Hafta başında dolar karşısında 1986'dan bu yana ilk kez 160'ın üzerine çıkan yendeki ani yükseliş, Japon yetkililerin döviz piyasasına müdahale ettiğine ilişkin spekülasyonları artırdı.


 

Negatif faizleri sonlandırarak martta 17 yıl sonra ilk kez faiz artırımına gitmesiyle dikkatleri üzerine çeken Japonya Merkez Bankası (BoJ), ulusal para biriminin dolar karşısında keskin düşüşlerini durdurmak için döviz piyasasına olası müdahaleleriyle küresel piyasaların odağına yerleşti.

 

Dolar/yen paritesi, geçen hafta Haziran 1986'dan bu yana ilk kez 160'ın üzerine çıkarken, bu seviyeden artan satış baskısıyla 151,86 seviyelerine kadar geriledi.

 

Söz konusu hareket BoJ'un döviz piyasalarına müdahale ettiğine yönelik söylentileri güçlendirdi.

 

ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz kararının açıklandığı geçen hafta ortasında da dünyanın 4. büyük ekonomisinin para birimi olan yenin, olası müdahale sonrası dolar karşısında hızlıca yüzde 2,3'den fazla güçlenerek 151 seviyesinden işlem görmesi dikkati çekti.

 

Yendeki dalgalanmaların hızı ve derecesi, Japon yetkililerin para birimlerinin değerindeki keskin düşüşü durdurmak için müdahalede bulunup bulunmadıkları konusunda spekülasyonları artırdı.

 

JAPON YETKİLİLERDEN HERHANGİ BİR AÇIKLAMA YOK

 

Yatırımcılar, Japon yetkililerin geçen hafta dövize, ilki pazartesi tatili nedeniyle Japon piyasalarının kapalı olduğunda, ikincisinin ise ABD piyasalarının kapanmasından kısa bir süre sonra müdahale ettiğinden şüphelendi.

 

BoJ verilerine göre, bankanın ülke para birimini desteklemek için 29 Nisan’da 5,5 trilyon yen (35,06 milyar dolar) harcadığı hesaplandı.

 

Bank of America Global Research analistleri de BoJ verilerine göre, ilk olası müdahalenin büyüklüğünün 5-6 trilyon yen (32,7 milyar ile 39,2 milyar dolar) arasında olabileceğini belirtti.

 

Analistler BoJ’un muhtemelen geçen hafta içinde ikinci kez piyasaya müdahale ettiğini ve ikinci olası müdahalenin Fed Başkanı Jerome Powell’ın basın toplantısının sona ermesinden hemen sonra gerçekleştiğini belirtti.

 

Bloomberg’in hesaplamasına göre, BoJ 2 Mayıs’ta da yeni desteklemek için piyasaya yaklaşık 3,5 trilyon yenlik (22,54 milyar dolar) müdahale gerçekleştirdi.

 

Japon yetkililerin konuyla ilgili bir açıklama yapmadığını aktaran analistler, yeni desteklemek konusunda geçen hafta toplamda 9 trilyon yen (59 milyar dolar) harcayan BoJ’un bir açıklama yapmasının da beklenmediğini kaydetti.

 

DOLAR/YEN PARİTESİNDEKİ HAFTALIK DÜŞÜŞ YÜZDE 3’Ü AŞTI

 

Haftaya 157,82 seviyesinden başlayan dolar/yen paritesi haftanın son işlem gününde 152,92 seviyesine gerilerken, bugün de olası müdahale sonrası kazançların bir kısmını geri vererek yüzde 0,5 düşüşle 153,81 seviyesine geriledi.

 

Dolar/yen paritesindeki düşüş geçen hafta yüzde 3,5'i buldu.

 

Yen, BoJ'un negatif faiz rejimine son verdiği mart ayındaki tarihi toplantısından bu haftaya kadar yüzde 6'nın üzerinde değer kaybetmişti.

 

Fed'in faiz oranlarını beklenenden daha uzun süre yüksek tutabileceğine ilişkin beklentilerin arttığı bir dönemde doların güçlenmesi de yenin darbe almasına yol açtı.

 

DAHA FAZLA MÜDAHALE BEKLENTİSİ

 

BoJ, 26 Nisan’daki son para politikası toplantısında politika faizini değiştirmedi ve yüzde 0-0,1 aralığında sabit tuttu.

 

BoJ Başkanı Kazuo Ueda, basın toplantısında, yendeki hareketliliği izledikleri konusunda piyasalara güvence verirken, bu konuda atılabilecek adımlara ilişkin herhangi bir ipucu vermedi.

 

Haftalardır Japon yetkililerin para birimini desteklemek için atacağı adımlar beklenirken, bazı analistler 155 ila 160 arasındaki seviyelerin BoJ ve Japonya Maliye Bakanlığının müdahale edebileceği psikolojik sınır olduğunu tahmin ediyordu.

 

Analistler, Japon yetkililerin para birimini desteklemek için daha fazla müdahalede bulunmasının beklendiğini belirtti.

 

ABD VE JAPONYA ARASINDAKİ ARTAN FAİZ ORANI FARKI YENİN DEĞER KAYBINDA ETKİLİ OLDU

 

Diğer merkez bankaları enflasyonla mücadelede 2022'den bu yana politika faizini keskin şekilde artırırken, BoJ mart ayına kadar negatif faiz politikasına sadık kalmıştı.

 

Döviz piyasasında özellikle ABD ve Japonya arasındaki artan faiz oranı farkı, yenin dolar başta olmak üzere diğer para birimleri karşısında önemli ölçüde değer kaybetmesine neden oldu.

 

Yenin zayıflığı, Japon ekonomisini ve BoJ'un faiz oranı görünümünü nasıl etkileyeceğine dair soruları gündeme getirirken, son üç yıldır değer kaybeden Japon yeni, sene başından bu yana dolar karşısında yaklaşık yüzde 8'in üzerinde geriledi.

 

BoJ'un martta 2007'den bu yana ilk kez faiz oranını artırmasıyla küresel resesyon ve borç krizinin ardından devreye sokulan negatif faiz politikasını terk eden son merkez bankası olması da Japon yenine bir destek sağlayamadı.

 

YENDEKİ ZAYIFLIK "REFLASYON" İÇİN ÖNEMLİ ROL OYNASA DA RİSK TAŞIYOR

 

Yen, G10 ülkeleri arasında en zayıf performans gösteren para birimi olurken, Japon yetkililerin dövize müdahalesinin oluşturabileceği maliyet ve kredibiliteye yönelik riskler de artıyor.

 

Analistler, bir G7 ülkesinin döviz müdahalesinin, diğer büyük ülkelerin tepkisini çekme olasılığını da beraberinde getireceğine işaret etti.

 

Uzun süredir düşük olan yenin değeri, Japon ihracat şirketlerinin karlarını şişirirken, bu da birçok Japon şirketinin hisse fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasına sebep oldu.

 

Analistler, yendeki zayıflığın ekonomide yeniden makul oranlı enflasyona dönmeyi ifade eden "reflasyon" konusunda önemli bir rol oynadığını belirtiyor.

 

Bunun yanında, yenin değer kaybetmesi ihracat odaklı olmayan Japon şirketlerini yurt dışından gelen bileşenler ve ham maddelere giderek daha fazla ödeme yapmak zorunda bırakıyor. Bu da Japonya Maliye Bakanlığı ve BoJ üzerinde baskı oluştururken, bazı analistler zayıf yenin memnuniyetle karşılandığı günlerin geride kaldığına işaret ediyor.

 

Bu durum Japonya'da enflasyonun hedefi aşması ve dünyanın en büyük üçüncü ekonomisinin zarar görmesi riskini de taşıyor.

 

Güney Kore ve Çin'in ekonomi yöneticileri de başta Japon yeni olmak üzere döviz piyasasındaki oynaklığın artmasının yakın vadede bölgesel büyüme beklentilerini etkileyebilecek risk faktörlerinden biri olduğu konusunda uyarılarda bulunurken, döviz piyasasında aktif işlem yapan yatırımcılar geçen haftadaki söz konusu olası müdahaleden sonra bu hafta daha fazla dalgalanma yaşanması ihtimaline karşı tetikte bekliyor.

06 Mayıs 2024 Pazartesi

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma