tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç:

- "Kredilerde son aylarda yaşanan artış, ekonomiyi canlandırdı. Şimdi kredilerin, daha çok ve ağırlıkla üretime ve yatırıma yönelmesi, ekonomimizin geleceği için bize güven verecektir"

- "Ticaret savaşları bitmeyecek, devam edecek. Öte yandan Avrupa Birliği'nde büyüme de bu sene daha iyi olacak. Bu ikisini iyi değerlendirebilirsek, ihracat hanemize 'büyük bir artış' yazabiliriz"

- "Ekonominin 2019'da yeniden büyüme patikasına girmesi ile yetinmemeliyiz. Yakaladığımız bu yeni büyüme ivmesini, iyi ve akıllıca kullanmalıyız"

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Kredilerde son aylarda yaşanan artış, ekonomiyi canlandırdı. Şimdi kredilerin, daha çok ve ağırlıkla, üretime ve yatırıma yönelmesi, ekonomimizin geleceği için bize güven verecektir." dedi.

Avdagiç, aralık ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, 2019'da dünya ekonomisinde büyümenin yüzde 3 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatarak, bu oranın son 10 yılın en düşük büyüme hızı olduğunu söyledi.

Gelecek yıl gerçekleşecek ABD seçimlerinin ekonomiyi de politikayı da etkileyeceğini işaret eden Avdagiç, "Kasımda yapılacak ABD seçimleri büyük ölçüde ekonomiye dayalı gelişecek. Bu çerçevede, Amerikan faizleri, uzunca bir süre, en azından yatay kalacak. Hatta 2020'de, ABD'de faizlerin daha da düşürülmesi mümkün." ifadelerini kullandı.

Avdagiç, bu durumun Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine sonuçlar vereceğine değinerek, şöyle konuştu:

"Gelişmiş ülkelere göre halen yüzde 50'nin, gelişmekte olan ülkelere göre ise yüzde 40'ın üzerinde iskontolu olan Türkiye varlıklarının cazibesini artırıyor. İkinci olarak dünya ekonomisini olumsuz yönde etkileyen ABD-Çin ticaret savaşlarının bir süreliğine de olsa hız kaybedeceğini söyleyebiliriz. Bir başka ifadeyle bu konu, ABD seçimlerine kadar gündemi çok fazla meşgul etmeyecek gibi. Dolayısıyla bu durum, dünya ekonomisi için önemli bir fırsat penceresi açabilir."

Ağustos 2018'den itibaren Türk ekonomisine karşı başlatılan kıskaç operasyonu anlatan Avdagiç, söz konusu operasyonun ardından reel sektörde gerileme yaşandığını hatırlattı.

Avdagiç, gelişmelerden istihdamın da etkilendiğini vurgulayarak, hükümetin aldığı çeşitli tedbirlerle, bu sarmal ve itilmeye çalışılan kaotik ortamın bertaraf edilmeye çalışıldığını söyledi.

"SON ÇEYREĞİ CİDDİ BİR BÜYÜMEYLE KAPATACAĞIZ"

Şekib Avdagiç, 2018'in son çeyreğinde başlayıp, 2019'un üçüncü çeyreğinde sonlanan üç çeyreklik daralma döneminin yaşandığını belirterek, şunları kaydetti:
"3. çeyrekten itibaren Türkiye ekonomisi, yüzde 0,9 büyüyerek yeniden büyüme patikasına girdi. Bunu sürdürmemiz gerekiyor. Yeni Ekonomi Programımızda (YEP) hedeflendiği gibi 2019'da yıllık yüzde 0.5 büyümeyi yakalamamız bizim için çok önemli. Bunun için de son çeyrekte yüzde 4.5 büyümeye ulaşmamız gerekiyor. İnanıyorum ki, Türkiye ekonomisi bu büyüme trendini sürdürüp son çeyreği de ciddi bir büyümeyle kapatacak. Zaten veriler de bu yönde.

2020'nin dört çeyreğinin 4'ünde de mevcut ekonomik performansımız sayesinde pozitif büyüme yaşamayı bekliyoruz. Yıllık büyüme oranında, YEP hedeflendiği gibi yüzde 5 büyümeyi yakalamamız hiç şaşırtıcı olmayacaktır."

Avdagiç, Türkiye'ye kök söktüren uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisine ilişkin 2020 tahminlerini yukarıya revize ederek en az yüzde 3'lük büyümeye işaret ettiğini aktararak, "2019'da küresel ekonomik konjonktürün, yıl içinde zamanla Türkiye'nin lehine döndüğünü görüyoruz. ABD ve Avrupa'da merkez bankaları parasal genişlemeye geçtiler. Bu da bize olumlu yansıdı. Eğer bu parasal genişleme olmasaydı, TL'de ciddi değer kaybı olabilirdi. Dolayısıyla küresel faiz gerilemesi, Türkiye'nin bu süreçten daha kolay geçmesini sağladı." diye konuştu.

Ekonomi otoritelerinin, gelecek yılda da küresel faizlerde ciddi bir gerileme de yükseliş de beklenmediğinden bahseden Avdagiç, bu durumun Türkiye'ye dış kaynaklı yeni bir baskı gelmeyeceğine işaret ettiğini belirtti.

"KREDİLERİN DAHA ÇOK VE AĞIRLIKLA ÜRETİME YÖNELMESİ BİZE GÜVEN VERECEKTİR"

İTO Başkanı Avdagiç, ekonomik büyüme ile tam istihdam arasındaki bağın önemini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Tam istihdam, tüm ekonomik faktörlerin verimli bir şekilde kullanılmasını tanımlamak için kullanılır. Yani sermayenin, toprağın ve emeğin. Ama bunun simgesel ifadesi emektir. Çünkü emekten büyümenin izini sürebilirsiniz. Bu yüzden, istihdam bizim her zaman en yakın takibe aldığımız bir faktördür. Bu gerçeğin farkında olan hükümetimiz, 2018'den itibaren istihdam seferberliği başlattı, istihdamı özendirici tedbirler aldı. Dolayısıyla, istihdamı kabul edilebilir bir düzeyde tutmaya gayret etti. Beklentimiz, 2020'de işsizlikte gerileme olması yönünde. Temennimiz ise istihdam hedefinde hem 2019, hem de 2020'de Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin tutturulmasıdır."

Kredilerde son aylarda yaşanan artışın ekonomiyi canlandıran bir unsur olduğunu belirten Avdagiç, "Şimdi kredilerin, daha çok ve ağırlıkla, üretime ve yatırıma yönelmesi, ekonomimizin geleceği için bize güven verecektir. Bu yüzden Hükümetimizden 2020 yılında yatırıma ve üretime yönelik kredileri, uygun faiz oranlarıyla, artırmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Avdagiç, tüm ekonomik badirelerin ve krizlerin tek reçetesinin "ihracat" olduğunu vurgulayarak, 2020'de de ihracattan vazgeçilmeden yola devam edilmesi gerektiğini anlattı.

Ticaret savaşlarının bitmediğinin altını çizen Avdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ticaret savaşları bitmeyecek, devam edecek. Öte yandan Avrupa Birliği'nde büyüme de bu sene daha iyi olacak. Bu ikisini iyi değerlendirebilirsek, ihracat hanemize 'büyük bir artış' yazabiliriz. İthalat noktasında da gerekli önlemleri almaktan çekinmemeliyiz. Bizim ülkemiz, hiçbir ülkenin pazarı değildir, biz ithalatı üretimimizin destekleyicisi olarak düşünmeliyiz. Elbette yerli sanayimizi koruyacak önlemleri de tereddütsüz almalıyız. Aksi takdirde ekonomik iyileşmemiz, başka ülkelerin ekonomik üretimlerini canlandırmaya yarar hale gelir. Sonuçta ihracat ve ithalat rakamlarında biz YEP'te ortaya konan hedeflere yakın rakamların gerçekleşmesini bekliyoruz. Çünkü hükümet, bu konuda oldukça kararlı, rakamları farklılaştıracak bir gelişme gördüğünde anında müdahale etmekten çekinmiyor. Bizce de çok iyi yapıyor."

"YÜZDE 5 BÜYÜMEYİ TEMİN ETMEK İÇİN İTİCİ GÜCÜMÜZ ÜRETİMDİR"

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye'nin hükümet ve özel sektör olarak büyüme ve gelişme hikayesini birlikte yazacağını vurgulayarak, "Türkiye, her sene yüzde 5'in üzerinde bir büyüme sağlamak zorundadır. 2020 yılında da yüzde 5 büyümeyi temin etmek için itici gücümüz, tüketimden ziyade üretimdir, yatırımlardır. Bunu başarmak zorundayız. Sadece tüketimde kalırsak, başkasının ürettiklerini tüketen büyük bir piyasa oluruz. Büyüme hedeflerimizi tutturamayız. Bu durumda da bütçe hedeflerimiz tutmaz." diye konuştu.

Türkiye olarak, ekonominin 2019’da yeniden büyüme patikasına girmesi ile yetinilmemesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, yakalanan bu yeni büyüme ivmesinin iyi ve akıllıca kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi.

13 Aralık 2019 Cuma

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "çok kazanan ancak az vergi veren" mükelleflere yönelik incelemeleri kapsamında lüks yat ve tekne satışlarını takibe alırken, bu kapsamda 2021-2023 yıllarındaki satışlardan 1,4 milyar liralık vergi kaybı saptadı.


Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, yüksek gelir elde eden, lüks tüketimde bulunan ancak buna uygun vergi ödemeyen mükellefleri yakından izliyor.


Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında turizm bölgelerindeki lüks harcamaları yakından takip eden Gelir İdaresi, özel yat ve tekne satışlarını inceleme altına aldı.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından elde edilen verilerle uluslararası bilgi değişimi kapsamında elde edilen bilgileri kendi verileriyle çapraz kontrole tabi tutan Başkanlık, 2021-2023 yıllarındaki satışların büyük kısmında yüksek miktarda vergi kaybı tespit etti. Riskli mükelleflere odaklanan Başkanlık, söz konusu 3 yılda 45 binin üzerinde özel tekne ve yat satışı yapıldığını belirledi.


Söz konusu lüks taşıtların sigorta verileriyle kasko değerlerini de inceleyen Başkanlık, yaptığı bu analizlerle yürüttüğü saha çalışmalarıyla satışların gerçek bedelle beyanlara yansımadığını saptadı.


Analizlerde 15 bin gerçek kişi ve 1527 şirketin özel tekne ve yat satışlarında beyan edilen satış bedeliyle gerçek satış fiyatı arasında büyük fark bulundu. Bu mükelleflerin para transferleri inceleme altına alınırken, ilk tespitlere göre 1,4 milyar liralık kayıt dışı hasılat tespit edildi.


Bu arada, Gelir Vergisi Kanunu'na göre, gemi ve yat gibi taşıtların 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artışı kazancı sayılıyor. Yat ve tekneleri aldıkları tarihten başlayarak 5 yıl içinde elden çıkaranların alış maliyetleri ve satış bedeli arasında oluşan fark üzerinden vergilendirme yapılıyor. Bu satışların ticari kazanç sayılması durumunda ise hem gelir veya kurumlar vergisi hem de satış bedeli üzerinden ayrıca KDV alınması gerekiyor.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Çok kazanan ancak az vergi verenlerin kapısını çalmaya devam ediyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sektör sektör genişliyor. İncelemeler sonucunda, satış bedellerini düşük gösterenlerden gerekli vergi ve cezalar talep edilecek." dedi.


Gelir İdaresince bu alanda yapılan çalışmalara devam edileceğini ve yeni denetim yöntemlerinin de devreye alınacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:


"Kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabeti ve vergi kaybını gidermek için sektörel saha denetimlerimizi yoğun şekilde sürdürüyoruz. Vergilendirilmeyen kazançla çok harcayanları, lüks harcama yapan ancak vergi matrahını düşük gösterenleri yakından izlemeyi sürdüreceğiz. Kayıt dışı kazançların peşindeyiz. Vergide adaleti ve etkinliği artırmak amacıyla kayıt dışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor."


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #Maliye Bakanlığı

İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Hollanda Merkez Bankası (DNB) Başkanı Klaas Knot ile bir araya geldi.


İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde dün düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


TCMB idare merkezindeki etkinliğe, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands da katıldı.


TCMB Başkanı Karahan ve DNB Başkanı Knot, para politikaları ve ekonomik görünüme ilişkin sunum yaptı.


Etkinlikte daha sonra iki merkez bankası başkanının katılımıyla "100 Yıllık Dostluk: Vissering'in Türkiye Yolculuğu" sergisinin açılışı gerçekleştirildi.


Sergi, 1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering'in Türkiye'deki çalışmalarına dair arşiv belgelerini içeriyor. Vissering, bu çalışmaları sonucu Türkiye'de merkez bankası kurulmasına yönelik bir tavsiyede bulunmuştu.


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #TCMB #Hollanda