Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü'nün de üyesi olduğu Uluslararası İşletme Okulları Birliği CEMS'in yeni araştırmasına göre hibrit çalışma, salgından sonra da iş seçimlerine yön verecek gibi görünüyor.


Koç Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, dünyanın en iyi 34 işletme okulunun yer aldığı, Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsününse Türkiye'den tek üye olduğu Uluslararası İşletme Okulları Birliği CEMS'in yeni araştırmasına göre, iş gücüne yeni katılan genç profesyonellerin yüzde 61'i hibrit çalışmanın kariyerleri üzerinde olumlu bir etkisi olacağını düşünüyor.

 

Genç profesyoneller hibrit düzenin hayatlarına daha fazla esneklik kattığına inanıyor. Çalışırken seyahat etme özgürlüğüne erişen ve kendilerine değer verildiğini hisseden genç profesyoneller, masraflarının azaldığını, ruh sağlıklarının olumlu yönde etkilendiğini söylüyor.

 

CEMS'in dünya çapındaki anketine katılan yeni mezunların yüzde 61'i bu görüşleri paylaşırken katılımcıların yüzde 25'i ise hibrit çalışmaya geçişin kariyer beklentileri üzerinde herhangi bir fark yaratmayacağını düşünüyor. Katılımcıların sadece yüzde 14'ü bu etkinin olumsuz olacağını düşündüğünü belirtiyor.

 

Hibrit çalışmanın ideal iş düzeni olduğunu düşünen genç profesyonellere göre bu düzenlemenin faydaları arasında çalışırken seyahat etme fırsatı bulunuyor böylece hibrit çalışma daha uzun tatiller yerine seyahat ederken çalışma imkanı sunuyor.

 

Hibrit düzende çalışan genç profesyoneller, kendi çalışma programlarını belirleme özgürlüğüne sahip oldukları için işverenlerinin kendilerine güvendiğini ve değer verdiğini hissediyor. Ayrıca, hibrit çalışma, geçmişte erişilemeyen işlere girme anlamında genç profesyonellere yeni bir esneklik getiriyor. Büyük şehirlere yakın daha küçük yerleşim bölgelerinde konaklayan genç profesyoneller para ve zamandan tasarruf edebileceklerini belirtiyor.

 

Açıklamada gençlerin, hibrit çalışmanın faydaları arasında Hibrit çalışmanın kendini geliştirmek, egzersiz yapmak ve hobilere zaman ayırmak için imkanlar yarattığı ve sosyal anlamda daha fazla zaman geçirebildiği, bunun sağlıkları üzerinde olumlu etki yarattığı ifade ediliyor.

 

Sürekli yoğun bir ofis ortamında olmak yerine ara ara evden çalışmak, genç profesyonellerin daha iyi odaklanmasına yardımcı oluyor.

 

HİBRİT ÇALIŞMA, AVANTAJLI BİR SEÇENEK

 

Katılımcılar hibrit çalışmaya olumlu baksalar da tamamen uzaktan çalışma konusunda aynı şekilde düşünmediklerini vurguluyor. Genç profesyoneller, mesai saatleri içinde ve dışında iş arkadaşlarıyla yüz yüze zaman geçirmenin kariyer başarısı için hayati önem taşıdığına inanıyor. Ekiplerin düzenli olarak yüz yüze görüşebileceği bir iş düzenini tercih eden katılımcılar, bunun bağlantı kurmak, fırsatları keşfetmek, yenilikçi bir tutumu ve öğrenmeyi sürdürmek açısından önemli olduğunu aktarıyorlar.

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Akademik Direktörü Prof. Dr. Şuhnaz Yılmaz Özbağcı, hibrit çalışmanın Kovid-19 ile hayatlara girdiği ancak görünüşe göre uzun soluklu bir trend olacağına dikkati çekerek, “Sağladığı esneklik nedeniyle tercih edilen bu model, aynı zamanda uluslararasılaşma için de yeni fırsatlar yaratıyor. Sosyal etkileşimi sınırlaması sebebiyle tamamen uzaktan çalışma daha az arzu edilen bir seçenek haline gelirken hibrit düzen, çalışma ortamının eski ve katı sınırlarını yeniden tanımlamamıza imkan veriyor.” İfadelerini kullandı.

 

Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Yönetici Direktörü Nida Bektaş da genç profesyonellerin kariyer seçimlerini yaparken ağırlıkla hibrit çalışma yöntemini tercih ettiğini belirtti.

 

Bektaş, şunları kaydetti:

 

“Hibrit çalışma, iş yaşam dengesini kurması ve esneklik sağlaması açısından avantajlı olarak değerlendiriliyor. Tamamen uzaktan çalışma, etkileşimi ve sosyalleşmeyi engellerken, hibrit çalışma esnekliği sayesinde özel yaşam dengesinden de ödün verme zorunluluğu olmadan kişinin kariyerine odaklanmasına imkan veriyor. Teknolojik gelişmeler doğrultusunda ‘hiper kişiselleştirme’ kavramını benimseyen nitelikli genç profesyonellerin iş dünyasına giriş yaparken işverenden beklentileri artıyor.”

 

Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü CEMS Uluslararası İşletme Yönetimi yüksek lisans öğrencilerinden Tolga Kırkali ise salgında çevrimiçi teknoloji kullanımı iş hayatını özel hayata kolayca entegre edebildiklerini gösterdiğini vurguladı.

 

Kırkali, “Hayatınızı kendinize göre kurabilir ve kariyerinizi buna uygun hale getirebilirsiniz. İhtiyacınız olan tek şey bir bilgisayar; dünyanın her yerinden çalışabilirsiniz. Bence ‘dijital göçebelik’ hareketi bunun bir kanıtı.” Değerlendirmesinde bulundu.

 

MEZUNLAR HİBRİT İŞLERİ TERCİH EDİYOR

 

CEMS Executive Direktörü Nicole de Fontaines da birçoğunun dünyanın önde gelen şirketlerinde liderlik pozisyonlarda çalışacak olan mezunlarının, uzun yıllardır özlemini duydukları esnekliği onlara sunduğu için hibrit çalışmaya geçişe son derece olumlu baktıklarını ifade etti. Hibrit çalışma olanağı sunan işverenlerin kendilerini cezbettiğini ve bu esnekliği sağlayamayan işverenlerle çalışmak konusunda ise daha isteksiz olduklarını söylediklerini aktardı.

 

Fontaines şu ifadeleri kullandı:

 

"Bir yandan, tam zamanlı olarak uzaktan çalışmak istemiyorlar. Genç profesyoneller, özellikle ilişki kurma ve yeni beceriler edinme söz konusu olduğunda, iş arkadaşlarıyla haftalık olarak düzenli yüz yüze etkileşimin kariyer başarıları için hayati önem taşıdığının farkında. İşin bu sosyal yönünü kaybetmek istemiyorlar. Bu anlamda işverenlerin esnek hibrit çalışma arzusunu, ekiplerin hem ofis içinde hem de dışında yüz yüze birlikte çalışmaları için fırsatlar yaratarak dengelemeleri gerekiyor."

26 Temmuz 2023 Çarşamba

Lojistik sektörü için çözüm üreten BTM girişimlerinden ‘KamyondaPOS’, bireysel kamyon sahiplerinin vade beklemeden kredi kartı ile tahsilat yapmalarını sağlıyor. Yapılan tahsilatlardan komisyon alan girişim, gelir modeliyle de sermaye bulma güçlüğü yaşayan diğer girişimlerden ayrılıyor.


TUĞÇE ÖZKUŞ

 

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden biri olan ‘KamyondaPOS’, bireysel kamyon sahiplerine, nakliye organizatörü firmalara ve nakliye komisyoncularına önemli bir kolaylık sunuyor. KamyondaPOS, Türkiye’de lojistik taşımaların yüzde 80 gibi büyük bir bölümünü gerçekleştiren ve sayısı 1 milyonu bulan bireysel kamyon sahiplerinin vade beklemeden kredi kartı ile tahsilat yapmalarını sağlıyor. Kişilerin uygulama üzerinden üretilen link sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde olan müşterisinden tahsilat yapabilmesine olanak tanıyan KamyondaPOS, böylelikle operasyon ve sermaye gereksinimini minimumda tutuyor.

 

KamyondaPOS, kamyon sahiplerinin erken ödeme talebini karşılarken, ödemeyi yapan tarafa ise kredi kartının hesap kesim gününe bağlı olarak 40 güne kadar vade imkanı sağlıyor. KamyondaPOS’un kurucusu Burak Şerbetçi, iş modellerini ve sektör için çözümlerini, İstanbul Ticaret Gazetesi okurları için anlattı.

 


Ödeme ve vade imkanı dışında da çözümleri olduğunu belirten Şerbetçi, “KamyondaPOS’u; sistem üzerinden uygun fiyatlı sigorta teklifi alabilecekleri, lastik satın alabilecekleri, akaryakıtta indirim alabilecekleri, sektörün önemli ihtiyaçlarına cevap veren ‘lojistik superapp’ diye tanımlayabiliriz. Uygulamamız üzerinden üretilen link sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde olan müşteriden tahsilat yapabilmesini sağlıyoruz” dedi.

 

GELİR MODELİ

 

Gelir modellerinin yapılan tahsilatlardan komisyon alma üzerine kurulu olduğundan bahseden Şerbetçi, sektörel anlamda finansman sorununu çözmeye çalışan girişimler olduğuna, ancak bunların çok ciddi sermaye gerektiren ve operasyon yükü olan işletmeler olduğuna değindi. Şerbetçi, “Bizi onlardan ayıran en önemli özelliğimiz, kredi kartı ile ödeme olanağıyla operasyon ve sermaye gereksinimini minimumda tutmamız” diye konuştu.

 

SEKTÖR TECRÜBESİ

 

KamyondaPOS’u hayata geçirirken ve ekibi oluştururken yaşadıklarına dair bazı bilgileri paylaşan Burak Şerbetçi, şunları söyledi: “Herkesin temel problemi olan kalifiye birilerini bulmak çok zor ama biz bu konuda şanslı bir girişimiz.

 

İlk günden ne istediğimizi bilen, ne istediğini bilen bir yönetim ekibini ciddi emekle oluşturduk. Bu da sektör içerisinden geliyor olmanın avantajı olsa gerek. Sektörün ve ticaretin içerisinden geliyor olmak, bu anlamda bizi daha avantajlı konuma getiriyor. Ailemizin ticarette üçüncü, lojistik sektöründe ise ikinci kuşak temsilcisiyiz. Dolayısıyla zorlukların içinde büyümüş, tecrübeli bir ekip olunca zorluklarla başa çıkmak elbette daha kolay oluyor.”

 

TÜRKİYE MERKEZ

 

Ekip kurmanın zorluklarına rağmen sektördeki tecrübeyle birlikte şimdi 8 kişi olduklarını belirten Şerbetçi, “Bu toprak-lardan çıkıp adını dünyaya duyuran çok değerli girişimlerin yanında yerini almak isteyen bir ekip olduk. Bunu başaracağız; çünkü ülkemiz gerçekten çok önemli bir lojistik merkezi ve bu konumunu her geçen gün artırıyor. Bizler de bu yolculukta ülke-mizin ve sektörümüzün finansman sorununa çözüm üreterek destek olacağız” dedi. 

 

AÇIĞI KAPATIYOR

 

Türkiye’de gelişmekte olan bir girişimcilik ekosistemi olduğunu söyleyen Şerbetçi, etkinliklerde bir araya geldikleri muazzam vizyoner girişimciler ve harika hızlandırma programlarının olduğunu, ancak girişimcilikte alınacak çok yol olduğunu ifade etti. Lojistik sektörünün bu ekosisteme dahil olduğunu söylemenin pek mümkün olmadığını belirten Şerbetçi, KamyondaPOS olarak bu açığı kapatıp, ekosisteme katkı sağlayacaklarını dile getirdi.

 

BTM’NİN BİZDEKİ YERİ ÇOK FARKLI

 

BTM deneyiminin girişimcilik ekosistemine bakış açılarını değiştirdiğini anlatan Burak Şerbetçi, BTM ile bir Sahne XL etkinliğinde yollarının kesiştiğini belirterek, şunları söyledi: “Burada olmalıyız dedik. Kabul edildiğimiz ilk hızlandırma merkezi olması sebebiyle BTM’nin bizde yeri çok farklı. BTM, çok ciddi bilgi birikiminin olduğu bir okul gibi. Her eğitimde, her sohbette girişimcilerden ve BTM ekibinden çok şey öğreniyoruz. Sahne XL etkinliğinde sahneye çıkacak girişimlerden biriyiz. Bunun için çok mutluyuz. Daha önce çok kez sunum yaptım ama bana göre Sahne XL çok farklı bir konuma sahip. Böyle büyük bir organizasyonda sahneye çıkmak için sabırsızlanıyorum.”

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği verilerine göre İstanbul, geçen yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı.


İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un dünya kongre şehirleri içinde yükselerek son 8 yılın en iyi performansını gösterdiğini söyledi ve “Nihai hedefimiz, ilk 10 şehir arasına girmek” dedi.

 

İstanbul, Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre, geçtiğimiz yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’ndan (ICVB) yapılan açıklamaya göre İstanbul, 2023 yılında katılımcı sayıları 300 ile 25 bin arasında değişen 72 kongreye ev sahipliği yaptı. Megakent, bu kongre istatistiği ile Avrupa’da 16’ncı, dünyada ise 21’inci sırada yer aldı. 2023’te Paris, dünyada 156 kongreye ev sahipliği yaparak birinciliği elde ederken, onu 152 kongre ile Singapur, 151 kongre ile Lizbon izledi. İstanbul’da kongre sayısı, 2023’te bir önceki yıla göre 14 adet arttı.

 

5 YILLIK YATIRIMLAR

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un, küresel turizm ve kongre sektörleri içerisindeki yükselişini son hızla sürdürdüğüne dikkat çekerek, “İTO ve ICVB olarak, İstanbul kongre turizmi odaklı olmak üzere son 5 yıldır sektörümüzle birlikte yaptığımız yatırımlar ve projeler başarılı sonuç vermeye devam ediyor” dedi.

HEDEF İLK 10

 

Avdagiç, İstanbul’un kongre turizmi özelinde uluslararası sıralamalarda ve istatistiklerdeki yerini aşamalı olarak yükselttiğini vurgulayarak, “İstanbul, dünya kongre şehirleri içinde adım adım yükselerek 2023’te son 8 yılın en iyi performansını gösterdi. Buna ICVB olarak katkı vermek gurur verici. Nihai hedefimiz, 2011 ila 2015 arasında başardığımız gibi dünyada en çok kongre düzenlenen ilk 10 şehir içine girmek” dedi.

 

13 KONGRE İÇİN ADAYIZ

 

Dünyadaki tüm destinasyonlarda gerçekleşen kongrelerin istatistiğini tutan ICCA sisteminde yer alan verileri paylaşan Avdagiç, 2024’te İstanbul’da katılımcı sayıları 250 ila 7 bin arasında olan 19 uluslararası kongre düzenleneceğini belirtti. Avdagiç, ICVB’nin de toplam 12 bin 800 kişinin katılacağı 6 uluslararası kongreye doğrudan destek verdiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, gelecek yıla ilişkin ise, “ICVB’nin 2025 yılı ve sonrasında da İstanbul’a alınması için adaylık çalışması yaptığı 13 uluslararası kongre bulunuyor” bilgisini verdi.

 

2024 KONGRE TAKVİMİ

 

Mayıs: Otomatik Yüz ve Hareket Tanıma Uluslararası Konferansı (FG 20), 47. Avrupa Lenfoloji Derneği Kongresi

Haziran: Uluslararası Plastinasyon Konferansı, Dünya Biyolojik Psikiyatri Kongresi (WFSBP), FDI Yıllık Dünya Diş Hekimliği Kongresi, Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu Dünya Kongresi (IFLA), İyi Pamuk Konferansı

Temmuz: Havalimanları Konseyi Uluslararası Avrupa Genel Kurul, Kongre ve Sergisi

Eylül: Uluslararası Sağlık Hizmetlerinde Kalite Derneği Konferansı (ISQUA), Uluslararası Ulaştırma Uçağı Ticareti Derneği EMEA Konferansı (ISTAT), Uluslararası Transplantasyon Derneği Kongresi (TTS), IPPE Yıllık Politik Ekonomi Konferansı

Ekim: Uluslararası Kauçuk Konferansı (IRC)

Kasım: Uluslararası Antimikrobiyal Kemoterapi Derneği Kongresi (ISC)

IMEX FRANFURT’TA İSTANBUL’U TANITTILAR

 

Dünyanın en büyük uluslararası kongre turizmi fuarlarından biri olan IMEX Frankfurt 2024’te, İstanbul standı yoğun ilgi gördü. Her yıl 7 binden fazla sektör profesyonelini ağırlayan fuar, Almanya’nın Frankurt kentinde 14-16 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Fuara İstanbul standı ile katılan İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), uluslararası kongre ve toplantıların kente kazandırılması amacıyla ziyaretçilere İstanbul’u tanıttı. İstanbul standına, Güney Amerika da dahil olmak üzere birçok pazardan yoğun ilgi gösterildi. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi