tatil-sepeti
Yerin altındaki hazineler

HABER: CANAN BİLGİN Yerebatan Sarnıcı MİLYONLARI AĞIRLIYOR İstanbul’un 6. asırdan kalma Bizans sarnıcı, kentin en gizemli mekanları arasında yerini alıyor. Her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan sarnıç, 532 yılında İmparator Justinianus tarafından inşa ettirildi. Uzunluğu 140 m. genişliği 70 m. dikdörtgen biçimde bir alanı kapsayan dev yapıya, 52 basamaklı taş bir merdivenle iniliyor. Sarnıcın içerisinde yükselen her biri 9 m. yüksekliğindeki 336 sütun uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlatıyor. Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminde imparatorların ikamet ettiği büyük sarayın ve bölgedeki diğer sakinlerin, Osmanlı döneminde de Topkapı Sarayı’nın bahçelerinin su ihtiyacını karşıladı. 16. yüzyılda Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından Ayasofya’yı dolaşırken yeniden keşfedilen sarnıç, günümüzde yerli yabancı milyonlarca turistin başlıca uğrak yerlerinden biri… Zipaquira Tuz Katedrali ÇAĞDAŞ SANATA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR Aktif bir tuz madeni içinde oyulan Zipaquira Tuz Katedrali, Kolombiya’nın Cundinamarca kentinde yerin yaklaşık 198 metre altında konumlandırıldı. Katedral, madende çalışan işçilerin ibadet etmeleri için 1950 yılında açıldı. Söz konusu alanı, 2014 yılında Bogota’nın yaklaşık 45 km kuzeyinde popüler bir turizm merkezi olan Gallery Nueveochenta devraldı. Tuz katedrali çağdaş sanata ev sahipliği yapmak için kullanılıyor. Paris mezarlıkları ATALARININ İZLERİNİ SÜRÜYORLAR 18. yüzyılın sonunda Paris’in ciddi bir sorunu vardı: Mezarlıkları doluydu. Yetkililer aşırı kalabalığı önlemek için kentin inşa edildiği yerin altını mezarlığa dönüştürdü. Kemikle kaplı bu yeraltı geçitleri, giyotin kurbanları ve ünlü isimlerin de dahil olduğu Parislilerin nesiller boyu naaşlarına ev sahipliği yapıyor. Ölümün sessiz tanıklarıyla oluşturulan ve adeta ‘sanat galerisi’ne dönüştürülen bu mezarlarda 6-7 milyon kişinin yattığı tahmin ediliyor. Kilometrelerce uzunlukta tünellerden oluşan mezarlıkların sadece iki kilometrelik bir bölümü geziliyor. Radhuset metro istasyonu 150 SANATÇI DEKORE ETTİ İsveç’inyer altını süsleyen Radhuset Metro İstasyonu, adınıStockholm’de bulunan bir adalet sarayındanalıyor.Stocholm’deki 90’dan fazla metro istasyonundan biri olan istasyon, 150’nin üzerinde sanatçı tarafından dekore edildi. Doğal dip kayaçkullanılarak oluşturulan ve dünyanın en etkileyici metro istasyonlarından biri olan Radhuset, yolcularını büyülemeyi başarıyor. Kabin odaları CHURCHİLL’İN GİZLİ İSTASYONU Londra’daki Down Street istasyonu, gelişmiş bir bölge olan Mayfair’de 1907’de açıldı, 1932’de kapatıldı. İstasyon, 2. Dünya Savaşı yıllarında önemli rol üstlendi. İngiliz devlet adamı Churchill’in Whitehall yeraltı sığınağını inşa ettirmesinden önce kabine, ‘Barn’ olarak anılan bu istasyonda toplandı. İstasyon, savaş başlamadan bir hafta önce Whitehall’daki Kabine Savaş Odaları için terk edildi. Yapı, 115 kabine toplantısına ev sahipliği yaptı ve 16 Ağustos 1945’e kadar Harita Odası’ndaki ışıklar 6 yıl içinde ilk kez kapatıldığı zaman 24 saat kullanılıyordu. İmparatorluk Savaşı Müzesi, değişmeden bugüne ulaşmayı başardı. Kariz-e Kish 3 BİN YILDIR SU TAŞIYOR Basra Körfezi’nde İran’a bağlı Kish Adası’nda, Romalılar öncesi dönemden kalma bir yer altı sulama sistemi ve su kemerleri uzanıyor. Soğutucu kanal olarak anılan 2 bin 500-3 bin yıllık bu sistem, dağ suyunu yer altındaki kanallardan kurak mercan adasına naklediyor. Daha ziyade yer altı şehri gibi görünen ve yerin 50 metre altında 8 km’den daha uzun tüneller, serin ortamı ile turistlerin ilgi odağı haline geldi. Coober Pedy DÜNYANIN OPAL BAŞKENTİ Dünyanın ‘opal başkenti’ olarak anılan ve 1915’te kurulan Avustralya’nın küçük kasabası Coober Pedy, popüleritesini artırıyor. Aborjin dilinde ‘beyaz adamın ini’ anlamına gelen kasabada sakinler, yazın ortalama 43°C’lik sıcaklıkla mücadele etmek için bölgede bulunan opal madeninden kalan tünellerde bin 500 ev inşa edip birbirine bağlamış. Güvenlik, barınma ve konforlu bir ısı ortamının oluşturulduğu evlerin duvarlarında gerçek opaller var. Nüfusu 1.695 olan kasabada birçok mağaza, kilise, müze, sanat galerisi ve bir otel bile var.

20 Aralık 2016 Salı

Havadaki rekabet Ay’a çıkıyor

HABER: CANAN BİLGİN Bugüne kadar merak konusu olmaktan öteye geçmeyen Ay, gelecek yıldan itibaren ulaşılması imkansız bir yer olmaktan çıkacak. Ay’a gitmek için gerekli izinleri alan Moon Express, 2017’de ilk insansız uzay aracını gönderecek. Moon Express, bu yolculuğu gerçekleştirdiği takdirde Ay’a ayak basan ilk özel şirket olacak. İZİNLİ TEK ŞİRKET Milyarder girişimci Naveen Jain tarafından uzay araştırmaları yapmak amacıyla 2010 yılında kurulan Moon Express, Dünya’nın yörüngesinin ötesine ve Ay’a seyahat etmesine izin verilen tek özel girişim haline geldi. Şirket, 2017 yılında bir dizi misyonun ilki olarak Ay’a göndereceği insansız uzay aracı için gün sayıyor. Jain, “Bu yolculuk, insanlığa gezegen sistemimizin dışında durmayı ve başka bir yerde nasıl yaşayacağını öğretecek” diyor. GİRİŞİMCİLER ÜSTLENMELİ İngiltere’nin önde gelen gazetelerinden The Telegraph’ın haberine göre Jain, ‘daha önce süper güçler tarafından gerçekleştirilen şeylerin artık girişimcilerce üstlenilmesi gerektiği düşüncesiyle bu projeye yatırım yapıyor. Milyarder girişimci, insanın hayatta kalmasını sağlamak için Dünya’nın ötesinde gezegenlere ve uydulara yerleştirilmesi gerektiğini savunuyor. YENİ ÇAĞIN MÜJDECİSİ Moon Express’in bu girişiminin, yakın gelecekte seyahat alışkanlıklarını da değiştireceği öngörülüyor. Ay’a yerleşmek için gerekli zeminin hazırlanmasının yanısıra ticari uzay seyahatlerinde yeni bir çağı da müjdeleyecek. Naveen Jain, Moon Express’in 10 yıl içinde cesur müşterileri için Ay’a sefer düzenlemesini planlıyor. Jain’e göre Ay’a seyahat, bugün San Francisco’dan Sidney’e yolculuktan daha uzun olsa da daha fazla yorucu değil. 2026’da başlaması hedeflenen Ay yolculuklarının fiyatı 10 bin dolar olarak telaffuz ediliyor. Moon Express’in çabalarının ne kadar başarılı olacağını sadece zaman gösterecek ama Jain, ticari uzay uçuşlarını gerçeğe dönüştürme taahhüdünde yalnız değil. Rakiplerinden gelen cesur hedefler, özel şirketlerin rekabeti uzaya da taşıyacağını gösteriyor. TEKNOLOJİ GELİŞTİKÇE MALİYET DÜŞECEK Moon Express tarafından gelecek yıl Ay yolculuğunda kullanılacak roketin maliyeti yaklaşık 5 milyon dolar olacak. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte maliyetlerin düşeceğini söyleyen Naveen Jain, aynı roketin beş yıl içinde 2 milyon dolara mal olacağını öngörüyor. UZAY BİLETİ 250 BİN DOLAR İngiliz iş adamı Richard Branson’ın kurduğu ve uzay turizmini hayata geçirmek için ciddi yatırımlar yaptığı Virgin Galactic, gecikmelere rağmen uzay uçuşlarında iddiasını sürdürüyor. Şirket, SpaceShipTwo adlı roketle uzay uçuşlarının kişi başına 250 bin dolarlık bilet fiyatlarıyla başlatılacağı sözünü muhafaza ediyor. 32 KİLOMETRE YÜKSEĞE TAŞIYACAK Arizona merkezli World View Enterprises, yolcularını bir yüksek irtifa balonu tarafından kaldırılan basınçlı kapsülde yaklaşık 32 kilometre yükseğe çıkarmayı hedefliyor. 110 BİN EURO’YA UÇURACAK İspanyol firması Bloon, uzay yolcularını yaklaşık 35 kilometre yükseğe çıkarmak için balona bağlı bir kapsül kullanacak. Bilet fiyatı ise 110 bin Euro. EN İDDİALI PLANLAR ELON MUSK’TAN En iddialı planlar, dünyanın en büyük uzay şirketlerinden biri olan SpaceX’in kurucusu milyarder Elon Musk’tan geliyor. SpaceX, uzay yolculuğunda yenilik yaratmayı ve bunları ticari fırsata dönüştürmeyi amaçlıyor. MARS’A ‘ÖMÜR BOYU’ YERLEŞME SÖZÜ Mars’ı daha ayrıntılı bir şekilde keşfetmeye kararlı olan NASA, Mars’a seyahat programı ile 2030’lu yıllara kadar insanları gezegene göndermeyi amaçlıyor. Güney Afrikalı bir girişimci ise Mars’a kişi başı 150 bin pound’dan daha düşük bir fiyatla ‘ömür boyu’ yerleşme planlarını açıkladı.

20 Aralık 2016 Salı

İstanbul sanayi şehri olacaktı

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Belediye sınırları göz önünde bulundurularak yapılan sıralamaya göre dünyanın en kalabalık altıncı, Avrupa’nın ise birinci şehri konumunda olan İstanbul’un geçtiğimiz günlerde 2017 bütçesi yayınlandı. Türkiye’nin adeta vitrini konumunda olan İstanbul yeni kentsel plana göre daha yeşil, ulaşımın oluşturduğu görüntü kirliliğinin daha az olduğu bir kent olacak. Medeniyetlerin başkenti konumunda olan asırlık kent, 2017 yılında yeni görüntüsüne kavuşacak oladursun, tarih boyunca uygulanan kentsel planlarla da onlarca farklı şekilde konumlandırılmıştı. Öyle ki bu planlardan bazıları İstanbul’u kültür şehri, bazıları sanayi şehri olarak tasarlamıştı. İLK DEFA 19. YÜZYIL İstanbul’un kentsel planları ile ilgili çalışmaların tarihi 19. yüzyıla dayanıyor. O yıllarda henüz 1 milyon civarında olan İstanbul nüfusu Avrupa şehirlerine göre yine de kalabalık bir görünüm arz ediyordu. 1822 tarihinde yayınlanan Kauffer planlarından hemen sonra, 1836-37 yıllarında Helmuth Von Moltke tarafından, önce bir harita elde edilmiş, bu haritaya bağlı kalınarak bir imar planı çizilmişti. Bu plana göre İstanbul’da yeni yapılacak binalar kâgir olacaktı. Geniş meydanlar oluşturulup, geometrik form ve kurallara ağırlık verilecekti. FRANSIZ MİMAR PLANLADI 20. yüzyılın başlarında nüfusun azalma kaydettiği kadim kentin Fransız mimarlı yılları başlayacaktı. II. Abdülhamid, Paris’in düzenli görünümünden etkilenerek Paris’in baş mimarı Joseph Antoine Bouvard’dan İstanbul için kentsel planlama çalışması yapmasını istemişti. Bouvard, İstanbul’a gelmeden kentin fotoğraflarına bakarak Sultanahmet, Eminönü, Beyazıt meydanları için gösterişli perspektifler çizmişti. Bazı ana yol güzergâhları için imajlar oluşturmaya çalışmış, Fatih tramvay durağından Edirnekapı’ya kadar bir tramvay hattı düşünmüştü. İSTANBUL ÜÇE AYRILIYOR Osmanlı Devleti’nin ardından Türkiye Cumhuriyeti’nde İstanbulla ilgili ilk çalışmalar 1930’lu yıllarda yapılmaya başlanmıştı. 1936 yılında Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost, İstanbul’u planlaması için çağırılmıştı. Prost Planı’nın özelliklerinden biri, kenti İstanbul, Beyoğlu ve Üsküdar-Kadıköy olmak üzere üç ayrı bölümde ele alması olmuştu. Bu plan İstanbul’da nüfus artış hızının henüz çok yüksek olmadığı bir dönemde yapılmıştı. HALİÇ SANAYİ BÖLGESİ Prost’un planının en dikkat çekici özelliklerinden biri de İstanbul’un en kıymetli alanlarından ve simgelerinden biri olan Altın Boynuz yani Haliç’in bir sanayi aksı haline getirilmesiydi. Yine bu plana göre Haliç’in sol sahilindeki konut dokusu kademeli olarak boşaltılacak ve bölge tamamen bir sanayi koridoru haline gelecekti. Prost’un bu planı 1950 yılından sonra artan nüfusa karşı birden bire yetersiz kalmış ve uygulanamaz hale gelmişse de Haliç’in bir fabrikalar bölgesi olma durumu 1990’lı yıllara kadar devam edecek, fabrika atıklarının oluşturduğu kirlilikle kokusu dayanılmaz hale gelen Haliç’in tamamen toprakla doldurularak kapatılması dahi gündeme gelecekti. 2017 İSTANBUL’U NASIL GÖRÜNECEK İstanbul geçirdiği onlarca kentsel planlama çalışmasından sonra bugünkü haline kavuşsa da tarihi kent için ihtiyaçlar sürekli artıyor. Geçtiğimiz günlerde açıklanan İstanbul Kentsel Master Planı’na göre Zeytinburnu tramvay hattı yer altına alınacak, bir zamanlar çamur deryası olan Haliç’in üzerine ekolojik köprü kurulacak, ana arterlerdeki bazı trafik noktalarında yayalaştırma sağlanacak. KÜLTÜR VE EKONOMİ ŞEHRİNE DÖNÜŞ Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost’un planından sonra kısım kısım sanayi bölgesi haline gelen İstanbul için 1958 yılında yeni bir şehir planlama çalışması gerekli olmuştu. Bu sefer İtalyan şehir planlamacısı Luigi Piccinato İstanbul’un sanayi şehri yerine idari, kültürel, ticari ve ekonomik merkez olarak gelişmesini öngören bir plan hazırlamıştı. 1994’ten bu yana ise İstanbul kentsel ve nazım planları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor.

20 Aralık 2016 Salı

İTO Başkanı Çağlar'dan Rus halkına taziye

İTO Başkanı Çağlar, Rusça twitter mesajında "Rus Büyükelçi Andrey Karlov'a yapılan hain saldırıyı şiddetle kınıyorum. Türk-Rus ilişkilerine vurulmak istenen darbeyi boşa çıkartacağız" ifadesini kullandı.

20 Aralık 2016 Salı

Moskova’daki gıda fuarını kaçırmayın

Küresel gıda ve içecek firmaları, 11-14 Eylül 2017 tarihleri arasında Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenecek Uluslararası Gıda ve İçecek Fuarı’nda (World Food Moscow 2017 – WFM) bir araya gelecek. Fuarda ürünlerini dünyaya tanıtmak isteyen Türk firmaları ise İstanbul İhracatçı Birlikleri’nin milli katılım organizasyonuyla yer alacak. Bu yıl organize edilen fuar, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 65 ülkeden bin 433 katılımcıya ev sahipliği yaptı. Yaklaşık 60 bin metrekarelik alanda gerçekleştirilen fuarı 28 bin 922 kişi ziyaret etti. Ayrıntılı bilgi için: 0212 454 05 00

20 Aralık 2016 Salı