tatil-sepeti
Türkiye sinemada asıl rolü ‘web’de kapacak

- İTO ve Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilecek projede Kaçkar Dağları’nın benzersiz yaylalarından, Hasankeyf ve Tuz Gölü’ne kadar film yapımcılarını cezbedecek mekanların video ve fotoğraf çekimleri son teknoloji kullanılarak gerçekleştirilecek. - Projenin hedefi; Narnia Günlükleri, Truva, Yüzüklerin Efendisi gibi dev bütçeli filmlerin Türkiye’de çekilmesini teşvik etmek. İTO Başkanı Avdagiç: - “Türk dizilerinden sonra, şimdi sıra Türkiye’nin benzersiz mekanlarını gişe rekortmeni olacak sinema filmleriyle dünyaya açmaya geldi” - “Yabancı film yapımcısı, çekim mekanını portal üzerinden seçebilecek. Türkiye sinemada asıl rolü ‘web’de kapacak” İstanbul Ticaret Odası (İTO), dünyada gişe rekortmeni olacak filmlerin, doğal film platosu özelliğine sahip Türkiye’de çekilmesini teşvik etmek amacıyla ‘Filming in Turkey (Türkiye’de film çekimi)’ adıyla bir sinema portalı oluşturuyor. Türkiye’de bir ilk olacak olan portal, Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Portal, Bakanlığın hazırladığı yeni Sinema Kanun Taslağı’nda yer alan ve yabancı film yapımcılarına sağlanacak yüzde 30’luk teşvik mekanizmasını da destekleyecek. GÖRÜNTÜLER PORTALA YÜKLENECEK Uluslararası film yapımcıları portalda çekim mekanlarından teknolojik altyapıya, yapım şirketlerinden cast ajanslarına, teşvik uygulamalarından çekim izinlerine kadar Türk sinema endüstrisine ilişkin tüm bilgilere kolaylıkla erişebilecek. Proje kapsamında öncelikle 17 ilimizde yer alan ve film yapımcılarını cezbedecek 150’den fazla mekanın video ve fotoğraf çekimleri son teknoloji kullanılarak gerçekleştirilecek. Ardından bu görüntüler, yabancı film yapımcılarının yararlanması amacıyla portala yüklenecek. DOĞAL, KÜLTÜREL VE TARİHİ DEĞERLER Küresel film yapımcılarına ilk etapta tanıtılacak 150 mekan arasında, Kaçkar Dağları’nın benzersiz yaylalarından, Hasankeyf ve Tuz Gölü’ne kadar farklı çekim mekanları olacak. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ‘Filming in Turkey’ portalı ile Türkiye’nin film çekimine uygun doğal, kültürel ve tarihi değerlerini ortaya çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Avdagiç, “Yabancı film yapımcısı, hazırladığımız portalda mekanını seçecek. Türkiye sinemada asıl rolü ‘web’de kapacak” dedi. ‘YÜZÜKLERİN EFENDİSİ, TRUVA TÜRKİYE’DE ÇEKİLEBİLİRDİ’ Başkan Avdagiç, portal tamamlandığında Türkiye’nin dünya film endüstrisine katkı sağlayacak zenginliklerini gösteren kapsamlı bir rehberin ortaya çıkacağını kaydetti. Şekib Avdagiç, “Narnia Günlükleri, Truva, Yüzüklerin Efendisi gibi dev bütçeli birçok film Türkiye’de çekilebilirdi. Bu kez işi hep birlikte sıkı tutuyoruz. Türkiye, kadim kültürlerin tarihi ve kültürel mirası, dört mevsimin yaşandığı muhteşem doğası ile dünya film endüstrisinin giderek daha fazla ilgisini çekiyor. Türk dizilerinden sonra, şimdi sıra Türkiye’nin benzersiz mekanlarını gişe rekortmeni olacak sinema filmleriyle dünyaya açmaya geldi” dedi. YILSONUNA KADAR TAMAMLANACAK Türkiye’nin artık film çekimleri için diğer ülkelerle yarışacak önemli teşviklere sahip olduğunu vurgulayan Avdagiç, Filming in Turkey sinema portalının bu yılsonuna kadar hayata geçmesini hedeflediklerini belirterek, şunları söyledi: “Yapım şirketleri, film teşvikleri ve vergi kolaylıkları sağlayan ülkelere yöneliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeni Sinema Kanunu Taslağı yasalaşınca Türkiye’de film çekecek yabancı yapımcılar, artık harcadıkları tutarın yüzde 30’unu geri alabilecek. Bu anlamda Türkiye de artık çok daha güçlü şekilde sahnede olacak. İTO olarak bu imkanı bir sinema portalı ile tamamlamak istedik. Doğal zenginliklerimizi bir internet sitesinde toplamayı, yabancı film yapımcılarına tanıtmayı, bu anlamda bilgiye erişimi kolaylaştırmayı istiyoruz. Türkiye’de üretilecek yabancı veya ortak yapımların film sektörüne, dolayısıyla da ülke ekonomisi ve tanıtımına katkı sunmasını amaçlıyoruz”

11 Haziran 2018 Pazartesi

“Duruşu ile hayatı boyunca hep umutlu, hep yol gösterici oldu”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören’in vefatı nedeniyle bir başsağlığı mesajı yayınladı. Avdagiç, şunları kaydetti: “Erdoğan Demirören, kendisini ülke ekonomisinin ileriye gitmesine adamış, toplumun her kesimine katkı vermeye çalışan çok özel bir insandı. Duruşu ile hayatı boyunca hep umutlu, hep yol gösterici oldu. 60 yılı aşkın iş hayatına sayısız başarıyı sığdırmış, bir duayendi. Geride bıraktığı evlatları ve çalışanlarının Erdoğan Bey’in başarısını sürdüreceğine hiç şüphem yoktur. Erdoğan Demirören’e Allah'tan rahmet; Demirören Ailesi'ne, Demirören Holding ve Demirören Medya Grubu camiasına, iş dünyamıza ve milletimize başsağlığı diliyorum”

08 Haziran 2018 Cuma

Testi geçemeyen 13.5 milyon ürüne izin yok

Ekonomi Bakanlığı’nın, sıkı ithalat denetim politikası çerçevesinde ürün güvenliği denetimleri özenle devam ediyor.Bu kapsamda özellikle tüketicilere doğrudan sunulan, aralarında oyuncak,ampul, küçük ev aletleri ve cep telefonunun da yer aldığı ürünlertitiz bir şekilde denetleniyor. 470 MİLYON ÜRÜN Güvenirliğinden şüphe duyulan ithal malların yurda girişinden önce laboratuvarlarda test edilmesine yönelik uygulamanın başladığı Temmuz 2017’den bu yana toplam 470 milyon ürün teste tabi tutuldu.Bu dönemdeki testler sonucunda uygunsuz bulunan 13.5 milyon ürünün ithalatına izin verilmedi. EN ÇOK OYUNCAK TAKILDI Teste yönlendirilen ürünler arasında gümrüklere en çok takılan ürün oyuncak oldu.Teste tabitutulan 200 milyon oyuncağın 4.8 milyonunun ithalatına izin verilmedi. Uygunsuz bulunan ürünler sıralamasında oyuncağı, led ampul ve iş eldiveni takip etti. Test edilen 42 milyon led ampul ve 20 milyon iş eldiveninden her iki ürün kaleminde de 2.2 milyon ürün uygunsuz bulundu. 1.8 MİLYON TELEFON Elektrikli küçük ev aletleri ve cep telefonları da gümrüklerde takılan diğer tüketici ürünleri oldu. Teste yönlendirilen 3 milyon elektrikli küçük ev aletleri ve 1.8 milyon cep telefonundan her iki kalemde de 20 bin ürün uygunsuz bulunarak ithalatına izin verilmedi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye’de üretilen veya ithal edilen oyuncakları; kimyasal, fiziksel ve mekanik olarak laboratuvarda testlere tabi tutturuyor. Bir oyuncağın kanserojen madde içerip içermediği, kesici, delici ve yanıcı olup olmadığı uzmanlarca yapılan incelemeler sonunda belirleniyor.

08 Haziran 2018 Cuma

Denizcilerin pîri

İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu, Barbaros Hayreddin Paşa anıtı. Elbette bu anıttan söz ederken Barbaros’un kaptan paşalar semti Beşiktaş’taki türbesinden de bahsetmemek olmaz. Barbaros Hayreddin Paşa, hem Cezayir Beylerbeyliği hem de kaptan-ı deryalık unvanlarını taşıyan ilk donanma kumandanıdır. Çıktığı nice sefer, kazandığı nice zafer ile Osmanlı donanmasına en parlak dönemini yaşatan ve tarihe adını yazdıran Barbaros Hayreddin Paşa, ilk kaptan paşa olarak denizcilerin pîri kabul edilir. KARA KAPTANI Barbaros, seferlerden geriye kalan zamanında Beşiktaş’taki sahil sarayında yaşar, evinin bitişiğine sade bir külliye inşa ettirir. Bu külliyeden günümüze, bir Mimar Sinan eseri olan ve 16. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen kesme taştan yapılmış sekizgen türbesi ulaşır. Evliya Çelebi, kahramanlıklarını överek anlattığı paşanın ölümünü,“İşin sonunda İstanbul’da vefat etti. Beşiktaş’ta deniz kıyısında iken kara kaptanı olup, mezar limanında tekrar dirilme gününe kadar demir atıp yatar”şeklinde dile getirir. KUTSAL ZİYARETGAH Barbaros Hayrettin Paşa, kahramanlıklarla, maceralarla, tehlikelerle dolu bir yaşamın ardından yatağında ölür. Evinin yanı başındaki türbesine gömülür. Türbesinin kitâbesinde vefatına‘Hâzâ türbe-i fâtih-i Cezayîr ve Tunus merhum gazi kapıdan Hayreddin Paşa rahmetu’llahi aleyh’şeklinde tarih düşülür. Bu türbe ki, Barbaros’un ölümünden sonra denizciler nezdinde kutsal bir ziyaretgâha dönüşür. Bu büyük denizcinin uğuruna inanan leventler, seferlere çıkmadan önce paşanın makamına uğramayı adet haline getirirler. Barbaros’un 1540’larda Muradî mahlaslı bir şair tarafından yazılan Gazavatnâme’sinde anlatılan efsanevi kahramanlıkları, onun adeta bir evliya gibi görülmesine yol açar ve Sinan eseri türbesi, yüzyıllar boyunca kutsal sayılan bir buluşma noktası olur. Kaptan paşaların hil’at giyme törenleri de yine burada Barbaros’un türbesi önünde gerçekleşir. Sinan, paşanın türbesini kubbeli, sekizgen gövdeli ve girişi revaklı olarak kesme küfeki taşından inşa eder. Bundan sonra Beşiktaş Meydanı’ndan her geçişte Barbaros Anıtı’nı ve kaptan paşaların pîrinin Sinan eseri türbesini hatırlamanızı dileriz. İyi gezmeler, iyi seyirler… KUTLAMALAR 74 YILDIR BU MEYDANDA Kaptan Paşa’nın adını verdiği Barbaros Bulvarı’nın bitiminde bulunan türbenin hemen karşısında Barbaros Anıtı yer alır. Bu, İstanbul’daki benzeri anıtsal heykeller içinde en ustaca yapılmış olanlarından biridir. Beşiktaş Meydanı’nı Barbaros ve Türk donanması anısına bir meydan olarak düzenleme ve bu meydana birBarbaros Hayreddin Paşa anıtı dikme düşüncesi, 1940’lı yıllarda ortaya çıkar ve bu fikir ivedilikle hayata geçirilir. Anıt, Güzel Sanatlar Akademisi’nin hocalarından meşhur heykeltraşlar Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu tarafından 1941-1943 yılları arasında hazırlanır. 25 Mart 1944 günü, birkaç basamaklı mermer bir platform üzerinde kademeli yükselen küfeki taşından yapılmış 10 metrelik kaidesi üzerine yerleştirilir. Bir gemi pruvasını hatırlatan 2.5 metre yüksekliğindeki ilk kaide platformunun üzerinde önde Barbaros ve ardında iki levendi durur. Anıt, tam 74 yıldır Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi ile Deniz Müzesi arasındaki alanda yükselir. O günden bugüne denizcilikle ilgili kutlamalar bu meydanda Barbaros’un huzurunda gerçekleşir. SÜLEYMANİYE’DE BİR BAYRAM SABAHI Barbaros Anıtı’nın arkasındaki Yahya Kemal’in ‘Süleymaniye’de Bir Bayram Sabahı’ adlı şiirinden bir bölüm... Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor? Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor. Adalardan mı, Tunus’dan mı, Cezayir’den mi? Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi, Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor. O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?

08 Haziran 2018 Cuma

Almanya’nın NRW eyaletinden Türk girişimcilere çağrı

HABER: ADEM ORHUN Türk iş adamları ve girişimciler, gerek dış pazarlara erişmek gerekse ekonomik fırsatları değerlendirmek için Almanya’da yatırım yapıyor. Her yıl, Türkiye’den onlarca şirket bu ülkede yatırım gerçekleştirdi. Ekonomik faaliyetlerin hacmi bakımından Avrupa’nın en önemli bölgelerinden biri olan Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW), bu anlamda büyük potansiyel barındırıyor. YATIRIM FIRSATLARI İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen bir toplantıyla NRW’deki yatırım imkanları tanıtıldı. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti yatırım imkanları tanıtım toplantısı, İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay’ın konuşmasıyla başladı. Kuralay, uluslararasılaşmak için diğer ülkelerdeki yatırım ve satın alma fırsatlarının da kullanılabileceğine dikkat çekerek; toplantının, girişimciler ve iki ülke ticareti için olumlu katkıları olacağını kaydetti. 400 TÜRK ŞİRKETİ Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın ardından kürsüye NRW İnvest Türkiye Müdürü Adem Akkaya geldi. ‘Avrupa pazarlarına çıkış kapısı: Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ başlıklı bir sunum yapan Akkaya, NRW’de 400 Türk şirketinin yatırım yaptığını söyledi. Geçen yıl Türkiye’den 40 şirketin eyalette yatırım yaptığını belirten Akkaya, yatırımların tekstil ve gıda sektöründe yoğunlaştığını anlattı. Akkaya, büyük bir ticaret hacmine sahip bölgede yer alma avantajını kullanmak isteyenlerin NRW’de yatırım yapmaya yöneldiğini kaydetti. Akkaya, eyalette yatırım yapmayı düşünen girişimciler ve şirketler için rehberlik ve danışmanlık hizmeti verdiklerini belirtti. Daha sonra yeminli mali müşavir ve uluslararası vergi hukuku uzmanı Cevdet Koçaş, ‘NRW’de şirketleşmenin amaçları, uygulamalar, uluslararası vergi hukuku’ konulu bir sunum yaptı. Avukat Aziz Sarıyar ise sunumunda yatırım ve şirketleşmenin hukuki çerçevesi ve sürecin işleyişi hakkında bilgi verdi.

08 Haziran 2018 Cuma