Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, şu andakinden çok farklı bir hal yapısını Türkiye’de hayata geçirmek istediklerini söyledi. Bakan Tüfenkci, “Tıpkı Almanya, Fransa ve İspanya’daki haller gibi büyük ve bölgesel haller yapmak istiyoruz. Şu anda 175 halimiz var. Baktığımız zaman hal niteliğinden çok uzak olduğunu görüyoruz” dedi. TİCARET MERKEZİ Yeni hal yasası ile ilgili konuşan Tüfenkci, şunları aktardı: “Sebze ve meyve ticaretinde yeni bir hal yasasını çalıştık.Önümüzdeki günlerde yasalaşacak. Kamuoyunun da görüşüne açacağız. Belediyelerimizle ilgili sektörlerle konuşarak gerçekten sadece şu andaki hallerden çok farklı bir hal yapısını Türkiye’de hayata geçirmek istiyoruz. Şu anda 175 halimiz var. Bunların bir kısmı toplama merkezleri, bir kısmında da içerisinde sadece meyve, sebze satılan yerler değil, kırmızı et, beyaz et, çiçeklerin de satıldığı komple bir ticaret merkezi şeklinde haller oluşturacağız. Bunun yapısını da farklılaştırarak, yakında kamuoyuyla paylaşmış olacağız.” DÜŞÜK FAİZLİ KREDİ “Küçük esnaf, ekonominin bel kemiği. Aldığımız tedbirlerle esnafımıza sürekli düşük faizli kredi imkanları sağladık” diyen Bakan Tüfenkci, dış ticareti artırma noktasında iş ve işlemleri kolaylaştırmak için düzenlemeleri hayata geçirdiklerinin belirtti. Tüfenkci, artık ihracatçı ve ithalatçıların kendi ihraç ve ithal mallarının hangi aşamada, ne kadar masrafı olduğunu ve hangi sürede işleminin bittiğini görebildiğini söyledi.

24 Kasım 2017 Cuma

HABER: ADEM ORHUN Tesla otomobilleri ile tanınan SpaceX şirketinin kurucusu Elon Musk, önceki hafta Türkiye’ye gelerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Beştepe’deki görüşmeye ilişkin görüntüler Cumhurbaşkanlığı sosyal medya hesaplarından paylaşılırken, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın da Türkiye’nin yeni teknolojik atılım vizyonunu ortaya koyan bir tweet attı. Kalın mesajında, “Teknoparklar, 4.5G, yerli otomobil, otomotiv sanayi, Türksat 5A, 5B uyduları, Türk-Japon Bilim Teknoloji Üniversitesi, savunma sanayi ürünleri, İHA ve SİHA, HÜRKUŞ eğitim uçağı, yerli yazılımlar... Türkiye teknoloji alanında önemli adımlar atmaya devam ediyor” bilgisini paylaştı. ÜRETİM BECERİSİ Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün dikkat çektiği bu başlıklar, Türkiye’nin teknoloji devriminde atmakta olduğu adımları da ortaya koydu. İşte son yıllardaki gelişmeler Türkiye’nin, küresel markaların Anadolu’da kurulu otomotiv fabrikalarındaki üretim becerisini ve tecrübesini yeni alanlara taşıdığını gösteriyor. Elon Musk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin milli otomobilini üretecek konsorsiyumu (babayiğitleri) açıkladığı toplantıdan bir hafta sonra Türkiye’deydi. Bu sefer konu daha yüksekteki ürünlerdi: Uydular ve uzay araçları. Görüşmeden sonra Türksat 5A ve 5B uydularının SpaceX’in Falcon 9 roketleriyle uzaya taşınacağı açıklandı. Uzaydaki yerini pekiştiren adımlar atan Türkiye, mühendislik becerisinin yanı sıra vizyonunun da ne kadar ileri seviyede olduğunun işaretini verdi. İLETİŞİMDE 5G HIZI GSM operatörlerinin 2009’da 3G hizmeti vermeye başladığı Türkiye’de 4G ile mobil iletişime 1 Nisan 2016’da geçildi. Yeni nesil iletişim teknolojisinde bir sonraki durak ise 5G. Bu sistem, günlük hayattan sektörlere kadar kolaylık sağlayacak. 5G ile en iyi iyileşme hız ve çok düşük gecikme zamanı olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5G’yi hedef gösterdiği sektörde, bir yandan bu yönde hazırlık yapılırken bir yandan da coğrafyada en ücra noktadaki kişilerin dahi mobil iletişim imkanlarından faydalanması için adım atıldı. Bunun için, yerli baz istasyonu Ulak üretildi. Bu çalışmalar, 5G için de milli tecrübeyi pekiştirecek. JAPONYA İLE ORTAK ÜNİVERSİTE Japonya ile Türkiye, gelecek için yeni bir işbirliği başlattı. Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin Kuruluşu Hakkında Kanun, 24 Haziran 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. İstanbul Pendik’te hazine arazisinden yeri de tahsis edilen üniversitede, öğretim üyeleri vatandaşlık ayrımı olmaksızın dünya çapında ses getirecek akademik ve teknolojik çalışmalar yapılacak. UYDUDA 30 ÜLKEDEN BİRİ TÜRKİYE Uzayda uydusu olan 30 ülke arasında yer alan Türkiye’nin üç haberleşme uydusu ve üç gözlem uydusu bulunuyor. Türksat 3A, Türksat 4A ve Türksat 4B haberleşme için, Göktürk 1, Göktürk 2 ve Rasat gözlem için çalışıyor. Yakında bu uydulara yenileri eklenecek. Zira Türkiye, yeni nesil haberleşme uydularıyla küresel ölçekte bir uydu operatörü olma yolunda da önemli bir adım attı. Yörüngede kiralık uydu da kullanan Türkiye, bunun yerine yerli uydu yerleştirmeyi planlıyor. Bunun için Türksat 5A yapılıyor. Yeni uyduların yapımı için Airbus D&S ile 9 Kasım’daki Global SatShow’da sözleşme imzalandı. Üretim çalışması başlatılan Türksat 5A’nın 2020’de, Türksat 5B’nin ise 2021’de uzaya gönderilmesi hedefleniyor. Öte yandan; Türkiye 2020’de yerli imkanlarla tamamlanması planlanan Türksat 6A ile uydu yapabilen sayılı ülkeler arasına girecek. GÖKYÜZÜNÜN ŞAHİNLERİ Ulusal güvenliğin yanı sıra ileri teknoloji ağırlıklı ürün çalışmalarında somut sonuçlardan biri de insansız hava araçları (İHA) oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) terörle mücadelede İHA’ları etkin olarak kullanıyor. Silahlı insansız hava aracı da (SİHA) bir hayal olmaktan çıktı. Türkiye, envantere katılan İHA ve SİHA’larla hava sahasını kontrol eden en etkin ülkelerden biri haline geldi. Tümüyle milli ve özgün olarak geliştirilen yeni seri Silahlı Bayraktar Taktik Blok 2 (TB2) İHA’larla Türkiye, teknolojik ürün, yazılım ve akıllı mühimmat kullanımı konusunda paha biçilmez bir tecrübeye ulaştı. TSK envanterine giren ‘Silahlı Bayraktar TB2’ İHA’ların teslim alınmasıyla bir ilk de gerçekleşti. İlk kez 4 adet akıllı mühimmat taşıyabilen SİHA teslimatına imza atıldı. Roketsan’ın geliştirdiği ‘Mini Akıllı Mühimmat (MAM) ile entegre edilen Bayraktar TB2, sensörlerle gece ve gündüz faaliyet gösterebiliyor. Türkiye, böylece bu alanda da dünyada sayılı ülkeler arasına girdi. SAVUNMA SANAYİNDE ATAK 2016 sonunda, Türkiye’deki savunma firmalarının toplam savunma ve havacılık sektör cirosu 5.968 milyar dolara ulaştı, ihracat da 1.953 milyar dolar oldu. Türkiye, 2002’de yalnızca 66 savunma projesini yüzde 80 dışa bağımlılık oranı ile yürütürken; geçen yıl yüzde 65’in üzerinde yerlilik oranı ile 553 projeye ulaştı. HÜRKUŞ, yeni versiyonlarıyla sahneye çıkıyor. Ağır zırhlı personel taşıyıcılar Kirpi, Cobra II, Ejder Yalçın, sahada ve fuarlarda göze çarpmaya başladı. ATAK helikopteri de Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılarken, ihracatına yüksek katma değer sağlayacak. HÜRKUŞ KENDİNİ İSPAT ETTİ Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TUSAŞ arasında imzalanan anlaşma ile 2006 yılında başlatılan Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı (HÜRKUŞ) Geliştirme Programı başarıya ulaştı. Özgün tasarıma sahip ve milli ihtiyaçları karşılayacak temel eğitim uçağı hedefiyle yapılan HÜRKUŞ, kalitesini ispat etti. 2012 yılındaki hangardan çıkış töreninde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tanıttığı HÜRKUŞ, 2013 yılında deneme uçuşlarını yaptı, 2016’da ise gerekli belgelendirmeye ulaştı. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) TT32 Uçak Tip Sertifikası alan HÜRKUŞ, Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi’nden “EASA Geçerli Kılınan Tip Sertifikası” alan ilk Türk uçağı oldu. İTO ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı ana hissedarlığında kurulan Teknopark İstanbul’da ikinci etap blokların tamamlanması ile Ar-Ge firma sayısı 300’e, Kuluçka Merkezi’ndeki girişimci sayısı ise 150’ye ulaşacak. Böylelikle ülkemiz Sanayi 4.0 için Teknopark İstanbul’la önemli adımlar atacak. 69 TEKNOPARKIN 7’Sİ İSTANBUL’DA Türkiye, teknoloji, yazılım ve tasarımdaki yenilik ve üretim gücünü modern şartlara sahip Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nde hayata geçiriyor. 4691 sayılı Kanun ile kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri; teknolojik bilginin üretilmesi, üretilen bilginin ticarileştirilmesi, üründe ve üretim yöntemlerinde ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunun sağlanması için doğru adresler oldu. Türkiye’de 55’i aktif, 14’ü tamamlanmak üzere olan 69 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi (teknopark) bulunuyor. İstanbul’da 7, Ankara’da 8, Kocaeli’de 4, İzmir’de 4, Konya ve Gaziantep’te ikişer merkez çalışıyor. RAKAMLARLA TEKNOPARKLAR Toplam firma sayısı: 4.475 Yabancı/yabancı ortaklı firma: 250 Toplam personel: 44.580 Ar-Ge personeli: 36.584 Proje sayısı (Devam eden): 7.690 Proje sayısı (Tamamlanan): 25.589 Toplam satış (milyar TL): 50.8 Toplam ihracat (milyar USD): 2.9

23 Kasım 2017 Perşembe

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) geleneksel hale gelen ‘Başarılı Vergi Mükellefleri’ ödülleri için başvurular başladı. Kasım sonuna kadar İTO’ya başvuran vergi mükellefleri, 2016’da ödedikleri vergilerle değerlendirilerek ödüllendirilecek. KİMLER ÖDÜL ALACAK? Gelir Vergisi’nde en az 110 bin TL, Kurumlar Vergisi’nde de en az 450 bin TL ödeyen İTO üyesi firmalara ödül verilecek. Ayrıca Gelir Vergisi’nde en az 55 bin TL, Kurumlar Vergisi’nde de en az 210 bin TL ödeyenler, KOBİ Özel Teşvik Ödülü’nü almaya hak kazanacak. Ayrıntılı bilgi için: 0212 455 63 94 0212 455 63 93 Faks: 0212 511 83 86

23 Kasım 2017 Perşembe

HABER: CANAN BİLGİN Sesten en az 5 kat hızlı, elektrikle çalışan, üç katlı yeni nesil kapsül uçaklar, hava ulaşımında yeni bir dönem başlatacak. İsviçre Federal Politeknik Enstitüsü’nün TIR’lardan gemilere aktarılan konteynerlerden esinlenerek geliştirdiği Clip-Air adı verilen yeni uçaklar, hem yolcuların hem de kargonun yolculuk biçimini değiştirmeyi amaçlıyor. 150 YOLCU KAPASİTELİ Yeni nesil hava aracı ile yolcuların hayatı kolaylaşırken kargo da daha hızlı ve düşük maliyetle taşınacak. Gövde, kokpit ve motorlardan oluşan hava aracında, üç kapsül bulunuyor. Bu kapsüller konteynerler gibi söküp takılabiliyor. Araç, her biri 150 yolcu taşıma kapasitesine sahip bu üç kapsül ile aynı anda uçabilecek. Kapsüllerde de hem yolcu hem de kargo aynı anda taşınabilecek. Kapsüllerin işletmesi de farklı şirketler tarafından yapılabilecek. Bazı firmalar uçuşa, diğerleri kargoya odaklanabilecek. Yolcular da aynı uçakla uçan üç farklı rakip arasından seçim yapabilecek. KESİNTİSİZ TRANSFER Yolcular için biniş süreci çok daha hızlı ve daha az stresli hale gelecek. Uçuştan önce kapsüllere binebilecekler. Clip-Air projesini yöneten Claudio Leonardi’ye göre yolcular yerel bir otobüs istasyonunda bir kapsüle binebilir; hava ve demiryolu yolculuğunun ardından koltuklarından ayrılmadıkları sürece ülkenin diğer tarafındaki başka bir şehirde uyanabilirler. RAYLI SİSTEMLERE ENTEGRE EDİLEBİLİR Havayolu endüstrisi için yeni fırsatlar oluşturan kapsüller, kargonun naklini kolaylaştırmayı ve maliyetleri düşürmeyi hedefliyor. Kapsüllerin demiryoluna da uyarlanabileceği belirtiliyor. ALTERNATİF YAKITLAR Clip-Air’in araştırmacıları, alternatif yakıt olarak biyoyakıt veya likit hidrojen kullanma olasılığını da araştırıyor. Endüstrideki oyuncuların desteğini bekleyen ekip, 10 metrelik drone şeklinde küçük ölçekli bir Clip-Air prototipi yapmaya hazırlanıyor. SANAL GERÇEKLİK Havacılık endüstrisindeki en yeni gelişmelerden biri sanal gerçeklik ürünleri. Kuzey Carolina’da bir bilgisayar laboratuvarında tasarlanan uçak kabinlerini test etmek için sanal gerçeklik kullanılıyor. Müşteriler koltuklara oturmaya, başlarının üstündeki dolapları açmaya ve yuvarlanan bavulları koridorun altına çekmeye davet ediliyor. Bu da, tasarım sonlandırılmadan hataların keşfedilip düzeltilmesini sağlıyor. Her türlü hava ve ışık koşullarında hizmet eden hava sahası personelini eğitmek için de sanal gerçeklikten yararlanılıyor. Bazı havayolları da, sanal gerçekliğin tüm gösterişli avantajları ile ‘şaşırtmayı’ gelir haline getirmeye çalışıyor. Air Canada, bu ayın başında Londra’da açılan bir kafede, ziyaretçileri sanal gerçeklikte bir Boeing 787 Dreamliner uçuşu izlemeye davet etti. BİNİŞ KARTI TARİH OLUYOR Hava yolculuğunda yüz tanıma teknolojisi biniş kartının yerini alacak. Aralık ayında, Los Angeles’tan uçan Lufthansa yolcuları, biyometrik binişle yolculuğa çıkacak. Bu sistemle bir havaalanından içeri girebilirsiniz; biniş kartınızı göstermek zorunda değilsiniz, pasaportu çıkarmanız gerekmeyecek. Bagaj etiketi yok, sıra yok, sadece uçağa doğru yürüyeceksiniz. Boston’dan Karayipler’deki Aruba Adası’na ve Dominik Cumhuriyeti’ne uzanan iki JetBlue hattında yolcular, biyometrik biniş kullanıyor. Fotoğraflarını çeken ve gümrük veritabanındaki pasaport görüntüsüyle karşılaştıran bir kameranın önünde duruyorlar. Fotoğrafın çekilmesi, iletilmesi ve olumlu geri dönüşü yaklaşık üç saniyede gerçekleşiyor. VALİZLER ROBOTLARA EMANET Cenevre’deki Kate adlı robot, kendiliğinden yönlendirilen ve gerektiğinde kalabalık alanlara geçen bir check-in kiosku. Yolcuları check-in’deki uzun kuyruklardan kurtarıyor. Robot Leo ise yolcuların valizlerini taşıyor.

22 Kasım 2017 Çarşamba

Son 10 yılda marka, patent, tasarım ve coğrafi işaret konusunda çok önemli gelişmeler yaşandığını belirten Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) Başkanı Habip Asan, Türkiye’nin son altı yıldır Avrupa’da en fazla marka başvurusunun yapıldığı ülke olduğunu söyledi. Asan, “Geçen yıl 100 binin üzerinde marka başvurusu vardı. Bize en yakın ülke Almanya, 80 binlerde” dedi. REKOR BEKLENİYOR Marka başvurularında Türkiye’nin hızlı yükseliş gösterdiğine işaret eden Asan, “Bu sene tarihi rekor bekliyoruz. 2017’nin 10 ayındaki rakamlar bunu gösteriyor. 120 binin üzerinde marka başvurusu bekliyoruz” diye konuştu. Asan, tasarım başvurularında da Türkiye’nin yaklaşık 40 bin başvuruyla Avrupa ikincisi olduğunu dile getirdi. 500 BİN TASARIM Asan, Türkiye’nin tescilli bir milyon civarında marka portföyü, yaklaşık 500 bin tasarım ile 60 bin patent portföyü bulunduğunu anlatarak, şöyle devam etti: “Toplam bir milyon 600 bine yakın sınai mülkiyet veya fikri hazinemiz var. Şimdi amacımız bunların reel sektöre aktarılması. Patent başvurularında 10 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında 15 kat artış görülüyor. 10 yıl önce bir yılda yapılan başvuru, 2017’de bir ay içinde geldi. Bu sene sonu itibarıyla 40 bin civarında tasarım, 7 bin 500 civarında da patent başvurusu bekliyoruz. Faydalı model ki, biz bunlara ‘küçük patent’ diyoruz, onu da eklediğimiz zaman 11 binin üzerinde bir buluş başvurusu bekliyoruz. Markada dört, tasarımda üç kat artış öngörüyoruz.”

22 Kasım 2017 Çarşamba