tatil-sepeti
Yerli biodizelle harmanlama kararı

Rafinerici lisansı sahipleri tarafından bir takvim yılı içinde ikmal edilen motorinin toplamına en az yüzde 5 oranında yerli tarım ürünlerinden üretilmiş biodizelin harmanlanması zorunlu olacak. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun konuya ilişkin tebliği, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, ‘dağıtıcı lisansı sahipleri tarafından bir takvim yılında ithal edilen ve kara tankeri dolum üniteleri hariç rafinericiden temin edilen motorinin toplamına en az yüzde 0.5 oranında yerli tarım ürünlerinden ve/veya bitkisel atık yağlardan üretilmiş biodizelin harmanlanmış olması zorunludur’ ifadesindeki ‘dağıtıcı’ ibaresi ‘rafinerici’ olarak değiştirildi.

04 Ekim 2021 Pazartesi

Yükselen markalar fuar yolcusu

HABER: BARIŞ CABACI İstanbul Ticaret Odası’nın kadın girişimcilerin markalaşmaları için başlattığı Yükselen Markalar Projesi’nde 14 başarılı kadın girişimci belirlendi. Yükselen Markalar Projesi’ne kabul edilen 416 kadın girişimciyle bir yılı aşkın süre global marka oluşturma eğitimleri ve atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Eğitim sonunda jüri tarafından başarılı olan ve ödüllendirilecek girişimciler belirlendi. ÖDÜLLERİNE KAVUŞTULAR İTO’nun önderliğinde, Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) ve TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu (İKGK) işbirliği ile yapılan projenin kapanış etkinliği, İTO’nun Merkez Binası’nda gerçekleştirildi. Başarılı kadın girişimciler ödül ve plaketlerini; İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Levent Taş, TOBB İKGK Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Hatice Kal ile İTO Genel Sekreter Yardımcısı Av. Nurcan Turan’dan aldı. İTO ÜÇ FİRMAYI TANITACAK İTO, projeyi başarıyla tamamlayan Batır ve Talya Foods firmaları için Almanya’nın Köln kentinde düzenlenecek Anuga Gıda ve İçecek Fuarı’nda stand tahsis edecek. Bunun yanı sıra Wolke Baby ayakkabı firması da 27. Uluslararası Tiran Fuarı’na İTO desteğiyle katılacak. İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, bu firmalara münferit stand alanı verileceğini, ulaşım, konaklama, nakliye ve fuara ilişkin tüm masrafların İTO tarafından karşılanacağını söyledi. 655 FİRMA BAŞVURDU Yükselen Markalar Projesi’ne 2020 yılında başladıklarını söyleyen İTO Başkan Yardımcısı Dr. İsrafil Kuralay, projeye 655 firmanın başvurduğunu belirterek, süreci şöyle anlattı: “Jürinin değerlendirmesinin ardından 416 girişimci Yükselen Markalar Projesi’ne katılmaya hak kazandı. Son etaba da 88 firma kaldı. Bu firmaların faaliyet alanları 32’si moda/giyim, 15’i ayakkabı/çanta, 10’u takı, 15’i ev tekstili, 9’u gıda, 7’si kozmetik sektörlerinden oluşuyordu. Bu etap sonrasında jürimiz uzun ve zorlu bir değerlendirme sürecinde kazanan firmaları belirledi. İTO olarak yıldızı parlayan, bizim bayrağımızı göndere çeken bu firmaların her zaman yanındayız.” DEVAMI OLACAK Kadın eli değen tüm projelerin ‘nitelikli ve katma değerli’ özellikleriyle öne çıktığını söyleyen Dr. İsrafil Kuralay, “Her alanda inovatif ve yenilikçi yaklaşımlarıyla hayatımızı kolaylaştıran kadın girişimcilerimiz, pandemi günlerinde de bu projeyle hem kendilerini hem de ürünlerini geliştirip satışa sundular. Yükselen Markalar Projemizin devamını planlıyoruz” diye konuştu. KAZANAN FİRMALAR Jüri değerlendirmesi sonucu en beğenilen ilk 14 girişimci şunlar oldu: Matla (moda giyim), Mythra (ayakkabı ve çanta), Pınar Kul İstanbul (takı ve aksesuar), Feyz Contemproray Rugs (ev tekstili ve dekoratif ürünler), Baboon Natural (kozmetik), Batır (gıda), Marlo and Marco (giyim), Wolke Baby (ayakkabı ve çanta), Esvedname (ev tekstili ve dekoratif ürünler), Talya Foods (gıda), Sheepinks (geleneksel ve kültürel öğeler), Zygielle (takı ve aksesuar), Koalav (moda giyim), Lulu’s Pet Couture (evcil hayvan kıyafetleri). ROL MODEL OLDULAR TOBB İKGK Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Hatice Kal, İTO’nun önderliğinde düzenlenen bu projenin, Türkiye’de kadın girişimcilere rol model olduğunu söyledi. Kal, kazanan firmaların uluslararası arenada markalarını tanıtma fırsatı yakaladığını ifade etti.

04 Ekim 2021 Pazartesi

Geç geldiler çok harcadılar

Pandemi nedeniyle bazı ülkelerin uyguladığı seyahat kısıtlamalarına rağmen Türkiye, bu yılın ilk 8 ayında 15 milyon 901 turist ağırladı. 2019’da kırılan turist rekoru bu sene tekrarlanamadı ama turistlerin kişi başı harcamaları yüzde 23.3 arttı. Turist başına harcama 818 dolar oldu. İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarması ile birlikte turizmde uzatılan sezon için ekim hareketliliği başladı. Gelecek sezonun rezervasyonlarını şimdiden almaya başlayan turizmcilerin ortak beklentisi, OVP’deki 2022 yılı hedefi olarak belirlenen 25 milyar doları aşmak. HABER: MÜGE BİBER Covid-19’dan önce Türkiye, turizm sektöründe pozitif yönde bir ivme yakalamıştı. 2019 yılında 51.9 milyon turist çeken Türkiye’de turizmin gayrisafi milli hasılaya doğrudan katkısı 37.5 milyar dolardı. Pandemi ile beraber 2020’de Türkiye’nin toplam turizm geliri, getirilen seyahat kısıtlamaları ile beraber yüzde 65 azalarak 12.1 milyar dolara geriledi. Bu dönemde ziyaretçi sayısı da 15 milyona düştü. HIZLI TOPARLANMA Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye, bu sene 2019 verilerini yakalayamasa da hızla toparlanıyor. Bunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı Güvenli Turizm Sertifikası programı ve aşılamanın yaygınlaştırılması etkili oldu. Salgının en ürkütücü günlerinde turistler, alınan bu önlemlerin verdiği güvenle rotalarını Türkiye’ye çevirdi. Bu sayede yılın ilk 8 ayında 15 milyon 901 kişiyi ağırlayan turizm sektörü, 2020 yılı rakamlarını şimdiden yakalamış durumda. YENİ HEDEF 12 AY TURİZM Geçen yıla göre daha iyi bir performans sergileyen turizm sektörü, bir yandan bu yılı daha kazanımlı hale getirmeye çalışırken, diğer yandan da gelecek yıl ve yılları güvence altına alma gayretinde. Turizm sektörü ile birlikte hükümet de 2022-2024 dönemi Orta Vadeli Program’a göre turizmi 12 aya yayacak önlemler almaya hazırlanıyor. Bu nedenle gerek hükümetin gerekse turizmcilerin 2022 sezon beklentileri oldukça parlak. Uygulanacak stratejilerle beraber turizmde asıl toparlanma gelecek yıl başlayacak. HEDEFİN ÜZERİNE ÇIKACAĞIZ Turizmcilerin beklentilerini dile getiren Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya da Orta Vadeli Program’da öngörülen 3 yıllık hedefi tutturabileceklerini söyledi. Bağlıkaya, “OVP hedeflerine bakıldığında biz turizmcilerin gözünden planın temkinli olduğunu söylemek mümkün. TÜRSAB olarak bu rakamların çok üzerine çıkacağımızı öngörüyoruz” diye konuştu. KASIM AYINA UZUYOR Turizmcilerin bu beklentisini, geç başlayan turizm sezonunun kasım ayına kadar uzatılması ve İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarma kararı daha da kuvvetlendirdi. 23 Eylül’de yasağın kalkması ile birlikte Türkiye, yeniden İngiliz turistleri ağırlamaya başladı. Dalaman Havalimanı Genel Müdürü Cengiz Tuğrul Ayaz, ekim sonuna kadar İngiltere’den Dalaman’a 60 bin yolcu geleceğini ifade ederek, “Sezonu kasım ayının ortasına kadar uzatabildiğimiz takdirde güzel bir sezon kapanışı olacak” diye konuştu. İNGİLİZLER 2022’YE HAZIR İngiltere Türk Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Engin Sertoğlu ise İngiltere’de 2022 yılı için çok ciddi bir hazırlık olduğunu söyledi. Şu an 1.5 milyon koltuk rezervasyonu ile 2019 rakamlarını yakalamak üzere olduklarını belirten Sertoğlu, şu bilgiyi verdi: “İngilizler için Marmaris, Bodrum ve Fethiye olmazsa olmaz. Ancak İstanbul için de iyi bir hareketlilik var.” KİŞİ BAŞI GELİR ARTTI Dikkat çeken önemli detaylardan biri de turizm gelirlerinin bu yılın ilk 6 ayında azalmasına rağmen aynı dönemde turist başına harcamanın artması oldu. Turist başına harcama, parlak bir sezon geçirilen 2029 yılının ilk 6 ayına göre 666 dolardan 818 dolara yükseldi. RUSYA İLK SIRADA Turizmde önemli pazarlardan biri olan Ukrayna’dan gelen ziyaretçi sayısı 2019 yılı seviyelerinin üzerine çıktı. Rusya pazarının ise 22 Haziran’dan itibaren açılmasıyla birlikte Rus ziyaretçi sayısı hızla arttı. Yılın ilk 7 ayında 1 milyon 554 bin 447 kişi ile Rusya, Türkiye’ye en çok turist gönderen ülke oldu. Rusya’yı; Almanya, Ukrayna, Bulgaristan, İran, Irak, Fransa, Hollanda, Polonya ve Romanya izledi. 2022-2024 DÖNEMİ OVP’YE GÖRE TURİZM HEDEFLERİ * 2022’de 25 milyar dolar gelir * 2023’te 30 milyar dolar gelir * 2024’te 33 milyar dolar gelir * Uygulanacak stratejiler arasında sağlık, gastronomi, inanç, eğitim, spor ve bisiklet gibi alternatif turizm faaliyetlerinin hedef pazarlara yönlendirilmesi de var. TÜRKİYE HIZLI TOPARLANIYOR Akdeniz Çanağı’nda en çok turist alan destinasyonlar arasında Türkiye, 2021 yılının ilk 7 aylık döneminde İspanya ve İtalya’nın önünde lider görünüyor. Turizmdatabank’ın derlediği verilere göre, bu dönemde turist sayısı bütün bölgede gerilerken, Türkiye en yüksek artışı yakaladı. 2021 yılının ilk 7 ayında turist sayısında Türkiye’nin ardından artış yakalayan ülkeler arasında; Yunanistan, Hırvatistan ve Mısır öne çıktı. Türkiye, yılın ilk 7 ayında 10 milyonu aşarak ilk sırada yer alırken; İspanya ve İtalya 10 milyonun altında kaldı. PANDEMİYE RAĞMEN AVRUPA’NIN EN İYİSİ İSTANBUL Türkiye’nin en çok ziyaretçi çeken şehirlerinden biri olan İstanbul, dünyaca ünlü seyahat dergisi Travel+Leisure tarafından ‘Dünyanın En İyileri Ödülleri’ kapsamında Avrupa’nın en iyi şehri seçildi. Okuyucuların 3 yıllık deneyimi ile oylama yaptıkları ‘Avrupa’nın En İyi 10 Şehri’ listesinde İstanbul, Floransa ve Roma gibi dünyaca ünlü şehirleri geçti ve 91.32 puan alarak birinci sıraya yerleşti. Oy verenler tarafından en çok beğenilen tarihi yapılar arasında Topkapı Sarayı ve Ayasofya yer alırken, ilgi gören modern yapılar içerisinde ise Nişantaşı ve Galataport öne çıktı. Okuyucuların büyük çoğunluğu İstanbul Havalimanı ile ilgili olumlu tecrübelerini aktardı. 3 MİLYON TURİST AĞIRLADI İstanbul’a 2021 yılının ilk 7 aylık döneminde gelen ziyaretçi sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41.4 oranında arttı. Bu dönemde İstanbul’u 3 milyon 851 bin 282 turist ziyaret etti. İstanbul’a en çok turistin geldiği ülkeler ise sırasıyla Almanya, Rusya, İran, Ukrayna, Fransa, ABD, Irak, Hollanda, Özbekistan ve Azerbaycan oldu.

04 Ekim 2021 Pazartesi

Üreticiye ekimde rekor destek ödemesi

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sadece ülkenin değil tüm dünyanın olumsuz koşullardan etkilendiğini, buna rağmen tüm imkanların Türk çiftçisi, üreticisi için seferber edildiğini dile getirdi. Bu yıl tarımsal destek ödemelerinin yüzde 77 oranında gerçekleştirildiğini ifade eden Pakdemirli, 2021 için belirlenen destek tutarının toplam 16,8 milyar lirasının çiftçilere ödendiğini bildirdi. Pakdemirli, iklim değişikliği ve salgının olumsuz koşullarına rağmen üretici ve yetiştiricinin yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayarak, "Büyük fedakarlıkla ve özveriyle üretmeye devam eden çiftçimizin tüm olumsuzluklara rağmen ayakta kalmasına destek olacağız. Tüm varlığımızla ve gücümüzle üretim için çaba göstereceğiz. Çiftçimiz ürettikçe bizim de yanında olduğumuzu görecek." diye konuştu. ÇİĞ SÜTE REKOR DESTEK Ekimde yapılacak destek ödemelerine ilişkin bilgi veren Pakdemirli şunları kaydetti: "Ekim ayında rekor destek ödemesi yapacağız ve ödemeler bugün hesaplara geçecek. Buna göre, çiğ süt desteği (ocak-şubat-mart) 261 bin 584 çiftçi, toplam 706 milyon 136 bin 472 lira destek ödemesi alacak. Hayvan hastalıkları tazminatından 1462 çiftçi toplam 31 milyon 552 bin 734 lira ödeme alırken, yağlı tohumlu bitkiler desteği için 1378 çiftçi toplam 27 milyon 81 bin 833 lira alacak. Diğer destekler ise şöyle olacak; hububat ve baklagil desteği için 1243 çiftçi toplam 6 milyon 556 bin 177 lira, geleneksel zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu için 281 çiftçi 1 milyon 163 bin 809 lira ve yem bitkileri desteği için 471 çiftçi 778 bin 308 lira. Böylece ekimde 266 bin 419 çiftçiye toplam 773 milyon 269 bin 333 lira destek ödemesi yapılacak."

01 Ekim 2021 Cuma

Türkiye, Avrupa ile Asya arasında tedarik köprüsüdür

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Alper Özel, video konferans yöntemiyle, küresel tedarik zincirindeki gelişmeler, Türkiye'nin uluslararası nakliyedeki konumu, altyapı ve mega projelerinin tedarik zincirindeki rolüne ilişkin sorularını yanıtladı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınla birlikte küresel tedarik zincirlerinde ve İngiltere'deki tedarik sıkıntılarına ilişkin soru üzerine Özel, salgının sınırlar arası ticaret ve taşımacılık üzerinde yıkıcı etkiler meydana getirdiğini söyledi. Özel, İngiltere'deki gelişmeleri endişe ile izlediklerini, çünkü ülkedeki en büyük sıkıntının sürücü eksikliğinden kaynaklandığını belirtti. Brexit ile birlikte İngiltere'de tedarik zincirinde kırılma yaşandığına dikkati çeken Özel, "İngiltere, Brexit öncesinde sürücü tedarik sorunu yaşamıyordu. Brexit sonrasında İngiltere dışındaki sürücüler oradan çekilmiş oldu. İngiltere'nin kendi içerisinde yeterli kaynağı olmayınca böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya geldi. Tır şoförü bulamama aslına sadece İngiltere'nin değil Avrupa'nın da bir sorunudur." dedi. Özel, Türkiye'de de uluslararası tır şoförü yetiştirecek mekanizmaların kuramaması durumunda böyle sıkıntıların yaşanabileceğini, bu nedenle uluslararası tır şoförlüğünün özendirilmesi gerektiğini dile getirdi. Uluslararası Karayolu Taşımacılık Birliği (IRU) tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre; 2020 yılında kara yolu yük taşımalarında 2019 yılına göre yüzde 17 ciro kaybı yaşandığını belirten Özel, 2020 yılsonu itibarıyla küresel çapta sadece kara yoluyla yük taşımalarında 700 milyar dolar ciro kaybı yaşandığını dile getirdi. Alper Özel, salgınla mücadelenin birçok kahramanı bulunduğunu ve onlara müteşekkir olduklarını söyledi. Ancak bir kahraman kitlenin daha bulunduğunu ifade eden Özel, "Bu kahramanlar, lojistikçiler, nakliyeciler, sürücüler ve depo çalışanları. Onlar da birer kahraman. Salgının ilk günlerinde marketlere, mağazalara hücum olmuştu. Ertesi gün baktığımızda raflar yine doluydu. O rafların dolu olmasının nedeni, Türkiye'nin sağlam bir tedarik zinciri altyapısı olmasıdır. Burada da en önemli görev ulusal ve uluslararası kara taşımacılığı sektörüne düştü." şeklinde konuştu. "SAĞLAM ULUSLARARASI KARA YOLU TAŞIMACILIĞI ALTYAPISINA SAHİBİZ" Salgınla birlikte Türkiye'nin küresel tedarik zincirindekini konumuna ilişkin soru üzerine Özel, fabrikaların kapandığı, kritik malların ihracatının yasaklandığı, hem talep hem arz tarafında krizlerin yaşandığı salgın kriziyle, batı dünyasının özellikle ara mallar konusunda ne kadar Çin’e bağımlı olduğunu fark ettiğini söyledi. Batının tedarik konusunda Çin'e bağımlılığını azaltma yönünde bir strateji içine girdiğini belirten Özel, şöyle devam etti: "En büyük ticari partnerimiz AB. Onlar da bu tedarik zincirini kendi ekonomik ve siyasi sistemine daha uygun olan çevre ülkelerden sağlama yoluna girdi. Bu bölgede bunu yapabilecek AB dışında hatta Avusturya'dan sonra Balkanlar, Doğu Avrupa'ya baktığınızda bu bölgede en çok tedarik sağlayan, üretim kapasitesi yüksek ve eğitimli yetişmiş insan kaynağı olan tek ülke Türkiye'dir. Dolayısıyla son zamanlarda ihracatımızın 207 milyar doların üzerine çıkmasında AB'deki tedarik zincir değişikliğinin payı vardır. Otomotiv, kimya, tekstil gibi sektörlerde siparişler Türkiye'ye kaydı. İhracattaki artışı buna bağlıyoruz. Bu ihracatımızı karşılayabilme gücümüz de sağlam uluslararası kara yolu taşımacılığı altyapısına sahip olmamızdan kaynaklanıyor." Salgınla birlikte ciddi bir dönüşüm sürecine giren küresel üretim ve tedarik zincirlerindeki yeni arayışlarda Türkiye’nin, tercihlerde giderek daha üst sıralara yükseldiğinin altını çizen Özel, Türkiye'nin gelecek 10-20 yılda Avrupa'nın, Balkanların, Kafkasların ve Orta Doğu'nun en önemli tedarik zinciri "hub"ı olacağının söyledi. "NAKLİYECİLERİMİZE SUNİ ZORLUKLAR ÇIKARIYORLAR" UND İcra Kurulu Başkanı Özel, Türkiye'nin özellikle Avrupa ülkelerince uluslararası nakliyecilerine suni sıkıntılar çıkardığını söyledi. Bazı ülkelerden transit geçişlerin engellendiğini, daha aza sayıda geçiş kotası verildiğini, Türk taşımacılarının değişik ya da pahalı yol güzergahlarına yönlendirildiğini, bazen vizelerde zorluk çıkarıldığını anlatan Özel, bazı ülkelerin Türk araçlarından ilave geçiş ücretleri talep ettiğini ve bunların da lojistik maliyetleri artırdığını dile getirdi. Özel, tüm bu zorluklara rağmen Türkiye'nin ihracatını artırmayı başardığını ifade etti. Deniz yolu, hava yolu ve demir yolu taşımacılığında da önemli artışlar yaşandığına işaret eden Özel, "Türk ihracatını taşıyan belkemiği kara yolu taşımacılığıdır. Bugün 56 ülkeyle ikili anlaşmamız var. Moğalistan'dan Portekiz'e, Norveç'e, Fas'a kadar Türk mühendislerinin, insanının ürettiği ürünlerini taşıyoruz. Bu gurur verici bir durum." dedi. ULUSLARARASI NAKLİYATTAKİ AVANTAJLAR Alper Özel, Türkiye'nin uluslararası nakliyede önemli avantajlara sahip olduğunu söyledi. Türkiye'nin AB ile Asya arasında ticari bağlantıyı kuran en temel ülkelerden olduğunu belirten Özel, "Tedarik köprüsüyüz. Sağlam, modern ve teknolojik tedarik altyapımız var. Lojistik fakültelerimiz, yüksek okullarımız var. Lojistik ve taşımacılık konusunda insan kaynağı yetiştirebiliyoruz. Bunlar bizim temel avantajlarımız." ifadelerini kullandı. Türk ihracatçısının en büyük destekçisinin uluslararası kara yolu taşımacılarının olduğunu aktaran Özel, şöyle devam etti: "Salgın sonrası dönemde yeniden şekillenen küresel tedarik zincirlerinde yükselen değer haline gelen Türkiye olarak bu fırsatı iyi kullanabilmek için birkaç kritik konu mevcuttur. Bunlardan biri, 'Gümrük Birliği’nin Modernizasyonu' sürecidir. Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği’nin, her iki taraf için de arzu edilen kazanımları sağlamasının önündeki en büyük engellerden biri olan 'tarife dışı-transit kısıtlamaları (transit kotası, transit ücretleri vb.)' konusunun 'Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi' müzakerelerinin başlaması beklenmeden, erken uygulanabilecek bir formül ile acilen çözülmesi, Avrupa tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği, özellikle salgın sonrası ekonomik toparlanma sürecinin etkinliği açısından çok önemlidir." SINIR KAPILARI VE VİZE SORUNLARI UND İcra Kurulu Başkanı Özel, Avrupa tedarik ve değer zincirlerindeki bu yeni dönem avantajlarını yitirmemek için bir başka ev ödevinin de sınır kapılarının modernizasyonu konusu olduğunu söyledi. AB’ye yönelik kara yolu ihracatının en yoğun şekilde gerçekleştirildiği Türkiye-Bulgaristan arasındaki Kapıkule-Kapitan Andreevo sınır kapılarında 72 saate varan beklemelerin, ticarette ciddi aksamalara yol açtığını ifade eden Özel, "İlgili bakanlıklarımızın liderliği ve derneğimizin destekleriyle son birkaç yılda Türkiye tarafında hayata geçirilen kapasite artırıcı iyileştirmelere karşın, aynı iyileşmelerin Bulgaristan ayağındaki kapasite ile eşleşmemesi nedeniyle Türkiye’den AB’ye sınır geçiş süreçlerindeki iyileşme potansiyelin altında gerçekleşebilmiştir. Nitekim bugün itibarıyla, her 2 tarafın eşdeğer kapasite ile çalışabiliyor olması halinde sunacağı günlük toplam 3 bin araç geçişi kapasitesine karşılık, halen günlük araç geçişleri her iki sınır kapımızda ortalama günlük 1.200-1.300 araç çıkışı ile sınırlı kalmaktadır." ifadelerini kullandı. Özel, sınır kapılarından bir tırın makul sürede geçişinin 6 ila 12 saat olduğunu belirtti. İpsala sınır kapısının yenilenerek modern hale dönüştürüldüğünü ancak karşı tarafta Yunanistan sınır kapısının eski olduğunu ve iki ülke sınır kapıları arasında dengesizlik bulunduğunu vurgulayan Özel, bu durumun Türk nakliyecilerini frenlediğini söyledi. Türkiye'de 17 binden fazla AB menşeli şirketin bulunduğunu, bunların üretimleri Türkiye'de yaptığını ve Avrupa'nın her yerine sattığını anlatan Özel, "Dolayısıyla Avrupa'nın bizlere yaptığı her gecikme, Avrupalılara malların ve ürünlerin geç gitmesine sebep oluyor. Avrupa'daki alıcılar ürünleri daha pahalıya alıyor. AB'ye, 'Vizelerle, transit geçişlerle, ilave ücretlerle bizi daha pahalılaştırmayın. Hem lojistik maliyetlerimiz azalsın hem de alıcılarınız daha uygun fiyat ödesin. Ürününü fazla beklemesin.' diyoruz. Onlara bu yönde çağrıda bulunuyoruz." değerlendirmelerinde bulundu Özel, sınır kapısında yaşanan uzun bekleme sürelerinin, sevkiyatlarda gecikmelere ve müşteri kayıplarına sebep olduğunu bildirdi. Profesyonel tır sürücülerinin Türkiye-AB arasında geçerli hukuk kuralları ve diğer uluslararası kurallar gereğince "hizmet sağlayıcı statüsü"nde, benzer meslek gruplarına tanınan vize muafiyetinden faydalanabilmeleri gerektiğini ifade eden Özel, "Bu sağlanana dek ise yılın başında yenilenen Schengen kurallarına göre en az 1 yıl geçerli ve çok girişli sürücü vizelerinin düzenlenmesi gerekiyor, ancak bu kurallara rağmen, önceden vize almış ve uygun şekilde kullanmış tır sürücülerimize dahi hala kısa süreli vizeler veriliyor, üstelik 6 aylık vizeleri olsa dahi en fazla 90 günlük kalış süresine müsaade ediliyor." diye konuştu. "TÜRKİYE, EN YÜKSEK NOTU ULAŞTIRMA ALTYAPISINDAN ALDI" Alper Özel, Dünya Bankası tarafından çeşitli kurum ve kuruluşların destekleriyle iki yılda bir gerçekleştirilen ve kapsamlı bir ankete dayanan Küresel Lojistik Performansı Endeksi’nde (LPI) Türkiye'nin 2018 yılı değerlendirmelerinde 47. sırada yer aldığını belirtti. Salgın dolayısıyla 2020'de endeksin açıklanmadığını, bu yıl ya da gelecek yıl yayımlanabileceğini söyleyen Özel, Türkiye'ye yakışanın ilk 10-15 içinde yer almak olduğunu ve bunun için yeterli altyapının bulunduğunu kaydetti. Özel, endekste ulaştırma altyapısının da bir kriter olduğunu, Türkiye'nin tüm kriterler arasında en yüksek notu ulaştırma altyapısından aldığını söyledi. Yeni otoyollar, Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray ve Kuzey Marmara Otoyolu ve diğer bağlantı tünelleri sayesinde bu notun yüksek olduğunun altını çizen Özel, 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün açılmasıyla birlikte onun da önemli avantaj sağlayacağını dile getirdi. "AĞIR VASITA EHLİYETİ OLAN GENÇLERİ BEKLİYORUZ" UND İcra Kurulu Başkanı Özel, Türkiye'nin uluslararası taşıma yapan 65 bin tırı bulunduğunu, yaklaşık 20 bin-21 bin tır sürücüsü olduğu bilgisini verdi. Türk filolarının Avrupa'nın önemli çevreci filolarından olduğunun vurgulayan Özel, şöyle devam etti: "Avrupa'nın en büyük filosuna sahip değiliz. Örneğin, Polonya'nın uluslararası taşıma yapan 252 bin tırı var. Filomuz, en büyük olmasa da güçlü, manevra kabiliyeti yüksek. Bundan da gurur duyuyoruz. Sektörümüz ihracatımızdaki artışa paralel olarak büyüyor. Şu anda sürücü açığımız var. Uluslararası kara yolu taşımacılığımızın önündeki engelleri kaldırdığımızda ihracatımız katbekat artacaktır. Avrupa'da tır şoförü olmak aynen iftaiyeci, polis olmak gibidir. Avrupa'da tır şoförü olmak bir meslektir. Önemli ve saygın bir meslektir. Türkiye'de de bunu iyi anlatmalıyız. Tır şoförlüğü zor bir meslektir. Aynı zamanda geliştiren bir meslektir. Hukuk, dış ticaret, uluslararası ilişkiler, gümrük mevzuatı gibi konuları bilmek gerekir. Mümkünse yabancı dil bilmek gerekir. Birçok ülke görülebiliyor. Tır şoförlüğünü özendirmemiz ve gençlerimizi buraya yönlendirmemiz gerekiyor. Ağır vasıta ehliyeti olan gençleri uluslararası nakliye firmalarımıza iş başvurusu yapmaya davet ediyorum. İşe alınma durumları çok yüksek. Tır şoförlerinin alacağı ücret gayet iyi."

01 Ekim 2021 Cuma