tatil-sepeti
TOKİ artık şehir kuracak

HABER: ADEMORHUN Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) İnşaat ve Gayrimenkul İhtisas Komitesi’nce düzenlenen toplantıda sektördeki iş adamlarına, idarenin çalışmalarını ve hedeflerini anlattı. İTO’da gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan İTO Başkanı İbrahim Çağlar, inşaat ve konut alanında çalışan iş adamları ile TOKİ’nin Başkanının bir araya gelmesinin sektöre olumlu yansıyacağına dikkat çekti. Toplantının sektör ve iş adamları için çok faydalı olduğunu belirten İTO Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın ise, “Başkent ekibi konuya çok hakim. Hassasiyet gösteriyorlar. İstişareye de çok açıklar. İstikrar istiyorsak bu çalışmaları desteklemek gerekiyor” dedi. YAŞAM ALANLARI Vatandaşların TOKİ’den beklentilerinin farklılaştığını belirten TOKİ Başkanı Turan da, “İnsanlarımız artık sadece ‘barınma’ ihtiyacını gidermek değil, çevre ile etkileşimini artıracağı alanları talep ediyor. Bu nedenle dünün beklentilerine çözüm üreten TOKİ, artık daha nitelikli ve konforlu konut üretimine geçti. Yeni üretim disiplinleri gerçekleştiriyoruz” dedi. SİTE DEĞİL ŞEHİR Turan, yeni konsepti şöyle anlattı: “300-500 konutluk birbirine eklemlenen TOKİ binaları yapmayalım diyoruz. Baştan kurgulanmış yeni şehirler, yeni yerleşmeler inşa edelim mantığındayız. Biz örneğin Gaziantep’te, ciddi bir yoldayız, 50 bin konutluk yeni bir şehir inşa ediyoruz. Bu yıl bir kısmının temellerini atıp yıl içinde 7 binini yapacağız. Sosyolojik geçirgenliği olan bir yer hedefimiz, uydukent değil. İçinde özel sektöre de yatırım yapma imkanı olan, özel sektörün de gireceği, her katmandan insanların yaşayacağı bir şehir olacak. Benzer şekilde Şanlıurfa’da da 15 bin konutluk bir şehir inşa ediyoruz. Manisa’da da projemiz 6 bin konutluk. Rakam az gibi görünse de toplamı çok fazla kişi yapar. Yani Manisa’da bir ilçe inşa ediyoruz.” YÖRESEL ÖZELLİĞİ OLACAK Yöresel mimari normlarını mutlaka kullanmak istediklerini belirten Turan, “Mimarlarımızdan, proje ürettikleri yerleri gidip görmelerini istiyoruz. Proje bölgesine giden arkadaşlarımız, o çevreyi gözlemleyip çekimlerini yapıyor. Yöresel mimariden mutlaka bir dokunuş olsun istiyoruz. Bu bazen bir taşla da oluyor ahşapla da, çizgiyle, cumbayla da oluyor. ‘Bu kadar mı’ derseniz, en azından bir değişimdir” dedi. YATAY MİMARİ Çok tartışılan yatay mimari konusuna değinen TOKİ Başkanı, “Bizim prensibimiz şu: ‘Hiçbir ilçede, kasabada en yüksek bina TOKİ binası olmayacak’ diyoruz. Bir yerde imar planı 3 kat diyorsa, biz 4 kat yapmayacağız. ‘Siz TOKİ’siniz, 7 kat yapın’ deseler bile yapmıyoruz. Biz başka yerlerde 7 katlı bina da yapıyoruz. Ama hiçbir yörede o bölgedeki binaların üstüne çıkmıyoruz. Yani yatay mimariyi esas alan bir konsept. Bunlar bir değişimin ayak sesleri” diye konuştu. MAHALLE KÜLTÜRÜ “Toplu konut yapıyoruz ama site inşa etmiyoruz” diyen Turan, “Buradaki çoğu müteahhit dostlarımızdan farkımız şu: Etrafı çevrili bir site yapalım mantığıyla çalışmıyoruz. Biz yaptıktan sonra yönetimler bir araya gelip etrafını çevirebiliyor, ona bir şey diyeceğimiz yok. Ama yeni konseptimizde büyük inşaatlarımızda yaptığımız işlerin etrafı çevrilemez” dedi. KALİTEDEN TAVİZ YOK “TOKİ, kalitede bir başka evreye geçmiştir artık” diyen Turan, “Mutlak kalite prensibiyle hareket ediyoruz. Kaliteden taviz vermeyeceğiz, böyle bir süreçteyiz. Müteahhitlerimize de söyledik. Müteahhitler, kalitesizlik olması durumunda ilk defa zora girebilirler, batabilirler. Fakat direksiyonu hemen kırmadık, hedef gösteriyoruz” dedi. İTO Genel Sekreteri Ömer Bal’ın da yer aldığı toplantının sonunda TOKİ Başkanı Turan, iş adamlarının sorularını cevapladı. KATKIMIZ 120 MİLYAR TL 1984-2002 arasında 18 yılda 43 bin konut üreten bir idareden her yıl 45 bin konut üreten bir yapıya ulaştıklarını söyleyen TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan, “Sosyal konutlara önem veriyoruz. Bu yılki hedefimiz 60 bin konut yapmak” dedi. TOKİ’nin yıllara sari olarak 2002-2015 arasında sektöre sağladığı ve piyasaya aktardığı kaynağın eskale edilmiş rakamlarla net 120 milyar TL olduğunu vurgulayan Turan, “Bizim geçen yıl ödediğimiz hakediş miktarı yaklaşık 11 milyar TL. Bunun içinde kamudan aldığımız pay sadece 70 milyon TL. Geri kalanını kendimiz üretmek zorundayız. Bu hem başarı hem de bu kaynağı elde etmek için zaman zaman imarla alakalı eleştirilere de sebep oldu” diye konuştu. KÖRFEZ’DEKİ KRİZ BİZE YARAYACAK “Coğrafyamızdaki sıkıntıların önümüzde 3-5 ay içinde gayrimenkul sektörüne olumlu yansıyacağı kanaatindeyim” diyen TOKİ Başkanı Turan, “Körfez ülkeleri, Suudi Arabistan ve Yemen’deki gerginlikleri görüyoruz. Bu coğrafyanın en güvenli limanı burası. Türkiye ve İstanbul, Suudi Arabistan-İran çekişmesi sebebiyle daha önemli hale geldi” diye konuştu. 60 İLDE 112 PROJE SÜRÜYOR TOKİ Başkanı Turan, en önemli başlıklardan birinin kentsel dönüşüm olduğunu söyledi. 60 ilde 112 ayrı yerde aktif kentsel dönüşüm yürüttüklerini belirten Turan, “İstanbul’a da geniş donatı alanları kazandıracağız. İstanbul’da aktif kentsel dönüşüm içinde olacağız. Bunun için İstanbul ekibini güçlendirdik. Yeni dönemde kentsel dönüşümle alakalı Kayabaşı bölgesinde uzun zamandır çalışma var. Orada sadece binalar görünüyor ancak o binalar üretilirken onların arkasındaki arsalarda gecekondu tasfiyeleri de yapılıyor. O bölgede ciddi bir kentsel dönüşüm söz konusu” dedi. “Kentsel dönüşüm kodlarını yenilemek lazım” diyen TOKİ Başkanı, “Vatandaş başka, müteahhit başka anlıyor. Herkes kazanıyorsa, birisi kaybediyor demektir. Kaybedenin sesi çıkmıyor. Sesi çıkmayan da şehirdir. Biz şimdi hataya, kazaya sebebiyet vermeyecek projeler için çalışıyoruz” diye konuştu. TOKİ olarak tescilli eserlere kredi verdiklerini belirten Turan, “Bu kredi, binalarını restore etmekte zorlananlar için. Fakat bu binalar şahıslara ait olacak. Başvuruları nisana kadar topluyoruz. 2015’te 140 bin TL’ydi. Çok düşük, yüzde 4 vade farkı olan avantajlı bir kredi. Özellikle Karabük, Safranbolu, Beypazarı için olumlu sonuçları var” dedi. GÖZÜMÜZ YURTDIŞINDA Bunca yıllık tecrübeden sonra yurtdışının da tartışıldığını belirten TOKİ Başkanı Turan, “Tabi burada know-how çok önemli. Bir çatı kuruluş olarak müteahhitlerle birlikte ‘yurtdışından iş alabilir miyiz’ diye düşünüyoruz. Mesela TOKİ International’ı kurar, bu know-how’u oraya aktarabiliriz. Bunu sektörle görüşüyoruz” dedi.

24 Ocak 2016 Pazar

Ticarete siber şantaj

HABER: ADEM ORHUN Teknoloji, iletişimi daha kolay hale getirdiği gibi, firmaların işlerini de bilgisayara ve internete taşıdı. Bugün bankacılık işleminin yanı sıra, her çapta ticari işletmenin hukuki ve mali sonuç doğuran işleri internet üzerinden gerçekleştiriliyor. Hatta ticari ilişki içinde bulunan firmaların ilgili departmanları daha pratik olduğu için ürün, sözleşme, ödeme bilgilerini e-posta ile karşı tarafa bildiriyor. Fakat her işin, internete bağlı bilgisayar üzerinden yürütülmesi çok ciddi riskleri beraberinde getiriyor. Bunların başında da siber saldırılar var. Türkiye’de siber saldırıya uğrayanların sayısı her yıl artıyor. Son zamanlarda firmaların ve ülke ticaretinin bu saldırıların daha fazla hedefi olması sebebiyle konuyu işin uzmanlarına sorduk. YILDA 30 BİN DOSYA İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü yetkilileri ile yaptığımız görüşmede, hacker diye tabir edilen sanal korsanların şirketlere verdiği zararın bilinenden daha fazla olduğunu öğrendik. 2015’te sadece İstanbul’da meydana gelen ve Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne intikal eden dosya sayısı yaklaşık 30 bin. Bu rakam önceki yıla göre iki kat arttı. Emniyet’in kayıtlarına göre en fazla ithalat ve ihracat işiyle uğraşan firmalar saldırıya maruz kalıyor. Bu vak’alar sebebiyle oluşan ekonomik zararın boyutu ise 110 milyon TL. Ancak bu, sadece doğrudan meydana gelen kayıp. Yani firmaların hesaplarından çekilen para. Bir de bunun bilgisayar sisteminin etkilenmesi, ofiste işlerin yürütülememesi, sürecin gecikmesi sebebiyle doğurduğu olumsuzluklar ayrı bir maliyete sebep oluyor. ÖNCE KİLİTLİYORLAR Korsanların şirketlere yönelik en çok uyguladığı yöntem bilgisayara veya ağa girip, bütün dosyaları şifrelemek. Bilgisayarlarındaki hiçbir dosyayı açamayan firma çalışanlarını ise şöyle bir mesaj bekliyor: “Bu bilgisayardaki bütün dosyalar kilitlenmiştir. Şifreyi istiyorsanız, bizimle irtibata geçin.” Bu duruma düştükten sonra fidyeyi ödemekten başka çare kalmıyor. Zira korsanların SSL 256 bit’lik şifresini kırmak hesaplamalara göre 100 yıl sürebilir. E-POSTADAN SIZIYORLAR Diğer bir yöntem ise e-mail manipülasyonu diye tabir edilebilecek bir uygulama. ‘Man in the middle’ adıyla anılan yöntemde, bir şirketin e-posta hesabına veya sistemine bulaşan korsanlar, sisteme hiçbir zarar vermeden yazışmaları takip ediyor. Yakaladıkları ipucuna göre, sahte e-posta adresinden “Hesap numaramız değişti, lütfen ödemeyi şu numaraya yapınız” şeklinde yazarak, para transferini kendi hesaplarına yönlendiriyorlar. İstanbul Emniyet Müdürlüğü adına Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden Siber Soruşturmacı Mehmet İnce’nin gazetemize yaptığı açıklamaya göre, 2015’te şirketleri tehdit eden 800 milyon çeşit siber saldırı türü bulunuyor. Sigorta firması Allianz’ın ‘2015 Küresel Risk Araştırması’na göre önümüzdeki 5 yıl boyunca tüm dünyada şirketleri tehdit eden en yüksek 5 risk içinde siber riskler yüzde 37 oranıyla ilk sırada yer alıyor. KRİPTO SALDIRISI “Şirketlerimizi en çok mağdur eden sanal saldırı türlerinin başında kripto eylemi (cyripto locker) geliyor” diyen İnce, şunları söyledi: “Kripto eylemi iki şekilde yapılabiliyor. İlkinde mail, link veya casus yazılım barındıran ek vasıtasıyla şirketlerin bilgisayarlarına veya sistemine sızılıyor. Genellikle bir GSM şirketinden, bankadan, kamu kurumundan, kargo şirketinden geliyormuş izlenimi verilen e-mail ile tuzak kuruluyor. Bu türden bir eylem şubemize ilk kez 2011’de bildirildi. Son beş yılda İstanbul’da binden fazla şirketimiz bu konuda mağduriyetini bildirdi. Kripto eylemi bütün dünyadaki şirketleri tehdit ediyor. FBI’nın rakamlarına göre ABD’de şirketler Nisan 2014-Haziran 2015 arasında bu tür eylemler sebebiyle 18 milyon dolarlık bir kayıp yaşadı. Kripto eyleminde diğer yöntem ise 3389 portu açık olan IP’ler bulunarak o bilgisayarların şifresinin kırılmasıdır.” Siber Soruşturmacı İnce, “Kripto eylemi gerçekleştiğinde bunun geri dönüşü yok. O sebeple siz eylem gerçekleşmeden önce önleminizi almak zorundasınız.Dosyalarınız şifrelenip fidye istendikten sonra hackerın şifresini kırmak mümkün olmuyor” dedi. İHALE ÖNCESİ CASUSLUK Ticari menfaat amacıyla casusluğun sanal dünyaya taşındığını belirten İnce, kendilerine gelen bir vak’ayı şöyle anlattı: “Ülkemizin uluslararası bir inşaat firması, farklı ülkelerde bazı ihalelere katılıyor. Fakat son 20 ihalede kaybeden taraf olmuş. Kazanan ise hep aynı rakip. Şüphelenip bir araştırma yapıyorlar. Farkediyorlar ki şirketlerine bir mail gönderilerek casus yazılım yüklenmiş. Bu casus yazılım sayesinde şirketin mail akışı ve o bilgisayarda hazırladıkları ihale dosyaları, daha kapalı zarf verilmeden rakip firmaya gitmiş. Şirketimiz, milyon dolarlık ihaleye girdiğinde, rakip firma birkaç bin dolar düşük fiyat vererek ihaleleri kazanmış. Bu vak’ada süreç ortaya çıkarıldı ve durum Dışişleri Bakanlığı’na intikal ettirildi.” KRİPTO SALDIRISINDAN KORUNUN Bilgisayarınızın veya sisteminizin 3389 (uzaktan erişim) portunu kapatın. Bu portu kullanmak zorundaysanız, çok güçlü, farklı karakter ve işaretler bulunduran en az 18 haneli kodlar ile şifreleyin. Sunucuda sandbox donanımı veya yazılımı bulundurun. Bu öge, gelen maillerin eklerini kendi üzerinde açarak zararlı olanların sisteme girişini engeller. Tedbirlerinizi aşıp sisteminizi ele geçirdiklerinde sizi kurtaracak olan şey yedeklerinizdir. Dosyaların yedeklerini, (gün gün) yedekleyin. Yedekleriniz aynı sunucuda olmasın. Sisteme ve internete bağlı olmayan harici bir diskte şifreleyerek kaydedin. Mail adresinize GSM şirketlerinin, bankaların, resmi kurumların, kargo şirketinin logosu kullanılarak sahte mailler gönderilebilir. Faturanız şu kadardır, ayrıntılar için tıklayın denilebilir. Bu ekler casus yazılım (trojan) içerebilir. Maili açmadan sağ tıklayın ‘wiev full header’ başlığını seçip, açılan metinde ‘received’ satırından gönderici bilgilerini görebiliriz. Tanıdığınız kişilerden veya güvenli adreslerden de bulaşık mailler gelebilir. Karşı taraf farkında olmasa da attığı maillerin ekinde casus yazılım barındırabilir. Her posta, ek ve linke temkinli yaklaşın. Wireless (wi-fi) kullanıcı adınızı gizleyin ki taramada görünmesin. Şifreniz de çok güçlü ve gizli olsun. CASUS YAZILIMLAR NASIL BULAŞIYOR? Siber soruşturmacılar, bilgisayarın, kullanıcıların, verinin, yazılımların her birinin risk oluşturduğunu belirterek, bulaşma yollarını sıraladı:  Manuel bulaşma: Şirket içinden birisi bilerek ve isteyerek bunu internetten veya USB’den sisteme kaydedebilir. Sosyal mühendislik etkileri olabilir: İlgi çekici reklamlara, videolara, cinsel içerikli görüntülere tıklanması halinde sisteme casus yazılım bulaşabilir. Sahte maillerin eklerine tıklanması durumunda bulaşabilir. Hackerların hazırladığı ve Google’a tanımlattığı sahte sitelere girilmesi: Bir kurumun adresini web tarayıcının adres satırına doğrudan yazmaktansa Google’da aratıp, çıkan sonuçlardan birine tıklanması durumunda, ismi veya görüntüsü sahte olan casus siteye giriş yapılabilir. Bilinçsiz şirket çalışanları: USB üzerinden farkında olmadan sisteme zararlı yazılım bulaştırabilir. Lisanssız yazılım veya cracklenmiş programların içinde gizli kodlarla bulaşabilir. İki bilgisayar arasındaki doğrudan bağlantı (P2P) denilen yöntemlerle bulaşabilir. Evdeki bilgisayarda virüs varsa, şirkete bağlanması durumunda, şirket bilgisayarına da bulaşabilir. SİBER SUÇ HANGİ AMAÇLARLA İŞLENİYOR? Kişisel tatmin (asosyal insanların kendini gösterme çabası). İntikam (eski eşinden, arkadaşından, patronundan, şirketinden intikam alma). Maddi amaç (hesap, ödeme ve transferler hedef alınır). Casusluk (kişisel bilgiler, şirket sırları, ülke menfaatleri hedef olur). Propaganda (terör örgütlerinin resmi ve özel siteleri hacklemesi). TEK SEFERDE 2 MİLYON DOLAR KAPTIRDI İstanbul’daki firmalara yönelik siber korsanlık vak’alarından en büyüğü, tek seferde 2 milyon dolarlık bir vurgun. Siber Suçlarla Mücadele Şubesi’nden aldığımız bilgiye göre olay şöyle gelişti: Körfez ülkeleriyle iş yapan firmanın e-mail hesaplarına sızan korsanlar, ticari yazışmaları takip edip ödeme yapılacağını öğrendi. Korsanlar firmaya, iş yaptıkları karşı taraftan geliyormuş izlenimi veren sahte bir e-posta ile IBAN numaralarının değiştiğini bildirdi. Firma yetkilileri de yeni hesaba ödemeyi transfer etti. Para ise korsanlar tarafından Hollanda’da çekildi.

24 Ocak 2016 Pazar

İTO Başkanı Çağlar'dan Limak Holding ailesine başsağlığı mesajı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, yayınladığı başsağlığı mesajında şunları kaydetti: "Ülkemizin iş dünyasının öncü kuruluşlarından Limak Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı ve Enerji Verimliliği Derneği Yönetim Kurulu'nda da hizmet eden Sayın Nihat Özdemir'in değerli eşleri Sayın Gülseren Özdemir'in vefatını derin bir teessürle öğrendim. Gülseren Özdemir hanımefendiye Allah'tan rahmet, başta Nihat Ödemir olmak üzere ailesine, yakınlarına, Limak Holding camiasına başsağlığı ve sabırlar dilerim."

22 Ocak 2016 Cuma

‘Türk sanayiine unutulmayacak bir iz bıraktı’

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç’un vefatıyla ilgili bir başsağlığı mesajı yayınladı. Çağlar, “Türk sanayiine ve Türkiye ekonomisine çok önemli katkılar sağlamış, unutulmayacak bir iz bırakmıştır” dedi. İbrahim Çağlar, şunları kaydetti: "Koç Ailesi’nin değerli mensubu Sayın Mustafa V. Koç, Türk sanayiinin öncü kuruluşlarından Koç Holding’in yöneticisi olarak Türkiye ve dünyada büyük başarılara imza attı. Vehbi Koç ve Rahmi M. Koç’tan sonra Koç Holding’de sürdürdüğü görevi boyunca attığı cesur adımlarla sadece Koç Holding’e değil, Türk sanayiine ve Türkiye ekonomisine çok önemli katkılar sağlamış, unutulmayacak bir iz bırakmıştır. Çok verimli ve genç bir yaşta kaybettiğimiz Mustafa V. Koç’a Allah’tan rahmet; Koç Ailesi’ne, Koç Holding camiasına, iş dünyamıza ve milletimize başsağlığı diliyorum."

20 Ocak 2016 Çarşamba

İşimiz, ticareti kolaylaştırmak

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar ve İTO Yönetim Kurulu Üyeleri, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’yi ziyaret etti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’yi ziyaret etti. Bakanlığın toplantı salonunda İTO heyetini kabul eden Bakan Tüfenkci, “Biz özel sektörün önünü açarak tüccarlarımızın işlerini kolaylaştırmalıyız” dedi. İTO Başkanı Çağlar ise Oda’nın faaliyetlerini anlattıktan sonra, ticaretle iştigal eden sektörlerin sorunlarının ve çözüm önerilerinin yer aldığı bir dosyayı Bakan Tüfenkci’ye sundu. Ziyaretleri dolayısıyla Başkan Çağlar’a ve beraberindekilere teşekkür eden Tüfenkci, İTO’nun, Türkiye’nin ticari hayatında çok önemli rol oynayaniş adamlarınınüye olduğu bir meslek odası olduğunu söyledi. GÖREVİMİZ BELLİ “Türkiye’nin ticaretini geliştirirken, iç ticaretimizi daha güvenli hale getirip daha kolay yapılmasını sağlamak gibi bir görevimiz var” diyen Tüfenkci, en önemli görevlerinden birisinin de Gayri Safi Milli Hasıla’yıartırmak olduğunu belirtti. Bakan Tüfenkci, “Biz Türkiye’yi 2023 hedeflerine hazırlarken, sizlere güvenerek bu hedefleri ortaya koyduk. Biz özel sektörün önünü açarak tüccarlarımızın işlerini kolaylaştırmalıyız. Türkiye’nin kalkınması noktasında sizlerin fedakarca çalıştığınızı, ne kadar riskler alarak gayret gösterdiğinizi biliyoruz ve takdir ediyoruz” diye konuştu. Tüfenkci, kendilerinin Türkiye’nin istikrarını, huzurunu sağlama noktasında gayret gösterirken, birilerinin de özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çukurlar kazdığını vurgulayarak, o bölgelerde zarar gören esnafa destek verdiklerini kaydetti.

18 Ocak 2016 Pazartesi