Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından, Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki turizm ilişkilerini güçlendirmek, geliştirmek ve var olan potansiyeli açığa çıkarmak amacıyla düzenlenen 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı kapılarını açtı.


 

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nden (TÜRSAB) yapılan açıklamaya göre, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen, Balkan ülkeleri ile Türkiye arasındaki turizm potansiyelini açığa çıkarması beklenen ve borsa niteliği taşıyan fuara, 20 ülkeden alım heyetleri ile ziyaretçiler katılıyor.

 

TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri Ticaret AŞ tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İBB Kültür AŞ iş birliğiyle organize edilen fuar, B2B ağırlıklı olarak organize edildi.

 

Fuar, hedef ülkelerden katılan alım heyetlerini dünyanın birçok yerinden gelen katılımcı ve ziyaretçilerle İstanbul gibi stratejik öneme sahip bir şehirde buluşturdu.

 

Etkinliğe, KKTC, Arnavutluk, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Bosna Hersek, Çin, Hırvatistan, Hindistan, İtalya, Karadağ, Kuzey Makedonya, Kosova, Malezya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Uganda, Ürdün ve Yunanistan'ın da bulunduğu birçok ülkeden katılımcıların yanı sıra farklı ülkelerden alım-satım heyetleri ile çok sayıda ziyaretçi katıldı.

 

"KKTC'YE BALKANLAR'DAN DAHA ÇOK TURİST BEKLİYORUZ"

 

Açıklamada, fuarın açılışında yaptığı konuşmaya yer verilen KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, ülkelerine gelen ziyaretçi sayısının Kovid-19 öncesi dönemi yakaladığını belirterek, KKTC’yi Türkiye'den sonra en çok Avrupalıların ziyaret ettiğini anlattı.

 

Balkanlar'dan daha çok ziyaretçi beklediklerini kaydeden Ataoğlu, temmuz hizmete giren yeni havalimanının KKTC turizmine önemli katkılar yapmasını beklediklerinden bahsetti.

 

Ataoğlu, Girne ve Magusa'daki yeni turizm yatırımlarına değinerek, sağlık, spor ve alternatif turizm alanlarında yatırımcıları KKTC'ye davet etti.

 

"HEDEF, KARŞILIKLI ZİYARETÇİ HACMİNİ 12 MİLYONA ÇIKARMAK"

 

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya da Türkiye'nin konumu itibarıyla Asya ve Avrupa arasında bir köprü oluşturduğunu bildirdi.

 

Bağlıkaya, 1. İstanbul Balkan Turizm Borsası Fuarı'nın Balkan ülkeleri ve Türkiye arasındaki iş birliklerini artıracağını, sosyal ve ekonomik ilişkileri de güçlendireceğini kaydederek, Kovid-19 sonrası yakın mesafeli destinasyonların seyahat tercihlerinde öne çıktığını anımsattı.

 

Birbirine coğrafi olarak son derece yakın olan Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki turizm hareketlerinin henüz beklenen seviyelere ulaşmadığını anlatan Bağlıkaya, şu değerlendirmelerde bulundu: "Balkan ülkelerinden Türkiye'ye 5,6 milyon ziyaretçi gelirken Türkiye'den Balkanlara giden ziyaretçi sayısı da yaklaşık 2,1 milyon düzeyinde. Balkan ülkeleri ile Türkiye arasında 7,7 milyon civarında bir turist hareketliliğinden söz edebiliriz. Yaklaşık 150 milyonluk nüfusun bulunduğu ülkelerden bahsediyoruz. Bu nüfus büyüklüğünün yanında, Türkiye ile Balkan ülkeleri arasındaki tarihi, kültürel ve ekonomik bağlar düşünüldüğünde turizmde çok daha yüksek rakamlara çıkabilme potansiyeline sahibiz."

 

Bağlıkaya, fuarın, turizmde sektörel hacmin ve iş kalitesinin artırılması amacıyla bir borsa niteliği taşıdığına vurgu yaparak, "Hedefimiz; bölgedeki turizm hareketinin daha da hızlanmasını sağlayarak karşılıklı ziyaretçi hacmini ilk etapta 12 milyonun üzerine çıkarmak, sonrasında da daha yüksek seviyelere taşımaktır." açıklamasında bulundu.

 

"FUARIN YAKIN ÜLKELER ARASINDAKİ TURİZMİ GELİŞTİRECEĞİNE İNANCIM SONSUZ"

 

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin ise BM Dünya Turizm Örgütü'nün uzun yıllardan bu yana yakın destinasyonlar arasında turizm hareketlerinin geliştirilmesine vurgu yaptığını bildirdi.

 

Eresin, "Bu fuarın da yakın ülkeler arasındaki turizmi geliştireceğine inancım sonsuz. Türkiye sadece turist kabul eden aynı zamanda gönderen bir ülke. TÜROB olarak her türlü desteğe ve iş birliğine devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

 

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin de konuşmasında fuarın B2B yönüne dikkat çekerek, "Bu organizasyonda hem turizmi geliştirmek hem de geçmişteki bağları geliştirmek için hamle yapıyoruz." açıklamasında bulundu.

 

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da TÜRSAB ile gerçekleştirdikleri çalışmalar neticesinde kente gelen turist sayısının 2019'da 5,5 milyona ulaştığını belirterek, bu sayıyı 10 milyona çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı.

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dış İlişkiler Danışmanı Mustafa Osman Turan ise Balkan ülkeleri ile ilişkilerin gelişmesi için hayata geçirdikleri projelerden bahsetti.

 

B2B görüşmeler, panel, söyleşi ve etkinliklerle devam edecek fuar, 22 Eylül'de sona erecek.

20 Eylül 2023 Çarşamba

Sigorta acenteleri, haksız rekabete karşı birlikte çözüm arıyor. Sektör temsilcileri, ekran paylaşımının önüne geçmek amacıyla parmak iziyle giriş için de çalışma yürütüyor.


OSMAN KUVVET

 

İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi, sektörün önde gelen STK’larıyla sektör sorunları istişare toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca’nın yaptığı toplantıya, İTO Meclis ve Komite Üyeleri ile sektörel dernekler katıldı. 

 

200 BİN İSTİHDAM

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca, 21 bine yakın acente, uluslararası nitelikte hizmet veren 68 sigorta şirketi, 200 bin istihdam ve 15 milyar dolarlık büyüklüğüyle sigortacılık sektörünün ekonominin önemli bir parçası olduğunu dile getirdi. Eyyüpkoca, sektörlerin sorunlarını ve çözüm önerilerini ilgili mercilere aktarmak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, şunları söyledi: “Sigortacılık Meslek Komitemiz, en çok ve en etkili çalışan komitelerden biri.

İTO Yönetim Kurulu olarak sektörün gelişimine katkı verecebileceğimiz konularda destek oluyoruz. Bundan sonraki süreçte de yanınızda olduğumuzu bilmenizi isteriz.”

 

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Mehmet Özgür Yılmaz da komite olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Yılmaz, “Bu çalışmalardan biri de ekran paylaşımının önüne geçmek. Acentelerin ekrana parmak iziyle giriş yapma zorunluluğu üzerine çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

 

HAKSIZ REKABET

 

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Levent Korkut ise önceki yıllarda sigortacılık eğitimi konusundaki çalışmalarını hatırlatarak, “Sektörümüz, iş sorunu olmayan bir sektör. Ancak eğitimli işgücü açığımız var. Eğitimlere katılım az, üyelerimize duyuralım” dedi.

 

Haksız rekabet konusunda çok şikayet olduğuna dikkat çeken Korkut, “Bu konuyla alakalı bize belgelendirip gönderirseniz, gerekli adımları atarız” dedi.

 

Toplantıya katılan STK temsilcileri, sektörün düşük komisyon oranları yanında sağlık sigortasında da poliçe ücretlerinin ve risklerin arttığını belirterek, “Bankaların kredili ürünlerde tüketicilere sigorta satışı sektörümüzü olumsuz etkiliyor” diye konuştu.  

 

 

SEKTÖR DERNEKLERİ BİR ARADA

 

Toplantıya; Sigorta Acenteleri Derneği (SAB), Tekli Sigorta Acenteleri Derneği (TEKSADER), İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD), Acentem Sigorta Aracıları Derneği (ASİAD), Anadolu Yakası Sigorta Acenteleri Derneği (ANSADER), Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD), Sigorta Aracıları ve Acenteleri Derneği (SAAD), Avrasya Sigorta Acenteleri Derneği (AVSAD), Oto Dışı Sigorta Eksperler Derneği (ODSED) yöneticileri katıldı.

 

RAKAMLARLA SİGORTACILIK

 

  • Aktif şirket sayısı: 70
  • Aktif toplam: 781 milyar lira.
  • Prim üretimi 235 milyar lira.
  • BES 400 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 123 artış.
  • Fon büyüklüğü: 148 milyar lira (BES dahil).
  • Ödenen tazminat 88 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 87 artış.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Üretim ve tüketim artışı her türlü atık miktarını da artırıyor. Dünyada en hızlı artan atıklar ise elektronik atıklar.


2010 yılından bu yana elektronik atık miktarı iki katına çıktı. Üstelik 62 milyon ton olan e-atık miktarının 2030’a kadar yıllık 82 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Sürdürülebilir kalkınma için bu atıkların yerinde ayrıştırılması ve dönüştürülmesi gerekiyor. Bu dönüşümü gerçekleştiren ülkelerin elektrik, su ve diğer kaynakların tüketimi de azalacak. 

 

DOÇ. DR. AYÇA DOĞANER

 

Ülkeler, daha fazla büyümek için üretim yarışına girerken, tüketiciler ve kurumlar gittikçe dijitalleşiyor. Buna paralel olarak da elektronikleşme artıyor. Artık birçok insanın birden fazla elektronik cihazı var. Bilgisayarların ve telefonların yanı sıra elektronik ev eşyaları, elektrikli bisikletler ve e-scooter’lar günlük yaşamın normalleri haline geldi. Bunların yanı sıra elektronik cihaz listesi, sağlık monitörleri, çevresel sensörler, mobilya ve giysilere gömülü elektroniklerle giderek büyüyor. Elektronikleşme ve tüketim hızı arttıkça, değişim ve yenileme de artıyor. Bu durumda elektronik atık (e-atık) giderek büyüyen bir problem haline geliyor. 

 

62 MİLYON TON

 

Dünya genelinde e-atık üretimi, 2010 yılından bu yana iki katına çıktı. 2010’da yıllık 22.8 milyon ton olan elektronik atık miktarı, 2022’de 62 milyon tona ulaştı. Uzmanlar, e-atık üretiminin 2030 yılına kadar yıllık 82 milyon tona ulaşacağını tahmin ediyor. 

 

Elektronik atık üretiminde başı çeken ülke ise Çin Halk Cumhuriyeti. Çin, 2022 yılında 12 milyon tondan fazla e-atık üretti. Diğer taraftan verilerin daha sağlıklı elde edilebildiği Avrupa ülkelerinde kişi başına üretimin kaç kilogram olduğu dahi hesaplanıyor. Kişi başına elektronik atık üretiminde dünyada ilk beş ülkenin dördü Avrupa’da yer alıyor. Bunlardan Norveç, yılda kişi başına 26.8 kg e-atıkla başı çekiyor. 

 


ATIK YÖNETİMİ

 

Bu arada ekonomilerde oluşan değişiklikler ve çevresel hassasiyetin artmasıyla ‘geri dönüşüm’ önemli bir trend, hatta model haline geldi. Bu modelde ‘azalt-yeniden kullan-geri dönüştür’ ilkeleri benimseniyor. Yeniden kullanım için de elektronik atıkların toplanması, ayrıştırılması ve işlenmesi gerekiyor. 

 

Her yıl milyonlarca elektrikli ve elektronik cihaz, ürünler bozuldukça veya modası geçtikçe çöpe atılıyor. Atılan bu cihazlar, uygun şekilde işlenmedikleri, bertaraf edilmedikleri ve geri dönüştürülmedikleri takdirde çevre ve insan sağlığı için bir tehdit haline geliyor. Elektronik atık miktarı her yıl artarken, atık yönetimi yetersiz kalıyor. Elektronik atık üretiminin 2030 yılına kadar 80 milyon tona ulaşacağı dikkate alındığında, iyileştirilmiş geri dönüşüm ve geri kazanım altyapısına daha çok ihtiyaç duyulacak.

 


DÖNÜŞÜM ORANLARI

 

Öte yandan, 2022 yılında Avrupa’da kişi başına düşen e-atık miktarı 17.6 kg, Okyanusya’da 16.1 kg ve Amerika’da 14.1 kg oldu. Avrupa, belgelenmiş toplama ve geriş dönüşüm konusunda, en yüksek orana sahip. Avrupa’da kişi başına bu miktar 2022 yılında 7.5 kg olarak hesaplandı. Verilere göre Avrupa’da elektronik atığın yüzde 42.8’i dönüştürülüyor. Bu konuda karnesi en zayıf bölge ise Afrika ülkeleri. Afrika’da resmi belgelere göre e-atıkların sadece yüzde 1’inden daha azı toplanıp geri dönüştürülüyor.

 

2022 yılında dünya genelinde üretilen e-atıkların sadece yüzde 22.3’ü, yani yaklaşık 14 milyon tonunun toplandığı ve uygun şekilde geri dönüştürüldüğü biliniyor. Geri kalan milyonlarca ton e-atığın akıbeti bilinmiyor. Bu atıkların büyük bir kısmının düzenli depolama sahalarına gittiği tahmin ediliyor.

 


DÜNYANIN PROBLEMİ

 

E-atıklar altın, paladyum, gümüş, demir, bakır ve nadir toprak mineralleri de dahil olmak üzere büyük miktarlarda değerli hammadde içeriyor. Hedeflenen dönüşüm gerçekleştiğinde bu maddeleri tekrar kazanmanın yanı sıra enerji, su ve kaynak tüketimi de azalacak. Ayrıca süreçler iyileşecek, üretim ve tüketimden kaynaklanan sera gazı salımı azalacak.

 

Elektronik atık probleminin her yıl büyüyeceği öngörülse de dünyada sadece 81 ülkenin elektronik atık mevzuatı veya politikası bulunuyor. Dolayısıyla elektronik atıkların toplanması ve geri dönüşüm oranlarının artırılması, önümüzdeki 10 yılın en büyük problemlerinden biri olacak. 

 

TÜRKİYE’DE E-ATIK MEVZUATI VE UYGULAMALAR

 

Gelişmiş ülkelerde elektronik atıklar ayrı ayrı toplanıp, diğer atıklardan farklı şekilde bertaraf ediliyor. Türkiye’de ise henüz yeni yeni oluşan ayrı toplama sistemi gelişmeye devam ediyor. 

 

Özellikle elektronik atıkların diğer atıklarla beraber çöpe gitmemesi ve daha kolay ayrıştırılması için depozito sistemlerinin uygulanması ve buna benzer yöntemlerin geliştirilmesi öneriliyor.

 

Türkiye’de ‘2012 yılında Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği’ yayımlanmıştı. Mevzuatta, piyasadaki eski ürünleri toplama, geri dönüşmesini sağlama ve bu yolla geri kazandırma zorunluluğu getirilmişti. Halihazırda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından şirketlere verilen yetkilerle elektronik atıkların ayrıştırılması sağlanmaya çalışılıyor. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi