İstanbul’un siluetine ve görselliğine 351 yıldır katkıda bulunan Eminönü’ndeki tarihi Yeni Camii’nin üç yıl sürecek restorasyonu başladı. Osmanlı padişahı 3. Murad’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle 1597’de temeli atılan Yeni Camii’nin inşası, 1665’te 4. Mehmed’in annesi Hatice Turhan Sultan’ın çabaları ve bağışlarıyla tamamlandı. 351 yıldır kentin siluetine ve görselliğine katkı sağlayan Yeni Camii, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce restore ettiriliyor. KAPATILMAYACAK Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre restorasyon bedeli 8.4 milyon lira civarında olacak. Yeni Camii’nin, restorasyon yapıldığı süre boyunca ibadete kapalı olmayacağı bildirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Camininkubbe yüksekliğinden de faydalanarak, alt tarafta ibadetin devam edebileceği bir platform kuruyoruz. Cemaatin ibadetini cami içerisinde, restorasyon çalışmalarını engellemeden yapabilmesi için içine demir kutu profilden, beş metre yükseklikte, ses, toz ve su geçirmez çalışma platformu yapılıyor. Çalışmalar kapsamında mart sonundan itibaren bunlara ağırlık verdik. Namaz, şimdi avluda kılınıyor. Yaklaşık bir ay içerisinde alt katı tekrar ibadete açmış oluruz. Ondan sonra da üst mekanda restorasyon devam etmiş olacak.” NELER YAPILACAK? Caminin dış mekânlarda dış etkilere maruz kalan taş yüzeylerinde kayıplar olduğu ifade edilen açıklamada, restorasyona ilişkin şu bilgiler verildi: “Minarelerde taş kayıpları varsa onlar temizlenecek. Minarelerin kurşunları elden geçirilecek. Siren direkleri tekrar kontrol edilecek. Eğer çürümüşse değiştirilecek. Caminin sıva raspaları yapılacak. Eğer mevcutların altında önceki dönemlere ait yeni kalem işlerine rastlanırsa bunlar tekrar projelendirilip kurul onayları alındıktan sonra ihya edilmiş olacak. 16. yüzyıldan kalma İznik çinileri altlarında bir boşalma var mı diye tek tek kontrol edilecek. Eğer boşalma varsa enjeksiyon yöntemiyle sağlamlaştırılacak. Kubbenin üzerindeki alemlerde temizlik yapıldıktan sonra bunlar altın varaklarla kaplanacak. Caminin iç mekanındaki altın varak kaplamalar tamamlanacak. Pencereler de aslına uygun şekilde yeniden imar edilecek. Ahşap kündekari kepenkler ve kapılar elden geçirilecek.”

08 Kasım 2016 Salı

Mustafa Kemal Atatürk’ün ­78. ölüm yıldönümünde sonsuzluğa uğurlanışıyla ilgili çok özel bir sergi açıldı. “10 Kasım Dolmabahçe’den Anıtkabir’e” isimli sergi, Sirkeci’de bir grup esnaf tarafından açılan Tan Evi Kültür Avlusu’nda görülebilecek. Sergide araştırmacı yazar Necmettin Özçelik’in özel koleksiyonundan karelerle Atatürk’ün Dolmabahçe’den Anıtkabir’e yolculuğu anlatılıyor. Sergi, 20 Kasım’a kadar ücretsiz ziyaret edilebilir.

08 Kasım 2016 Salı

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU İstanbul’da alışık olmadığımız bir türbe mimarisi görmek isterseniz Keçecizade Mehmet Emin Fuat Paşa Camii ve Türbesi’ni mutlaka görün. Endülüs mimarisi dediğimiz tarzda yapılan bu yapı, İstanbul Suriçi Çemberlitaş Binbirdirek Mahallesi, Peykhane Caddesi üzerinde 1870 yılında inşa edilmiş. Türbenin bir başka ilginç özelliği ise adını taşıdığı Keçecizade Fuat Paşa’nın ölmeden önce bu yapının tasarımını yaptırmış olmasıdır. Tanzimat dönemi sadrazamlarından Fuat Paşa, 1869 yılında Fransa’nın Nice şehrinde vefat ettikten sonra sağlığında yaptırdığı caminin yanına inşa edilen türbeye nakledilmiş. SÜSLEMELERİ VE KAPILARI FARKLI İki caddeye açılan bir avlu içinde Keçecizade Fuat Paşa Camii ve Türbesi yer alıyor. Caminin kapısı üzerinde sundurma biçiminde bir giriş bulunuyor. Cami sekizgen planlı olup, sekiz duvar üzerine merkezi kubbe oturuyor. Bu kubbe basık ve penceresizdir. Cami ve türbe, İstanbul’da, hatta Türkiye’de az sayıdaki Endülüs tarzı mimari yapılardan biri. Bu özelliği ile İstanbul severlerin dikkatini çekiyor. Sade bir camiye karşılık süslemeleri ve kapı formu ile El-Hamra’dan izler taşıyan şahane bir türbesi bulunuyor. At nalı kapı ve pencereleri Kurtuba Ulu Camii’ni hatırlatıyor. Fuat Paşa’nın Türbesi ise kademeli kaidesi ve sekizgen yapısı ile tipik bir Osmanlı türbesi özelliklerini taşıyor. Ancak dış cephesindeki süslemeleri sayesinde klasik Osmanlı türbelerinden ayrılıyor. Türbe dış cephe süslemeleri nedeniyle camiden daha çok dikkat çekici. Yeri alt giriş kapısının sağ tarafında olup, türbenin bir kısmı cami avlusuna, bir kısmı da dışarı bakıyor. İLERİ GÖRÜŞLÜ DEVLET ADAMI Tanzimat dönemi Osmanlı sadrazamlarından olan Keçecizade Fuat Paşa, şair Keçecizade Mehmet İzzet Efendi’nin oğludur. Tanzimat sonrası dönemde de pek çok defa Dışişleri Bakanlığı ve sadrazamlık yaptı. Aslen doktor olan paşa, genç yaşta diplomat olmaya karar verdi ve Londra, Bükreş, Petersburg, Yanya ve Şam’da çeşitli görevlerde bulundu. Son olarak Sultan Abdülaziz döneminde sadrazamlığa getirildi. Zamanının ileri görüşlü devlet adamlarından olan paşanın devlet kademesinde görevlerinin yanında günümüzde bile etkisi olan birçok güzel hizmeti oldu. Galatasaray Lisesi’nin kurucusu olması, Şirket-i Hayriye yani şehir hatları vapurlarının hizmete alınması, Divan Yolu’nun Gülhane kısmının genişletilmesi, Fuat Paşa’nın unutulmaz hizmetleri arasında yer alıyor. HAZIRCEVAP FUAT PAŞA Fuat Paşa, tarihe sivri dili ve hazırcevaplığı ile adını yazdırmış bir devlet adamıdır. Hakkında birçok nükte anlatılır. En meşhuru ise Fransa İmparatoru 3. Napolyon’un Osmanlı’yı zayıf gösteren bir konuşmasına karşılık paşanın verdiği şu cevaptır: “Haşmetmeab, siz, bendenize, başka bir devlet gösterebilir misiniz ki, üç yüz senedir, dışarıdan sizlerin, içeriden bizlerin, devamlı tahribine direnebilmiş! Evet, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden, bu devleti yıkamadık!”

08 Kasım 2016 Salı

HABER: YAHYA GÜL Libya’nın Misurata Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası’ndan bir heyet, İTO’yu ziyaret etti. Heyeti, İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu karşıladı. Görüşmede şu konular ele alındı: Güvenli ve kapasitesi yüksek Misurata ile görüşme yapılması. İki Oda arasında kardeşlik anlaşması imzalanması. İki ülke arasındaki ticari anlaşmazlıkların çözümü. Aradaki gönderim sorununun giderilmesi. Ticaretteki zorluğun çözümlenmesi. Libya’ya tarım ürünü heyeti gönderilmesi.

07 Kasım 2016 Pazartesi

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Fas’tan gelen iki ayrı ticaret heyeti, İTO’yu ziyaret etti. Gelen ilk heyet, Kazablanka Sanayi, Ticaret ve Hizmet Odası (CCISC) oldu. Heyeti İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu karşıladı ve görüşmede İTO ve CCISC arasında işbirliği protokolü imzalandı. CCISC Başkanı Mustapha Amhal başkanlığında gerçekleşen ticari işbirliği ziyaretinde iki ülkenin ortak noktaları ve karşılıklı yatırımların bu ilişkileri pekiştireceği dile getirildi. İTO Başkan Yardımcısı Topçu, “2015’te Fas ile 2 milyar dolarlık ticaret hacmi oldu. Bu rakamı artırmalıyız” dedi. İki ülke arasındaki işbirliği için, düzenlenecek fuarların önemli bir kapı olduğuna değinen Topçu, “Otomotiv, kozmetik, tekstil ve turizm gibi alanlarda işbirliği yapabiliriz” dedi. CCISC Başkanı Amhal ise Fas’ın Afrika’ya açılan bir kapı olduğunu, Türk yatırımcılar için Fas’ta önemli fırsatlar bulunduğunu dile getirdi. Amhal, “Kazablanka, Fas ekonomisinin kalbinin attığı bir bölge, sanayinin yüzde 40’ı burada . Kazablanka’da 400 bin şirket faaliyet gösteriyor” diye konuştu. FARKLI MECRALAR KULLANILMALI İTO’ya ikinci Fas heyeti ziyareti ise Fez-Meknes Bölgesi Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası tarafından yapıldı. Heyeti İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu karşılarken, heyete Fez-Meknes Bölgesi Ticaret, Sanayi ve Hizmetler Odası Başkan Yardımcısı El Mehdi Laraqui Houssaini başkanlık etti. Hacıhasanoğlu, Türkiye ile Fas arasında ekonomik işbirliği için farklı mecralar kullanılabileceğini söyledi. Houssaini de Türkiye’ye geldikten sonra işbirliği azimlerinin geliştiğini dile getirdi. Toplantıda ayrıca Fas’ta yayınlanan Türk dizilerinin Türkiye’ye olan ilgiyi artırdığı ve bu vesileyle Fas’tan Türkiye’ye çok sayıda ziyaretçi geldiği bilgisi de paylaşıldı.

07 Kasım 2016 Pazartesi