tatil-sepeti

“İstihdam seferberliğinde İstanbul’un tamamı için yeni istihdam rakamları çeşitli kurumlardan bize gelmeye başladı. Ocakta 50 binden fazla artı istihdam sağlandı.”

“Şubatta bu ivmenin devam edeceğini düşünüyoruz. Bize gelen bilgilere göre, şubattaki yeni işe alımlarla birlikte iki aylık ilave istihdam 100 binin üzerine çıkacak.”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, istihdam seferberliği kapsamında İTO üyelerinin iki ayda 100 binin üzerinde yeni istihdam oluşturmasının beklendiğini bildirdi.
Çağlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istihdam seferberliği çağrısının ilk ayında İTO Meclis ve Meslek Komitesi üyesi 294 firmanın, 2 bin 326 kişiyi işe aldığını söyledi.

İVME DEVAM EDECEK

İstihdam seferberliğinde İstanbul’un tamamı için de yeni istihdam rakamlarının çeşitli kurumlardan kendilerine gelmeye başladığını ifade eden Çağlar, ocakta 50 binden fazla yeni istihdam sağlandığını kaydetti.

Çağlar, şubatta ise bu ivmenin devam edeceğini düşündüklerini belirterek, “Bize gelen bilgilere göre, şubattaki yeni işe alımlarla birlikte 2 aylık ilave istihdam 100 bin kişinin üzerine çıkacak” dedi.

KOLLARI SIVAMA ZAMANI

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 7 Şubat’ta düzenlenen Türkiye Ekonomi Şurası’na katılarak istihdam seferberliği başlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeniden kolları sıvama zamanı. Bugün burada, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin tüm üyeleri nezdinde yeni bir istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bu defa inşallah, 2010-2011 yılındaki rekoru da geride bırakacak bir sonuç elde edeceğiz, ben buna inanıyorum” demişti.

KARŞILIK BULDU

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı istihdam seferberliği kısa süre içerisinde iş dünyasında karşılık buldu. Erdoğan’ın çağrısının ardından iş dünyası ve sivil toplum örgütleri istihdam seferberliğine destek için kolları sıvadı. Ülkenin dört bir yanındaki STK’lar tarafından ilave istihdama ilişkin açıklamalar geldi.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise 5 Mart Pazar günü Son Ekonomik Gelişmeler Işığında Hatay Buluşması Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, istihdam seferberliğine ilişkin, “Siz istihdam ediyorsunuz, devlet de mali ve vergisel yüklerin ödemesini gerçekleştiriyor. Yeni başlamasına rağmen şu an 230 binin üzerinde bu kapsamda istihdam gerçekleştirilmiş. Çarkların döndürülmesine katkı sağlayacak yakıt olarak ekonomiyi döndürecekler. 15-20 günden beri kıpırdama başladı” ifadelerini kullanmıştı.

MECLİS VE KOMİTE ÜYELERİ ÖNCÜLÜK EDİYOR

İTO’nun dalga dalga yayılan istihdam atağına Meclis ve Meslek Komitesi üyeleri öncülük etti. İstihdam seferberliği çağrısının ilk ayında, Oda Meclis ve Meslek Komitesi üyeleri 2 bin 326 kişiye yeni istihdam sağlayarak, gelecek birkaç ay içinde 12 bin 918 kişiyi işe alacaklarının sözünü verdi. İTO Başkanı Çağlar, “Bu rakam şu anlık sadece 294 firmamızın ortaya koyduğu istihdam sözüdür. 400 bin üyemizi düşündüğümüzde, istihdama yapacağımız katkının boyutları anlaşılacaktır” dedi.

İstanbul Ticaret Odası Meclis ve Meslek Komitesi üyeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istihdam seferberliği çağrısının ilk ayında 2 bin 326 kişiyi işe alırken, birkaç ay içerisinde ise yaklaşık 13 bin yeni istihdam sözü verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işsizlik rakamlarını düşürmek için 7 Şubat’ta iş dünyasına yaptığı istihdam seferberliği davetinin birinci ayı geçtiğimiz hafta dolarken, seferberliğin öncülüğünü üstlenen İTO, sağlanan istihdama ilişkin ilk veriyi açıkladı.

İLK GÜZEL NETİCE

İTO’nun yaptığı araştırmaya göre, 7 Şubat-7 Mart’ta sadece Meclis ve Meslek Komitesi üyeleri 2 bin 326 kişiye yeni istihdam sağladı.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, istihdam çağrısının ilk güzel neticesini 400 bin İTO üyesini temsil eden Meclis ve Meslek Komitesi üyelerinden aldıklarını ifade etti.

Araştırmalarına şu ana kadar yanıt veren 294 Meclis ve Komite üyesinin, seferberlik çağrısı kapsamında şirketlerinde 2 bin 326 kişiyi istihdam ettiklerini bildirdiğini aktaran Çağlar, bu üyelerin gelecek birkaç ay içinde ise 12 bin 918 kişiyi işe alacaklarının sözünü verdiğini kaydetti.

Çağlar, “Bu rakam şu anlık sadece 294 firmamızın ortaya koyduğu istihdam sözüdür. 400 bin üyemizi düşündüğümüzde, istihdama yapacağımız katkının boyutları anlaşılacaktır. Oda olarak üyelerimizin bu katkısını Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerinden düzenli olarak takip edeceğiz” dedi.

10 Mart 2017 Cuma

Etiketler : Gündem

Bu yıl üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülke olan Türkiye'nin, S&P Global Ratings'ten kasımdaki değerlendirmede yeni bir not artışı daha alması bekleniyor.


 

Türkiye'nin makroekonomi politikalarındaki değişimin ardından, Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Ratings, ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. Fitch Türkiye'nin notu son değerlendirmesinde "BB-"ye, Moody's iki basamak artışla "B3"ten "B1"e ve S&P Global Ratings de "B"den "B+"ya yükseltti.

 

Söz konusu kuruluşlardan S&P Global Ratings'in, 1 Kasım'da Türkiye'ye ilişkin bu yılki ikinci değerlendirmesini açıklaması bekleniyor.

 

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım'daki değerlendirmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi.

 

Cari açığın da çok hızlı şekilde daraldığını ve bu yıl için cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'inin biraz üzerinde seyretmesini beklediklerini ifade eden Gill, Brent petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin, cari açıktaki daralmaya katkı sunduğunu aktardı.

 

Gill, Türkiye'nin net altın ithalatındaki düşüşün de cari açığın azalmasına olumlu yansıdığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, net altın ithalatının azalmasının yanı sıra Türk lirası mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, altın gibi riskten korunma ürünlerinin hane halkı ve firmalar için daha az cazip hale geldiğini anlattı.

 

Kredi notu kararlarında net rezerv seviyeleri ve cari açıktaki pozitif eğilim başta olmak üzere birçok göstergeyi dikkate aldıklarını vurgulayan Gill, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim için önemli sorulardan biri Türkiye'de kamu maliyesinin yönünün ne olacağı. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor, bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir. Bahsettiğim gibi not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge var. Türkiye'deki ekonomi politikası değişiminin bir yıllık bir düzeltme değil, ekonomiyi enflasyondan arındırmak için çok yıllık bir süreç olduğu göz önüne alındığında, kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Bunu bir yıldan fazladır sürdürüyorlar ve ancak ana senaryomuza ilişkin 'tasarruf yorgunluğu' riskleri de mevcut. Pozitif bir görünüme sahip olduğunda, (Türkiye için kasımda) not artışı mümkün. Net rezervlerdeki iyileşme ve cari açığın hızlı şekilde daralması çok önemli. Not artışı kararı büyük ölçüde bu iki faktöre bağlı diyebiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin enerji ve altın ithalatındaki gerileme de çok önemli gelişme. Bu arada, not kararı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasına da bakacağız."

 

YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 43, 2025 İÇİN YÜZDE 23

 

Frank Gill, Türkiye'ye ilişkin enflasyon beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'de yıllık manşet enflasyonun yüzde 52 ile hala oldukça yüksek seviyede bulunduğunu ve enflasyonu düşürmenin zaman aldığını vurguladı.

 

Çok yüksek kalmaya devam eden hizmet enflasyonuna karşın gıda enflasyonunun hafiflediğini aktaran Gill, "Enflasyonu düşürmek muhtemelen birkaç yıl alacak. Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun 2027'ye kadar tek haneli rakamlara düşeceğini öngörmüyoruz. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde. 2027 sonunda enflasyonun yüzde 10'un altına gerileyeceğini öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gill, yavaş gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağının Türk lirasının dolar ve avro karşısında "çok az değer kaybetmesinin sürdürülmesi" olduğunu belirterek, "Gelecek yıl Türk lirasının enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

TCMB, KASIMDA "TEMKİNLİ GEVŞEME" BAŞLATABİLİR

 

TCMB'nin para politikası kararlarını yakından izlediklerini söyleyen Gill, manşet enflasyonun yüzde 50'nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Bankanın para politikasını çok erken gevşetmesinin bir risk olduğunu dile getirdi.

 

Gill, "Bizim temel senaryomuz Merkez Bankasının yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu muhtemelen kasımda olabilir ancak buradaki 'temkinli yaklaşımı' vurgulamak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

 

TCMB'nin politika faizinin bu yıl sonunda manşet enflasyonun üzerinde olacağını öngördüklerini ifade eden Gill, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42-43 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle politika faizinin kesinlikle yüzde 45'in altına inmesini beklemiyoruz." diye konuştu.

 

Gill, özellikle 2025'in mali konsolidasyon açısından önemli olduğunu ve Orta Vadeli Program'da iddialı mali sıkılaşma tedbirlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Mali sıkılaşmanın büyük bir kısmı 2025'te devreye girecek. Bu nedenle ilk olarak iddialı mali hedefler ve ayrıca talepteki yavaşlama nedeniyle 2025 biraz zor olabilir. Bu yüzden, önümüzdeki yıl politika yapıcıların yeniden dengeleme programına bağlı kalıp kalmayacaklarının gerçekten test edilebileceğini düşünüyoruz." görüşünü paylaştı.

 

"RESESYON ÖNGÖRMÜYORUZ"

 

Gill, Türkiye'de tüketici talebinin yavaşlamaya başladığını belirterek, "Bu yıl yüzde 3,6 ekonomik büyüme bekliyoruz, büyümenin gelecek yıl yüzde 2 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak biz Türkiye'de bir resesyon beklemiyoruz. 2025'teki yavaşlamanın ardından, 2026'da yüzde 3'e ulaşan bir toparlanma öngörüyoruz. Türkiye ekonomisinde 2019'daki gibi keskin bir yavaşlama olabilir ancak herhangi bir takvim yılı için negatif bir büyüme beklemiyoruz." öngörüsünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin oldukça güçlü, çeşitli ve açık bir ekonomisi olduğunu kaydeden Gill, özel sektörün dirençli olduğunu belirtti.

 

Gill, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının birçok avantaj sağladığına işaret ederek, "Türkiye, özellikle ekonomik açıklık açısından diğer gelişmekte olan ülkeler olan Arjantin ve hatta Brezilya'nın sahip olmadığı avantajlara sahip, özellikle ekonomik açıklık noktasında. Bu da iç talep zayıfsa şirketlerin ihracata odaklanabileceği anlamına geliyor." dedi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : NotArtışı derecelendirme kredi

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğunu bildirdi.


 

Genel Müdürlükten yapılan açıklamada, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğu, bu tarihten sonra eski sürücü belgelerinin geçersiz olacağı ve değiştirilmesinin normal harç tarifesi üzerinden yapılacağı belirtildi.

 

Tüm nüfus müdürlüklerinden gerçekleştirilebilecek sürücü belgesi başvurusu için sağlık raporu, bir adet biyometrik fotoğraf ve 15 lira yenileme ücreti istendiği ifade edildi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : ehliyet nüfus