Dünya Ekonomik Forumu'nun kısa ve uzun vadede en büyük 10 küresel riski içeren Küresel Riskler Raporu 2023'e göre, enerji, enflasyon, gıda ve güvenlik sorunları gelecek 2 yıl için hayat pahalılığı krizinin en büyük risk haline gelmesine yol açtı.

Hayat pahalılığı krizi gelecek 2 yıl için, iklim değişikliğini azaltmaya yönelik çabaların yetersiz kalması ise gelecek 10 yıllık dönemi kapsayan uzun vadede en büyük küresel risk olarak görülüyor.

 

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) küresel çapta 1.200 risk uzmanı, politika yapıcı ve sektör liderlerinin görüşlerini alarak hazırladığı Küresel Riskler Raporu 2023'ün bulguları açıklandı.

 

Marsh McLennan ve Zurich Sigorta Grubu ile hazırlanan, kısa ve uzun vadeli en büyük 10 küresel riskin tespit edildiği rapor, Londra'da düzenlenen basın toplantısında duyuruldu.

 

Birbirine bağlı küresel risklere karşı uyarıda bulunulan rapora göre, salgın ve savaş, Avrupa'da enerji, enflasyon, gıda ve güvenlik krizlerini zirveye taşıdı. Bu krizler nedeniyle kısa vade olarak tanımlanan gelecek 2 yıllık dönemde, hayat pahalılığı en büyük küresel risk olarak görülüyor.

 

Doğal afetler ve aşırı hava olayları kısa vadeli riskler arasında ikinci sırada yer alırken, jeo-ekonomik çatışma üçüncü, iklim değişikliğini azaltmada başarısızlık dördüncü ve toplumsal kutuplaşma beşinci sırada bulunuyor.

 

İklim değişikliğini azaltmada başarısızlık, uzun vadede ise en büyük küresel risk olarak öne çıkıyor.

 

İklim değişikliğine uyumda yaşanabilecek başarısızlık en büyük ikinci küresel risk olarak görülürken, doğal afetler, biyoçeşitlilik kaybı ve çevrenin tahribatı ilk 5 küresel risk arasında yer alıyor.

 

Büyük çaplı mecburi göç, toplumsal yozlaşma ve kutuplaşma, geniş çaplı siber suçlar ve siber güvenlik, jeo-ekonomik gerilim, büyük çaplı çevre tahribatı da uzun vadeli en büyük 10 küresel risk arasında bulunuyor.

 

Mevcut kısa vadeli risklerin, uzun vadeli riskleri önlemeye yönelik çabalara karşı tehdit oluşturduğu düşünülürken, bu risklere karşı küresel iş birliğinin hızlandırılmasına ve liderlerin kararlılıkla aksiyon almasına ihtiyaç duyuluyor.

 

BÜYÜK ÇAPTA POLİTİKA DEĞİŞİKLİĞİ VE YATIRIM GEREKİYOR

 

WEF Genel Müdürü Saadia Zahidi, enerji, gıda, borçlanma ve afetlerin ağırlıklı olarak kısa vadeli riskleri oluşturduğunu söyledi.

 

En kırılgan toplumların bu krizler nedeniyle aynı anda sorunlar yaşadığını ifade eden Zahidi, "Bilinen ve giderek büyüyen küresel risklerin oluşturduğu bu toksik durumda, yeni bir askeri çatışma veya yeni bir virüs kesinlikle yönetilemez. İklim ve insani gelişim, dünya liderlerinin endişelerinin merkezinde olmalı ki gelecek şoklara karşı direnci artıracak adımlar atmalı." dedi.

 

Zurich Sigorta Grubu Sürdürülebilir Risk Direktörü John Scott ise iklim değişikliğinin etkileri, biyoçeşitlilik kaybı, gıda güvenliği ve doğal kaynakların kullanımı arasındaki ilişkinin tehlikeli bir noktaya geldiğini vurgulayarak, "Önemli çapta politika değişiklikleri ve yatırımlar olmadan bu durum ekosistemdeki çöküşü hızlandıracak, gıda tedarikini tehdit edecek, doğal afetlerin etkisini artıracak ve iklim değişikliğini azaltmak için atılan adımları sınırlayacak." ifadelerini kullandı.

 

Buna rağmen bu risklere karşı alınacak aksiyonların hızlandırılmasıyla küresel sıcaklık artışını yüzyıl sonunda hala 1,5 dereceyle sınırlandırmak için fırsat olduğunu belirten Scott, "Yenilenebilir enerji kaynaklarında son dönemde görülen kapasite artışı ve elektrikli araçların hızlı yayılımı bu konuda iyimser olmak için nedenlerimiz." dedi.

 

"HİÇBİR ÜLKENİN KRİZLERE KARŞI BAĞIŞIKLIĞI YOK"

 

Marsh Kıta Avrupası Risk Yönetim Lideri Carolina Klint ise 2023'ün gıda, enerji, ham madde ve siber güvenliğe ilişkin risklerin arttığı bir yıl olacağını, bu durumun küresel tedarik zincirindeki aksaklıkları artıracağını ve yatırım kararlarını etkileyeceğini söyledi.

 

Hiçbir ülkenin bu sorunlara karşı "bağışıklığının" olmadığını belirten Scott, "Öte yandan, birçok ülkenin sanayi üretimini sürdürebilmek ve elektrik kesintilerini önlemek için kömür kullanımına yöneldiğini görüyoruz. Bu kısa vadeli bir krizi çözmek için atılan bir adım olsa da uzun vadeli taahhütleri tehlikeye atıyor." diye konuştu.

 

Scott, ülkeler ve kurumların mevcut ekonomik koşullarda sadece kısa vadeli risklere odaklanmaması gerektiğini vurgulayarak, "Uzun vadeli risklere karşı stratejiler geliştirilmesi ve yapısal bir dönüşüm sağlanması için de aynı anda adımlar atılmalı." dedi.

11 Ocak 2023 Çarşamba

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma