tatil-sepeti

Sahibinden.com'dan yapılan açıklamayla "sahibindex Konut Piyasası Görünümü" raporunun dokuzuncusu yayınlandı.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından sahibinden.com'un ilan verileriyle hazırlanan rapor, İstanbul'da kira fiyatlarında ciddi oranda artış yaşandığını ortaya koydu. Buna ek olarak yazlık konutlarda değer artışları gözlemlendi.

Yazlık konutlarda devam eden talep artışının konutların değerlerini de yükselttiği gözlenirken, rapor, sahibinden.com'un emlak kategorisindeki veri havuzu analiz edilerek elde edilen istatistiki veriler üzerinden, BETAM uzmanlarının yorumlarını içerdi.

Rapora göre ağustosta yıllık cari fiyat (ilan fiyatı) artış hızının geçen ayki tempo kaybından sonra tekrar yükseldiği görüldü.

Temmuzda yüzde 37,9 olan ilan fiyatındaki yıllık artış oranı ağustosta yüzde 38,9 oldu. Böylece, geçen yılın aynı döneminde 3 bin 155 TL olan Türkiye geneli ortalama satılık konut ilan metrekare fiyatı ağustosta 4 bin 382 TL'ye ulaştı.

Ağustos ayında en yüksek ve en düşük yıllık satılık ilan fiyatı değişimlerinin yaşandığı iller şu şekilde:

İller

Ağustos 2020 m2Fiyatı

Ağustos 2021 m2Fiyatı

Satılık Fiyat Değişimi (%)

Türkiye Ortalaması

3.155

4.382

38.9

Aydın

3.407

5.750

68.7

Muğla

6.455

10.357

60.5

Şanlıurfa

1.629

2.500

53.5

Balıkesir

3.090

4.611

49.2

Mersin

2.172

3.192

47.0

Malatya

1.931

2.525

30.8

Manisa

2.481

3.233

30.3

Kayseri

1.944

2.516

29.4

Van

2.031

2.600

28.0

Kocaeli

2.449

3.125

27.6


İSTANBUL'DAKİ KONUT TALEBİNDE GÜÇLÜ ARTIŞ YAŞANDI

Üç büyük ilde hem satılık ilan sayısının (satılık konut arzı) hem de satılan konut sayısının (satılık konut talebi) bir önceki aya göre yükseldiği görüldü.

Bu illerde konut arzı yaklaşık aynı oranda artsa da İstanbul’daki konut talebinde görülen artış diğer illere göre daha belirgin oldu.

Satılık ilan sayısı İstanbul'da yüzde 3,8, Ankara'da yine yüzde 3,8, İzmir'de ise yüzde 3,5 oranında arttı.

Öte yandan satılan konut sayısı bir önceki aya göre İstanbul'da yüzde 28,9 (10 binden 13 bine), Ankara'da yüzde 22,6 (3 bin 678’den 4 bin 509’a), İzmir'de yüzde 23,1 (2 bin 617’den 3 in 223’e) oranında yükseldi.

LÜKS KONUTLAR 2017 EYLÜL'DEN SONRA EN YÜKSEK DEĞERİNE ULAŞARAK REEL DEĞER KAYIPLARINI TELAFİ ETTİLER

Lüks konut fiyatları ağustosta da yükseliş temposunu koruyarak TÜFE'yle arasındaki farkı açmaya devam etti.

Fiyat gelişmeleri incelendiğinde bir önceki aya göre lüks konut ilan fiyatlarında yüzde 3,8, TÜFE’de ise yüzde 1,1 artış görüldü.

Bu verilerle enflasyondan arındırılmış lüks konut fiyatları yeni bir rekor kırarak 2017 Eylül'den sonraki en yüksek değerine ulaştı ve yüzde 13,4 arttı.

Geçen yılın aynı ayına göre cari fiyat gelişmelerine bakıldığında lüks konut fiyatlarındaki artış hızının bir miktar yavaşladığı, ucuz konutlardaki fiyat artış hızının ise biraz yükseldiği görüldü.

Ağustosta cari satış fiyatlarındaki yıllık artış oranı lüks konutlarda yüzde 49,1, ucuz konutlarda ise yüzde 29,7 oldu. Böylece, ortalama satılık metrekare cari fiyatı lüks konutlarda 13 bin 491 TL olurken ucuz konutlarda 2 bin 306 TL oldu.

YAZLIK KONUT AĞIRLIKLI İLÇELERDE FİYATLAR YÜKSELDİ, DATÇA'DA FİYATLAR TÜRKİYE ORTALAMASININ 2,5 KATINA ÇIKTI

Yazlık konut ağırlıklı ilçelerde fiyatlar yükseldi, Datça'da fiyatlar Türkiye ortalamasının 2,5 katına çıktı. Bu ilçelerdeki yıllık fiyat artış oranlarının en düşüğü yüzde 63,1 olup (İzmir, Dikili) en yükseği ise yüzde 105,2 oldu (Muğla, Datça).

Fiyat artışı Datça'da Türkiye ortalamasının 2,5 katı oldu. Dikili'deki artış Türkiye ortalamasının 1,5 katından fazla gerçekleşti.

Bu 26 ilçenin 20'si yazlık konutların çok yüksek yoğunluğa sahip oldukları ilçeler olurken, bu grubun dışında kalan 6 ilçe sırasıyla Samsun 19 Mayıs, Diyarbakır Sur, Gaziantep Oğuzeli, İstanbul’un Şile ve Kadıköy ile İzmir’in Bayındır ilçesi oldu.

İSTANBUL’DA KİRA ARTIŞI DEVAM EDİYOR

Ağustos’ta kiralık ilan metrekare fiyatı yıllık artış oranı üç büyük ilde de yükseldi.

Yıllık kira artış oranı geçen aya göre İstanbul’da 8,4 yüzde puan, Ankara’da 1,8 yüzde puan ve İzmir’de 6,8 yüzde puan arttı.

Yıllık kira artış oranı İstanbul'da yüzde 50,7, Ankara’da yüzde 31,8 ve İzmir’de yüzde 30,9’a ulaştı.

Böylece 2020 Ağustos’ta İstanbul'da 21,1 TL, Ankara'da 11,7 TL ve İzmir'de 16,7 TL olan ortalama kiralık konut ilan metrekare fiyatları, bu illerde sırasıyla 31,8 TL’ye, 15,4 TL’ye ve 21,8 TL’ye yükseldi.

Kiralanan konut sayısının toplam kiralık ilan sayısına oranındaki aylık değişimler incelendiğinde kiralık ilan sayısının sınırlı bir yükseliş gösterdiği, kiralanan konut sayısının ise belirgin bir artış sergilediği görüldü.

Önceki aya göre, kiralık ilan sayısı (kiralık konut arzı) yüzde 0,6 (194 binden 195 bine), kiralanan konut sayısı (kiralık konut talebi) ise yüzde 24,7 (43 binden 54 bine) oranında arttı.

Bu göstergeler kıyaslandığında canlılık endeksindeki yükselişin esas olarak kiralık konut talebindeki artıştan kaynaklandığı görüldü.

Ağustosta yıllık kira artışlarının en yüksek ve en düşük olduğu iller şu şekilde:

İller

Ağustos 2020 m2Fiyatı

Ağustos 2021 m2Fiyatı

Yıllık Cari Kira Artışları (%)

Türkiye Ortalaması

15.5

20.9

34.6

Mersin

11.0

18.0

63.6

Diyarbakır

9.2

14.2

54.5

Kayseri

6.7

10.3

54.3

İstanbul

21.1

31.8

50.7

Tekirdağ

10.0

15.0

50.0

Aydın

13.6

16.7

22.2

Mardin

7.6

9.3

21.4

Ordu

9.0

10.8

21.0

Eskişehir

12.7

14.6

14.3

Van

11.7

12.9

10.5


10 Eylül 2021 Cuma

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, yalan haberlerle kasıtlı şekilde gündem oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek, "Dedikodulara itibar etmeyiniz. Cumhurbaşkanımızın tam destek verdiği programımızı daha da güçlendireceğiz. Hedeflere ulaştığımızda vatandaşlarımızın refahı kalıcı olarak artacak" dedi.


 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bir süredir yalan haberlerle kasıtlı bir şekilde gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Vatandaşlarımızdan istirhamım; üretilen dedikodulara itibar etmeyiniz ve politikalarımız ile ilgili bizden duymadığınız hiçbir haber veya söylentiye lütfen inanmayınız." diye konuştu.

 

Sosyal medya hesabı X'ten açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek şu ifadeleri kullandı:

 

"PROGRAMIMIZI DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ"

 

Bir süredir yalan haberlerle kasıtlı bir şekilde gündem oluşturulmaya çalışılıyor. 

 

Bizim derdimiz memlekete hizmet, gündemimiz yoğun. Bu zor coğrafyada ülkemizin sorunlarını çözmek, potansiyelini ve performansını artırmak için yapacak çok işimiz var.  

 

Enflasyonu düşürmek, cari açığı azaltmak, bütçe disiplini tesis etmek ve yapısal sorunları çözmek konusunda kararlıyız.   

 

Cumhurbaşkanımızın başından beri tam destek verdiği programımızı daha da güçlendireceğiz. 

 

Programımız hedeflerine ulaştığında, vatandaşlarımızın refahı da kalıcı olarak artacaktır.

 

Vatandaşlarımızdan istirhamım; üretilen dedikodulara itibar etmeyiniz ve politikalarımız ile ilgili bizden duymadığınız hiçbir haber veya söylentiye lütfen inanmayınız.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : Hazine Maliye Bakanlığı Mehmet Şimşek

Bu yıl üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülke olan Türkiye'nin, S&P Global Ratings'ten kasımdaki değerlendirmede yeni bir not artışı daha alması bekleniyor.


 

Türkiye'nin makroekonomi politikalarındaki değişimin ardından, Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Ratings, ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. Fitch Türkiye'nin notu son değerlendirmesinde "BB-"ye, Moody's iki basamak artışla "B3"ten "B1"e ve S&P Global Ratings de "B"den "B+"ya yükseltti.

 

Söz konusu kuruluşlardan S&P Global Ratings'in, 1 Kasım'da Türkiye'ye ilişkin bu yılki ikinci değerlendirmesini açıklaması bekleniyor.

 

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım'daki değerlendirmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi.

 

Cari açığın da çok hızlı şekilde daraldığını ve bu yıl için cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'inin biraz üzerinde seyretmesini beklediklerini ifade eden Gill, Brent petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin, cari açıktaki daralmaya katkı sunduğunu aktardı.

 

Gill, Türkiye'nin net altın ithalatındaki düşüşün de cari açığın azalmasına olumlu yansıdığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, net altın ithalatının azalmasının yanı sıra Türk lirası mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, altın gibi riskten korunma ürünlerinin hane halkı ve firmalar için daha az cazip hale geldiğini anlattı.

 

Kredi notu kararlarında net rezerv seviyeleri ve cari açıktaki pozitif eğilim başta olmak üzere birçok göstergeyi dikkate aldıklarını vurgulayan Gill, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim için önemli sorulardan biri Türkiye'de kamu maliyesinin yönünün ne olacağı. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor, bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir. Bahsettiğim gibi not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge var. Türkiye'deki ekonomi politikası değişiminin bir yıllık bir düzeltme değil, ekonomiyi enflasyondan arındırmak için çok yıllık bir süreç olduğu göz önüne alındığında, kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Bunu bir yıldan fazladır sürdürüyorlar ve ancak ana senaryomuza ilişkin 'tasarruf yorgunluğu' riskleri de mevcut. Pozitif bir görünüme sahip olduğunda, (Türkiye için kasımda) not artışı mümkün. Net rezervlerdeki iyileşme ve cari açığın hızlı şekilde daralması çok önemli. Not artışı kararı büyük ölçüde bu iki faktöre bağlı diyebiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin enerji ve altın ithalatındaki gerileme de çok önemli gelişme. Bu arada, not kararı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasına da bakacağız."

 

YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 43, 2025 İÇİN YÜZDE 23

 

Frank Gill, Türkiye'ye ilişkin enflasyon beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'de yıllık manşet enflasyonun yüzde 52 ile hala oldukça yüksek seviyede bulunduğunu ve enflasyonu düşürmenin zaman aldığını vurguladı.

 

Çok yüksek kalmaya devam eden hizmet enflasyonuna karşın gıda enflasyonunun hafiflediğini aktaran Gill, "Enflasyonu düşürmek muhtemelen birkaç yıl alacak. Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun 2027'ye kadar tek haneli rakamlara düşeceğini öngörmüyoruz. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde. 2027 sonunda enflasyonun yüzde 10'un altına gerileyeceğini öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gill, yavaş gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağının Türk lirasının dolar ve avro karşısında "çok az değer kaybetmesinin sürdürülmesi" olduğunu belirterek, "Gelecek yıl Türk lirasının enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

TCMB, KASIMDA "TEMKİNLİ GEVŞEME" BAŞLATABİLİR

 

TCMB'nin para politikası kararlarını yakından izlediklerini söyleyen Gill, manşet enflasyonun yüzde 50'nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Bankanın para politikasını çok erken gevşetmesinin bir risk olduğunu dile getirdi.

 

Gill, "Bizim temel senaryomuz Merkez Bankasının yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu muhtemelen kasımda olabilir ancak buradaki 'temkinli yaklaşımı' vurgulamak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

 

TCMB'nin politika faizinin bu yıl sonunda manşet enflasyonun üzerinde olacağını öngördüklerini ifade eden Gill, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42-43 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle politika faizinin kesinlikle yüzde 45'in altına inmesini beklemiyoruz." diye konuştu.

 

Gill, özellikle 2025'in mali konsolidasyon açısından önemli olduğunu ve Orta Vadeli Program'da iddialı mali sıkılaşma tedbirlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Mali sıkılaşmanın büyük bir kısmı 2025'te devreye girecek. Bu nedenle ilk olarak iddialı mali hedefler ve ayrıca talepteki yavaşlama nedeniyle 2025 biraz zor olabilir. Bu yüzden, önümüzdeki yıl politika yapıcıların yeniden dengeleme programına bağlı kalıp kalmayacaklarının gerçekten test edilebileceğini düşünüyoruz." görüşünü paylaştı.

 

"RESESYON ÖNGÖRMÜYORUZ"

 

Gill, Türkiye'de tüketici talebinin yavaşlamaya başladığını belirterek, "Bu yıl yüzde 3,6 ekonomik büyüme bekliyoruz, büyümenin gelecek yıl yüzde 2 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak biz Türkiye'de bir resesyon beklemiyoruz. 2025'teki yavaşlamanın ardından, 2026'da yüzde 3'e ulaşan bir toparlanma öngörüyoruz. Türkiye ekonomisinde 2019'daki gibi keskin bir yavaşlama olabilir ancak herhangi bir takvim yılı için negatif bir büyüme beklemiyoruz." öngörüsünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin oldukça güçlü, çeşitli ve açık bir ekonomisi olduğunu kaydeden Gill, özel sektörün dirençli olduğunu belirtti.

 

Gill, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının birçok avantaj sağladığına işaret ederek, "Türkiye, özellikle ekonomik açıklık açısından diğer gelişmekte olan ülkeler olan Arjantin ve hatta Brezilya'nın sahip olmadığı avantajlara sahip, özellikle ekonomik açıklık noktasında. Bu da iç talep zayıfsa şirketlerin ihracata odaklanabileceği anlamına geliyor." dedi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : NotArtışı derecelendirme kredi