Hindistan'da 2014'ten bu yana iktidarda olan milliyetçi Nerandra Modi hükümetinin, ülkenin adını "Bharat" olarak değiştirme hazırlığı yaptığı yönündeki iddialar tartışmalara neden oluyor.


 

Başkent Yeni Delhi'de 9-10 Eylül'de düzenlenmesi planlanan G20 Zirvesi açılış yemeği davetiyesinde, Cumhurbaşkanı Droupadi Murmu'nun "The President of India" (Hindistan Cumhurbaşkanı) yerine "The President of Bharat" (Bharat Cumhurbaşkanı) olarak yazılması gündeme oturdu.

 

Ardından Endonezya'nın, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Zirvesi için Modi'ye gönderdiği davetiyede, "India" yerine "Bharat" ismini kullandığı ortaya çıktı.

 

Modi'nin lideri olduğu Bharatiya Janata Partisinin (BJP) Sözcüsü Sambit Patra'nın X sosyal medya platformundan paylaştığı davet mektubunda, Modi için "Bharat Başbakanı" tanımlaması yapması dikkatleri çekti.

 

Muhalefet, Modi hükümetinin, ülkenin adını "Bharat" olarak değiştirme hazırlığı içinde olduğunu savunurken, iktidar destekçileri, bu hamlenin sömürge geçmişinden uzaklaşmak anlamına geldiğini iddia ediyor.

 

Ülkenin 1947'de bağımsızlığını kazanmasından sonra da tartışılan konunun, gelecek dönemde gündemi meşgul etmesi bekleniyor.

 

YUNANLILAR MİLATTAN ÖNCE "INDİA" KULLANIYORDU

 

Hindistan’ın “India”, “Bharat”, “Hindustan veya Hind”, çok eski zamanlarda ise “Jambu Dweep” gibi pek çok adı bulunuyor.

 

Ancak Hindistan için en yaygın kullanılan isimler “India” ve “Bharat”. Ülkenin Hintçe’de adı “Bharat” olsa da İngilizce metinlerde “India” tercih ediliyor.

 

“India” isminin, büyük ölçüde Batı’nın empoze ettiği sömürgeci izler ve kültürel emperyalizmden kaynaklandığı öne sürülse de bu ad, 2 bin yıldan uzun süredir kullanılıyor.

 

İsmin kökeni, Sindhu (İndus) Nehri’nin eski adına uzanıyor. Yunanlılar, milattan önce bu ismi nehrin ötesindeki topraklara atıfta bulunmak için kullanıyordu.

 

“Hint” ve “Hindu” adı, İslam öncesi Persler veya İranlılar tarafından da kullanılmıştı. Bölgede iki asrı aşkın hüküm süren Müslüman Babürler de kendilerini “Hindustan Padişahları” olarak tanımlıyordu.

 

Ayrıca eski İngiliz edebiyatında 9. Yüzyılda bahsi geçen “India” ismi, Hindistan 18. Yüzyılın sonlarından itibaren İngilizler tarafından yönetildiğinde modern İngilizceye tamamen yerleşti. Ancak ülkenin yeni liderleri, bağımsızlık sonrası da bu terimi muhafaza ederek resmi belgelerde kullandı.

 

Nitekim 1950’de kabul edilen anayasanın ilk maddesinin “India (Hindistan), yani Bharat, bir eyaletler birliğidir” ifadesiyle başlaması, Hindistan’ın resmi olarak “India”nın yanı sıra “Bharat” ismiyle de anılabileceğine işaret ediyor.

 

Muhalefet, iktidarın Bharat isminin kasıtlı biçimde öne çıkardığında ısrarcı.

 

Hindistan Ulusal Kongresi Milletvekili Jairam Ramesh, X sosyal medya platformunda, G20 Zirvesi açılış yemeği davetiyesiyle ilgili tartışmalar için Bharat isminin tercih edilmesiyle, aynı maddede yer alan Hindistan’ın federal yapısının da tehdit altında olduğu değerlendirmesini yaptı.

 

Ayrıca isim tartışmalarının, muhalefet liderlerinin gelecek yıl yapılacak seçimlerde Modi’yi iktidardan uzaklaştırmak amacıyla “INDIA (Indian National Developmental Inclusive Alliance)” adlı bir ittifak kurmasından sonra yoğunlaşması dikkatleri çekti.

 

“BHARAT” ADI, MİTOLOJİK KRALDAN GELİYOR

 

Ülkeyi tanımlayan en eski kayıtlar, "Bharat", "Bharata" veya "Bharatvarsha" isimlerinin kullanıldığını da gösteriyor.

 

"Bharat" terimi Hindistan'ın mitolojik geçmişine gönderme yapıyor. Hint edebiyatında Himalaya Dağları ile okyanuslar arasında kalan bölge, Bharatvarsh olarak tarif ediliyor.

 

Ülkenin iki büyük destanından biri Mahabharata'dan gelen "Bharat", adını "efsanevi ve adil" Kral Bharat'tan alıyor. Yani ülkenin Sanskritçedeki adı olan "Bharat", Kral'ın soyundan gelen ulusu simgeliyor.

 

"Bharata"nın Sanskritçe'deki anlamı aynı zamanda "besleyen toprak" demek.

 

Ülkenin ilk başbakanlarından ve "Discovery of India" adlı kitabının yazarı Jawaharlal Nehru da 1927'de "India (Hindistan) Bharata'dır, Hinduların kutsal toprağıdır." ifadesini kullanmıştı.

 

Ülkeyi 2014'ten bu yana yöneten Modi'nin partisi BJP, "Hindistan'ın bir Hindu ülkesi olması gerektiğini" savunan Ulusal Gönüllüler Birliği (RSS) adlı örgütle ilişkili. Örgüt, 1948'de Mahatma Gandhi'nin öldürülmesinden sorumlu tutulmuştu.

 

Son yıllarda Hint milliyetçisi tutum ve politikalarıyla gündeme gelen Modi yönetimi, simgesel yapıların ve ulusal öneme sahip binaların adlarını değiştirerek, eski mirası yok etmekle eleştiriliyor.

 

Hindistan'ın İngiliz sömürge geçmişinden kopmaya çalıştığını sıklıkla ifade eden iktidardaki BJP'nin bazı üst düzey isimleri "Bharat" isminin kullanımını savunuyor. Hindistan, 15 Ağustos 1947'de neredeyse 200 yıl süren İngiliz sömürgeciliğinden kurtulmuştu.

 

"India" kelimesinin İngiliz sömürgecileri tarafından yaygınlaştırıldığı, "köleliğin sembolü" olduğu konusunda ısrarcı olan BJP'nin önde gelenleri, isim değişikliğinin Hindistan'ın Hindu geçmişini geri alma çabası olduğunu savunuyor.

 

BJP Milletvekili Harnath Singh Yadav, "Tüm ülke, 'India' yerine 'Bharat' kelimesini kullanmamızı istiyor. 'India' İngilizler tarafından bize yöneltilen bir hakarettir ancak 'Bharat' kültürümüzün bir simgesidir." diyerek, bu konuda anayasal değişikliğe gidilmesi çağrısında bulundu.

 

Hindistan Eğitim Bakanı Dharmendra Pradhan da "Bharat'ı kullanmak sömürge zihniyetine karşı büyük bir duruştur." yorumunu dile getirdi.

 

Ayrıca BJP'den parlamentonun üst kanadı olan Rajya Sabha Üyesi Naresh Bansal, parlamento oturumunda, "India" ifadesinin "sömürge dönemi köleliği" simgelediğini belirterek, bu ifadenin anayasadan çıkarılması gerektiğini söyledi.

 

Sadece "Bharat"ın kullanılması için anayasal değişiklik gerekli

Parlamentonun 18-22 Eylül'de yapılması planlanan henüz gündemi açıklanmamış özel oturumunda, bu değişikliğin gündeme getirileceği ve resmi olarak isim değişikliği için bir tasarı sunulabileceği iddiaları tartışmalara yol açtı.

 

Tartışmanın temel noktası ise yönetimin, anayasada değişiklik yaparak "India"yı kaldırıp "Bharat"ı tek resmi isim haline getirmeyi planlayıp planlamadığı yönünde.

 

Muhalifler, yeni parlamentodaki ilk oturumda ülkenin isminin resmen değiştirilebileceğini düşünüyor.

 

Yeni parlamento binasının bir duvarındaki "Büyük Bharat" haritasında Pakistan, Nepal, Bangladeş, Sri Lanka ve Myanmar'ın yanı sıra Afganistan'ın bir kısmının yer alması tepkilere yol açmıştı.

 

Ancak hükümetin, ülkenin ismini sadece "Bharat" olarak kullanmaya karar vermesi durumunda anayasanın ilk maddesini değiştirmek için yasa tasarısı sunması gerekiyor.

 

Hükümet, değişiklik için milletvekillerinin en az üçte ikisinin oylarını almak zorunda.

 

Hindistan Yüksek Mahkemesi, 2020'de isim değişikliğini talep eden başvuruyu reddetmiş, bu talebin bir temsile dönüştürülebileceğini ve uygun bir karar için merkezi hükümete iletilmesi tavsiyesinde bulunmuştu.

 

Mahkemenin Başyargıcı da "Bharat" ve "India"nın her ikisinin de anayasada yer aldığını dikkati çekmişti.

08 Eylül 2023 Cuma

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma