tatil-sepeti
Teknoloji üreten KOBİ’ye eğitim desteği de devletten

HABER: ADEM ORHUN Ağustos ayı başında ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı ilan eden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, sanayinin ihtiyaç duyduğu alanlarda nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için de gerekli imkanları sağlıyor. Bakanlık ile araştırma üniversiteleri arasında imzalanan protokol kapsamında, üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezlerinde (SEM) mesleki eğitimler veriliyor. KOSGEB’in İşletme Geliştirme Destek Programı kapsamında KOBİ’ler bu eğitim desteğinden yararlanabiliyor. Belli alanlar için verilen eğitimde KOBİ’lerin eğitim masrafının yüzde 60’ı KOSGEB tarafından karşılanıyor. Her bir eğitim için 2 bin 500 TL’ye kadar destek veriliyor. Farklı alanlar, başka bir kursiyer veya mükerrer eğitim alternatiflerinde ise eğitim desteğinin toplam üst limiti 20 bin TL olabiliyor. ONLİNE İMKANI KOSGEB tarafından belirlenecek konulardaki eğitimler elektronik ortamda da sunulabiliyor. İşletmelerin eğitim ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda eğitim programları düzenlenebiliyor. Online eğitim programlarına katılacak olanlarda KOSGEB Veri Tabanı’na kayıt olma şartı aranmıyor. Ayrıca ‘Eğitim Desteği’ kapsamında KOSGEB tarafından organize edilen eğitim programlarında destek oranı yüzde 100’e kadar uygulanabiliyor. İşletmeler İşletme Geliştirme Destek Programı’nın ayrıntılarını şu adresten alabilir: https://www.kosgeb.gov.tr/site/tr/genel/destekdetay/6798/isletme-gelistirme-destekprogrami SANAYİ İÇİN HANGİ EĞİTİMLER VERİLİYOR? KOSGEB’in İşletme Geliştirme Destek Programı kapsamında şu konulardaki eğitimlere destek veriliyor: Dış Ticaret ve Uluslararası Mevzuat Bilgisayar ve Bilgi Teknolojileri Enerji Teknolojileri Dijital Dönüşüm Yeni Teknik ve Teknolojiler Mesleki ve Teknik Eğitim Eğitim desteği için gerekli şartlar Bireysel başvurular değil, KOBİ ölçeğindeki işletmelerin personeli için başvuru yapmaları gerekiyor. Başvuracak işletme Türk Ticaret Kanunu’nda tanımlı gerçek veya tüzel kişi statüsünde olmalı. KOSGEB Veri Tabanı’nda kayıtlı veaktif olmalı. İşletmeler KOSGEB Veri Tabanı’na kayıt olduktan sonra beyannamesini güncelliyor. Bilgisi güncel olanlar öncelikle ‘İşletme Geliştirme Destek Programı’na başvuruyor. Onay süreçlerinden sonra Eğitim Desteği’ne başvuru yapılması gerekiyor. İşletmeler kayıtlı oldukları KOSGEB Müdürlüğü’nde, atanacakları KOBİ uzmanı vasıtasıyla başvuru, değerlendirme, ödeme gibi destek süreçlerini yürütüyor.

04 Eylül 2019 Çarşamba

Suriyelilere ‘işyeri kaydıyla’ çözüm

HABER:ADEM ORHUN Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünü etkileyen işgücü tedariki ve e-ticaret gibi güncel konular sektör temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda tartışıldı. Laleli, Osmanbey ve Zeytinburnu gibi sektörün yoğunlaştığı semtlerdeki sektör derneklerinin başkanları, İstanbul Ticaret Odası’nda bir araya geldi. İTO Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi öncülüğünde düzenlenen toplantıda, yabancı işgücü kaynağı, ihracat, pazarlarda ortaya çıkan zorluklar ve e-ticaret konuları hakkında görüşler dile getirildi. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Servet Samsama başkanlığında yapılan toplantıda, Komite Başkanı Şenol Aras’ın yanı sıra LASİAD, OTİAD, ZETSİAD ve ASRİAD Başkanları ile TÜMSİAD Tekstil Komisyon Başkanı da yer aldı.Toplantıda sektör temsilcileri, 2019’un ekonomi için sıkıntılı bir yıl olduğunu ifade ederken, sektörün bu süreci daha rahat aşması için toparlanmaya ihtiyacı olduğunu belirtti. Katılımcıların, istişare masasındaki katkılarının sahaya yansıyacağı vurgulandı. İŞÇİ AÇIĞI VAR Sektör temsilcilerinin bazıları toplantıda öncelikli olarak Suriyeli işçiler konusunu dile getirdi. Sektörde yeterli miktarda yeni işgücünün yetişmediğini belirten bazı işverenler, “Gençlerimizi bu sektöre yönlendiremezsek sektör geri gitmeye başlayacak. Şehre gelen Suriyeli işçilerle sektördeki açık bir nebze olsun kapanmıştı. Ancak İstanbul’daki Suriyeli işçilerin geri gönderileceği haberleri bizi düşündürüyor” diye konuştu. Konu hakkında görüşlerini paylaşan sektör temsilcileri, “İkameti Anadolu’daki farklı illerde olduğu halde izinsiz olarak İstanbul’a gelen Suriyelilerin, kayıtlı olduğu illere geri gönderileceği haberlerini biz de yakından takip ediyoruz. Çünkü çoğu işyerinde Suriyeli işçileri çalıştırıyoruz. Suriyeli işçilerin gönderilmesi halinde, üretim ve siparişler olumsuz etkilenir. Buna bir çözüm bulunmalı” dedi. SGK GİRİŞİ ÖNEMLİ Bu paylaşım üzerine söz alan bir sektör temsilcisi, şu açıklamayı yaptı: “Gönderilecek olanlar izinsiz gelip kayıtsız olarak çalışanlar ve risk grubundaki işsizler. İstanbul’da SGK’lı olanların, devlete primleri ve vergisi ödenenlerin, kayıt yerleri çalıştıkları işyeri sayılacak şekilde bir çözüm üzerinde fikir birliği oluştu.” Toplantıda, İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile İTO’nun bir çözüm yolu için görüştüğünü belirten sektör temsilcileri, şu bilgiyi verdi: “Suriyeli işçinin ikamet adresi olarak, oturduğu yeri değil, çalıştığı yeri kabul edelim şeklinde bir öneri var. Bu konuda büyük oranda uzlaşmaya varıldı. Bu tür bir çözümün Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından da kabul edilmesi halinde mesele kalmayacak.” ASIL DİKKATTEN KAÇAN İşyeri bazlı bir çözüm ile işverenin, çalıştırdığı Suriyeli işçisine daha iyi göz kulak olacağını ifade eden sektör temsilcileri, “Aslında bu iş çözülmüş. Çözüm istemeyenler merdiven altı çalışanlar, kaçak çalıştıranlar, vergi vermeyenlerdir” dedi. e-ticarete ortak platformHazır giyim ve konfeksiyon sektöründe her firmanın kendi online satış sitesini yapmasının ciddi bir harcama ve emek gerektirdiği belirtildi. İTO’daki toplantıda konuşan sektör temsilcileri, online satış platformlarının gündemlerinde olduğunu belirterek, “Amazon ve Alibaba gibi biz de bu işi niye yapmayalım? Gittikçe dijitalleşen dünyada gelecek klasik firmalar için daha zor olacak. Online satışa ağırlık vermeliyiz. Şu anda sektörün ortak bir platformda ve kurumsal kimlik altında nasıl e-ticaret yapabileceğine dair fikirleri tartışıyoruz” dedi. GELECEĞE HAZIRLANIN Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü temsiclilerinin toplantısında, üretimden artan otomasyonun, işcilik payı ve istihdamı azaltacağı vuurgulandı. 10-15 yıl sonra bazı sektörlerde fuarcılığın etkisi azalacağını ifade eden sektör temsilcileri, "Tanıtım ve pazarlamada yeni yollar açılıyor. Bunlar neler olduğu üzerinde kafa yormamız lazım. Vizyon geiştirip yeni iş modellerine bakmayız. 15 yıl sonrasına hazırlık yapmalıyız. Bunlardan biri de sanal ortamda satış. Ticaretin büyük bölümü artık internet üzerinden yapılıyor" şeklinde konuştu. E-TİCARETE ORTAK PLATFORM Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe her firmanın kendi online satış sitesini yapmasının ciddi bir harcama ve emek gerektirdiği belirtildi. İTO’daki toplantıda konuşan sektör temsilcileri, online satış platformlarının gündemlerinde olduğunu belirterek, “Amazon ve Alibaba gibi biz de bu işi niye yapmayalım? Gittikçe dijitalleşen dünyada gelecek klasik firmalar için daha zor olacak. Online satışa ağırlık vermeliyiz. Şu anda sektörün ortak bir platformda ve kurumsal kimlik altında nasıle-ticaret yapabileceğine dair fikirleri tartışıyoruz” dedi.

02 Eylül 2019 Pazartesi

3 Boyutlu yapıcılarla her ev bir fabrika

HABER:BARIŞ CABACI Tıptan sanayiye, inşaattan otomotive kadar hayatımızı kolaylaştıran 3D (3 boyutlu) yazıcılar (3 boyutlu üretim yapabildikleri için bizce yapıcılar da denilebilir), geleceğin üretim devrimini gerçekleştiriyor. Kalıp üretimini ortadan kaldıran, maliyetleri düşüren ve tasarımları özelleştiren 3 boyutlu baskı teknolojisi sayesinde pek çok ürün evlerde üretilebiliyor. HEM TASARLA HEM ÜRET 3D yapıcıdan çıkan abajurla evinizi süsleyebiliyorsunuz mesela…Çiçekleriniz için tasarladığınız veya hazır tasarımını bulduğunuz bir vazonun üretimini basabiliyorsunuz. Kıyafetlerinizi kendiniz çizip üretebiliyorsunuz.Tesisatınızda arızalanan parçanın yerini, kendi ürettiğiniz yedek parça alabiliyor. Tasarladığınız hediyelik ürünlerle sevdiklerinizi mutlu edebiliyorsunuz. Çocuklarınız,hayal ettiğiniz ve tasarımı tamamen size ait oyuncaklarla oynayabiliyor. Hatta çikolata basan 3D yazıcılar ile istediğiniz çikolataları yapabiliyorsunuz.Büyük ölçekli işletmelerden ziyade girişimci ve meraklı bireylerin kontrolünde gelişen 3D yapıcılar, evleri adeta birer ‘akıllı fabrika’ya dönüştürüyor. Büyük işletmeler de özellikle maket, prototip ve acil yedek parça üretimi için kullanıyor. Söz konusu üretimi ise fiyatı 2 bin TL ile 50 bin TL arasında değişen 3D yapıcılar, diğer bir ifadeyle üreten robotlar yapıyor. YENİ BİR İŞ ALANI Fotokopi makinasına benzer bir cihazdan ayakkabı, kıyafet, otomotiv, ev, hatta yapay doku ve organ üretmek… Peki, insanoğlunun son keşiflerinden biri olan ve bilimkurgu filmlerini adeta gerçeğe dönüştüren bu 3D yapıcı nedir? 3 boyutlu yapıcılar, sanal ortamda tasarlanmış 3 boyutlu nesneleri katı formda somut nesnelere dönüştüren ve dilediğiniz her şeyi basma imkanı sunan makinalar aslında. Katmanlı ya da eklemeli üretim olarak da anılan teknolojiyle birçok farklı hammadde katmanlarını üst üste koyarak veya birbirine ekleyerek dijital tasarımları fiziksel ürünlere dönüştürüyorlar. 3D tarayıcı ile taradığınız bir ürünün çıktısını alabilir, çizdiğiniz bir tasarımın prototipini geliştirebilir, hatta kendi ürününüzü oluşturabilirsiniz. Ya da Mp3 indirir gibi beğendiğiniz ürün modelleri indirerek onları basabilirsiniz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde 3D modelleri geliştirip internet üzerinden ticaretini yapmak da yeni bir işalanı olarak gündeme giriyor. SÜRELERİ DOLUNCA Tasarım ve üretim süreçlerinin birçoğunu içinde barındıran 3 boyutlu baskı teknolojisi, yaklaşık 40 yıllık bir geçmişe sahip. Hızlı bir prototipleme yöntemi olarak ortaya çıkan bu teknolojinin yaygınlaşmasında etkili olan temel faktörlerden biri ise ilk uygulayıcı şirketlerin patent sürelerinin dolması. 1980’lerde tescillenen patentlerin süresinin 2009 yılından itibaren dolmasıyla pazara yeni firmalar katıldı. 3 boyutlu baskı teknolojisi de yeni alt teknolojiler, malzemeler, yazılımlar ve endüstriyel uygulamalarla hızlı bir gelişme kaydetti. 2009 yılı sonrasında dolan patent koruma süreleri ile plastik malzeme esaslı uygulamalar yaygınlaştı. 2014 sonrasında ise benzer bir gelişim metal malzeme esaslı uygulamalarda başladı. Özellikle metal malzeme esaslı uygulamalar, pek çok sektörün dikkatini çekti ve bu teknolojiye ilgiyi artırdı. KALIP ÜRETİMİNE SON 3 boyutlu yapıcılar, hemen hemen her şeyin üretilme biçimini kökten değiştirebilecek potansiyele sahip. En temel yenilik ise ürünlerin özelleştirilmesi ve kişiselleştirilmesi. Bu da kalıp üretiminin tarihe karışması, tüketicilerin kendi tasarımlarını yapması, müşterilerin beklentilerine uygun özel ürün üretilmesi anlamına geliyor. Bunun en başarılı örnekleri ise medikal alanda görülüyor. İmplant, alçı, protez, kafatası, doku ve hatta organlar, 3D yapıcıların imzasını taşıyan başarılardan sadece birkaçı… MALİYETİ DÜŞÜRÜYOR 3D yapıcıların bir diğer avantajı ise hızlı üretim. Büyük ölçekli yatırım gerekmediği için ürünler hızlı üretilebiliyor ve maliyetler yüzde 70’e kadar azalıyor. Süreler ise saatlere iniyor. Tedarik zinciri sadeleştiği için de kısa sürede ve daha hızlı teslimat yapılabiyor. Yeni teknolojinin inşaat ve otomotivde başarılı örnekleri mevcut. Fransa’da 3D yapıcı ile 4 odalı bir evin yapımı 54 saat sürdü. ABD’de 24 saat içinde yaklaşık 53 bin TL maliyet ile 37 metrekarelik bir ev inşa edildi. Çin firmaları, 1 günde maliyeti sadece 25 bin TL olan 10 ev üretti. HAMMADDE FİRESİ AZ İtalyan ve Çinli firmaların işbirliği sonucunda 3 boyutlu yapıcı ile dünyanın ilk seri üretim elektrikli aracı üretildi. Yaklaşık 500 kilo olan araçta plastik parça sayısı 35 kat azaltıldı. Bu sayede elektrikli otomobilin üretim maliyeti de yüzde 70 düşürüldü. McLaren, Formula 1’de yarışacak araçların arka kanadındaki birçok irili ufaklı parçayı 3D yapıcılar sayesinde üretti. Geleneksel metodlarla 5 hafta süreceği düşünülen işlemler iki haftadan az bir sürede tamamlandı. ABD otomobil firmasının tasarladığı Strati isimli araç, yalnızca 44 saatte üretildi. Aracın gövdesi 3D yapıcılar ile bastırılırken, tekerleri ve bataryasında hazır parçalar kullanıldı. NASA astronotları ihtiyacı olan materyalleri uzaya gönderdikleri özel bir 3D yapıcıdan basarak elde ediyor. Hatta 3D yapıcı ile yeni 3D yapıcı üretiliyor.Yeni teknolojinin bir diğer avantajı ise çevre dostu olması ve dönüştürülebilir malzemeler kullanması. Hammadde firesi de çok daha az olduğu için atık üretimini azaltacağı öngörülüyor. 38 yıllık 3D kronolojisi 1981: Japonya Nagoya Municipal Industrial Research Institute’den Dr. Hideo Kodama tarafından ilk hızlı prototipleme patent başvurusu yapıldı. Ancak takip eden bir yıllık zorunlu süre içerisinde patent spesifikasyonları tam olarak doldurulmadı. 1984: Hızlı prototipleme tekniği olan stereolitografi Charles (Chuck) Hull tarafından bulundu. 1986: 3 boyutlu yapıcı ve hızlı prototipleme üzerine ilk şirket olan 3D Systems, Charles Hull tarafından kuruldu. 1989: Baskı tekniklerinin en eski ve en popüleri olan birleştirmeli yığma modeli (Fused Deposition Modelling-FDM) 3 boyutlu yapıcıyı üretecek olan Stratasys şirketi kuruldu. 2008: 3 boyutlu yapıcı ile protez bacak üretildi. 2009: Patent sürelerinini dolmasıyla pazara yeni firmalar katıldı. 2011: Kor Ecologic tarafından 3 boyutlu yapıcı ile Urbee araç üretildi. 2012: Hollanda’da LayerWise tarafından 3 boyutlu yapıcı ile çene yapıldı. 2016: Daniel Kelly’s Lab 3 boyutlu yapıcıdan kafatası ürettiklerini duyurdu. Yılın en ‘iyi’leri Global Baskı Federasyonu FESPA’ya göre yılın en iyi 3D baskı uygulamaları şunlar: Okyanuslardaki protez atıklarından üretilen protez Kalp krizi geçiren veya kalp yetmezliği olan çocuklar için geliştirilen anatomik modeller Kırılganlıkkıyafeti Otomobile monte edilen dev kahve makinası Klasik otomobil Lancia B24’ün 4 günde üretilen kopyası Kişiye özelayakkabı 65 milyon yıl önce ABD’de yaşayan dinazor türü Triceratop’un kopyası Ayutthaya Tapınağı’nın minyatür versiyonu Kar kürememakinası Star Wars’taki X-Wing’ge benzeyen tekerlekli sandalye ÜNİVERSİTELER YENİ BÖLÜMLER AÇTI 3D baskı teknolojisi, üretimde olduğu kadar istihdamda da yeni fırsatlar sunuyor. Üniversiteler ise gençleri geleceğin mesleklerine hazırlamak için lisans ve önlisans eğitiminde yeni bölümler açıyor. İşte o bölümlerden bazıları: *3D Modelleme ve Animasyon / Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (İlk kez2019-2020 döneminde öğrenci kabul etti) *Yapay Zeka Mühendisliği / TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi *Yazılım Geliştirme / Yeditepe Üniversitesi *Lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesinde ‘Biyomodelleme ve İmalat’ ve ‘Eklemeli İmalat’ dersleri müfredata alındı. *Medikal Cihaz Tasarımı dersi, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde 2013 yılından beri veriliyor. *Gazi Üniversitesi, endüstriyel 3 boyutlu yapıcı sistemleri ve malzeme üretimini hedefleyerek müfredatına aldı. Ayrıca Michigan Devlet Üniversitesi ile3 boyutlu baskı teknolojilerine odaklanan ortak doktora programı geliştirmek içinçalışmalara başlandı. ‘Potansiyelini keşfet’ 5 Aralık’ta İstanbul’da Serigrafi, dijital ve tekstil baskı sektörlerine yönelik 37 ulusal üye derneği bünyesinde barındıran Global Baskı Federasyonu’nun (FESPA), 2013 yılından beri düzenli olarak gerçekleştirdiği Global Baskı Fuarı, bu yıl 5-8 Aralık tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde ziyaretçilerini ağırlayacak. ‘Potansiyelini Keşfet’ sloganıyla sektörün tüm taraflarını bir araya getirecek fuarda, 3 boyutlu baskıya dair tüm yenilikler sergilenecek. 22.5 milyar dolarlık pazarda payımız 49.1 milyon dolar Küresel endüstriyel 3 boyutlu baskı pazarının yıllık yüzde 26.7 artışla 2023’te 22.5 milyar dolara ulaşması öngörülüyor. Türkiye, bu pastadan yıllık yüzde 13.8 artışla 49.1 milyon dolar pay alacak. Stratejik sektörler ise medikal, otomotiv, makina,havacılık ve savunma olacak. 3 boyutlu baskı teknolojisi ile oluşacak yeni iş modellerine ilişkin bir diğer öngörünün odağı ise e-ticaret. Nitekim Amazon, internet üzerinden sipariş ve teslimat arasındaki süreyi daha da kısaltmak için bu teknolojiyle donatılmış bir araç filosu kurma fikrini değerlendiriyor. Cumhurbaşkanlığı Stratejive Bütçe Başkanlığıtarafından hazırlanan ‘Üretimde Paradigma Değişikliği, Artırımsal Üretim, Üç Boyutlu Yazıcılar’ raporuna göre, Türkiye’nin2017’de 22.5 milyon dolar olarak hesaplanan 3 boyutlu baskı pazarının yıllık yüzde 13.8 büyüyerek 2023’te 49.1 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye, istikrarlı bir büyüme ile 2023 yılında hammaddesinden üretim aşamasına kadar yerli ve milli bir yol izleyeceğinin sinyallerini veriyor. Hızla gelişen 3 boyutlu baskı teknolojisinin Türkiye ve dünyadaki durumunun incelendiği raporda, bu teknoloji, pazarı, uygulamaların mevcut durumu, stratejik olabilecek sektörler ve beklentiler analiz ediliyor. İSTİKRARLI BÜYÜME Rapora göre, Türkiye’de 3 boyutlu baskı pazarında küresel oyuncuların hakimiyeti gözleniyor, ancak ülkedeki sektör oyuncularının da bu teknolojiye yönelik ürün ve hizmetleri çeşitlendirmeye yönelik çabaları bulunuyor. 3 boyutlu baskı pazarının küresel pazara kıyasla yavaş, ancak istikrarlı ve sürekli büyüme gösterdiği değerlendiriliyor. 467 ENDÜSTRİYEL YAZICI  Türkiye’de mevcut 3 boyutlu yazıcı sistemleri düşük kapasiteyle kullanılırken, bu teknolojiye yönelik farkındalık artıyor. Küresel eğilimlerin aksine Türkiye’deki sanayi şirketleri, hizmet sağlayıcılarla çalışmak yerine, 3 boyutlu yazıcı sistemlerine yatırım yapıyor. Türkiye’de 2017 itibarıyla 467 endüstriyel 3 boyutlu yazıcı bulunuyor. Bu rakam, dünya genelinde kurulu endüstriyel 3 boyutlu yazıcı sistemlerinin yüzde 1.3’üne tekabül ediyor. PROTOTİPTE YOĞUNLAŞIYOR Türkiye’de 3 boyutlu baskı teknolojisinin en yaygın uygulama alanı prototip üretiminde. Bu durum, Türkiye’deki şirketlerin teknolojinin en yaygın ve bilinen uygulamalarına yoğunlaştıklarını gösteriyor. Dünya örneklerinde ise ürünlerin doğrudan imalatına yönelik bir eğilim görülüyor. 3 boyutlu baskı kullanımı Ar-Ge bölümlerinde yoğunlaşıyor. Firmalar yüksek oranda plastik malzemeleri ve buna uygun alt teknolojileri kullanıyor. YERLİ ÜRETİM GELİŞMELİ Türkiye’deki 3 boyutlu baskı teknolojisi uygulamalarına yönelik politika önerilerine de yer verilen raporda, bu teknoloji için daha tanımlı bir politika rehberliğine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. Organize sanayi bölgeleri, teknoparklar ve özel sektöre yol gösterici niteliğindeki raporda, 3 boyutlu baskı teknolojisinin bütüncül ve faydacı bir yaklaşımla mevcut üretim ekosistemine entegrasyonunun sağlanması ana strateji olarak öneriliyor. Bu kapsamda, 3 boyutlu baskı ekosisteminin işbirliği ağları ve insan kaynağına odaklanılarak, yerli üretimin geliştirilmesi, imalat sanayinde farkındalığın ve uygulama seviyesinin artırılmasıyla bu teknolojinin yaygınlaştırılması tavsiye ediliyor. GLOBAL TİCARET DEĞİŞİYOR Geleneksel imalat pazarlarıyla kıyaslandığında niş bir pazar olarak değerlendirilen3 boyutlu baskı teknolojisinin, şirketlerin üretim lokasyonlarını da etkilemesi bekleniyor. Böylelikle üretimin müşteriye veya tüketiciye yakınlaşacağı, ithalat bağımlılığının azalacağı ve uluslararası ticaret yapısının değişeceği öngörülüyor. Teknolojinin entegrasyonuyla birlikte hızlı pazar erişimi, hızlı parça üretimi, düşük maliyetli bakım, düşük stok ve azaltılmış envanter ile düşük lojistik maliyeti mümkün olacak. Bu durum, toplam üretim maliyetlerinin azaldığı dağıtılmış üretim yapısının uygulanmasına olanak sağlayacak. 3 boyutlu baskı teknolojisi ile oluşacak yeni iş modellerine ilişkin bir diğer öngörünün odağı isee-ticaret. Nitekim Amazon, internet üzerinden sipariş ve teslimat arasındaki süreyi daha da kısaltmak için bu teknolojiyle donatılmış bir araç filosu kurma fikrini değerlendiriyor. Buna göre siparişin sisteme ulaşması ile birlikte en yakınaraç, müşterinin belirlediği bir teslimat noktasına doğru ilerlerken sipariş edilen ürünün üretimini gerçekleştirebilecek. Böylece envanter maliyetinden tasarruf edilirken, teslimat hızı artacak. STRATEJİK SEKTÖRLER 3 boyutlu baskı teknolojisi, geleneksel yöntemlerleimalatı mümkün olmayan veya zor olan parça ve ürünlerin kolaylıkla, kısa sürede ve etkin maliyetle üretilmesini sağlıyor. Medikal, otomotiv, makina, havacılık ve savunmaTürkiye için 3 boyutlu baskı uygulamalarının fark oluşturabileceği stratejik sektörler olarak sıralanıyor. Rapora göre, özellikleotomotiv ve havacılık sektörleri büyümede rol oynayacak. Küresel uygulamalarda 12 puan artış ile yüzde 36 olması beklenen toplam olgunluk seviyesinin Türkiye’de deyüzde 17’den yüzde 28 seviyesine ulaşması hedefleniyor. 3 boyutlu baskı teknolojisinde plastik malzemelerden metal malzemelere yönelme deolacak. Sektörlerde kullanılacağı öngörülen diğer malzemeler seramik, inşaat malzemelerinde kullanılan hammaddeler (çimento, alçı, kum, reçine)ve biyomalzeme. LİDER ÜLKELER Küresel endüstriyel 3 boyutlu baskı pazarının büyüklüğü 2017’de 5.4 milyar dolar seviyesindeydi. Bu rakamın yıllık yüzde 26.7 artışla 2023’te 22.5 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Almanya, Güney Kore, Çin ve ABD lider ülkeler olarak değerlendiriliyor. TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ FIRSATLAR GETİRİYOR Geleneksel üretim modelleriyle rekabetin sürdürülemeyeceğine dikkat çekilen raporda, 3 boyutlu baskı teknolojilerinin Türkiye için önemli bir fırsat oluşturabileceği belirtildi. Rapora göre bu teknoloji özellikle imalat, otomotiv ve elektronik sektöründe yeni yatırımlar çekmek, küresel işbirliği ve uluslararası değer zinciri hiyerarşileri içinde üst basamaklara çıkmak için önemli bir fırsat. Bu sektörlerde tasarım ve üretim süreçlerini geliştirerek verimliliği artırmada ve üretim maliyetlerini düşürmede önemli katkıları olabilecek. GİRİŞİMCİ ÖĞRENCİLERE DESTEK Türkiye’nin ilk 3 boyutlu baskı teknolojisi girişimlerinden 3Dörtgen, proje üreten üniversite öğrencilerine destek veriyor. Kafe, showroom ve atölye çalışmalarını bir konseptte birleştiren firmanın desteklerinden ayda yaklaşık 50 öğrenci yararlanıyor. Savunmadan havacılığa, sağlıktan mimarlığa, otomotivden tekstile kadar farklı sektörler için 3 boyutlu ürünler üreten firma, TÜBİTAK başta olmak üzere kamu kurumları ve özel sektörle de projeler yürütüyor.

02 Eylül 2019 Pazartesi

İTO Başkanı Şekib Avdagiç: Daralmanın büyümeye dönüşeceği eşiğe geldik

İTO Başkanı Şekib Avdagiç:- “Daralmanın büyümeye dönüşeceği eşiğe gelmiş bulunuyoruz. İbre dördüncü çeyrek için pozitif büyümeyi gösteriyor” İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrek eksi yüzde 1.5 olarak gerçekleşen büyümesi için, “Daralmanın büyümeye dönüşeceği eşiğe gelmiş bulunuyoruz. İbre dördüncü çeyrek için pozitif büyümeyi gösteriyor” dedi. Avdagiç, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan 2019 yılı Nisan-Haziran dönemi büyüme verisini değerlendirdi. Şekib Avdagiç, “2019 yılı ikinci çeyreğinde çeyreklik bazda baktığımızda yüzde 1.2 büyüme kaydettik. Alt kalemlere indiğimizde, tüketim harcamalarındaki daralmanın hız kestiğini, keza sanayi sektöründeki daralmanın da yüzde 3.9’dan yüzde 2.7’ye düştüğünü görüyoruz. Bu, büyümede negatif makasın toparlanma yönünde kapandığının işaretidir” dedi. Gerileyen faiz oranlarının önümüzdeki süreçte yatırımlara da ivme getireceğini kazandıracağını düşündüklerini ifade eden İTO Başkanı Avdagiç, şunları söyledi: “Özellikle inşaat sektöründeki dalgalanma, yatırım harcamalarında ciddi bir düşüş oluşturuyor. Ancak düşen finansman maliyetlerinin, yatırım iştahını özellikle yılın dördüncü çeyreğinden itibaren önemli ölçüde artıracağına inanıyoruz. Keza 46,7’den 48’e yükselen Ağustos ayı İmalat PMI verisi de bunu destekliyor. Diğer yandan ihracatın büyümeye 8.1 puan katkı vermesi de gayet memnuniyet verici. Büyümenin kompozisyonunda ihracatın ve yatırımların payını artırdıkça, uzun vadeli ve refah artırıcı bir büyüme döngüsünü başlatacağız.”

02 Eylül 2019 Pazartesi

İhracat Ana Planı üretim ve büyümenin ‘ana taşıyıcısı’ olacak

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın açıkladığı İhracat Ana Planı için “Ana Plan, geleneksel ürün ihracından gelişmiş sanayi ve yüksek teknoloji ihracatına geçişin sembolü. İhracat Ana Planı, üretim ve büyümenin ana taşıyıcısı olacak” dedi.Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, İhracat Ana Planı’nın küresel ticarette dalgalanmaların yaşandığı böylesi bir süreçte ihracatçımızı 2023 hedefine taşıyacak ‘güçlü bir motivasyon’ olduğunu kaydetti. EXİMBANK’IN KATKISI Avdagiç, “Türkiye nasıl ithal ikameci anlayışı, ihracat odaklı model ile yeni bir evreye taşıdıysa, bugün de İhracat Ana Planı ile yeni bir üretim ve kalkınma aşamasına taşıyor” dedi. Avdagiç, planın, ihracatçı ve sanayicinin yapacağı yatırımlarda finansman ihtiyacının dünya ile rekabet edecek şartlarda karşılanmasıyla daha da güçleneceğini belirterek, “Eximbank’ın bu konudaki katkıları da çok önemli. Eximbank’ın kaynaklarının artırılması da sürece önemli ​destek sağlayacaktır” diye konuştu. BÜYÜMENİN LOKOMOTİFİ İTO Başkanı Avdagiç, “Sağlıklı büyümenin lokomotifi ihracat. Master plan, ihracatçının yanı sıra ekonomiye de atılım olacak. İhracat Ana Planı’nda makina, otomotiv, elektrik-elektronik, kimya ve gıda endüstrisi olmak üzere 5 hedef sektör ve dünya milli gelirinin yüzde 60’ına sahip 17 hedef ülke yer alıyor. Ayrıca gümrük kapılarının modernizasyonundan e-ticarete, sanal fuarlardan bürokrasiyi azaltacak otomasyon sistemlerine kadar koordineli ve kapsamlı bir yol haritasını umut verici olarak görüyoruz” diye konuştu. Dış ticaret mesleklisesi oldukça kıymetli Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın özellikle Serbest Ticaret Anlaşmaları’na (STA) ağırlık verileceğini dile getirdiğine dikkat çeken İTO Başkanı Avdagiç, “AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının; tarım ürünleri, lojistik ve kamu alımları gibi güncellemeye acil ihtiyaç duyulan konularına planda öncelik verilmesi önemli bir gelişme. Yine dış ticaret meslek lisesi uygulamasını da oldukça kıymetli buluyoruz ve iş dünyası ile dinamik bir ilişki ve iletişim içinde gerçekleştirilmesini arzu ediyoruz. Bu plan doğrultusunda ihracatını verimlilik, dijitalleşme ve inovasyon ile artıran bir Türkiye, 2023 için hedeflenen 226.6 milyar dolarlık ihracat hedefini aşacak” diye konuştu. Avdagiç, şunları söyledi: “Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatına her zaman ihtiyacı var. Hem üretimimizi hem de katma değerli ihracatı artırmayı konuşuyoruz. Master plan bunu yapabilmemize de önemli bir zemin hazırlıyor. Bu aşamada elbette uygulama da çok önemli. Elbirliği ile bu planı tüm detaylarıyla sahada hayata geçireceğiz.”

29 Ağustos 2019 Perşembe