JPMorgan Chase Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon: Mevcut kriz henüz sona ermedi ve geride kalsa bile gelecek yıllarda bunun yansımaları olacak.


JPMorgan Chase Üst Yöneticisi (CEO) Jamie Dimon, ABD'de bankacılık krizinin henüz bitmediğini ve etkilerinin gelecek yıllarda hissedilmeye devam edeceğini bildirdi.

Dimon, hissedarlar için kaleme aldığı yıllık mektubunda, JPMorgan Chase'in performansının yanı sıra ekonomik ve jeopolitik risklere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ukrayna'daki savaştan ve artan jeopolitik gerilimlerden siyasi olarak bölünmüş bir Amerika'ya kadar 2022'nin, dünya genelinde önemli zorlukların yaşandığı bir yıl olduğuna işaret eden Dimon, neredeyse tüm ülkelerin yüksek enerji ve gıda fiyatları, artan enflasyon oranları, dalgalı piyasalar ve Kovid-19'un kalıcı etkileri dahil olmak üzere küresel ekonomik belirsizliğin etkilerini hissettiğini aktardı.

Dimon, ABD'de son dönemde bankacılık sisteminde yaşanan sıkıntılara değinerek, bankacılık sistemindeki stresin, yalnızca düzenleyici gereklilikleri yerine getirmenin yeterli olmadığını gösterdiğini kaydetti.

PİYASANIN RESESYON OLASILIĞI ARTTI

Risklerin fazla olduğunu vurgulayan Dimon, bu riskleri yönetmenin dünya geliştikçe sürekli ve dikkatli bir inceleme gerektirdiğini ifade etti.

Dimon, "Ben bu mektubu yazarken, mevcut kriz henüz sona ermedi ve geride kalsa bile gelecek yıllarda bunun yansımaları olacak." değerlendirmesinde bulundu.

"Fırtına bulutlarının" geçen yıl olduğu gibi ekonomiyi hala tehdit ettiğine işaret eden Dimon, şunları kaydetti:

"Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Credit Suisse'in çöküşleri piyasanın beklentilerini önemli ölçüde değiştirdi, tahvil fiyatları önemli ölçüde toparlandı, borsa düştü ve piyasanın resesyon olasılığı arttı. Bu 2008'e hiç benzemese de bu mevcut krizin ne zaman sona ereceği belli değil. Piyasada pek çok gerginliğe neden oldu ve bankalar ile diğer borç verenler daha muhafazakar hale geldikçe finansal koşulların bir miktar sıkılaşmasına neden olacağı açık. Ancak bu aksamanın tüketici harcamalarını yavaşlatıp yavaşlatmayacağı belirsiz."

04 Nisan 2023 Salı

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma