Besilik büyükbaş hayvan ithalatı 2021’de sonlandırılacak

Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürlüğü’nden (HAYGEM) yapılan yazılı açıklamaya göre,1 Ocak 2022'den itibaren mücbir sebepler dışında besilik canlı hayvan ithalatına hiçbir şekilde izin verilmeyeceği ifade edildi. Açıklamada, bu yıl gerçekleştirilecek besilik büyükbaş hayvan ithalatını da 2019'a göre yarı yarıya azaltacağı ve2019'da 660 bin baş olarak gerçekleşen besilik büyükbaş hayvan ithalatının, bu yıl 350 bin başa indirileceği kaydedildi. HAYVAN VARLIĞI VE ET ÜRETİMİNDE ARTIŞ Son 17 yılda uygulanan politika ve desteklemeler ile büyükbaş hayvan varlığının yüzde 80 artarak 17,8 milyona ulaştığına vurgu yapılan açıklamada, küçükbaş hayvan varlığının da yüzde 52 artarak 48,4 milyona, kırmızı et üretiminin ise yüzde 186 artarak 1,2 milyon tona ulaştığı belirtildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 21 artışla 83,1 milyona, turist sayısının yüzde 240'lık artışla 45 milyona ulaştığı kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi: "Nüfusumuzun yeterli ve dengeli beslenmesi için kırmızı et kaynaklı protein ihtiyacının karşılanması gerekmekte, üreticimizin korunması ve tüketicimizin makul fiyattan et tüketmesini sağlayarak kollanması önem arz etmektedir. Bu kapsamda bir sonraki yılın ramazan ayı ve turizm sezonu gibi talebin yoğun olduğu dönemler için besilik hayvan mevcudu, işletme doluluk oranları ve arz talep dengesi göz önünde tutularak, besilik büyükbaş hayvan temini planlanmaktadır.Hayvancılık sektöründe yaptığımız atılımlar, uyguladığımız destek ve projeler sonucunda besilik hayvan ithalatımız, 2019 yılında bir önceki yıla göre yarı yarıya azaltılarak, 660 bin başa düşürülmüştür. 2020 yılında da bir önceki yıla göre yarıya yakın oranda düşürülecektir. 1 Ocak 2022'den itibaren mücbir sebepler dışında besilik canlı hayvan ithalatına hiçbir şekilde izin verilmeyecektir."

10 Haziran 2020 Çarşamba

Kovid-19 küresel gaz piyasasına ‘'tarihin en büyük şokunu’ yaşatacak

Uluslararası Enerji Ajansı Gaz 2020 Raporu’na göre, yeni tip koronavirüs salgını ve kuzey yarım kürede yaşanan ılık kış şartlarına bağlı olarak, küresel doğalgaz talebinin bu yıl 150 milyar metreküp azalarak 3 trilyon 850 milyar metreküp seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Yüzde 4'lük bu düşüş, küresel gaz talebinde yıllık bazda tarihin en büyük düşüşü olarak kayıtlara geçecek. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve kuzey yarım kürede yaşanan ılık kış şartları dolayısıyla küresel doğal gaz talebinin buyıl 150 milyon metreküp azalarak, 3 trilyon 850 milyar metreküp seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.Yüzde 4'lük bu düşüş, küresel gaz talebinde yıllık bazda tarihin en büyük düşüşü olarak kayıtlara geçecek. Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Gaz 2020 raporuna göre, küresel doğal gaz piyasalarında talep önemli oranda azalırken, bu yıl Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa ve Asya gibi gelişmiş piyasalarda gaz talebindeki gerileme yüzde 75'i bulabilir. Bu yıl küresel gaz talebinin ise 150 milyar metreküp azalarak, 3 trilyon 850 milyar metreküp seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Yüzde 4'lük bu düşüş, küresel doğal gaz talebinde yıllık bazda görülen tarihin en büyük düşüşü olacak. Ayrıca, bu oranın 2008 ekonomik krizi nedeniylegaz talebinde yaşanan düşüşün iki katı olacağı hesaplanıyor. Öte yandan, Kovid-19 salgını küresel petrol ve gaz piyasalarında arz artışına sebep olurken,bu sektörlerdeki harcamaların kısılmasına ve yatırım planlarının da kısa dönemde ertelenmesine yol açacak. Gaz tedariğinin büyümesinde öncü olan ABD kaya gazı, Orta Doğu ve Rusya petrol fiyatlarındaki çöküş ve talepteki belirsizlik nedeniyle baskı altında bulunuyor. Küresel gaz piyasalarında 2021'de bir sıçrama olması beklense de bu büyümenin kriz öncesi dönemdeki öngörüleri yakalayamayacağı tahmin ediliyor. Küresel gaz talebinde 2021'den sonra talebin en fazla Çin ve Hindistan'da görülmesi bekleniyor. Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ise uluslararası gaz ticaretinin itici gücü olacak. Son 2 yılda LNG projesi yatırımları Kuzey Amerika, Afrika ve Rusya'da ilave ihracat kapasitesi oluşmasını sağlayacak. SALGININ ETKİSİ KALICI OLACAK IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, doğal gazın mevcut krizden şu ana kadar petrol ve kömüre göre daha az etkilendiğini belirterek, "Fakat, doğal gazın da mevcut krize karşı bağışıklığı olduğunu söyleyemeyiz. Bu yıl talepteki rekor düşüş, güçlü şekilde büyümeye alışmış bir endüstri için şartların dramatik bir şekilde değiştiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı. Küresel gaz talebinin gelecek 2 yıl içinde kademeli olarak toparlanacağını kaydeden Birol, "Bu, işlerin hızlı bir şekilde normal haline döneceği anlamına gelmesin. Kovid-19 salgını büyüme oranlarını küçülterek ve belirsizlikleri artırarak piyasadaki gelişmeler üzerinde kalıcı bir etki yapacak" değerlendirmesinde bulundu.

10 Haziran 2020 Çarşamba

Turist rehberliği hizmetinde kurallar belirlendi

* Turist rehberlerine salgın ve hijyen konusunda online eğitim sağlanacak. Tura katılanlardan 14 günde bulunduğu yerler, varsa kronik rahatsızlıkları, Kovid-19 geçirip geçirmediklerine ilişkin bilgilendirme istenecek. * Turist rehberi, müze, ören yeri, dinlenme tesisi gibi uğranılan mekanlarda Kovid-19 kapsamında alınan kurallara uyulmasına dikkat edecek, girişlerde koruma tedbirleri hakkında grubu bilgilendirecek ve çıkışa kadar grubuna eşlik ederek tedbirlere uyulup uyulmadığını denetleyecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca kontrollü normalleşme sürecinde turist rehberliği hizmetinde uyulması gereken kurallar,genelgeyle belirledi. Bakan Mehmet Nuri Ersoy imzasıyla,81 İlin Kültür ve Turizm Müdürlüğü,Turist Rehberler Birliği ileTürkiye Seyahat Acentaları Birliğine"Turist Rehberliği Hizmetinde Kovid-19 Pandemi sürecinde Uyulması Gereken Kurallara İlişkin Genelge" gönderildi. Salgına karşı verilen başarılı mücadele sonrasında, seyahat ve turizm faaliyetlerinin sağlıklı bir süreçte yeniden başlatılmasınınöngörüldüğünün bildirildiği genelgede,turizm faaliyetlerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için turist rehberliği hizmetindebelirlenen önlemlerin alınması ve sürekliliğinin sağlanması gerektiği vurgulandı. Genelgede uyulması gerekenkurallar şöyle sıralandı: - Turist Rehberleri Birliği tarafından turist rehberlerine salgın ve hijyen konusunda online eğitim sağlanacak. - Kovid-19 belirtileri gösteren (ateş, öksürük, burun akıntısı, nefes darlığı gibi belirtileri olan) Kovid-19 tanısı alan ya da Kovid-19 temaslı olan turist rehberleri sağlık kuruluşuna başvuracak ve en az 14 gün çalışmayacak. - Turist rehberleri, kişisel hijyen kurallarına uygun şekilde hareket edecek, tur boyunca kuralına uygun tıbbi maske kullanacak, sosyal mesafe kurallarına uyacak. - Tura katılanlardan son 14 gün içerisinde bulunduğu yerler, varsa kronik rahatsızlıkları, Kovid-19 geçirip geçirmediklerine ilişkin bilgilendirme istenilecek. Turist rehberi, yolcularına kendisi tarafından verilen serbest zaman faaliyetleri (fotoğraf çekimi, alışveriş vb.) gibi zamanlar dışında ve yolcuların birlikte bulunduğu ve geziyi sürdürdüğü anlarda yolcuların yanında bulunacak. - Turist rehberleri katılımcıların gezi sırasında kuralına uygun tıbbi maske takmasına, uygun şekilde kullanmasına (çene ve burunu kapatacak şekilde), maske nemlendikçe ya da kirlendikçe değiştirilmesinin sağlanmasına dikkat edecek, kullanılmış maskeler ağzı bağlı çöp torbasına atılacak, yeni maske takılırken eller el antiseptiği ile temizlenecek. - Eldivenin doğru kullanılmaması Kovid-19 bulaşma riskini artırabileceğinden rehberler ve tur katılımcıları eldiven kullanmayacak. El hijyenine ve yüzeylerle el temasından kaçınılmasına dikkat edilecek. - Turist rehberi müze, ören yeri, dinlenme tesisi gibi uğranılan mekanlarda Kovid-19 kapsamında alınan kurallara uyulmasına dikkat edecek.Girişlerde koruma tedbirleri hakkında grubu bilgilendirir ve girişten çıkışa kadar grubuna eşlik ederek tedbirlere uyulup uyulmadığını denetleyecek. - Turist rehberleri, grubu, açık ve kapalı alanlarda Sağlık Bakanlığınca yayınlanan Kovid-19 rehberinde belirtilen güncel sosyal mesafe kurallarına uygun tutmaya özen gösterecek. Kalabalığı engelleyecek önlemler alacak, müzeler ve tur boyunca uğranılan diğer yerlerde bölgesel kalabalık oluşması durumunda tura katılanları uyaracak. Aynı aileden olan veya bir grup olarak gelen katılımcılar arasında sosyal mesafe kuralları uygulanmayacak. - Talep edilmesi halinde tura katılanlara kullandırılmak üzere, maske ve dezenfektan gibi kişisel koruyucu ekipman ile tur aracı içerisinde rehber ve grup için el dezenfektanı bulundurulacak. -Turda, gezi boyunca turist rehberleri ve gezi katılımcıları için kablosuz mikrofon ve kulaklık sistemi tedarik edilecek ve sistem tur boyunca aynı kişi tarafından kullandırılacak. Mümkünse kullanılan mikrofon, kulaklık gibi aletlerin kişiye ait olması sağlanacak. Damlacık oluşturması nedeniyle yüksek sesle konuşmak ve bağırmaktan kaçınılacak. - Kişiye özel alet kullanımı sağlanamadığı durumlarda, her katılımcıdan sonra kullanılan aletlerin temizlik ve sterilizasyonu sağlanacak, kullanılan aletlerin üzerinde kan veya sekresyon yoksa, yüzde 70'lik alkol ile silinecek. Kullanılan aletlerin üzerinde kan veya sekresyon varsa, ön temizlik yapıldıktan ve kuruduktan sonra yüzde 70'lik alkol ile silinecek. Meydana gelen atıklar, tıbbi atık kapsamında uzaklaştırılacak. - Turist rehberleri ziyaretçilerin tuvaletlere güvenli bir şekilde girip çıkmalarını sağlayacak, gerekirse görevlilerden (güvenlik, temizlik vb.) yardım alacak, el kurutma fanlarının yerine tek kullanımlık kağıt havlular kullanılması yönünde tur katılımcıları uyarılacak. - Turist rehberleri, engelli ziyaretçileri varsa, müze ve ören yerlerine mümkün olması halinde önceden haber vererek randevulu gelecek. -Konaklama, dinlenme yapılacak tesislerde alınacak hizmetlerde turist rehberleri gerektiği hallerde saat planlaması yaparak rezervasyon için grubuna ve işletmeye haber verecek. -Rehber, tur başlangıcında Kovid-19'un bulaşma yolları ve korunma önlemleri hususunda tur katılımcılarını bilgilendirecek, ulaşım aracında ve ziyaret edilen yerlerde ilgili resmi kurumlarca ilan edilen hijyen kurallarının uygulanmasını kontrol edecek. - Turda, katılımcılardan birinde ateş, öksürük, nezle, nefes darlığı gibi belirtiler gelişirse, maskesi takılı olarak sağlık kuruluşuna yönlendirilecek, sağlık kuruluşunca devir alınıncaya kadar hasta izole edilecek ve gerektiği hallerde sağlık birimine ulaşması sağlanacak. - Tur ve transfer amaçlı ulaşım araçlarında, ilgili resmi kurumlarca ilan edilen kurallara uyulacak.

10 Haziran 2020 Çarşamba

Otomotivde fabrikalar 11 Mayıs’ta faaliyete başlayacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından düzenlenen "İşimiz, gücümüz üretim" başlıklı toplantıya video konferans yöntemiyle katıldı. Kovid-19'un zengin ya da fakir ülke ayrımı yapmadığını belirten Varank, salgının ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak toplumları etkilediğini söyledi. Varank, uluslararası ticarette, sınır ötesi sermaye hareketlerinde ve emtia piyasalarında sert dalgalanmalar yaşandığına dikkati çekerek, geleceğe ilişkin belirsizlikler arttıkça, üreticilerin ve tüketicilerin davranış kalıplarının da değiştiğini bildirdi. Türkiye'nin, bu küresel şokta başarılı bir sınav verdiğini ve vermeye de devam ettiğini vurgulayan Varank, "Salgında yayılımın ve hasta sayısının düzenli olarak azaldığı bir döneme girdik. Bu başarı Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, eş güdüm içinde attığımız adımlar sayesinde oldu. Sağlıktan eğitime, güvenlikten ulaştırmaya kadar her alanda somut ve dinamik politikalar uyguladık." dedi. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanabilmenin şartlarını ciddi şekilde kolaylaştırdıklarını hatırlatan Varank, sektör ayrımının olmadığı bu kritik imkana, şimdiye kadar 3 milyonun üzerinde çalışan için başvuru yapıldığı bilgisini verdi. Varank, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayacaklar için de aylık 1170 liralık başka bir paketi daha devreye aldıklarını anımsatarak, telafi çalışma süresini 2 aydan 4 aya çıkardıklarını dile getirdi. Sosyal destek programları kapsamında yaklaşık 4,5 milyon ihtiyaç sahibi haneye 1000'er lira nakdi yardım yaptıklarını ifade eden Varank, e-devlet üzerinden talep eden, ulaşamayan ihtiyaç sahiplerine de yardım edileceğini anlattı. FABRİKALARIN TEMELLİ KAPANMASI GİBİ BİR YAKLAŞIMIMIZ OLMADI Varank, tüm bu yardım ve destek programlarını devreye alırken sanayicilerle de dirsek teması içinde olmaya önem verdiklerini belirterek, salgının başından itibaren her türlü talep ve öneriyi dikkate aldıklarını söyledi. Söz konusu süreçte KOSGEB, TÜBİTAK ve kalkınma ajansları kanalıyla özel destek programları açıkladıklarını anımsatan Varank, şu değerlendirmede bulundu: "Biliyorsunuz, fabrikaların temelli kapanması gibi bir yaklaşımımız asla olmadı. Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu günlerde bile ihracat taahhüdü olan ya da ara vermesi durumunda büyük zararla karşılaşabilecek üreticilerin çalışmaya devam etmesini sağladık. Böylece kısıtlama boyunca, İçişleri Bakanlığı genelgesinde olan sektörlere ilave olarak, il müdürlüklerimiz ve sanayi odalarıyla koordineli bir biçimde 16 bin 900 firma daha üretimlerini sürdürdü." Varank, süreçte Türkiye'de, temel gıda maddelerinden sağlık ekipmanlarına varıncaya dek hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşanmadığına işaret ederek, yerli yoğun bakım solunum cihazını bile sadece iki haftada seri üretim bandından indirdiklerini dile getirdi. Sıfırdan inşa edilen Ar-Ge ekosisteminin, bu başarının en önemli mimarı olduğunu vurgulayan Varank, bu ekosistemde yetişen ve Bakanlığın desteklerinden faydalanan "start-up"ın sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya umut olduğunu ifade etti. Varank, söz konusu ekosistemle ortaya çıkan pilot ürününün Baykar, Aselsan ve Arçelik iş birliğiyle bir üst basamağa taşındığını anımsatarak, büyük bir özveriyle yapılan çalışmalar sonucu dünya standartlarındaki cihazın 14 günlük rekor sürede üretildiğini söyledi. ÜRETİM CEPHESİNDE ÖNEMLİ GELİŞMELER VAR Bakan Varank, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün açıkladığı "normalleşme" planına değinerek, "Üretim cephesinde önemli gelişmeler var. Otomotiv fabrikalarının büyük bölümü yeniden üretime geçti. 11 Mayıs itibarıyla ülkemizde tüm ana fabrikalar tekrar faaliyetlerine başlamış olacak. Bazı tekstil firmalarının da açılmaya başladığını biliyoruz. AVM'lerin ve ihracat kanallarının normalleşmesiyle sektör hızlıca toparlanacak" diye konuştu. Bu dönemin risklerine hazırlıklı olmak kadar fırsatlarının da değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Varank, bu konuda üreticilere de büyük görev düştüğünü bildirdi. Varank, normale hazırlıklı olmak kadar yeni normali şekillendirmenin de önem taşıdığını belirterek, sanayicilerden beklentilerini paylaştı. Çalışan sağlığının güvence altına alınması süreçlerinin çok iyi planlanması gerektiğini vurgulayan Varank, şunları kaydetti: "Servislerdeki oturma düzeninden fabrikadaki vardiyalara kadar her bir detay çok mühim. Bu konuda biz de önemli bir adım attık. Sanayinin kalbinin attığı şehirlerden Kocaeli'de pilot bir proje başlattık. Sağlık Bakanlığımız ile birlikte, Gebze Teknik Üniversitesinde sadece sanayiye hizmet vermek üzere, günlük 5 bin test kapasiteli bir laboratuvar kuruldu. Ankara için de benzer bir proje yakında devreye girecek. Sanayi odamız, OSB yönetimleri, Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığımız iş birliğinde hazırlıklarımızı tamamladık. Günlük 4 binin üzerinde test kapasitesine sahip bir laboratuvar da Ankara için kurulmuş olacak." Varank, gelecek dönemde İstanbul, Bursa ve Tekirdağ'da da tarama testleri yapmayı başlatacakları bilgisini vererek, mayıs sonuna kadar tüm OSB'lerde bu sistemi devreye almak istediklerini, böylece emekçilerin sağlığını çok daha yakından takip edeceklerini dile getirdi. Sanayicilerden dinamik olmalarını isteyen Varank, şöyle konuştu: "Talep canlanmaya başladığında, piyasayı en iyi şekilde besleyebilmeniz gerekiyor. Dolayısıyla sizlere rekabet avantajı sağlayacak adımları gelin birlikte planlayalım. Yatırım kararlarınızı hızlandıracak, öngörülebilirliği daha da artıracak ya da finansman sıkıntınızı hafifletecek mekanizmaları birlikte şekillendirelim. Tedarik zincirlerindeki konumunuzu güçlendirin. Üretim çeşitliliğiniz ve kabiliyetleriniz ne kadar gelişmişse küresel rekabette o denli öne geçiyorsunuz." TÜRKİYE KÜRESEL ŞİRKETLERİN YENİ ÜRETİM MERKEZİ OLABİLİR Varank, Çin'deki üretimde yaşanan aksaklıkların küresel şirketleri, üretim merkezlerini çeşitlendirmeye ittiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin çok kolay bir şekilde bu merkezlerden birisi olabileceğini söyledi. Sanayicilere sektörlerinde faaliyet gösteren küresel şirketlerle irtibata geçmeleri önerisinde bulunan Varank, "Onların tedarikçisi olmak için teklifte bulunun. Yeni ortaklar bulun, yeni piyasalara açılın. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında açacağımız çağrıları yakından takip edin. Ortaklarınızla birlikte başvuru yapın" ifadelerini kullandı. Varank, "start-up"larla iş yapmanın önemine işaret ederek, piyasa canlandığında onların kabiliyetlerine ihtiyaç duyulacağını anlattı. Sanayicilerin, yerlileşme oranlarının artırılmasına odaklanması gerektiğini vurgulayan Varank, "Bu salgın, kendi kendine yetebilmenin ne kadar önemli olduğunu tekrar ortaya koydu. Üretimde başka ülkelere bağımlılık azaldıkça, dış şoklara karşı direnç de artıyor" değerlendirmesinde bulundu. Varank, farklı üretim yöntemleri, yeni ürün gamları ve yenilikçi fikirleri besleyen iş modellerinin geliştirilmesi gerektiğini belirterek, sanayicilere Ar-Ge, inovasyon, insan kaynağı ve dijital teknolojilere yatırım yapmalarını tavsiye etti. Son 1,5 ayda hızlı bir dijitalleşme sürecine girildiğine işaret eden Varank, "Çalıştığınız sektör her ne olursa olsun, mutlaka dijital teknolojilerle entegre etmeye çalışın. İş hacminizi dijital ortama taşıyabileceğiniz mekanizmaları tasarlayın, uygulamaya geçirin. Eğer eksik kaldığınız noktalar olursa bizleri bilgilendirin ki biz de bu problemleri çözmeye yönelik politikaları diğer bakan arkadaşlarımızla birlikte geliştirelim" dedi. Varank, sanayi sektörünün ekonominin göz bebeği olduğunu ifade ederek, Bakanlık olarak her türlü desteği sağlayacaklarını kaydetti.

06 Mayıs 2020 Çarşamba

Güneş enerjisine 4 milyar liralık ‘can suyu’

Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Başkanı Kutay Kaleli, ekimde yapılması planlanan ve kapasiteleri 10-50 megavat arasında değişen toplam 1000 megavatlık Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinin yaklaşık 4 milyar liralık yatırım çekeceğini bildirdi. Kaleli, mini YEKA ihaleleriyleyatırımcıların Türkiye'nin40 farklı şehrinde güneş potansiyelini değerlendirebilme imkanına sahip olacağını ifade etti. Geçen yıl yapılması planlanan mini YEKA ihalelerinin, ekonomik olarak daha avantajlı tekliflerin geleceği düşüncesiyle bu yılın ilk çeyreğine ertelendiğini anımsatan Kaleli, "Hedeflerimizi aşmayı planladığımız 2020 yılında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle diğer tüm sektörler gibi güneş enerjisi sektöründe de maalesef daralma ve yavaşlama yaşandı" değerlendirmesinde bulundu. Salgın nedeniyleTürkiye'de birçok projenin ertelediğine dikkati çeken Kaleli, şöyle konuştu: "Takip ettiğimiz verilere göre, ülkemizde salgının yarattığı daralma yavaş yavaş son buluyor. Bu, tedbiri elden bırakmamızı ve rahatlamamızı gerektirmiyor, ancak yatırımlar da devam etmeli. Bu anlamda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in yarışma ilanlarına ilişkin tarih planlamasını çok doğru ve yerinde buluyoruz. Ekimde yapılması planlanan ve kapasiteleri 10-50 megavat arasında değişen toplam 1000 megavatlık mini YEKAihaleleri yaklaşık 4 milyar lira yatırım çekecek." SALGININ SEYRİ İHALE TARİHİNİ ETKİLEYEBİLİR Salgında ikinci dalganın yaşanması ya da vaka sayısının artması durumunda genişletilecek tedbirlerin,söz konusu ihalelerin yeniden ertelenmesi kaygısını beraberinde getirdiğini aktaran Kaleli, şunları kaydetti: "Ümidimiz, ülkemizin bu dertlerden bir an önce kurtulması ve yatırımların da planlandığı gibi devam etmesidir. YEKA ya da mini YEKA gibi belirlenmiş kapasitelerle çıkılacak ihaleler,tüm paydaşların yıl boyunca planlamalarını yapmaları, iş gücü ve insan kaynağının yetiştirilmesi, istihdamın arttırılması noktasında çok önemli projelerdir. Çevre dostu yenilenebilir projelerin, arz güvenliği ve üretim açısından sadece ülkemiz için değil tüm dünya için ne kadar önemli olduğunu salgın sürecinde üzülerek tecrübe ettik.Rekabetçi fiyatların oluşacağı, yatırımcı profilinin küçük ve orta ölçekli yatırımcıyı da kapsayacağı projeler için her yıl benzer kapasitelerle ihaleler açılmasını umuyoruz."

10 Haziran 2020 Çarşamba