EPDK, 3 ardışık yıl için spot boru gazı kapasite başvurusu alacak

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) yapılan açıklamada, Türkiye'nin Karadeniz'de keşfettiği 540 milyar metreküplük gaz rezervinin 2023'te kullanıma sunulması için çalışmalar sürerken, sona eren veya erecek uzun vadeli doğal gaz kontratlarının ardından izlenecek stratejilerin netleştiği belirtildi. 1 Ekim 2021'de Vadeli Doğal Gaz Piyasası'nın devreye girmesiyle Türkiye'nin bölgesel enerji ticaret merkezi olma hedefi için önemli bir eşiğin aşılacağı belirtilen açıklamada, doğal gazda arz güvenliğine ve rekabete destek olacak bir karar alındığı ifade edildi. Bu karar kapsamında, EPDK'nin spot boru gazı ithalatı için artık sadece bir yıllık değil, 3 ardışık takvim yılı için kapasite başvurusu alacağı bildirildi. Önceki yıllarda her gaz yılı öncesinde ithalat giriş noktalarında sadece ilgili gaz yılı için ve sadece bir yıllık talep çağrıları yapıldığı anımsatılan açıklamada, "Kurul tarafından alınan karara göre, ilk aşamada Azerbaycan'dan ülkemize doğal gaz ithalatı yapılan giriş noktaları olan Türkgözü, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Seyitgazi ve TANAP Trakya giriş noktalarında 2022, 2023 ve 2024 gaz yılları için yıllık spot boru gazı ithalatı kapasite ilanları birlikte açılacak." ifadesi kullanıldı. Açıklamada, 90'lı yıllarda yapılan uzun vadeli doğal gaz kontratlarının petrol fiyatları ve dolar kuruna endeksli ve esnek olmayan şartlar içerdiği belirtildi. "DAHA ÇOK KAYNAKTAN AZ MALİYETLİ GAZ DÖNEMİ BAŞLAYACAK" Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, tüm dünyada ülkeler arası doğal gaz ticaretinde son yıllarda uzun dönemli anlaşmalardan spot anlaşmalara ve borsa endeksli ticarete geçiş yaşandığını ifade etti. EPDK olarak dünya doğal gaz ticaretindeki güncel gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve düzenlemeleri buna uygun olarak güncellediklerini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Aldığımız kararla, Türkiye'nin orta vadeli spot doğal gaz ithalat potansiyeli bugünden planlanabilecek ve daha öngörülebilir bir ithalat portföyüyle doğal gaz arz güvenliğine önemli katkı sağlanacak. Bu karar sadece arz güvenliğimize katkı sağlamayacak. Spot boru gazı ithalat lisansı olan şirketler satıcı ülkelerle yapacakları ticari görüşmelerde artık çok daha avantajlı olacak. Hem şirketlerin rekabet gücü artacak hem de ülkemizin doğal gaz ithalat maliyetleri azalacak. Kısaca Türkiye'de hem daha çok kaynaktan daha çok doğal gaz hem de daha fazla rekabetle daha az maliyetli doğal gaz dönemi başlayacak." Spot boru gazı ithalatında 2022, 2023 ve 2024 yılları için talep çağrısı EPDK'nin internet sitesinde ilan edildi. Başvurular 27 Ağustos'a kadar alınacak ve talep toplama işlemi EPDK tarafından elektronik platformda 6 Eylül'de her yıl için ayrı saatlerde gerçekleştirilecek.

20 Ağustos 2021 Cuma

Duvar kağıdı ithalatında tarife kontenjanı belirlendi

Duvar Kağıdı ve Benzeri Duvar Kaplamaları İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı ile İthalatta Kota ve Tarife Kontenjanı İdaresine İlişkin Tebliğ, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, duvar kağıdı ve benzeri duvar kaplamaları ithalatında uygulanan korunma önleminde kilogram başına 5 dolar ve üzeri CIF birim kıymetle yapılan ithalat için 3 yıl süreyle tarife kontenjanı uygulanmasına ve tarife kontenjanı miktarının 5 Ağustos 2024 tarihine kadar 2970 ton olarak belirlenmesine karar verildi.

20 Ağustos 2021 Cuma

Türkiye'nin yapay zeka stratejisi belirlendi

Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'ne (2021-2025) ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete'de yayımlandı. 11'inci Kalkınma Planı ile 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan belge, Türkiye'nin 2025 yılına kadar yapay zeka alanında yürüteceği çalışmalar için yol haritası niteliği taşıyor. Stratejinin öncelikleri ve bu kapsamdaki amaç ve tedbirler, "Dijital Türkiye" ve "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonları çerçevesinde belirlendi. Dijital Türkiye, toplumsal, ekonomik ve kamusal faaliyetlerinde, dijital teknoloji, ürün ve hizmetleri kullanarak sağladığı üretkenlik artışı ve veriden ürettiği değerle küresel ölçekte rekabetçi bir Türkiye'yi hedefliyor. Türkiye'nin yüksek teknoloji ürünlerini milli ve özgün olarak üretebilecek insan ve altyapı kapasitesinin geliştirilmesini hedefleyen Milli Teknoloji Hamlesi, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığı güçlendirmeyi, kritik teknolojilerde atılım sağlayacak politika ve uygulamaları hayata geçirmeyi amaçlıyor. ÖN SÖZÜ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YAZDI Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, stratejinin ön sözünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yazdı. Yapay zekaya dayalı sistemlerin, üretim süreçleri, meslekler, gündelik yaşam ve kurumsal yapılar üzerindeki köklü dönüştürücü etkisi olduğunu belirten Erdoğan, bunun insanoğlunu yeni bir çağın eşiğine getirdiğini kaydetti. Erdoğan, "Uygulama alanı giderek artan yapay zeka teknolojilerinin, küresel ekonomik yapı üzerinde internet devriminden daha büyük bir etki yaratması beklenmektedir." ifadelerini kullanarak, sibernetiğin kurucusu El-Cezeri ile Türkiye'de yapay zekaya ilişkin ilk adımı atan Ordinaryüs Prof. Cahit Arf'a atıfta bulundu. "Ülkemiz adına yapay zeka alanında yeni bir atılım yapmanın zamanının geldiğine inanıyoruz." değerlendirmesini yapan Erdoğan, şöyle devam etti: "Yapay zeka sistemlerinin ortak değerlerimize uygun olarak geliştirilmesini ve işletilmesini de kapsayan bir anlayışla tasarlanması suretiyle köklü medeniyet tecrübemizle harmanlanmış yeni bir tekno ekonomik atılım yaparak, topyekun insanlığa değer katma imkanımız var." 6 ÖNCELİK, 24 AMAÇ, 119 TEDBİR Ulusal Yapay Zeka Stratejisi 6 stratejik öncelik etrafında tasarlandı. Öncelikler, "yapay zeka uzmanı yetiştirmek ve alanda istihdamı artırmak", "araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek", "kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim", "sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeler yapmak", "uluslararası iş birliklerini güçlendirmek" ve "yapısal ve iş gücü dönüşümünü hızlandırmak" olarak belirlendi. Stratejide bu öncelikler bağlamında 24 amaç ve 119 tedbir de bulunuyor. Stratejide belirlenen 2025 hedeflerinden bazıları şöyle: "GSYİH'ye katkısı yüzde 5'e yükseltilecek. İstihdam en az 50 bin kişiye çıkarılacak. Merkezi ve yerel yönetim kamu kurum ve kuruluşlarında yapay zeka alanındaki istihdam en az 1000 kişi olacak. Lisansüstü düzeyde mezun sayısı en az 10 bin kişiye ulaşacak. Yerel ekosistemin geliştirdiği uygulamaların kamu alımlarında önceliklendirilerek ticarileştirilmesi desteklenecek. Uluslararası kuruluşların güvenilir ve sorumlu yapay zekayla sınır ötesi veri paylaşımı alanındaki düzenleme çalışmalarına ve standartlaşma süreçlerine aktif olarak katkı verilecek. Uluslararası yapay zeka endekslerindeki sıralamalarda Türkiye ilk 20 ülke arasında yer alacak." CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI BAŞKANLIK EDECEK Stratejinin takibi, süreçlerin yönetilmesi amacıyla "Ulusal Yapay Zeka Stratejisi Yönlendirme Kurulu" oluşturulacak. Cumhurbaşkanı yardımcısının başkanlık edeceği Kurulun toplantılarına Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı ile Sanayi ve Teknoloji bakan yardımcısı katılacak. Toplantının gündemine göre ilgili bakanlıkların bakan yardımcıları ve YÖK Başkanı ile diğer temsilciler toplantıya davet edilecek. Kurula önerilerde bulunmak amacıyla ilgili özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılacağı "Yapay Zeka Ekosistemi Danışma Grubu" da oluşturulacak. PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ 2 KATINA ÇIKACAK Strateji Belgesi'ne göre, yaklaşık 50 milyar doları bulan küresel yapay zeka harcamalarında pazar büyüklüğünün 5 yılda 2 katını aşması bekleniyor. Birçok araştırmaya göre yapay zeka 2030'a kadar küresel ekonomiye 13-15,7 trilyon dolar katkı yapacak ve yüzde 13-14 büyüme sağlayacak. 2025 yılında dünya ortalamasında kişi başı 19 terabayt veri söz konusu olacak. Gelecek 3 yılda üretilecek verinin son 30 yılda üretilenden fazla olması öngörülüyor. ABD ve Çin'de yapay zeka odaklı girişim sayısı 2 bini bulurken Türkiye'de bu sayı yaklaşık 200 civarında. Türkiye'deki yapay zeka girişimlerinin yaklaşık yarısı teknoparklarda yer alırken, yüzde 73'ü İstanbul'da bulunuyor. Türkiye'de yapay zekaya ilişkin ilk adım Ordinaryüs Prof. Cahit Arf tarafından atıldı. Cahit Arf, 1959'da Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde "Makineler Düşünebilir mi ve Nasıl Düşünebilir?" konulu bir sunum yaptı. Strateji hazırlıklarında yürütülen çalışmalar, Cahit Arf’ın "Bilgiye olan iştiyakımızın kendine bir yol bulması, aklı selime güvencin yayılmasına bağlıdır." cümlesinden feyz alınarak başlatıldı. Strateji Belgesi, 40 kamu kurumu, 26 akademisyen, 38 özel sektör kuruluşu, 4 sivil toplum kuruluşu, 2 meslek örgütü ve 4 uluslararası organizasyonla yapılan çalışmalarla hazırlandı. Ekonomik ve sosyal yaşamda yapay zekayla ortaya çıkan paradigma değişiminin şekillendirdiği küresel eğilimler analiz edildi. Nisanda paydaşların görüşüne açılan taslak metin, daha sonra nihai halini aldı. YAPAY ZEKA ÇALIŞMALARI Türkiye'de kamu kurumlarının yeni nesil teknolojilere hazır hale getirilmesi ve veriye dayalı etkin karar alma süreçlerine sahip olabilmeleri için de çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi bünyesinde "Büyük Veri ve Yapay Zeka Uygulamaları Dairesi Başkanlığı" ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında "Millî Teknoloji Genel Müdürlüğü" kuruldu. Üniversitelerin araştırma merkezleriyle sektörleri bir araya getirerek yapay zeka teknoloji çözümleri üretilmesinde katalizör olmak üzere TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü oluşturuldu. Bu süreçte bakanlıklar tarafından da ulusal yapay zeka projeleri hayata geçirilmeye başlandı. Bu çerçevede, Adalet, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık ve Ticaret bakanlıkları, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü yürüttükleri projelerle dikkati çekti. BİLİŞİM VADİSİ'NDE TANITILACAK Yapay Zeka Stratejisi'nin, 24 Ağustos saat 10.00'da Türkiye'nin teknoloji ve inovasyon üssü Bilişim Vadisi'nde düzenlenecek bir törenle kamuoyuna tanıtılması planlanıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç'un katılacağı tanıtım toplantısında yapay zeka teknolojileri de kullanılacak. Türkiye'nin ilk Ulusal Yapay Zeka Stratejisi, aynı gün Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin (cbddo.gov.tr) internet sitesinden yayınlayacak.

20 Ağustos 2021 Cuma

Elektrik kapasitesinde güneşin payı yüzde 7.5'e yükseldi

Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) verilerine göre, Türkiye'nin toplam elektrik kurulu gücü temmuz sonu itibarıyla 98 bin 263 megavata yükseldi. İklim değişikliğiyle mücadele ve cari açığın azaltılması için yerli kaynak kullanımına ağırlık veren Türkiye'nin elektrik üretim portföyünde önemli yer tutan temiz enerji kaynakları, bu kapasitenin yaklaşık 52 bin megavatını oluşturdu. Güneş enerjisi kurulu gücü temmuz sonu itibarıyla 7 bin 325 megavata yükselirken, bunun 699 megavatını lisanslı santraller, 6 bin 626 megavatını ise lisanssız santraller teşkil etti. Bu dönemde, güneş enerjisinin toplam kurulu güç içindeki payı yüzde 7,5'e, yenilenebilir enerji kurulu gücündeki payı ise yüzde 14'e ulaştı. Güneş enerjisinde temmuz sonu itibarıyla elektrik üretimi yapan santral sayısı ise 7 bin 995'e çıktı. Türkiye'nin ocak-temmuz dönemindeki 188,8 milyar kilovatsaatlik toplam elektrik üretiminin 8 milyar kilovatsaati güneşten elde edildi. Böylece, güneş bu dönemde toplam elektrik üretimi içindeki payını yüzde 4,2'ye çıkardı. GÜNEŞ ENERJİSİNDE EN YÜKSEK KAPASİTE KONYA'DA Güneş enerjisinde il bazında en yüksek kapasite 914,9 megavatla Konya'da bulunurken, bunu 390,9 megavatla Ankara, 376,7 megavatla Şanlıurfa, 335,9 megavatla Kayseri ve 294,6 megavatla İzmir takip etti. Kahramanmaraş 250,3 megavat, Afyonkarahisar 246,4 megavat, Manisa 223,5 megavat, Gaziantep 220,3 megavat, Mersin 204,1 megavat, Antalya 197,9 megavat, Denizli 194,9 megavat, Elazığ 172,8 megavat, Eskişehir 161,4 megavat ve Isparta 160,4 megavat ile güneş enerjisi kurulu gücü en yüksek 15 şehir oldu. TÜRKİYE'DE İLK GES İSTANBUL'DA KURULDU Türkiye'nin ilk termal güneş enerjisi santrali (GES) İstanbul İkitelli'de kuruldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve İnosol Enerji'nin ortak çalışmasıyla hayata geçen proje 500 kilovat kurulu gücündeydi. Güneş enerjisinde 2014'te kurulu güç 40,2 megavat iken 2015'te 248,8 megavat seviyesine ulaştı. Bu kapasite, 2016'da 832,5 megavat, 2017'de 3 bin 420 megavat, 2018'de 5 bin 62 megavat, 2019'da 5 bin 595 megavat oldu. Türkiye'nin güneş enerjisi kurulu gücü geçen yıl sonunda 6 bin 667 megavat olarak kayıtlara geçti. Öte yandan, güneş enerjisi alanında Kalyon Enerji 305 megavat, Akfen Enerji 121,4 megavat ve Naturel Enerji 118 megavatla en yüksek kurulu güce sahip ilk 3 şirket olarak öne çıkıyor.

17 Ağustos 2021 Salı

Tarımsal girdi fiyat endeksi haziranda yıllık yüzde 27,65, aylık yüzde 2,76 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu, haziran ayına ilişkin Tarım-GFE verilerini açıkladı. Buna göre, endeks haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 2,76 geçen yılın aralık ayına göre yüzde 12,21, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 27,65 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 17,16 yükseldi. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 1,78, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 2,92 artış gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayına göre göre, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 27,39, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 27,69 yükseliş görüldü. ALT GRUPLAR Yıllık en fazla artış yüzde 52,86 ile gübre ve toprak geliştiriciler alt grubunda görüldü. Bunu yüzde 45,13 ile çiftlik binaları (ikamet amaçlı olmayanlar) ve yüzde 40,16 ile bina bakım masrafları izledi. Buna karşılık, haziranda geçen yılın aynı ayına göre en az artış gösteren alt gruplar ise sırasıyla yüzde 9,6 ile tohum ve dikim materyali, yüzde 11,18 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde ile 19,65 ile veteriner harcamaları oldu. Aylık en fazla artış yüzde 4,67 ile enerji ve yağlar alt grubunda görüldü. Bunu yüzde 3,39 ile diğer mal ve hizmetler ve yüzde 3,14 ile çiftlik binaları (ikamet amaçlı olmayanlar) takip etti. Buna karşılık, aylık en az artış gösteren alt gruplar ise yüzde 0,16 ile tohum ve dikim materyali, yüzde 0,26 ile veteriner harcamaları ve yüzde 0,59 ile tarımsal ilaçlar olarak kaydedildi.

20 Ağustos 2021 Cuma