleniyor. İstihdam ile ilgili karşıt görüşlere rağmen Sanayi 4.0 ile yüzde 6 ile 10 arasında istihdam artışı bekleniyor. Firmaların üretim süreçlerini Sanayi 4.0’a adapte etmeleri için üreticilerin cirolarının yüzde 1 ile 1.5’ini yatırıma ayırması öngörülüyor. KULUÇKA MERKEZİ YATIRIMCI ÇEKİYOR Teknopark İstanbul Genel Müdür Yardımcısı İsmail Arı, yaptığı sunumla Teknopark’ın güncel faaliyetlerini anlattı. Halen 50’ye yakın projenin devam ettiği Teknopark kuluçka merkezinden bahseden Arı, “Kuluçka merkezimizde yüzde 60’ı doktora ve masterlı uzmanlardan oluşan arkadaşlarımız çok ileri teknoloji ürünler üretiyor. Bu sayede yatırımcılar da etrafımızda dolanmaya başladı. Son 3-4 ayda kuluçkamızdaki firmalara 3 milyon Euro’ya yakın yatırım yapıldı” diye konuştu. Otomasyonun 3. Sanayi Devrimi ile tamamlandığını ve Sanayi 4.0’da artık üretimin akıllanmaya başlayacağını belirten Arı, “Akıllı üretimi gerçekleştirecek olan etkenler sensörler, nesnelerin interneti ve bulut bilişim olacak” dedi. Arı, geleceğin fabrikalarını sadece birbirleri ile eşleştirilmiş akıllı cihazlardan oluşan ve içinde insan olmayan yapıda olacağını söyledi. İLERİ TEKNOLOJİ İLE MALİYET AZALACAK Seminerde,Sanayi 4.0’ın neler getireceğini ele alan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) Direktörü İbrahim Elbaşı, yeni dönemde siber fiziksel ürünler, nesnelerin interneti, siber güvenlik, büyük veri, sanal gerçeklik, yapay zeka, sistemlerin entegrasyonu ve bulut sistemleri gibi bir çok uygulamanın kullanılacağını ifade etti. Elbaşı, bu sistemlerin gelecekte iş hacmi, verimlilik, üretim kapasitesi, akıllı fabrikalar, adem-i merkeziyetçilik, dijital simülasyon sistemleri ve yüksek optimizasyonu da beraberinde getireceğini belirtti. Elbaşı, “Sanayi 4.0 ile kusurlu ürünler, işlem maliyeti, iş gücü maliyeti, çevresel kirlilik, kontrol ve denetimde aksama ve kaynak israfı gibi konular ortadan kalkacak” dedi. MAVİ YAKALILAR BEYAZ YAKALI OLACAK Sanayi 4.0’da Türkiye’nin fırsatları konusunda bir sunum gerçekleştiren Akınsoft Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Akın, “Sanayi 4.0’ın en önemli dezavantajlarından birinin işsizlik olacağı söyleniyor. Bence bu yanlış bir varsayım. Çünkü mavi yakalı dediğimiz, monoton iş yapan insanlarımızı beyaz yakalı hale getirecek. Yani Sanayi 4.0, insanlara işsizlik değil daha nitelikli iş sahaları açacak” diye konuştu. Akın, şunları söyledi: “Bu süreçte ülke olarak, neresindeyiz bu gelişmelerin? Ülkemizde internet yok. Eğer Sanayi 4.0 diyorsak, biz insanlar daha haberleşemezken makinalar nasıl haberleşecek? Gelişmiş ülkelere baktığımızda ortalama internetin 50 mbit indirme, 20 mbit yükleme olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ise bu rakam 10 Mbit indirme, 2 Mbit yükleme hatta adil kullanım kotası doğrultusunda 1 Mbps’e kadar düşebiliyor” dedi. HER ÜLKE KENDİ STRATEJİSİNİ GELİŞTİRMELİ Sanayi 4.0’ın yeni bir teknoloji olarak algılanmamasını, aslında yeni bir strateji olduğunu vurgulayan Doruk Otomasyon Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Özden, şunları söyledi: “Bu strateji, Alman sanayisini güvence altına almak ve gelişimini sağlamak için sunuldu. Dünyada bu strateji ile ilgili geliştirilmiş konseptler de büyük ilgi görüyor.” Özden, her ülkenin kendi ihtiyaçları doğrultusunda Sanayi 4.0 stratejisini geliştirmesi gerektiğini dile getirdi. MÜŞTERİNİN İSTEĞİNE GÖRE ÜRETİM Arçelik Teknoloji ve Sanayi 4.0 Yöneticisi Ömer Faruk Özer, geleceği müşteri odaklı olarak tasarladıklarını söyledi. Özer, “Müşterimizin isteklerine göre üretim sistemlerimizi ve ürünlerimizi geliştiriyoruz. Bu yüzden de Arçelik, akıllı ürün ve akıllı servislere doğru gidiyor. Örneğin, Güney Afrika’da güneş enerjisi ile çalışan, Çin’de ise pirinç saklamak için geliştirilmiş buzdolaplarımız var. Tüm ürünlerimiz IoT konusunda çok hızlı değişim geçiriyor. Yakında bütün pazarlarda yaygın olarak ürünlerin internete bağlı olduğunu göreceksiniz” dedi. ENDÜSTRİ 4.0 ÖNCE KOBİ’LERDEN BAŞLAMALI Endüstri 4.0, son zamanlarda sık sık duyduğumuz, kimilerinin araştırıp öğrenmeye çalıştığı, kimilerinin ise ‘yine icat çıkartıyorlar’ dediği ama gerçekten de iyi anlaşılması, nelere, nerelerde, ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu belirleyerek planlanması gereken bir dönüşüm. Sanayinin bilişimle buluştuğu Endüstri 4.0, tek başına bir robotla veya otomasyonla üretim yapmak değil. Bu gerçeğe dikkat çeken İstanbul Ticaret Odası Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ender Yazıcıoğlu, “Endüstri 4.0 akıllı üretim; yapay zeka ile makinelerin konuşabilmesi ve iletişime geçerek üretimin gerçekleşmesidir” dedi. GENÇ NÜFUS YOK Yazıcıoğlu, robotları satın alıp otomasyona geçerek üretimi bilişim sektörü ile buluşturmanın, yani Endüstri 4.0’a dönüştürmenin mümkün olmadığını vurgulayarak, özellikle KOBİ’ler için Endüstri 4.0’ın ne anlama geldiğini şöyle anlattı: “Bizim bu tür alımlara ihtiyacımız yok. Toplumumuzu ve üretimimizi Endüstri 4.0’a nasıl dönüştürürüz, KOBİ’lerimizi bu tür akıllı üretime nasıl taşırız? Hangi alanlarda, ne oranlarda, ne kadar zaman içerisinde dönüşüm sağlayabiliriz? Bu tür çalışmalara yoğunlaşmalıyız. Endüstri 4.0, Almanya, Japonya gibi işçilik maliyetlerinin çok yüksek olduğu ve gittikçe yaşlanan toplumların duygusallıktan uzak, tamamen fiyat odaklı, rekabet şansı yüksek üretim şekli. Çünkü üretimde kullanabilecekleri genç nüfusları yeterli değil. Yenileri de gelmiyor. Sadece rekabet için değil, üretimlerinin AB veya diğer ülkelerden gelen göçmen işçilere dayalı hale gelmesinden duydukları rahatsızlıktır. Bu iş göçüne de her geçen yıl daha fazla ihtiyaç duyulacak.” REKABET İÇİN Çin’in de artık yüksek teknolojiye ağırlık verdiğine, emek yoğun ve işçiliğe dayalı üretimini Vietnam, Kamboçya, Tayland, Myanmar gibi ülkelere yönlendirdiğine dikkat çeken Ender Yazıcıoğlu, şöyle konuştu: “Bizim de yapmamız gereken bu tip üretimdir. Bir taraftan KOBİ’lerimizi ve üretimlerini Endüstri 4.0’la buluşturup, onları uygun hale getirirken diğer taraftan toplumumuzu Toplum 5.0’a hazırlamaktır. Uluslararası rekabet için KOBİ’lerin Endüstri 4.0’a hazır olması gerekir. Bizim geri gönderebileceğimiz insan kaynağımız da yok. Yüksek teknoloji üretimine ayak uyduramayacak ciddi bir üretimimiz ve sürekli artan bir nüfusumuz var. Bunları nasıl değerlendireceğimizin hesabını yapmalıyız.” ALMANYA YILDA 30 MİLYAR EURO HARCIYOR Almanya gelecek 10 yıl için Endüstri 4.0’a her yıl 30 milyar Euro harcıyor. Ayırdığı toplam bütçe 264 milyar Euro. Bu dönüşümden, verimlilikten kazancı ise sadece 24 milyar Euro. Endüstri 4.0’a dönüşüm sağlandığı anda yeni insan kaynağına ihtiyacı kalmayacak. Fiyat ve kalitesi ile rekabet edebilen, yüksek teknolojiye dayalı, üretim performansını kaybetmemiş bir ülke konumuna gelecek. Büyük ihtimalle de şu anda çalışanların bir kısmı bile çok daha düşük maaşla çalışıp hayat standardını tutturamayacakları için ülkelerine geri dönüşler başlayacak. En azından yeni işçi gelmeyecek. Bu dillendirilmese de, bu geri dönüşlerden ve yeni iş gücü ithali ve onların ortaya çıkardığı sorunlardan kazancı çok daha büyük olacak. Toplumsal sorunları kısmen çözecekler. TOPLUM 5.0 İLE KOORDİNE EDİLMELİ Toplum 5.0, Japonlar’ın ortaya koyduğu toplumun Endüstri 4.0 üretimine uygun, makine ve robotlarla ortak yaşama alışkanlığına dönüşmüş yeni bir toplum oluşturmayı öngörüyor. Ender Yazıcıoğlu, Toplum 5.0’a dönüşüm sağlanamadığı takdirde videolarda, film setlerinde izlediğimiz savaşların, duygusallıktan uzak insanlık dışı mücadelelerin içinde kalacağımızı söyledi. Yazıcıoğlu, “Ucuz üretimin olduğu, tüm hizmetlerin yapay zeka robotlarla yapılabildiği bir dünyada mutlu bir toplum yaşamı sadece hayal olur. Endüstri 4.0 ile Toplum 5.0 koordine edilmeli ve birbirine uyumlu hale getirilmiş bir toplum oluşturulmalı” diye konuştu.

29 Kasım 2017 Çarşamba

İç giyim ve çorapta hedef dünya pazarı

HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası (İTO) İç Giyim ve Aksesuarları Meslek Komitesi, sektörel fuarlara ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenledi. İstanbul Ticaret Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Cemile Sultan Korusu tesislerinde gerçekleştirilen toplantıya, iç giyim ve aksesuarları üretimi, ticareti yapan firmaların yanı sıra çorap sanayicileri de katıldı. 52 ÜLKEDE ROADSHOW İç Giyim ve Aksesuarları Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Osman Alyüz, tüm pazarlara girebilmek için dünya çapında roadshow çalışmalarının yapıldığını ifade etti. Yabancı müşterilerin önem arz ettiğini hatırlatan Alyüz, “LINEXPO 2017 fuarında roadshow çalışmalarında 32 ülke hedeflendi ve 30 firma katıldı. 2018 fuarına da 40 firmanın katılmasını bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde 52 ülkeye roadshow çalışması öngörülüyor. Bu çalışmalar 70 ülkeye kadar çıkabilir. Bu hususta destekler önem arz ediyor” dedi. KURA ÇEKİLDİ Sektör için büyük öneme sahip olan LINEXPO Fuarı, 8-10 Şubat 2018’de Yeşilköy’deki İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. Fuarda iç giyim, gecelik, sabahlık, mayo, pijama, çorap, t-shirt, şort, eşofman, tayt ve yan sanayi aksesuar ürünleri sergilenecek. Komitenin toplantısında, fuardaki stant alanları için de kura çekimi yapılarak, firmalar yerlerini belirledi.

28 Kasım 2017 Salı

2040’ta elektrik üretimi yüzde 60 artacak

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) 2017 Dünya Enerji Görünümü Raporu’na göre, geçen yıl 21 milyar 375 milyon megavatsaat olan küresel elektrik talebi2040’a kadar34 milyar 470 milyon megavatsaate yükselecek. Talebin büyük çoğunluğu 17 milyar 827 milyon megavatsaatle Asya Pasifik bölgesinde yer alan ülkelerden kaynaklanacak. Bunu 5 milyar 651 milyon megavatsaatle Kuzey Amerikaizleyecek. YENİLENEBİLİR ENERJİNİN PAYI Küresel elektrik üretimi24 milyar 765 milyon megavatsaat seviyesinden yaklaşık yüzde 60 artışla 2040’ta 39 milyar 290 milyon megavatsaate çıkacak. Üretimde fosil yakıtların payı yüzde 50’ye gerilerken, yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 40’a ulaşacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarından 15 milyar 688 milyon megavatsaat elektrik üretilecek. En çok üretim, 6 milyar 193 milyon megavatsaatle hidroelektrik santrallerinden sağlanacak. Bunu, 4 milyar 270 milyon megavatsaatle rüzgar enerjisi ve 3 milyar 162 milyon megavatsaatle güneş enerjisi izleyecek. KÖMÜR VE DOĞALGAZ Geçen yıl3.6 trilyon metreküp seviyesindekidoğalgaz üretimi, 2040’ta 5.3 trilyon metreküpe ulaşacak. Doğalgaz üretiminin büyük çoğunluğu 1 trilyon 338 milyar metreküple Kuzey Amerika’dave 1 trilyon 95 milyar metreküple Avrasya bölgesinde gerçekleşecek. 2040’ta kömür üretimi ise 5 milyar 613 milyon tona ulaşacak. Üretimde 4 milyar 269 milyon tonla Asya başı çekecek. Asya’da Çin 2 milyar 367 milyon ton üretim seviyesiyle ilk sıradaki yerini korurken, Hindistan 994 milyon tonla ikinci sıraya yerleşecek.

24 Kasım 2017 Cuma