Rekabette başarının en etkili yolu ‘kurumsal çeviklik’

HABER: MÜGE BİBER Mckinsey şirketinin araştırmasına göre 2030 yılında 8.9 milyon yeni iş alanı hayatımıza girecek ve potansiyel işgücü ihtiyacı 36.4 milyona ulaşacak. Bu da global dönüşümün ne kadar hızlı ilerleyeceğini gösteriyor. Şirketlerin bu değişime ayak uydurmaları için oluşabilecek tehdit veya fırsatlara zamanında önlem alabilme yeterliliğine sahip olması gerekiyor. Buna kurumsal çeviklik adı veriliyor. METAL YAKALILAR GELİYOR İstanbul Ticaret Odası, üyelerini bu konuda bilgilendirmek için ‘Kurumsal Çeviklik’ webinarı düzenledi. Webinarda Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (TÜBİDER) Yönetim Kurulu Başkanı M. Rüştü Arseven ve Teknolojik Grup Başkanı Aykut Seyrek, kurumsal çevikliğin bir adaptasyon yeteneği olduğunu dile getirdi. Toplantıda, gelecek 10 yılda iş dünyasında yaşanacak değişime dikkat çekildi. Konuşmacılar, mesleklerin dönüşü ile birlikte yeni işlerin ortaya çıkacağını, mavi ve beyaz yakalılara artık metal yakalıların da (robotlar) ekleneceğini belirtti. Öngörülü olan kazanır Konuşmacılar, kurumsal çeviklik ile ilgili başarı ve başarısızlık hikayelerini de paylaştı. Bu örneklerden biri, cep telefonu piyasasında bir zamanlar çok ünlü olan markaların 2009 yılında 430 milyona yakın satış yaptıkları ama ilerleyen yıllarda ‘Nasıl olsa başarılıyız’ diyerek, yenilikleri göz ardı etmeleriydi. Neticede, bu firmalar piyasadan çekilmek durumunda kaldı. Yine 2009 yılında 20 bin satan bir telefon markasının yenilikçi yatırımı öngörüp, sektörde birinci sıralarda yer aldığı örneği verildi. ATILACAK ÇEVİK ADIMLAR * Ekip içinde güçlü iletişim kurulmalı. * Tek bir merkezden karar almak yerine fonksiyonel noktalardan kararlar alınmalı. * Kısa vadeli basit planlar yapılmalı. * Ürün ve hizmet kalitesi artırılmalı. * Ürün teslim süresi kısaltılmalı. * Kişiselleştirilmiş ürün üretebilme kapasitesi sağlanmalı.

27 Ekim 2020 Salı

Ezber bozanlar markalaşmada öne çıkıyor

HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası liderliğinde, TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu ve Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi ortaklığında yürütülen Yükselen Markalar Projesi online eğitim webinarları devam ediyor. Türkiye’nin markalaşma konusunda önde gelen uzmanları ve başarılı yöneticileri, programa katılan 416 kadın girişimci ile tecrübelerini paylaşıyor. Webinarlar, TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Hatice Güner Kal’ın moderatörlüğünde gerçekleştiriliyor. İNSAN ODAKLI OLMAK Program kapsamında gerçekleştirilen webinarda sunum yapan Marka Stratejisti Zeynep Başaran, markanın zihindeki bir çağrışım ağı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Markanın adından itibaren markaya dair her şey çağrışım oluşturur ve markanın o soyut dünyasına katkıda bulunur. Markanın odağında insan olmalı. Hedef kitlenizi; demografi, kullanım alışkanlıkları, ihtiyaçlar ve değerler açılarından bakarak tanımlamaya çalışmalısınız. Başarılı markalarının en önemli özelliklerinden biri, samimiyetin olması. Yani, ‘mış gibi’ yapmayı tüketici anlar.” PAYLAŞIM EKONOMİSİ Pandemi döneminde değişen tüketici alışkanlıklarını ve markaların geleceğini ise Beymen Pazarlama Müdürü Itır Erel ile Beymen Club Marka Direktörü Pınar Sezgin anlattı. Covid-19 ile bir paradigma değişikliği yaşandığını belirten Itır Erel, “Tüketiciler kendisiyle bağ kurduğu markalarla devam etmek istiyor. Samimiyet, satış, iletişimin yanında güven ilişkisi de ön planda olacak. Toplumdan aldıklarını topluma veremeyen markalar Z kuşağına ulaşamaz. Kurumsal iletişimin pazarlamadan daha önde olması gereken bir dönemdeyiz. Ezber bozan markalar avantajlı. Günümüzde sahip olmak değil, paylaşmak öne çıkıyor” diye konuştu. BELİRSİZLİKTE KARAR ALMAK Sürdürülebilirlik olgusunun daha çok önem kazandığını vurgulayan Pınar Sezgin, “Bundan sonraki süreçte, sadece neyi sattığına odaklanan markalar olmayacak. Neyin toplum için doğru olduğuna odaklanan markalar olacak. Markaların geleceğini, belirsizlik ortamında verecekleri kararlar belirleyecek” dedi. 2 TRİLYON DOLARLIK PAZAR Türkiye İhracatçılar Meclis (TİM) Kadın Konseyi Başkan Yardımcısı Nilgün Özdemir, webinarlarda sunum yapanlar arasındaydı. İhracatın markalaşmada önemli bir avantaj sağladığını belirten Özdemir, şöyle konuştu: “Türkiye markası bireysel markaların önünde yer alıyor. Pandemi sürecinde üreten ülkeler öne çıktı. Biz de maskeden koruyucu giysilere kadar birçok kalemde ihracat yaptık. İhracattaki önemli bir avantajımız da AB standartlarında üretim yapmamız. Hazır giyimde 2 trilyon dolarlık bir küresel pazar var. Markalaşma ile bu pazardan daha fazla pay almamız gerekir. AB ülkelerinden şu süreçte marka almak da düşünülmeli” dedi. İŞ PLANLARINI PERİYODİK GÜNCELLEYİN Markalaşma sürecinde iletişim rolünü, L’Appart PR İstanbul’un yöneticileri Feride Tansuğ ve Halim Tansuğ anlattı. Planlamayı doğru yapanların daha uzun süreli başarı kazandığına dikkat çeken Feride Tansuğ, bu süreçte iletişimin ve profesyonellerle çalışmanın önemli olduğunu vurguladı. Tansuğ, şu önerilerde bulundu: “Basın bültenleriniz fark oluşturmalı. Basının yeni içeriklere ihtiyacı var. Bunu karşılayabilmek sizi öne çıkarır. Hangi alanda marka yapılırsa yapılsın iş planı da öncelikli ve güncel olmalı. Üç ayda veya altı ayda bir güncelleyin. İş yapma süreçleri artık 3-4 yılda bir değişiyor. Yenilikçi düşünün ve tüm şartları zorlayın.”

27 Ekim 2020 Salı

2021’de yüzde 5.8 büyüme bütçesi

Türkiye’nin 2021 bütçesi için yaklaşık 1.5 ay sürecek maraton TBMM’de başladı. Gelecek yılın bütçesinde sağlık, eğitim ve tarım için 491.8 milyar lira kaynak ayrıldı. 2021'de yüzde 5.8 büyüme hedefi için reel sektöre 50.6 milyar lira destek verilecek. OSB ve KSS altyapı yatırımları için ayrılan kaynak ise 5.5 kat artırılarak 1 milyar 124 milyon liraya yükseltildi. Bütçe Kanun Teklifi’nde; sağlık, eğitim ve tarımın toplam oranı yüzde 36.5 oldu. Reel sektöre destekler kaleminin bütçedeki oranı ise yüzde 3.7 seviyesinde. HABER: ŞEREF KILIÇLI 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın sunumuyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda başladı. Kanun teklifine göre, 2021 yılı için bütçe giderlerinin 1 trilyon 346.1 milyar, faiz hariç giderlerin 1 trilyon 166.6 milyar, bütçe gelirlerinin 1 trilyon 101.1 milyar, vergi gelirlerinin 922.7 milyar, bütçe açığının ise 245 milyar lira olması öngörülüyor. 2021 yılı bütçe ödeneklerinin 2020’ye göre yüzde 22.9 artırılarak yaklaşık 250.7 milyar liraya ulaşacağı kaydediliyor. ERTELENMİŞ HARCAMALAR TBMM’de yaptığı sunumda Türkiye ekonomisinin 2021’de yüzde 5.8 büyümesinin hedeflendiğini belirten Fuat Oktay, şöyle konuştu: “2021 yılında büyümenin yurt içi ve yurt dışı talep arasında dengeli bir görünüm sergilemesi bekleniyor ve ekonomimizin yüzde 5.8 oranında büyümesi hedefleniyor. Salgının kontrol altına alınmasına bağlı olarak belirsizliklerdeki azalmanın, finansal koşulların istikrara kavuşmasının ve buna bağlı olarak yatırımcı güvenindeki iyileşmenin ve ertelenmiş tüketim harcamalarının yurt içi talebe katkı vereceği değerlendiriliyor. İstihdamdaki artışın etkisiyle özel tüketimin iç talebi desteklemesi, mal ve hizmet ihracatındaki artışın güçlü olması ve ithalattaki artışın görece sınırlı kalması ile net ihracatın büyümeye yeniden pozitif katkı yapması öngörülüyor.” REEL SEKTÖRE 50.6 MİLYAR LİRA Reel kesim destekleri için gelecek yılın bütçesinden 50.6 milyar lira kaynak ayırdıklarını ifade eden Oktay, şunları kaydetti: “İşletmelerimiz tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenmesi gereken 27.7 milyar lira tutarındaki işveren primini, üretim ve istihdamın desteklenmesi amacıyla bütçemizden karşılıyoruz. Ekonomiyi canlandırmak için aldığımız tedbirler kapsamında hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için 2021 yılı bütçesinde 5.5 milyar lira kaynak ayırdık. Tarımsal işletmelerin ihtiyaç duyduğu kredilere verdiğimiz faiz destek tutarını yaklaşık yüzde 30.5 oranında artırarak 5.5 milyar liraya çıkarıyoruz. İhracatçımızın rekabetçi gücünü artırmak amacıyla bütçeden ihracat destekleri kapsamında 4.1 milyar lira harcamayı hedefliyoruz. 2021’de bu amaçla Halk Bankası aracılığıyla kullandıracağımız esnaf kredileri için faiz desteği olarak 3.8 milyar lira kaynak ayırdık. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin desteklenmesi amacıyla KOSGEB bütçesine 1.6 milyar lira kaynak ayırıyoruz.” OSB’LERE KAYNAK 5.5 KAT ARTTI Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2020 yılında 204 milyon lira olan OSB ve KSS altyapı yatırımları için ayrılan kaynağı, gelecek yıl 1 milyar 124 milyon liraya çıkardıklarını, bunun 5.5 katlık artış anlamına geldiğini vurguladı. TÜBİTAK TARAL için tahsis edilen Ar-Ge bütçesini iki kat artırarak 2.2 milyar liraya yükselttiklerini de bildiren Oktay, demiryolu ve kent içi ulaştırma yatırımları için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın toplam sermaye giderleri ödeneğini 15.2 milyar liraya çıkardıklarını belirtti. BÜTÇENİN YÜZDE 15.7’Sİ EĞİTİME Fuat Oktay, gelecek yılın bütçesinde eğitime ayrılan paya ilişkin, “Eğitime ayırdığımız kaynağı, 2021 yılında 211.4 milyar liraya çıkarıyoruz. Böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 15.7’sini tek başına eğitime ayırıyoruz. En temel kamu hizmetlerinden olan eğitim hizmetlerinin yaygın ve kolay erişilebilir olması noktasında çalışmalarımızı sürdürüyoruz” değerlendirmelerinde bulundu. 2021 yılı bütçesinden öğrencilere doğrudan nakdi ve ayni olarak tahsis edilen ödenek tutarının 30.1 milyar lira olduğunu ifade eden Oktay, Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 78 milyar lira, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine ise 5.1 milyar lira kaynak ayırdıklarına işaret etti. SAĞLIĞIN PAYI YÜZDE 17.7 Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına 78 milyar lira, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine ise 5.1 milyar lira kaynak ayırdıklarına dikkati çeken Oktay, şu bilgiyi verdi: “Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yapılacak sağlık harcamaları da düşünüldüğünde sağlık alanına ilişkin ayrılan kaynak 238 milyar liraya ulaşacak. Sağlık harcamalarının bütçe içerisindeki payını 2021’de yüzde 17.7’ye çıkarıyoruz. Bu kapsamda 2021’de tedavi harcamaları için 123 milyar lira, ilaç harcamaları için 60 milyar lira, aile hekimliği için 11.4 milyar lira kaynak ayırdık.” Oktay, gelecek yıl ödeme gücü olmayan vatandaşların sağlık giderlerini karşılamak amacıyla 16 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlıların, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşların ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 12.7 milyar lira, engelli vatandaşların evde bakımına destek amacıyla 10.6 milyar lira kaynak ayrıldığını ifade etti. TARIMA 42.4 MİLYAR TL DESTEK 2021 yılı bütçesinde tarıma ayrılan kaynağın 42.4 milyar liraya çıkartıldığını belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Bu kapsamda tarımsal destek programları için 22 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 12.1 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 8.3 milyar lira kaynak ayırıyoruz” dedi. MESLEK LİSELERİNE DESTEK İKİ KAT ARTIYOR Tarımsal sulama, eğitim, sağlık, sanayi altyapısı, Ar-Ge ve yenilikçilik ile lojistik ve ulaştırma altyapısı gibi Kalkınma Planı’nda ön plana çıkan alanlarda büyük bir ivme yakalayacaklarını belirten Oktay, şöyle devam etti: “Bu amaçla DSİ’nin sulama sektörü yatırımlarını 3.6 milyar liradan 8.9 milyar liraya çıkararak 2.5 katına yükseltiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesini ise tekli eğitime geçiş ve okul öncesi eğitim hedefimiz, okullardaki deprem güçlendirme faaliyetleri ve meslek liselerinin atölye altyapısı gibi özel önem verdiğimiz alanlar için 5.8 milyar liradan 11.3 milyar liraya çıkartıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin sağlık sektörü yatırımlarını toplam 11.6 milyar liradan 20.1 milyar liraya artırıyoruz.”

27 Ekim 2020 Salı

Yan sanayiciler Emerson ile ‘mesafeli’ buluştu

HABER: MÜGE BİBER İstanbul Ticaret Odası Yan Sanayi Borsası, ‘Tedarikçi Günleri’ organizasyonlarıyla yerli ve yabancı büyük firmalarla, yan sanayi firmalarını satın alma masasında buluşturuyor. İTO’nun organizasyonunda, tedarikçi firmalarla B2B masasına oturan büyük firmaların yetkilileri, bu sayede yeni işbirliklerine imza atıyor. KOMPRESÖR VE EKİPMANLARI Bu organizasyonlar biri de 1890 yılında ABD’de kurulan Emerson firması ile gerçekleştirildi. İstanbul Ticaret Odası’nın pandemi sonrası normalleşme döneminde fiziki olarak düzenlediği ilk B2B etkinliğinde, Emerson Satınalma Müdürü İsmail Hakkı Özdemir, Eminönü’ndeki merkez binada 11 firma ile bir araya geldi. Kompresör ve ekipmanları konularında faaliyet gösteren Emerson, 4.5 milyar dolar cirosu ile 2 bin kişiyi istihdam ediyor. İKİ YILDA 23 DEV FİRMA Tedarikçi Günleri organizasyonları, yerli ve yabancı ana sanayicilerle ülkemizdeki yan sanayi firmalarını buluşturuyor. Bu sayede her iki tarafın müşteri portföylerinin gelişmesi sağlanırken firmalar arasında güçlü bağlar kuruluyor. İTO, Tedarikçi Günleri kapsamında son iki yılda, Bosch, MTU, Schneider Electric, Harman, Hitachi, Europe, Türk Traktör, ROKETSAN, Toyota Material Handling, Girbau, Baire&Michels, M&M, Munters, Proficool Fans, Autoliv, Gates Powertrain, Stackpole, Canon Bretagne, Continental, Schaeffler, Rolls Royce gibi dünyanın önde gelen firmalarını ağırladı.

27 Ekim 2020 Salı

Yılın 3 çeyreğinde ekonomi pandemiye karşı antikor üretmeyi başardı

İstanbul Ticaret Odası’nın ‘Pandemetre-2’ araştırması, Covid-19’un etkisini sürdürmesine karşın yılın 3 çeyreğinde 13 göstergeden 10’unun geçen yılın aynı dönemini geride bıraktığına işaret etti. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Türkiye, pandemiyle yaşamayı öğrendi. Ekonomide pandemi kaynaklı hasarların giderek azalma eğiliminde olduğunu gözlemliyoruz” dedi. İstanbul Ticaret Odası’nın, 2019 ve 2020’nin ilk 3 çeyreklerini karşılaştırdığı ‘Pandemetre-2’ araştırması, yılın 3 çeyreğinde 13 göstergeden 10’unda, geçen yılın aynı döneminden iyi bir performans gerçekleştiğini ortaya koydu. 13 VERİ KARŞILAŞTIRILDI İTO’nun Pandemetre-2 araştırmasında, 2019 yılı ile 2020’nin ilk 3 çeyreğine ait yeni kurulan firma sayıları, kredi kartı harcamaları, kredi faizleri, kapasite kullanım oranı gibi 13 veri karşılaştırıldı. 2020 yılının 9.5 ayı geride kalırken, İTO araştırmasında, ekonomide pandemi kaynaklı hasarların giderek azalma eğiliminde olduğu, öte yandan turizme dayalı sektörler ve hizmet sektörleri için topyekûn bir çabaya ihtiyaç olduğu belirtildi. 40.8 BİN YENİ FİRMA Araştırmaya göre, İstanbul’da 2019’un ilk 9 ayında 221 milyar lira olan vergi ödemeleri, bu yılın ilk 9 ayında yüzde 20’den fazla artarak 267 milyar liranın üzerinde gerçekleşti. İTO’da yeni kurulan firma sayısı ise 2020’nin ilk 9 ayında yüzde 15.31 artışla 35 bin 431’den 40 bin 856’ya yükseldi. KONUT SATIŞI 201 BİNİ AŞTI TL üzerinden açılan ticari kredilerin faizleri de 27 Eylül 2019’daki yüzde 15.64’lük ortalamasından 25 Eylül 2020’de yüzde 14.89 seviyesine geriledi. Öte yandan TCMB Reel Kesim Güven Endeksi, 2019 yılı eylül ayında 98.8 puan olurken, Eylül 2020’de 105.3 puan olarak kayıtlara geçti. İstanbul’da konut satışları ise 2020 Ocak-Eylül döneminde yüzde 36.12’lik artışla 201 bini geçti. 494 BİN OTOMOBİL SATIŞI Yılın ilk 9 ayında otomobil satışları, 2019’un aynı dönemine göre 281 binden 494 bin adede çıktı. Banka kartı ve kredi kartı harcamaları başlığına göre ise yerli ve yabancı kartlarla Ocak-Eylül 2019 döneminde 694 milyar liralık harcama yapılırken, bu rakam 2020’nin ilk 9 ayında yüzde 9.4 artışla 759 milyar lira oldu. Bankaların tüketici kredileri başlığına göre ise konut, taşıt ve ihtiyaçtan oluşan tüketici kredileri hacmi, bu yıl 25 Eylül haftasında yüzde 57.17 artarak 662 milyar liraya yükseldi. TÜRKİYE PANDEMİ İLE YAŞAMAYI ÖĞRENDİ Pandemetre araştırmaları ile Covid-19 salgınının etkilerini ölçmeyi amaçladıklarını belirten İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Türkiye ekonomisi, alınan finansal tedbirlerle desteklenince ilk 3 çeyrek gibi kısa bir dönemde, bir önceki yılın aynı döneminin üzerine çıkmayı başardı. Özellikle hizmet sektörlerinden kaynaklanan kayıplar, sanayi sektörlerimizdeki hızlı ivmelenme ve güçlü iç talep ile telafi edilebildi. Bu süreçte hizmet sektörlerindeki toparlanma da gelecek için umut verici” diye konuştu. “Türkiye pandemiyle yaşamayı öğrendi” diyen Avdagiç, şunları kaydetti: “Türkiye, pandemi korkusuna teslim olmadan ama gerekli korunma ve mücadele tedbirlerini de alarak üretimi sürdürmeyi, çarkları döndürmeyi başardı. Ekonomide pandemi kaynaklı hasarların giderek azalma eğiliminde olduğunu gözlemliyoruz. Bununla birlikte turizme dayalı sektörler, hizmetler ve kırtasiye sektörü için ise topyekûn daha yoğun bir çaba göstermemiz gerekiyor.” BEYAZ EŞYADA AVRUPA’DAKİ PAYIMIZI YENİDEN KAZANABİLİRİZ İTO Başkanı Avdagiç, salgınla birlikte değişimin iyi gözlemlediği iki sektörün otomotiv ve beyaz eşya olduğuna dikkat çekti. Avdagiç, “Bu süreçte tüketici talebinin hizmet sektöründen sanayi sektörüne kaydığını gördük. Bu durum elbette ilanihaye sürmeyecek. Hizmet sektörlerindeki toparlanma devam edecek ve özellikle salgının sona ermesiyle devreye girecek ertelenen taleple birlikte hizmet sektörlerimizde de önemli bir patlama yaşanacaktır. Ancak bugünkü konjonktür, insanların daha fazla bireysel seyahat etmek istediği ve evlerinde daha çok vakit geçirdikleri bir dönem. Zira rakamlara baktığımızda bunun yansımalarını otomotiv ve beyaz eşyada görüyoruz” dedi. Avdagiç, otomotivde eylül ayında tüm zamanların satış rekoru kırıldığını aktararak, “Türkiye otomobil ve hafif ticari araç pazarında eylül ayında 2019 Eylül ayına göre yüzde 115.8 artışla 90 bin 619 adet satış yapıldı. Toplam pazarda 9 aylık dönemde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 75.5 artışla 493 bin 621 satışa imza atıldı. Sadece 3. çeyrekleri karşılaştırdığımızda artış oranı 2019’un 3. çeyreğine göre yüzde 178 civarında” diye konuştu. “Beyaz eşya ihracat hacmi, Avrupa’nın düşen talep gücüyle birlikte yıllık bazda yüzde 9 azalış gösterdi” diyen Avdagiç, Avrupa’da A segmenti ürünlerden B segmenti ürünlere kayma beklendiğine işaret etti. Avdagiç, navlun maliyetlerinin arttığı pandemi döneminde Avrupa’ya coğrafi yakınlığın Türkiye için daha önemli bir rekabet avantajı oluşturduğunu belirterek, “Bu nedenle, Avrupa beyaz eşya pazarındaki yüzde 10-15 daralma beklentilerine rağmen Türkiye, ihracat payını yeniden kazanabilir” dedi. SANAYİ ÜRETİMİ YÜZDE 10.4 ARTTI Araştırmanın diğer sonuçları ise şöyle: * İmalat sanayi kapasite kullanımı: İmalat sanayi genelinde kapasite kullanımı Eylül 2019’da aylık bazda yüzde 76.3 iken, Eylül 2020’de yüzde 74.6’ya geriledi. * İhracat: İlk 8 ayda İstanbul’dan yapılan ihracat yüzde 14.22 düşüşle 49.8 milyar dolar oldu. * Karşılıksız çek tutarı: Bankalara ibraz edilen çek tutarındaki artışa rağmen, karşılıksız çek tutarı yüzde 38.34 geriledi. Bu yılın ilk 8 ayında 4.8 milyar lira oldu. * Sanayi üretimi: 2020 Ağustos ayında takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, 2019’un aynı ayına göre yüzde 10.4 arttı. Geçen yıl ağustosta sanayi üretim endeksi yüzde 3.9 gerilemişti. * Turist sayısı: 2019 yılı ocak-ağustos döneminde 9.9 milyon turisti ağırlayan İstanbul, bu yılın aynı döneminde geçici verilere göre 3.2 milyon turisti misafir etti.

27 Ekim 2020 Salı