Uluslararası Para Fonu (IMF), jeopolitik gerilimlerin neden olduğu finansal ayrışmanın, sermayenin sınır ötesi tahsisini, uluslararası ödeme sistemlerini ve varlık fiyatlarını etkileyerek küresel finansal istikrar için potansiyel olarak önemli etkilere sahip olabileceğini bildirdi.


Uluslararası Para Fonu, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu ile Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun analitik bölümlerini yayımladı.

Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun ilgili bölümünde, büyük ekonomiler arasında artan jeopolitik gerilimlerin küresel ekonomik ve finansal ayrışmayla ilgili endişeleri artırdığı aktarıldı.

Raporda, "Jeopolitik gerilimlerin neden olduğu finansal ayrışma, sermayenin sınır ötesi tahsisini, uluslararası ödeme sistemlerini ve varlık fiyatlarını etkileyerek küresel finansal istikrar için potansiyel olarak önemli etkilere sahip olabilir." denildi.

UZUN VADEDE MAKRO-FİNANSAL OYNAKLIĞI ŞİDDETLENDİREBİLİR

Büyük ortak ülkelerle jeopolitik gerilimlerin artmasının sınır ötesi sermaye akışlarında ani bir tersine dönüşe neden olabileceğine dikkati çekilen raporda, bunun etkisinin gelişmiş ekonomilerden çok yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ekonomiler için daha belirgin olduğu kaydedildi. Raporda, "Bu durum, bankaların fonlama maliyetlerini artırarak, karlılıklarını azaltarak ve özel sektöre verdikleri kredileri azaltarak makro-finansal istikrar riskleri oluşturabilir." ifadesi kullanıldı.

IMF'nin raporunda, jeopolitik gerilimlerden kaynaklanan daha büyük finansal ayrışmanın, olumsuz iç ve dış şoklar karşısında uluslararası risk çeşitlendirme fırsatlarını azaltarak uzun vadede makro-finansal oynaklığı şiddetlendirebileceği kaydedildi.

STRES TESTLERİ VE SENARYO ANALİZLERİNİ KULLANAN SİSTEMATİK BİR YAKLAŞIMA İHTİYAÇ VAR

Raporda, politika yapıcıların; jeopolitik gerilimlerdeki artışla ilişkili potansiyel finansal istikrar risklerinin farkında olmaları gerektiği, kaynakları bunların belirlenmesine, ölçülmesine, yönetilmesine ve hafifletilmesine ayırması gerektiği aktarıldı.

Raporda, denetçilerin, düzenleyicilerin ve finans kurumlarının, artan gerilimlerin finansal sisteme nasıl aktarılabileceğini daha iyi anlamak için stres testleri ve senaryo analizlerini kullanan sistematik bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğu kaydedildi.

Ayrıca, IMF yetkilileri tarafından konuya ilişkin kaleme alınan bir blog yazısında da artan gerilimlerin sınır ötesi sermaye çıkışlarını tetikleyebileceği ve makro-finansal istikrarı tehdit edecek belirsizliği artırabileceği belirtildi.

Yazıda, "Jeopolitik gerilimler finansal bir kanal üzerinden finansal istikrarı tehdit ediyor. Finansal kısıtlamaların getirilmesi, artan belirsizlik ve gerilimin artmasıyla tetiklenen sınır ötesi kredi ve yatırım çıkışları, bankaların borç çevirme risklerini ve fonlama maliyetlerini artırabilir. Ayrıca, devlet tahvillerindeki faiz oranlarını yükselterek bankaların varlıklarının değerini azaltabilir ve fonlama maliyetlerini artırabilir." ifadeleri kullanıldı.

Jeopolitik blokların neden olduğu doğrudan yabancı yatırım ayrışması büyük çıktı kayıplarına neden olabilir

Öte yandan, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun yayımlanan bölümünde de tedarik zinciri aksamaları ve artan jeopolitik gerilimlerin jeoekonomik ayrışmanın riskleri ile potansiyel faydalarını ve maliyetlerini politika tartışmasının merkezine getirdiği aktarıldı.

Uzun vadede jeopolitik blokların ortaya çıkmasından kaynaklanan doğrudan yabancı yatırım ayrışmasının büyük çıktı kayıplarına neden olabileceği kaydedilen raporda, küresel entegrasyonu korumaya yönelik çok taraflı çabaların doğrudan yabancı yatırım ayrışmasının büyük ve yaygın ekonomik maliyetlerini azaltmanın en iyi yolu olduğu vurgulandı.

05 Nisan 2023 Çarşamba

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma