Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki "İHA'larımızı, SİHA'larımızı, helikopterlerimizi, uçaklarımızı kendimiz yapıyoruz. Yerli aracımızı üretiyoruz. Nihayetinde birtakım sıkıntılar olmasına rağmen bugün ekonomi dimdik ayakta" dedi.



 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere Isparta'ya geldi. Isparta Valiliğini ziyaret eden Özhaseki, Valilik şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Aydın Baruş'la bir süre görüştü.

 

Ardından Isparta Belediyesi ve TOKİ tarafından yenilenen Üzüm Çarşısı'nda esnafı ziyaret eden Özhaseki, alışveriş yapanlarla sohbet etti.

 

Mimar Sinan Caddesi'nde Filistinliler için nöbet tutulan çadırı ziyaret eden Özhaseki, daha sonra AK Parti Burdur İl Başkanlığında partilileriyle buluştu.

 

Özhaseki, burada yaptığı konuşmada, belediyelerdeki amaçlarının hizmet olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde hep hizmet edeceklerini, kimseyi ayırmayacaklarını ve mazeret üretmeyeceklerini söylediklerini hatırlattı.

 

Sözlerini tuttukları için hem yerel hem genel seçimlerde birinci parti olmaya devam ettiklerini vurgulayan Özhaseki, Isparta teşkilatına ve halkına teşekkür etti.

 

Cumhur İttifakı'nda Milliyetçi Hareket Partisi'yle, yerli ve milli olanlarla bir arada olduklarını dile getiren Özhaseki, "Bütün AK Parti teşkilatları şunu bilsinler, başımız dik. O kadar çok iş yaptık ki bu ülkeye, hangi bakanlığı ele alırsanız alın. Hangi alanı söylerseniz söyleyin geçmişte 80 yıl boyunca yapılmış olan işlerden çok daha fazla iş yaptık. Geçmişte 1930'larda, 40'larda, 50'lerde, 60'larda iş yapanlardan da Allah razı olsun." diye konuştu.

 

"BUGÜN EKONOMİ DİMDİK AYAKTA"

 

Sağlıkta, ulaşımda, enerjide, savunma sanayisinde büyük işler yaparak ilerlediklerine işaret eden Özhaseki, şöyle devam etti: “İHA’larımızı, SİHA’larımızı, helikopterlerimizi, uçaklarımızı kendimiz yapıyoruz artık. Yerli aracımızı üretiyoruz. Nihayetinde çok şükür birtakım sıkıntılar olmasına rağmen, pandemi ve deprem gibi büyük belalarla uğraşmamıza rağmen bugün ekonomi dimdik ayakta. O sıkıntıları da kısa süre içerisinde inşallah aşacak olanlar yine bizleriz. Değerli kardeşlerim bunun yanı sıra önemli bir nokta daha var. Eskiden bu memlekette bir vesayet rejimi vardı. Bizler seçeriz Ankara’ya göndeririz ama orada yılanlar çiyanlar bekliyor başlarına neler getirirler Allah bilir. Hepsini zamanında gördük. Bizim seçtiğimizi, bizi temsil etsin diye gönderdiğimiz insanlara önce itibarsızlaştırma yaparlar. Sonra idare edemez duruma getirirler. Eğer söz dinlemezse, vatandaşı dinlerse faili meçhuller başlar. Sonra ihtilal ortamı hazırlarlar. Pat ihtilal yaparlardı, defalarca bunu tekrar ettiler. Bize de aynısını yaptılar mı? Yaptılar ama çok şükür başımızda Recep Tayyip Erdoğan diye yiğit bir adam vardı. ‘Siz kimsiniz? Defolun.’ Dedi. Onları toprağa gömdü bir daha da çıkamayacaklar inşallah.”

 

“DEVLET, MİLLET DAYANIŞMASI OLDU”

 

Özhaseki, eskiden doğudaki bir vatandaşın "Ben Kürt'üm" diyemediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Niye diyemiyor? Desin kardeşim ne var bunda? Allah öyle yaratmış. Bu dünyaya gelirken kimse dilekçe vererek gelmiyor. Dilini konuşturmazlardı. Bir vatandaş 'Aleviyim' bile diyemezdi. Bunun gibi inancından dolayı başını örten bizim küçücük yavrumuz da üniversite kapılarından içeri alınmazdı. İkna odaları da ağlatılırdı. Biz nice böyle badireler atlattık. Çok şükür şimdi onlar da geride kaldı. Meclise bir tane hanımefendi girmişti hatırlayın, rahmetli Ecevit 'Buna haddini bildirin.' diye çabalıyordu. Niye? Laiklik tehlikeye düşermiş. Cumhuriyete bir şey olurmuş. Peki aradan şu kadar zaman geçti. Meclisteki kadınlarımızın yarısı kapalı. Yarısı başını açmayı tercih ediyorlar. Başımızın üstüne. Laikliğe bir şey mi oldu. Arkadaşlar, Cumhuriyet tehlikeye mi düştü? Tehdit altında mı? Kardeşlik oldu, dostluk oldu. Devlet, millet dayanışması oldu. Kaynaşması oldu."

 

Seçimlerde Cumhur İttifakı olarak eskiden aldıkları belediye sayısından daha fazla belediye ve oy alacaklarını kaydeden Özhaseki, "Önümüzdeki dört buçuk sene boyunca, seçimsiz dönemde bu ülkeyi ayağa kaldıracağız. Şaha kaldıracağız." dedi.

25 Aralık 2023 Pazartesi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi