tatil-sepeti
İTO Başkanı Çağlar: Asgari ücrette işverene sağlanan 100 TL’lik destek 2017’de de devam etmeli

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, 2016’da işverene sağlanan 100 TL’lik asgari ücret desteğinin devam etmesinin son derece önemli olduğunu söyledi. Çağlar, “Asgari ücrete geçen yıl yapılan yüzde 30’luk artışın ardından hükümetimiz de bu konuda elini taşın altına koydu ve işverene çalışan başına 100 TL’lik bir destek sağladı. Baktığınızda bu destek reel kesime 10 ayda 8.5 milyar lira katkı getirmiş. Bu tutar da elbette yatırım ve istihdam olarak ülke ekonomisine geri dönüyor” dedi. HÜKÜMETİMİZE DUYARLILIĞINDAN ÖTÜRÜ TEŞEKKÜR EDİYORUZ Söz konusu desteğin 2017’de de devam etmesine ihtiyaç olduğunu belirten Çağlar, “Hükümetimizin bu konudaki bir kanun tasarısını Meclis’e sunduğunu biliyoruz. Nitekim Sayın Başbakanımız da bu desteğin devam edeceğine yönelik açıklamalarda bulundu. Hükümetimize iş dünyasının ihtiyaçlarına gösterdiği duyarlılıktan ötürü teşekkür ediyoruz. İsteğimiz bu desteğin 2017’de de çalışan başına en az 100 TL olarak devam etmesi” diye konuştu. HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM İTO olarak 2017’yi ‘Ekonomide Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerini hatırlatan Çağlar, “Ekonomiyi el ele vererek büyüteceğiz. Bu noktada Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun açıkladığı kararın ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

29 Aralık 2016 Perşembe

50 bin bina için yetki belediyede

İstanbulBüyükşehir Belediye Meclisi, oyçokluğuyla aldığı kararla, Fatih’teki yatırımların ve binaların yenilenmesinin önünü açacak plan notu değişikliğine imza attı. Karar, tarihi yarımadada, 10 bin tescilli eser niteliğindeki yapıların etrafındaki 50 bin binayı ilgilendiriyor. DOKU BOZULMAYACAK Düzenlemeye göre Fatih’te, Kentsel Arkeolojik Sit Alanı ve 1, 2 ve 3’üncü derecede koruma bölgelerinin tamamındaki tescilli yapılar eskiden olduğu gibi Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca, bunun dışında kalan, tescilli yapılara komşu parsellerdeki yapılar ve tescilsiz yapılar belediye tarafından değerlendirilecek. Bu alanlarda bölgenin mimari karakteri göz önünde bulundurularak, doku bütünlüğünü zedelemeyecek mimari yaklaşımla plan ve plan hükümlerinde belirtilen esaslara göre, ilçe belediyesi uygulama yapacak. YENİ PLANDAKİDEĞİŞİKLER:Yeşil Alanlar Ve Ağaçlar: Tescilli anıt ağaçlar korunacak, tespiti yapılan nitelikli ağaçlar ise ilgili kurum tarafından incelenecek. Gerekli ise ilgili komisyon kararı ile anıt ağaç tescilinin yapılması sağlanarak korunacak. Yeraltı Otoparkları: UKOME ve ilgili kurum görüşleri alınarak, arkeolojik kalıntı ve buluntuya rastlanmaması halinde kamuya açık yeraltı otoparkları yapılabilecek. Yol, meydan ve yeşil alanların altında da yeraltı otoparkları inşa edilebilecek. Korunması Gerekli Kültür Varlığı parsellerinde ise yapılamayacak. Elektrik Direkleri:Kentsel dokuyu, sokakları ve silueti etkileyen aydınlatma amaçlı elektrik direkleri hariç demir, beton elektrik ve telefon direkleri kaldırılarak tesisat yeraltına alınacak. Cadde ya da sokak cephelerinde, sokak silueti dikkate alınarak, açık ya da kapalı cumba yapılabilecek. TURİZMDE CAZİBE ARTACAKFatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, söz konusu düzenlemenin, ekonomik durgunluk yaşanan bir ortamda, tarihi yarımadada turizm yatırımlarının önünü açacağını savundu.Başkan Demir, şunları söyledi: “Tescilsiz yapılarla ilgili projelerin hepsi komşuluktan dolayı kurula gidiyordu. Bir proje, kuruldan en az üç senede çıkıyordu. Kurul onayı olmadan işlem yapılamadığı için Fatih’e yatırımcı gelmiyordu. Ekonomik krizin olduğu bir dönemde, yatırımcıları tarihi yarımadaya davet ediyoruz. Her konuda desteğe hazırız.”

29 Aralık 2016 Perşembe

Yeni asgari ücret açıklandı

Asgari ücrette 4'üncü ve son tur görüşmesi bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında yapıldı. Çalışma Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, son toplantıda yeni asgari ücretin yüzde 8 artışla brüt 1.777,50 lira, net 1.404 lira olmasının kararlaştırıldığını açıkladı. Yeni asgari ücretle evli ve çocuklu bir çalışan asgari geçim indirimiyle birlikte net 1.500 TL'ye yakın bir ücret alacak. Toplantılarda işçi kesimini temsil eden Türk-İş 2016 başında bin 300 liraya yükseltilen asgari ücretin yeni yılda bin 600 TL olmasını talep etmişti. İşçi kesiminin bin 600 TL'lik talebine karşın işveren tarafını temsil eden TİSK, geçen yılki artış nedeniyle zam yapılmamasını istemişti.

29 Aralık 2016 Perşembe

Hazineden 'otomatik katılımdan cayma hakkı' açıklaması

Hazine Müsteşarlığınca, Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) otomatik katılımdan caymanın çalışana ait bir hak olduğu, bu hakkın bir başkasına veya işverene devrinin söz konusu olmadığı bildirildi. Müsteşarlıktan otomatik katılım sisteminde cayma hakkının kullanılmasına ilişkin yapılan açıklamada, "Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" uyarınca Türk vatandaşı olup 45 yaşını doldurmamış çalışanların, işverenin düzenlediği bir emeklilik sözleşmesiyle emeklilik planına dahil edileceği belirtildi. İlgili emeklilik planına göre, çalışanın ücretinden kesilmek suretiyle yapılan ilk katkı payının şirket hesaplarına nakden intikal ettiği tarihi takip eden iş günü, emeklilik planına dahil edildiği şirket tarafından çalışana posta yoluyla veya güvenli elektronik iletişim araçlarıyla bildirileceğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Çalışan bu bildirimi müteakip iki ay içinde cayma hakkını kullanabilir. Cayma süresinden sonra da çalışan dilediği zaman sistemden ayrılabilir. Cayma talebi, çalışan tarafından posta yoluyla veya güvenli elektronik iletişim araçlarıyla ilgili emeklilik sözleşmesi hükümlerine göre işverene veya şirkete bildirilir. Cayma bildiriminin ulaşmasını müteakip 10 iş günü içinde ödenen katkı payları, varsa hesabında bulunan yatırım gelirleriyle çalışana iade edilir. Ödemenin geciktirilmesi durumunda doğan zararlar, Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun ilgili maddesi çerçevesinde belirlenen ticari işler için uygulanacak temerrüt faizi de yürütülerek karşılanır." Çalışanların işverenleri aracılığıyla otomatik olarak emeklilik planına dahil edileceği sistemde, cayma hakkının çalışana ait bir hak olduğu vurgulanan açıklamada, bunun bir başkasına veya işverene devrinin söz konusu olmadığı belirtildi. Açıklamada, "İşverenlerin, cayma hakkını kullanma kararını çalışanlarının ad ve hesabına kullanmaları veya bu hakkın kullanımını teşvik edecek yönlendirmelerde bulunmaları mümkün olmamaktadır." ifadesi kullanıldı.

28 Aralık 2016 Çarşamba

İTO'dan Cumhurbaşkanlığı sistemi için destek çağrısı

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, "Cumhurbaşkanlığı sisteminin kazanımlarını ele alan bildiriyi, iş dünyasının önde gelen sektörel sivil toplum kuruluşlarımıza sunacağız. Aldığımız neticeyi de kamuoyu ile paylaşacağız" dedi. Deklarasyon İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) 2017’yi yatırım, üretim, ihracat ve turizm başta olmak üzere Ekonomide Milli Seferberlik Yılı olarak ilan etmesi kapsamında hazırlandı. İTO, 'Rejimi değil, sistemi tartışıyoruz' başlıklı bildiri için Ocak ayında sektör temsilcilerinden oluşan STK'larla bir araya gelerek, ortak hareket zemini hazırlayacak. İTO Başkanı İbrahim Çağlar, "Cumhurbaşkanlığı sisteminin kazanımlarını ele alan bildiriyi, iş dünyasının önde gelen sektörel sivil toplum kuruluşlarımıza sunacağız ve aldığımız neticeyi de kamuoyu ile paylaşacağız" dedi. Türkiye’nin önündeki en büyük sorunun sistem sorunu olduğunu belirten Çağlar, bu sorunun ivedilikle aşılması halinde Türkiye’nin prangalarından kurtulacağını ve çıktığı milli seferberlik yolunda başarıya ulaşacağını dile getirdi. İstanbul Ticaret Odası'nın yeni Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda bildirisi şöyle: Ekonomide Milli Seferberlik: Yeni Anayasa REJİMİ DEĞİL,SİSTEMİ TARTIŞIYORUZ Dünyada doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar tüm ülkelerde bir kaos hakim. ABD’den Avrupa’ya, Çin’den Rusya’ya, Brezilya’dan Yemen’e, Hindistan’dan Arjantin’e kadar ülkeler para sisteminden, ülke sınırlarına, hatta politik sistemlere kadar bir kaosun eşiğinde. 'İngiltere sonrası Avrupa nasıl olacak?', 'Trump ile ABD’de sistem değişir mi?', 'Rusya, Suriye’de batağa mı saplanacak?', 'Nüfusu patlayan Hindistan, ekonomik olarak da patlayacak mı?', 'Yeni süper güç Çin’in sonraki hamlesi ne olacak?' gibi birçok soru cevap bekliyor. ...Ve herkes asıl büyük tehlikenin yani 2001 yılında ABD’de İkiz Kuleler’e yapılan saldırılar ile başlayan, 2008’de yaşanan ekonomik kriz sonrası adeta küreselleşen terör olaylarının bir gün kendi kapısını çalmasından endişe ediyor. Bir türlü aşılamayan güven bunalımı nedeniyle, tek kutuplu sistem artık dünyanın büyüme ihtiyacına cevap veremiyor. Bu küresel kaostan Türkiye de payına düşeni alıyor. İhanet içinde bulunan FETÖ Terör Örgütü’nün darbe girişimi bu küresel kaosa eklenince, demokrasimiz yine zorlu bir sınavla karşı karşıya. Bir yanda terör örgütleri... Bir yanda döviz kuru ile ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlar... Bir yanda da sınırlarımızda verdiğimiz insanlık mücadelesi... Bütün bunlar, bu süreçte ne kadar dirayetli durmamız gerektiğini bize hatırlatıyor. Yüzyıllardır edindiğimiz tecrübe, birlikteyken kimsenin bizi yıkamayacağını gösteriyor. Biz “BİR” olunca, “BİRLİKTE” olunca daha “BİZ” oluyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz sistem, bir pranga gibi sadece ayaklarımızı değil, elimizi kolumuzu bağlayarak kaostan çıkmamıza engel oluyor. Türkiye’de bir sistem sorunu olduğu konusunda herkes hemfikir. Şu anki sistem, ekonomik ve toplumsal engelleri aşmamızda yeterli olmuyor. İş dünyası olarak daha ileri gitmenin yolunun bu prangadan kurtulmak olduğunu biliyor ve yaşıyoruz. Çıkış yolu arıyoruz ama... Hepimiz çıkış yolunu biliyoruz. 15 Temmuz darbe girişimine karşı yekvücut olmuş milletimiz gibi biz de iş dünyası olarak darbelerle yapılmış bir Anayasa’ya hayır diyoruz. Ekonomi için... Milli seferberlik için... Ülkemizin refahı, insanlarımızın mutluluğu için... Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmak için... Bu prangalardan kurtulmak için... Yeni bir Anayasa istiyoruz. İş alemi olarak göstermemiz gereken asıl refleksin bu olduğuna inanıyoruz. Bu Anayasa’nın tıkanmış olan sistem sorununu çözmesini bekliyoruz. Bizler yatırım yapan, istihdam oluşturan iş insanları olarak koalisyonlar ve ekonomik krizler arasında sarkaç gibi salınan bir Türkiye değil, sorunlarını hızlı ve etkin karar alarak çözen Türkiye istiyoruz. Sorun değil, çözüm üreten bir sistem istiyoruz. Anayasal noktadan başlayıp yeni bir modelin tesisine ihtiyacımız var. Artık koalisyon hükümetleri istemiyoruz. Sistemin üretebileceği her türlü eksikliğin bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunun için halkımızın tercihlerine güveniyoruz. 2010 yılındaki referandum ile Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinin önünü açan halkımız, 2014 yılında da ilk kez kendi Cumhurbaşkanını kendi seçti. Bu nedenle halkın seçimi ile başa gelen Cumhurbaşkanı’nın artık temsili bir makam olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Çözümü acilen bir sistem değişikliğinde görüyoruz. Yeni sistemin Türkiye’ye sağlam bir yol haritası sunacağına ve bizi kaostan çıkaracağına inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; milli iradeye dayanmayan hiçbir güç, hiçbir yapı ve siyasal hareket meşru değildir. Milli iradeye dayanmayan her türlü hareket milletin özünden kopuktur ve millete hizmet etmez, edemez. Rejimi değil, sistemi tartışıyoruz. Bizler iş dünyası olarak sistemin aksayan yönlerinin giderilmesini talep ediyoruz. Artık prangalardan kurtulmanın zamanı. Ve şunu da çok iyi biliyoruz ki; Aziz milletin sinesi en güvenilir adrestir.

28 Aralık 2016 Çarşamba