Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği Başkanı Ufuk Şentürk, "Yaklaşık 3-3,5 milyon dolar megavatsaat maliyeti olan jeotermal enerji santralleri nükleer enerjiden sonra en maliyetli santral tipi." dedi.

Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk, Türkiye'nin enerji konusunda dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla daha fazla jeotermal enerjinin elektrik üretimine katkı yapması gerektiğini belirterek, "Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) yatırım yapılabilir seviyede olursa her yıl 300 megavatlık jeotermal enerji devreye alınabilir. Tüm santrallerin bulunduğu sahalarda yatırım bekleyen rezervi keşfedilmiş alanlar mevcut." dedi.


Şentürk, yaptığı değerlendirmede, 23 Şubat itibarıyla Türkiye'nin jeotermal enerji kurulu gücünün 1691 megavat seviyesine yükseldiğini söyledi.


Küresel Kovid-19 salgını ile yavaşlayan ekonomik yapıların ardından Ukrayna-Rusya Savaşı sonrası ortaya çıkan enerji krizinin yaşandığı son dönemde ülkelerin yerli ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını tercih ettiğini ifade eden Şentürk, "Yaklaşık 3-3,5 milyon dolar megavatsaat maliyeti olan jeotermal enerji santralleri nükleer enerjiden sonra en maliyetli santral tipi. Bu maliyetleri mümkün olduğu kadar azaltmak orta ve uzun dönemde Türkiye'nin enerji ithalatında azalmaya sebep olacaktır." diye konuştu.


Şentürk, enerji teknolojilerindeki gelişmelerle jeotermal enerjinin kullanım alanlarının da çeşitlendirdiğini anımsattı.


Elektrik üretimi, konut ısıtma ve seracılık faaliyetleri amaçlarıyla kullanılan jeotermal enerjinin istihdama katkı sağladığına işaret eden Şentürk, şunları kaydetti:


"Ancak jeotermal yatırımlar diğer yenilenebilir enerji yatırımlarıyla karşılaştırıldığında oldukça maliyetli. Örneğin konut ısıtma ve seralarda kullanılacak kuyuların metre maliyetleri 1000-1500 dolarlar seviyesinde. Sektörümüze rekorlar kırdıran YEKDEM mekanizmasının tekrar eski hale döndürülmesini bekliyoruz. Türkiye'nin enerji konusunda dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla daha fazla jeotermal enerjinin elektrik üretimine katkı yapması gerekiyor. YEKDEM yatırım yapılabilir seviyede olursa her yıl 300 megavatlık jeotermal enerji devreye alınabilir, tüm santrallerin bulunduğu sahalarda yatırım bekleyen rezervi keşfedilmiş alanlar mevcut."


Jeotermal enerji yatırımlarında inşaat, finansman gibi hazırlık süreçlerinin uzun dönemleri kapsadığını belirten Şentürk, henüz devrede olmayan inşa halindeki santrallerin kurulu gücünün 25 megavat civarında bulunduğunu söyledi.


Şentürk, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen depremlerin ardından, Türkiye'nin jeotermal çeşitliliğinde değişiklik olabileceğine işaret etti.


Öte yandan jeotermal camiasının bu süreçte deprem bölgesine maddi desteği esirgemediğini anlatan Şentürk, "Çelikler, Sanko, Karadeniz Holding ve Kipaş Holding gibi üyeleri ile de bölgede bizzat kurtarma ve aşevi faaliyetlerine tereddütsüz katılmışlar ve bölgede faaliyetlerine devam etmektedirler." dedi.

24 Şubat 2023 Cuma

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar