Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Kentsel dönüşümde 100 metrekare bir dairenin neredeyse maliyetinin tamamını karşılayacak bir kredi paketi oluşturduk. Her bir daire için de 1 milyon 250 bin liralık bir limit tahsis ettik" dedi.


 

Ümraniye Belediyesi Nikah Sarayı'nda depremzedeler için iftar yemeği verildi. Yaklaşık 500 depremzedenin katıldığı iftar yemeğine Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve eşi Özlem Nebati'nin yanı sıra Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ve AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Rabia İlhan katıldı.

 

Programda bir konuşma yapan Nebati, salonda depremin vurduğu bir çok bölgeden depremzedelerin olduğunu hatırlatarak, "Az önce masaları dolaşırken ve oturduğumuz masada bir kardeşimizin ifadesi herhalde tarihe geçecek bir ifadedir. Bana, 'Ben depremden çıktım da geldim. Hiç tanımadığım, bilmediğim, ismini bile hatırlayamadığım Sultanbeyli'de bir ailenin evinin çatı katında 15 gün misafir edildim.' dedi. Bu millet bu hasletlerle, siz depremzedeler bu güzelliğe güzellikle cevap verdikçe Allah'ın izniyle her türlü sıkıntının üstesinden gelmeyi başaracağız." diye konuştu.

 

14 milyon insanın doğrudan 85 milyonun da dolaylı etkilendiği yüzyılın en büyük afetlerinden birisinin yaşandığına vurgu yapan Nebati, "Sıkıntıların en büyüğünü yaşadık. Ama her zaman olduğu gibi 'Yok mu sesimi duyan?' dendiğinde devlet millet hep beraber sağına, soluna bakmadan ilk andan itibaren elini uzattı. Biz de devlet olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın depremi duyar duymaz bize verdiği talimatlar doğrultusunda hemen görevlendirildiğimiz illere gittik. İki aya yakın bir zamandır illerimizdeyiz. Depremde kardeşlerimizle hemhal olmak, onların acılarını paylaşmak ve mümkün olan en kısa sürede ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz orada çalıştık. Çalışmaya da devam ediyoruz. Ama görevli olduğum ilde bir de sel geldi. Biz yine oradaydık." ifadesini kullandı.

 

"GÜNLERCE UYKUSUZ KALDIK"

 

Bakan Nebati, depremzedelerin acısını paylaşmak ve devletin varlığını orada hissettirmek için çabaladıklarına dikkati çekerek, şunları söyledi: "Buna Rabb'imiz şahittir. Bakanlarımız, bölgede gece gündüz çalıştılar. Günlerce uykusuz kaldık. Özellikle Hatay, Maraş, Adıyaman, Elbistan, Nurdağı ve İslahiye gibi yerlerde görevli bakan arkadaşlarımızın hangi şartlarda, nasıl çalıştığını çok iyi biliyoruz. Valilerimizin, askerimizin, jandarmamızın, polisimizin ve en önemlisi vatandaşlarımızın Adıyaman'a kilometrelerce kuyruk yaparak yardım için koştuklarını kendi gözlerimizle gördük. Kardeş belediyeler olarak belediyelerimizin kurduğu konteyner kentlerle ve çadır kentlerle bütün belediyelerimiz kardeşlik hukukunun ne olduğunu ortaya koymak için canhıraş çalıştılar."

 

Bakın sadece Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak aldığımız tedbirleri saymaya kalksak saatlerinizi alırız. Çünkü bir can pazarı var, malını kaybeden insanlar var, varlığını yitiren insanlar var. Başını bir yere sokmaya çalışan insanlar varken hesaba kitaba bakmadan vatandaşımız rahat etsin diye mücbir sebep ilan ettik. Kredileri ve vergileri erteledik. Hızlı bir şekilde AFAD'a 100 milyar liralık bir kaynak aktararak kardeşlerimizin ilk andan itibaren ihtiyaçlarını giderecek tedbirleri aldık."

 

HER GÜN KONUT TEMELİ ATILIYOR

 

Yapılan çalışmalara dair detaylar veren Nebati, "Konut ihtiyacını gidermek için önce kardeşlerimizi acilen çadırlara soktuk. Sonra konteyner kentler inşa etmeye başladık. Ardından şimdi de konutlarımızın temellerini atıyoruz. Lütfen takip edin. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Çevre Şehircilik ve Eğitim Bakanlığımızın üstün gayretleri Hazine ve Maliye Bakanlığımızın finansal çareler bulunabilmedeki başarısı ve Sayın Cumhurbaşkanının iradesinin yere konmaması için her gün konut temeli atılıyor. Bu konutlar altyapılarıyla yanlarındaki hastaneleri, okulları, camileriyle inşa edilecek şekilde planlanıyor. Doğru bir yerde, doğru bir zeminde bu binaların inşa edilmesi için adımlar atıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

Nebati, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konutların 1 yıl içerisinde bitirileceğine dair sözünü anımsatarak, "Biz bu konutları depremde zarar gören bütün kardeşlerimize teslim edeceğiz. Vatandaşlarımızın en azından yaşadıkları evlerin konforunu ve güvenliğini sağlayacak adımlar atıyor, rahat bir şekilde yaşamlarını idame ettirmeleri için de elimizden gelen her türlü gayreti ortaya koyuyoruz. Biz çalışacağız, birlikte çalışacağız. Sadece çalışmayacağız, dua da edeceğiz." dedi.

 

"KENTSEL DÖNÜŞÜMDE 100 METREKARE BİR DAİRENİN NEREDEYSE MALİYETİNİN TAMAMINI KARŞILAYACAK BİR KREDİ PAKETİ OLUŞTURDUK"

 

Bu depremin ağır faturalarının tekrar ödenmemesi için çok önemli bir paket açıkladıklarına değinen Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kentsel dönüşümün sağlam ve hızlı bir şekilde yapılabilmesi için ev sahibi olup da kentsel dönüşüme tabi tutulan kardeşlerimize diyoruz ki size çok cüzi faiz oranları ile uzun vadeli ve iki yıl ödemesiz de olmak üzere bir kredi tahsis ettik. Her bir daire için de 1 milyon 250 bin liralık bir limit tahsis ettik. Yani kentsel dönüşümde 100 metrekare bir dairenin neredeyse maliyetinin tamamını karşılayacak bir kredi paketi oluşturduk. Siz belediyenizle anlaştığınız gibi kentsel dönüşüme tabi tutulmuş bir evde oturuyorsanız evinizi bir müteahhite vererek bu kredi ile apartmandaki, adadaki ve arsadaki paydaşlarınızla gidip inşaatınıza başlayabilirsiniz.

Paketin ikinci ayağı için müteahhitlere diyoruz ki 250 milyon liraya kadar sizle, cüzi miktarlara ve her iki aşamada da 840 baz puana kadar yani büyük bir oranını Hazine ve Maliye Bakanlığının karşılayacağı imkanlarla gelin kentsel dönüşümdeki binaları yeniden inşa edelim. Size de kredi veriyoruz. Üçüncüsü biz artık rezerv alanları oluşturulmuş yerlerde binaların yapılması noktasında yap-işlet-devret modeliyle en az 50 bin konutluk bir alanda konut üretimini gerçekleştirip buraları sadece kiraya vermek üzere bir sistem geliştirdik. İnşallah bununla da İstanbul başta olmak üzere bütün illerimizdeki ihtiyacı bu şekilde gidermiş olacağız.”

 

Nebati, vatandaşlara, müteahhitlere ve belediyelere bu imkanlardan faydalanması için çağrı yaparak, "Biz de bu irade var. Maddi gücümüz var. Belediyeler ev sahipleri ve müteahhitler bu işte el birliği yaparlarsa emin olun çok kısa bir zamanda kentsel dönüşüm başlar. Bunu başta İstanbul olmak üzere tüm illerimizde gerçekleştirmiş oluruz. Kentsel dönüşüme karşıyız diyenler gelin şu depremzedeleri görün. Kentsel dönüşüme karşıyım diyerek basın toplantısı düzenleyen siyasiler, kentsel dönüşüme karşıyım diyerek 'biz bunu durdurduk' diyen siyasiler artık önümüzde durmayın." diye konuştu.

02 Nisan 2023 Pazar

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar