tatil-sepeti

İTO Başkanı Şekib Avdagiç:

- "Dizi-film yapımcılarımız ihracatta iyi bir başarı elde etti. Artık onları global marka olmaya yönlendirmeliyiz. Bu potansiyelleri var. Dizilerdeki başarımızı, global marka olarak taçlandıralım"

- "Sektör yaklaşık 300 milyon dolar ihracatla ABD'nin ardından ikinci sırada yer alıyor. 156 ülkeye ulaşan Türk dizileri sayesinde Türkiye'nin kültürel ve turistik alanları tanıtılıyor, gastronomi turizmi canlanıyor"

- "Dizilerde buzlama yaparak, global düzeyde öne çıkabilecek sektörlerimizi de bir bakıma dondurmuş oluyoruz. Hem de dizi ve sinema sektörümüzü önemli bir kaynaktan mahrum bırakmış oluyoruz"

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, dizi-film yapımcılarının ihracatta iyi bir başarı elde ettiklerini belirterek, "Artık onları global marka olmaya yönlendirmeliyiz. Bu potansiyelleri var. Dizilerdeki başarımızı, global marka olarak taçlandıralım." dedi.

Dizi, film, içerik, TV ve yapım sektörünün en prestijli fuarı MIPCOM, Fransa'nın Cannes kentinde kapılarını ziyaretçilere açtı. 14-17 Ekim'de açık kalacak fuara yaklaşık 5 bin TV ve dijital içerik alıcısı katılıyor.

Fuarda mobil telefonlara uygun içerikten, 248 inç büyüklüğünde 8K ekrana uygun filmlere kadar geniş bir yelpazede dizi film, belgesel gibi yapımlar ile yarışma formatları yer alıyor. 110 ülkeden 13 bin 800 kişinin katılması beklenen MIPCOM 2019'un bu yılki milli katılım organizasyonunu ise İTO yapıyor.

Fuar kapsamında İTO Başkanı Şekib Avdagiç, İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay ve İTO Genel Sekreteri Nihat Alayoğlu basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Avdagiç, burada yaptığı açıklamada, fuara Türkiye'den milli katılımla 14, bireysel bazda 8 olmak üzere toplam 22 firmanın katıldığını söyledi.

İştirakçi firmalara, İTO olarak fuar bedelinin yüzde 40'ı kadar sübvanse sağladıklarını, kalan kısmın yüzde 70'ini de Ticaret Bakanlığı'nın karşıladığını aktaran Avdagiç, "Toplamda bütçelerinin yüzde 80-85'i bakanlık ve İTO tarafından sağlanmış oluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü de fuara destek sağlıyor." diye konuştu.

Avdagiç, İTO olarak 2011'den beri katıldıkları fuarın küresel içerik endüstrisini şekillendiren bir platform olduğuna dikkati çekti.

Cep telefonundan, sinema salonlarına kadar her türlü platformda içeriğin MIPCOM'da küresel alıcılara sunulduğunu anlatan Avdagiç, "Firmalarımız, gerek İTO'nun milli katılım bölümünde gerekse bireysel katılım stantlarında, özgün içeriklerimizi dünyanın önde gelen profesyonellerine başarıyla tanıtıyor. Firmalarımız, gurur veren ortak yapım anlaşmalarına da imza atıyor." dedi.

ABD'NİN ARDINDAN İKİNCİYİZ

İTO Başkanı Avdagiç, Türk dizilerinin Arap ülkeleri, Rusça konuşan bölgeler ve Güney Amerika ülkelerinde çok izlendiğini belirterek, "Dizi-film yapımcılarımız satışta iyi bir başarı elde etti. Artık onları global marka olmaya yönlendirmeliyiz. Bu potansiyelleri var. Dizilerde başarımızı, global marka olmakla taçlandıralım." ifadelerini kullandı.

Gelişen mobil cihazlara karşın TV ekranlarının hala çok güçlü bir mecra olduğunu dile getiren Avdagiç, 94 ülkede yapılan bir araştırmaya göre bir günde ortalama TV izleme süresinin 2 saat 55 dakikayı bulduğu bilgisini verdi.

Avdagiç, Türk yapımlarının ulusal sınırları aşarak birçok ülkede alıcı bulmayı başardığını vurgulayarak, kesin rakamlara ulaşılamasa da sektörün yaklaşık 300 milyon dolar ihracatla ABD'nin ardından ikinci sırada yer aldığını bildirdi.

156 ülkeye ulaşan Türk dizileri sayesinde Türkiye'nin kültürel ve turistik alanlarının tanıtıldığını, gastronomi turizminin canlandığını belirten Avdagiç, şunları söyledi:
"Primetime denilen en değerli saat aralığında, en fazla ulusal dizi izlenen iki ülke Türkiye ve ABD. Türk dizilerinin ABD’deki yayılmasının bir örneğine geçtiğimiz ay şahit olduk. Türk dizisi hayranı Amerikalı bir grup Türkiye'yi ziyaret etti, oyuncularla buluştu, tarihi ve kültürel yerleri ziyaret etti. Aralarında Türk dizileri sayesinde Türkçe öğrenmeye başladığını söyleyenler bile oldu. Bu Türk dizilerinin bıraktığı etkiye güzel bir örnektir."

SEKTÖRLERİMİZİ DONDURMUŞ OLUYORUZ

Şekib Avdagiç, film ve dizilerdeki ticari markaları buzlama uygulamasının kalkması gerektiğini kaydederek, "Dünyadaki izleyici, reklamı yapılan ürünü görecek ki, satın almak istesin. Bu çağda dizilerde görünen ticari markaları mozaiklemenin faydası da anlamı da yok. Dizilerde buzlama yaparak, global düzeyde öne çıkabilecek sektörlerimizi de bir bakıma 'dondurmuş' oluyoruz. Hem de dizi ve sinema sektörümüzü önemli bir kaynaktan mahrum bırakmış oluyoruz." diye konuştu.
Bu yıl fuarda düzenlenecek konferansların ana temasının "streaming hücumu" olduğunu anımsatan Avdagiç, Türkiye'nin çok başarılı olduğu TV dizileri, filmler ve animasyon film üretiminin yanı sıra "streaming"e dayalı global dağıtım iş modellerinde de bir atılıma ihtiyacı olduğunu söyledi.

Avdagiç, dizilerin global platformlarda yer almasını önemine ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Açık kanallara yapılan dizi satışlarıyla birlikte bundan böyle 'kaçı Amazon Prime, Netflix, iTunes gibi global platformlarda yer almıştır?' sorusunu da kendimize sormalıyız. Doğru ürünlerle, yapımlarla Netflix gibi global platformlarda sağlam bir yer edinmemiz gerekiyor. BluTV ve PuhuTV gibi kendi dijital kanallarımıza ve benzeri çıkacak girişimlere destek olmalıyız. Rekabet edebilmelerini sağlamalıyız. Öte yandan çok önemli bir konu var ki, o da çok değerli yapımlara imza atan yapımcılarımız ve bunları yayınlayan kanallarımız. Türk dizilerini dünyada asıl meşhur eden ‘açık kanalları’ da kesinlikle ihmal edemeyiz. Netflix, Amazon Prime gibi dağıtım modelleri elbette çok önemli ama ekonomik değeri 'açık kanallar' kadar değil. Global platformlarda dizinin ikinci, üçüncü el haklarını alamıyorsunuz."

VİDEO İZLEMEDE SVOD VE AVOD DEVRİMİ

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, "TV içeriğinde bu yıl tam anlamıyla bir ‘streaming hücumu (internet üzerinden kesintisiz video izleme)' yaşanıyor. Video dünyası inanılmaz bir hızda değişirken, video izlemede ‘streaming’in yükselişine eşlik ediyoruz." dedi.

Streaming çağında videolara erişim için "SVoD", "AVoD" ve "TVoD" modellerinin öne çıktığını anlatan Avdagiç, şöyle devam etti:

"Video izleme alışkanlıkları ve iş modelleri değişiyor. Talebe bağlı video izleme (video on demand) modelleri olan SVoD ve AVoD adeta bir devrim şeklinde evlerimize girdi. Netflix gibi aylık bir ücret karşılığında video ve içerik izleyebildiğiniz SVoD (Subscription video on demand) servisi, Youtube gibi reklamla desteklenen AVoD (Advertising video on demand) ve izlediğin kadar ödemeyi TVoD (Transactional video on demand) izleme alışkanlıkları ve iş modelleri değişiyor. SVoD ve AVoD diye tabir edilen talebe bağlı video izleme modelleri, TV içeriğinde global dağıtım modellerini adeta çalkalıyor. Burada biz de daha etkin yer almalıyız."
Avdagiç, Türk dizi, film, içerik, TV ve yapım sektörünün uluslararası alanda kazandığı başarı grafiğine uygun olarak İTO'nun ilgili sektör fuarlarına katılımının da önemli bir şekilde artış kaydettiğine dikkati çekerek, "Yumuşak güç diye tabir edilen içerik sektörümüzü tüm zenginliğiyle yurt dışı profesyonellere ifade edebilmek adına Natpe Miami, MIPTV, MIPCOM ve ATF Singapur fuarlarına firmalarımızın katılımını gerçekleştiriyoruz." şeklinde konuştu.

FUARA KATILAN TÜRK FİRMALAR

MIPCOM 2019'da milli katılımla yer alan firmalar şu şekilde:

"Altınsay Filmişleri Yapım, Atlas Küresel Medya, Dazero Girişimcilik, Ezel Yapım, Fauna Prodüksiyon, Hacıyatmaz Film Prodüksiyon, Kalavara Film Yapım, Mavi Baykuş Film Stüdyosu ve Yapımcılık, Match Point Telif Hakları, Saran Uluslararası Filmcilik, Semerkand Radyo ve TV, Sera Filmcilik, Siyahmartı Reklam ve Film Yapım, Stellar Yapım."

MIPCOM'a bireysel katılan Türk firmaları ise "TRT/Mistco, ATV, Calinos Entertainment, Global Agency, Intermedya, Kanal D, Madd, Raya Group." olarak sıralandı.

14 Ekim 2019 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünya sıralamasında 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada yer aldığını açıkladı. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Bakan Yumaklı, gıda güvenliği konusunda yapılan denetimlerin aralıksız sürdüğünü belirterek, "Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." dedi.

Tarımda teknolojinin önemine değinen Yumaklı, Türkiye'nin sadece elma üretiminde değil, bu alanda kullanılan teknolojilerin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde de önemli bir aşama kaydettiğini ifade etti. Ayrıca, tarımsal üretimin pazarlama ayağının önemine vurgu yaparak, üretimin planlanması, sözleşmeli üretim modelleri ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması gibi konularda çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Yumaklı, tarımsal üretimde 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modelinin, üretici ve tüketiciye büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Bu modelle, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılacağını ve hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri üretiminde 2028'e kadar olan hedeflerin belirlendiğini kaydetti.

Kent tarımı uygulamalarına da değinen Yumaklı, büyük şehirlerin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şehir çeperlerinde tarımsal üretimin desteklendiğini ve organize tarım bölgelerinin oluşturulduğunu belirtti. Bu kapsamda, 42 ilde 61 organize tarım bölgesinin belirlendiğini ve bunlardan 6'sında üretimin başladığını ifade etti.

Bakan Yumaklı, Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye'nin tohumculukta dünyada öncü bir ülke haline geldiğini ve bu alandaki başarının ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Türkiye'nin kendi topraklarında ürettiği tohumların dünya çapında 117 ülkeye ihraç edildiğini belirten Yumaklı, bu başarıyı daha da ileri taşımak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde değişiklik yaptı.







SPK'nın "III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"i Resmi Gazete'de yayımlandı.


Buna göre, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan, Türkiye'nin sermaye piyasalarında da giderek önem kazanan ve hızla büyümeye devam eden girişim sermayesi yatırım fonlarına yapılan yatırımların artırılabilmesi amacıyla ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar ile girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni yatırım araçlarının yaygınlaştırılmasına yönelik olarak anılan tebliğin muhtelif maddelerinde değişiklik yapıldı.


Yapılan değişiklikler kapsamında, doğrudan yatırım yerine girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF) üzerinden riskin dağıtılarak yatırımın çeşitlendirilebilmesi, daha önce yatırım almış ve yatırım turu kapanmış girişim şirketlerine yatırım yapılabilmesine imkan sağlamak amacıyla fon toplam değerinin en az yüzde 80’i diğer GSYF katılma paylarından oluşacak şekilde GSYF’lerin fon sepeti fonu yapısında ihraç edilebilmesine imkan tanınacak.


Yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla son yıllık veya yatırım yapılan tarihe en yakın tarihli finansal tablolarına göre varlıklarının en az yüzde 51’inin Türkiye’de kurulu bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yatırım yapılmasına olanak sağlanacak.


Girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni finansman araçlarının yaygınlaştırılması amacıyla, ilgili mevzuatta yer alan şartlara uyum sağlanmak kaydıyla, ileri vadede ortak olma hakkı veren sözleşmeler girişim sermayesi yatırımı olarak değerlendirilecek.


Bu kapsamda, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırımın sınırının fon toplam değeri yüzde 10’undan, yüzde 15’e çıkarılacak ve Fon’un tedavüldeki katılma paylarının yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunması halinde bu oran kademeli olarak %100’e kadar artırılabilecek.


Son yıllık finansal tablolarına göre aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketler girişim şirketi olarak değerlendirilmeyecek.


Diğer GSYF’lere fon toplam değerinin en fazla yüzde 25’i, girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si ve GSYF katılma payına sahip yatırımcıların yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere ve ilişkili taraflarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si oranında yatırım yapabilecek.


Tebliğ kapsamında, fon katılma paylarının satış başlangıç tarihinden fon toplam değerinin en az yüzde 80’inin girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmesine kadar geçen sürede ve sonrasında sermaye piyasası araçlarına yapılacak yatırımlarda, yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla Kurulun III-52.1 sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yer alan ihraççı sınırlamalarına uyum sağlanması gerekecek.


Kaynak taahhüdü tutarı, fon katılma paylarının nitelikli yatırımcıya satışına başlandığı tarihi müteakip en geç bir yıl içinde tahsil edilecek.

Tebliğ kapsamında, sektör talepleri dikkate alınarak başvuru süreçlerinin kısaltılabilmesi amacıyla GSYF’ler menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilebilecek.


Fon bilgilendirme dokümanlarının içeriklerinin sadeleştirilirken, bu doğrultuda belirli konulara fon ile katılma payı sahipleri arasında imzalanacak fon ihraç sözleşmesinde yer verilecek.


Tebliğ’e eklenen Geçici Madde 2 ile Tebliğ değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla katılma payı ihraç edilmiş fonlar tarafından yatırımcılar ile fon ihraç sözleşmesi imzalanması gerekliliğinin yerine getirilebilmesi ve fonun ihraç belgesinde yer alması gereken asgari unsurlara uyum sağlanabilmesi için 30 Haziran 2025 tarihine kadar, yeni portföy sınırlamalarına uyum sağlanabilmesi için ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildi.


Söz konusu Tebliğ bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

21 Eylül 2024 Cumartesi