Dış ticaret işlemlerine modern ofis

HABER: ADEM ORHUN Toplam ihracatın yarısını gerçekleştiren İstanbul, dış ticaret belgeleri üretimi açısından da büyük bir hacme sahip. Ülkemizde işlem gören ihracat belgelerinin yarısından fazlası İstanbul Ticaret Odası’ndan (İTO) onay görüyor. Oda tarafından yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin adet dış ticaret belgesi onaylanıyor. İTO bu onayları, Eminönü’ndeki merkez binasında, Kadıköy Hizmet Birimi’nde, İDTM Hizmet Birimi’nde ve Sabiha Gökçen Havalimanı Kargo Terminali’nde gerçekleştiriyor. İstanbul Atatürk Havalimanı’nın gümrük sahalarına yakın olması ve fuar alanının yanında bulunması sebebiyle işlem yoğunluğunun çok yüksek olduğu İDTM Hizmet Birimi, daha geniş ve modern bir ofise taşındı. YİNE İDTM BLOKLARINDA İDTM A1 Blok giriş kattaki 184 metrekarelik ofisten, İDTM A3 Blok çarşı girişi 1. kattaki 509 metrekarelik yeni yerine taşınan İDTM Hizmet Birimi, belge işlemleri için gelen üyelerine daha hızlı ve konforlu hizmet sunuyor. Dış Ticaret Uygulama Birimi’nin yanı sıra Oda Sicil Koordinatörlüğü personelinin de hizmet verdiği birimde, ağırlıklı olarak ihracat için düzenlenen belgelerin onay işlemleri yapılıyor. Oda Sicil personeli; faaliyet belgesi, onaylı sicil gazetesi ve üye aidatları tahsilatı yaparken; Dış Ticaret Uygulama Birimi de ihracata ilişkin belgelerin satış ve onay işlemlerini gerçekleştiriyor. KOLAY ULAŞIM Havalimanı ve gümrük sahalarına yakın olmasından dolayı gümrük müşavirlik firmaları belge onayları için büyük oranda İDTM’deki Hizmet Birimi’ni tercih ediyor. Bu sebeple İTO’nun ihracat belge onaylarının en yoğun olduğu birim. İDTM Hizmet Birimi, hafta içi 09.00-18.00 saatleri arasında, cuma günü 18.30’a kadar, cumartesi günleri ise 10.00-16.00 saatleri arasında hizmet veriyor. HANGİ BELGELER ONAYLANIYOR A.TR Menşe Şahadetnamesi EUR.1/EUR.MED Dolaşım Sertifikası Özel Menşe Şahadetnamesi (FORM-A) Menşe İspat Belgesi (İran) Menşe Belgesi (Malezya)

15 Şubat 2016 Pazartesi

Sinemanın yeni esin kaynağı 2008 krizi

Jodie Foster’ın yönetmenliğini üstlendiği, George Clooney ve Julia Roberts’ın rol aldığı Money Monster, Wall Street temalı bir film. Mayıs ayında piyasaya sürülecek film, televizyondan borsa tüyoları veren bir Wall Street simsarının hayatını beyaz perdeye taşıyor. HABER: CANAN BİLGİN ABD’de 2008’de patlak veren finansal kriz, sanat piyasasını adeta canlandırdı. Krizin perde arkasını anlatan filmler, TV showları, diziler ve romanlar birbiri ardına piyasaya sürülüyor. Dünya çapında ilgi gören ve büyük hasılat elde eden ekonomik buhran filmleri, Hollywood’u da ‘kriz sineması’na teşvik ediyor. BÜYÜK TALEP VAR New York Times’ta yayınlanan habere göre, Amerikalılar finansal çöküşün bedelini bir kez daha ödüyor. Ancak bu kez, isteyerek… Eğlence endüstrisinin yönetici ve yayıncıları, 8 yıl önce ekonomiyi çöküşün kenarına getiren hataları, başarısızlıkları ve Wall Street’teki gelişmeleri gözler önüne seren film, oyun, TV showu ile roman talep eden ve giderek büyüyen bir kitlenin olduğunu söylüyor. GİŞE CESARETLENDİRDİ HBO Film Başkanı Len Amato, kriz odaklı sanat eserlerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Politik süreçte neler olduğunu, partilerin orta sınıfın küçülmesine karşı halk hareketleriyle ve gelir eşitsizliğinin artmasıyla nasıl baş ettiğini görebilirsiniz. Kitleler, bunu sadece TV ve filmlerde izlemeye hazır değil. Onlar bu noktaya nasıl geldiğimizi anlamak istiyor” diyor. Michael Lewis’in en çok satan kitabından uyarlanan ve krizin arka planını beyaz perdeye aktaran “The Big Short”, dünya çapında 100 milyon dolardan fazla gişe elde etti. Gişe hasılatları, yapımcı ve yönetmenleri de cesaretlendirdi. Bu yüzden birbiri ardına filmler hazırlandı. “Smoke and Mirrors”, “All We Had” ve “Straight to Hell”... ÖNCE MESAFELİYDİ Sinema endüstrisi birkaç yıl öncesine kadar finans piyasasındaki işleyişi araştırma konusunda pek de hevesli değildi. Eğlence pazarının yöneticileri, kitlelerin büyük paralar kaybettiği bir dönemi yeniden yaşamak için para harcama konusunda oldukça çekimserdi. Krizin başında bir yatırım bankasının parçalanmasını konu edinen 2011 yapımı bir drama olan “Margin Call”, popüler değildi ama önemli bir başarıydı. LİSANI ÖĞRENDİK ABD’deki yeni showtime serilerinden “Billions”un yaratıcılarından Brian Koppelman da, izleyicilerin bugün yanlış giden şeylerin ayrıntılarını öğrenmeye daha hazır olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hepimiz bu lisanı öğrendik. 2008’de tahvilin ne olduğunu kim biliyordu?” GÜÇLÜ FİLMLER YILLAR SONRA GELİR Film tarihçilerine göre, büyük olaylar hakkında gerçek zamanlı filmler yapılır ama en güçlü olanları yıllar sonra gelir. 1929 büyük buhranı ve Vietnam Savaşı’nda olduğu gibi… “The Deer Hunter-Avcı” ve “Coming Home-Eve Dönüş”, 1978’de yayınlandı. “Apocalypse Now-Kıyamet”, 1979’da çıktı. “Meet John Doe-John Doe’yu Karşılama” ve “Grapes of Wrath-Gazap Üzümleri” gibi büyük buhran ile ilgili klasik filmler II. Dünya Savaşı’na kadar beyaz perdede gösterilmedi. KÜLTÜR, FİNANS DÜNYASINA UYUM SAĞLIYOR Los Angeles’deki film, dijital medya yatırım şirketi Entertainment Media Ventures Başkanı Sandy Climan, “Kültür, finans dünyasına çok daha uyum sağlar hale geldi. Yaratıcılar, insanların düşündüklerini ve yaşadıklarını şimdi dramatize ediyorlar” diyor. YENİ ANLAŞMALAR YOLDA Film endüstrisi, finansal krizden beslenmeye devam ediyor. Sonny Classics, ekonomi draması “Equity”nin yayın haklarını satın aldı. Warner Bros, Maureen Sherry’nin çizgi romanı “Opening Belle”i uyarlamak için anlaşma yaptı. Lehman Brothers’ın eski ortağı ve yazar Michael M. Thomas’ın romanı “Fixers” geçen ay basıldı. İrlandalı yazar Paul Murray, İrlanda bankacılık krizi ile ilgili hiciv romanı “The Mark and the Void”i yayınladı.

15 Şubat 2016 Pazartesi

Demiryolu taşıma maliyeti düşecek

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul Ticaret Odası (İTO), İstanbul Barosu ve Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenler Derneği (UTİKAD) demiryollarının geleceğini tartıştı. İTO’nun ev sahipliğinde yapılan “Demiryollarının Serbestleştirilmesi, Taşıma ve Sigorta Hukuku Açısından Değerlendirilmesi” başlıklı panelin oturum başkanlığını, İstanbul Barosu Lojistik ve Taşıma Hukuku Komisyonu Üyesi Av. Güler Önal yaptı. YATIRIMLAR ARTACAK İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, demiryollarındaki serbestleşmeden sonra, demiryolu yatırımlarının artacağını ve taşıma maliyetlerinin düşeceğini söyledi. Orduhan, “Demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi adımlarını ticaret alemi olarak büyük bir hevesle bekliyoruz” dedi. Orduhan, havayolu taşımacılığının serbestleştirilmesi ile yakalanan gelişimin, demiryollarının serbestleşmesine de güzel bir örnek olduğu değerlendirmesinde bulundu. REFORM İHTİYACI Türk Ticaret Kanunu Hazırlama Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kerim Atamer, demiryoluyla taşımalara uygulanacak hükümler ve reform ihtiyacı hakkında katılımcılara bilgi verdi. İstanbul Barosu Lojistik ve Taşıma Hukuku Komisyonu Başkanı Egemen Gürsel Ankaralı, demiryollarında özel sektör taşımacılığını anlattı. UTİKAD Başkan Yardımcısı Emre Erdener, Türkiye’de demiryollarının serbestleşmesinin yeni bir eğilim olduğunu söyleyerek, “Bu durum sigorta ve hukuk gibi düzenlenmesi gereken yeni bazı konuları da gündeme taşıdı. UTİKADbu konularda vaka çalışmaları yapmaya devam ediyor” dedi. REKABET GÜCÜ ARTACAK Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Emniyet ve Yetkilendirme Dairesi Başkanı İbrahim Yiğit, “Demiryollarındaki serbestleşmenin amacı, uygun maliyet ile daha etkin ve kaliteli hizmet sunmak, demiryollarının rekabet gücünü artırmak, sektörde düzenleme-denetleme yapan bağımsız bir yapı oluşturmak, AB ile yasal ve yapısal uyumu sağlamak olarak özetleyebiliriz” diye konuştu. DEMİRYOLU DÖNEMİ TCDD İnsan Kaynakları Daire Başkanı Adem Kayış, serbestleşme ve yeniden yapılandırmayı heyecanla beklediklerini belirtti. Kayış, 64’üncü Hükümet 2016 yılı Eylem Planı’nda, 6 ay içinde bu çalışmanın hayata geçeceğinin yer almasını, “Tünelin ışığı gözüktü” diye yorumladı. Kayış, 2023 vizyonu hedeflerini şöyle anlattı: “Uygun maliyet ile daha etkin ve kaliteli hizmet sunmak, rekabet gücünü artırmak, taşımacılıkta dengeyi demiryolları lehine kurmak, yolcu taşımada payı yüzde 10, yük taşımada yüzde 15’e çıkarmak, AB ile yasal ve yapısal uyum sağlamak, küresel demiryolu sektörü içinde Türk demiryolu yan sanayisinin yer alması, geliştirilmesi ve etkin bir aktör haline gelmesini sağlamak istiyoruz. 2023 yılına kadar yaklaşık 50 milyar dolarlık yatırım planlanıyor.”

15 Şubat 2016 Pazartesi

Çinli menajerlerin gözü Türkiye’de

HABER: CEYHUN KUBURLU Dünya futbolu son yıllarda ekonomik olarak hızlı bir büyüme yakaladı. Avrupa futbolun hâlâ anavatanı olsa da, futbol adına ülke olarak en büyük sürprizi Çin yaptı. Yabancı yıldızları ülkeye getiren Çin, bu sezon transfere 250 milyon Euro harcadı. Bu paranın 25 milyon Euro’ya yakını Türkiye’ye geldi. Menajerler ise asıl yaz transfer döneminde Çinli yetkililerin Süper Lig takımlarını mercek altına alacaklarını söyledi. ŞİRKET DESTEĞİ Bugün nüfusu 1.5 milyarı bulan Çin, hem devlet politikası hem de sponsor şirketlerle futbolda öne çıkma kararı aldı. İlk önce 12 takımlı lig 16 takıma yükseltildi. Daha sonra yabancı transferlerle ülkede futbolun konumu artırıldı. Yayın gelirlerinden 2005 yılında 9 milyon dolar kazanan Çinli takımlar, yabancı yıldızlarla bu rakamı 1.2 milyar liraya kadar çıkardı. Sponsorların ve devletin desteğini de arkasına alan Çin, bugün transfere 250 milyon Euro harcıyor. Bu da hem ülkede futbolun gelişimine hem de tanıtıma büyük katkı sağlıyor. TÜRKİYE’YE YARAR Çin, transferlerde Türkiye’yi de hedef pazarlar arasına aldı. Beşiktaşlı Demba Ba ile başlayan süreç, Trabzonsporlu Stephanne MBia ve Beşiktaşlı Ersan Gülüm ile devam ediyor. Çinli takımlar Ba’yı 13 milyon Euro’ya, Ersan Gülüm’ü 7 milyon Euro’ya, MBia’yı ise 6 milyon Euro’ya aldı. Toplam 26 milyon Euro Türkiye’ye geldi. Önümüzdeki yıl ise bu rakamın daha da artacağını dile getiren menajerler, “Çin futbolunun büyümesi en çok Türkiye’ye yarayacak. Yıllarca şike ve futbolda yaşanan yolsuzluklarla boğuşmak zorunda kalan Çin, son birkaç yıldır bu imajı ortadan kaldırmak için sistemli olarak çalışmalara başladı. Devlet, futbolda da gelişme sağlanabilmesi için farklı politikalar uyguluyor. Bu kapsamda kulüplerin yatırım yapmalarını destekliyor ve teşvikte bulunuyor. Kulüpleri satın alarak ya da sponsorlukla maddi kaynak sağlayan dev bütçeli holdingler Çin futbolunun lokomotifliğini üstleniyor” dedi. YAŞLI YILDIZ Menajerler, artık Çin’de yaşlı yıldızların istenmediğini belirterek, şöyle konuştu: “Türkiye’de birçok futbolcu Çin’de yıldız olabilir. Ersan Gülüm bunların en güzel örneği olacak. Artık futbol oynayacak yaşı doldurmuş olan yabancı yıldızlar istenmiyor. Futbolu ileriye taşıyacak oyuncular gerekiyor. Bunun için de birçok takım yeni yıldızları keşfetmenin yolunda. Türkiye, Rusya, Portekiz ve Almanya, Çin için büyük fırsatlara sahip. Mali açıdan da finansal tablolarını düzeltmek isteyen birçok Avrupa kulübü oyuncularını Çin’e transfer ediyor. Tüm bu gelişmeler Avrupa futbolu ne olacak sorusunu akıllara getirebilir. Hepimiz izleyip göreceğiz. Ancak Çin, transferlere devam edecek gibi.” YENİ LİGE YENİ KRİTERLER Yeni ligin kağıt üzerinde futbola getirdiği bazı kriterler söz konusu: Profesyonel yönetim, finansal yeterlilik ve altyapı. Fakat geçen yıllar içinde Çin futbolu bu kriterleri yerine getirme konusunda çok zorlandı. Uzun yıllar boyunca Çin futbolunun en büyük sorunu bahis ve şikenin yaygın bir şekilde görülmesiydi. 1994 yılından itibaren özel girişimler futbola destek vermeye çalışsa da futboldaki yozlaşmışlık onların bu ilgilerinden kısa sürede vazgeçmelerine neden oldu. 2006-2007 arasında yapıldığı belirlenen şikelerden dolayı birçok kulüp ve futbol adamı hapis cezasına çarptırıldı. Bunların içinde Çin Futbol Federasyonu eski başkanı Nan Yong da yer aldı. 16 TAKIMLA MÜCADELE 1994 yılında Çin Jia-A profesyonel futbol ligi kuruldu. 2004 yılında bu lig yerini Çin Süper Lig’e bıraktı. Ligde toplam 12 takım bulunuyor ve 24 haftalık bir mücadeleye sahne oluyor. Bu mücadele şu anda 16 takımla devam ediyor.

14 Şubat 2016 Pazar

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci Periscope'da

PERISCOPE'TAN CANLI YAYINIMIZI TAKİP ETMEK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ...

10 Şubat 2016 Çarşamba