Bilim insanları, küresel sıcaklık artışının 1,2 dereceye ulaşmasıyla Suriye, Irak ve İran'da kuraklığın "şiddetli" hale geldiğini tespit etti.


 

Uluslararası bir akademik işbirliği olan World Weather Attribution (WWA) bünyesinde, İngiltere, İran, Hollanda ve ABD'deki üniversite ve meteoroloji kurumlarından 10 bilim insanı, iklim değişikliğinin Suriye, Irak ve İran'daki kuraklık üzerindeki etkisini inceledi.

 

İlişkilendirme analizi, Temmuz 2020-Haziran 2023 dönemlerinde kuraklığın en şiddetli görüldüğü İran ve Dicle-Fırat havzasındaki şartlar incelenerek yapıldı.

 

Analize göre, ABD Kuraklık Monitörü tarafından "şiddetli" olarak sınıflandırılan bu ülkelerdeki kuraklığın, küresel sıcaklık artışının hali hazırda 1,2 dereceye ulaşması nedeniyle yaşandığı tespit edildi.

 

Dünyanın 1,2 derece daha serin olması halinde söz konusu kuraklık koşulları, "normal" olarak sınıflandırılacaktı.

 

İklim değişikliğinin yol açtığı yüksek sıcaklıklar nedeniyle Suriye ve Irak'ta kuraklık 25 kat daha olası hale gelirken, İran'da bu ihtimal 16 kat olarak hesaplandı.

 

Analize göre, Suriye, Irak ve İran'da 2020'den beri aşırı düşük yağış koşulları ve ısrarcı sıcaklık, buğday tarımına bağımlı olan bölgede şiddetli kuraklığa yol açıyor.

 

UZUN SÜRELİ VE ŞİDDETLİ KURAKLIK ARTIK NADİR GÖRÜLEN OLAYLAR DEĞİL

 

Şiddetli kuraklık, Eylül 2022'den beri Suriye'nin kırsal bölgelerinde yaşayan yaklaşık 2 milyon insanı yerinden ederken, bu yıl Suriye'de nüfusun yüzde 60'ını oluşturan 12 milyon insanın gıda güvensizliği yaşadığı raporlandı.

 

Şiddetli kuraklığın neredeyse her şehri vurduğu İran'da, su kıtlığı komşu ülkelerle gerilimin artmasına yol açtı, zayıf hasat koşulları da ülkede gıda fiyatlarının rekor seviyeye çıkmasına neden oldu. Irak'ta da yaygın olan su güvensizliği, ülkenin bazı bölgelerinde su konusunda çatışmaların artmasına yol açtı.

 

Üç ülkede de kuraklık; orman yangınları, hava kirliliği, kolera gibi hastalıkların yayılması ve balıkçıların geçimlerini sağladıkları göl ve nehirleri terk etmesi gibi sonuçlar doğurdu.

 

Bilim insanları, insan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınmanın bir sonucu olarak, uzun süreli şiddetli kuraklıkların artık nadir görülen olaylar olmadığını, Suriye ve Irak'ta en az her on yılda bir, İran'da ise her on yılda iki kez meydana gelmesinin beklenebileceğini hesapladı.

 

Küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme göre 2 dereceye ulaşması halinde, benzer kuraklık koşullarının şu andakine göre en az iki kat daha fazla olma riski bulunuyor.

 

Bu tahminlerin muhafazakar olduğunu bildiren bilim insanları, artışın daha fazla olabileceğine işaret ediyor.

 

Analizde ayrıca, bölgede yıllardır süren çatışma ve siyasi istikrarsızlığın halkın kuraklıkla mücadelesini zayıflattığı ve durumun insani bir felakete dönüştüğü tespit edildi.

 

"ON MİLYONLARCA İNSANIN HAYATI ZORLAŞIYOR"

 

İran Semnan Üniversitesinde görevli Klimatolog Mohammed Rahimi, söz konusu ülkelerdeki kuraklığın "aşırı hava olayı" olduğunu belirterek, "İnsan faaliyetlerinin yol açtığı iklim değişikliği on milyonlarca insanın hayatını ciddi ölçüde zorlaştırıyor." ifadesini kullandı.

 

Imperial College London Grantham Enstitüsü Kıdemli Öğretim Görevlisi Friederike Otto ise kuraklık tehdidinin tüm dünyada hızla arttığına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu: "İklim değişikliği, batı Asya'da yaşayan insanların hayatını çok daha zor hale getiriyor. Fosil yakıtlar sayesinde refah sahibi olan ülkeler daha sıcak ve zor bir dünyada adaptasyon önlemleriyle daha konforlu yaşayabilirken, savaşla sarsılan yoksul ülkeler bu konfordan çok mahrum. Bu durum, zengin ülkelerdeki yoksul topluluklar için de geçerli. Benzer kuraklık olayları fosil yakıtlar kullanılmaya devam ettikçe daha şiddetli hale gelecek. Bu ay sonu başlayacak BM İklim Zirvesi COP28'de fosil yakıtlardan çıkış konusunda anlaşmazsa herkes kaybedecek. Daha fazla insan su kıtlığı nedeniyle zorluk yaşayacak, daha fazla çiftçi yerinden olacak ve daha fazla insan gıda için daha fazla para ödeyecek."

08 Kasım 2023 Çarşamba

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma