tatil-sepeti

Geleceğin uçak kabinlerinde kişiselleştirilmiş uçak içi eğlenceden uçuş korkusunu yok eden sanal gerçeklik setlerine ve LED aydınlatmalardan sinema tarzı koltuklara kadar pek çok yenilik var.

HABER: CANAN BİLGİN

1960’lı yılların hava yolculuğu fotoğrafları, şık giyimli yolcuların geniş uçak kabinlerinde seyahat ettiğini gösteriyor. Günümüzün sıkışık koltukları ve aşırı kalabalık havaalanlarına bakıldığında da havacılık firmalarının sunduğu uçuş deneyimleri daha kötüye gidiyor gibi görünüyor. Oysa havacılık endüstrisi, bu nostaljik gezginlerin yanıldığını kanıtlamak için büyük yatırımlar yapıyor, yolcularına daha kaliteli ve eğlenceli seyahat sunmak için teknolojinin bütün olanaklarından faydalanmaya çalışıyor.

ABD yayın kuruluşu CNN’in haberine göre, geleceğin uçak kabinlerinde kişiselleştirilmiş uçak içi eğlenceden sanal gerçekliğe, sinema tarzı koltuklardan uyku odalarına kadar pek çok yenilik, hava yolculuğunda ‘altın çağ’ın müjdecisi olarak değerlendiriliyor.

UÇAK İÇİ EĞLENCE

Geleceğin uçak kabinlerinde dönüşüm sürecinin anahtarı kablosuz bağlantı. Mobil teknoloji, elektronik biniş kartlarından business sınıf fiyatlarındaki güncellemelere kadar seyahat konforunun geliştirilmesinde önemli rol oynuyor. KLM gibi bazı havayolları, biniş kartlarını ve uçuş uyarılarını Facebook Messenger aracılığıyla yolcularına göndermeye başladı. Ancak mobil teknolojinin gerçekten dönüştürücü olabileceği alan, uçak içi eğlence. Özellikle uzun mesafeli uçuşlarda yerleşik uçak içi eğlence sistemleri, yolcuların mobil cihazlarıyla birlikte çalışabilir. Panasonic’in sunduğu Waterfront sistemi de, yolcuların uçağın yerleşik eğlence sistemini kontrol etmek için mobil cihazları kullanmasına olanak tanıyor. Havacılık şirketleri Thales ve B/E de, yolcu deneyimlerini kişiselleştirmek için cep telefonları kullanıyor. Böylece akıllı telefon ile koltukları senkronize ederek, yolcunun tercihlerini önceden biliyor veya bir önceki uçuşta yarım kalan bir filme devam etmesine imkan sağlıyor.

UÇARKEN ALIŞVERİŞ

Thales ve B/E’nin Dijital Sky model koltukları daha büyük, daha yüksek çözünürlüklü ekranlardan yararlanıyor. Hollanda merkezli AirFi ise öncelikle kısa mesafeli, tek koridorlu ve eğlence sistemleri olmayan uçakları donatıyor. Şirketin taşınabilir kablosuz sistemi, önceden yüklenmiş içeriği yolcuların mobil cihazlarına yansıtıyor. AirFi CEO’su Job Heimerikx, yolcuların bu sistemi geniş bir yelpazede filmlere ve diğer eğlence türlerine erişmek, uçuş sırasında yiyecek sipariş edip duty free’den alışveriş yapmak için de kullanabileceğini söylüyor.

TASARIMDA REKABET

Aeromexico da, geçtiğimiz günlerde Netflix tabanlı eğlence hizmetleri için Gogo’nun 2Ku uydu tabanlı internet bağlantısını kullanacağını açıkladı. Yolcuların yüzde 80’den fazlasının kendi cihazlarıyla uçağa bindiğini belirten Gogo’nun yöneticilerinden Ash ElDifrawi, “Havayolları, bu durumda koltuk arkasındaki ekranların ağırlık ve bakım masraflarından kurtulabilir ve farklılaştırılmış tecrübeler sunabilir. Örneğin, havayolları için eşsiz bir marka ve reklamcılık fırsatı yaratan müşteri portalları oluşturabilir” diyor.

İnternet bağlantıları yeni nesil uçuşlar için sadece başlangıç olarak yorumlanıyor. Tasarım evleri de, havayolu işletmelerinin yolcularına daha konforlu seyahat sunabilmeleri için kıyasıya rekabet ederken, yeniliğin sınırlarını zorluyor.

SANAL GERÇEKLİK EK GELİR OLUYOR

Geleceğin kabinleri için sunulan bir diğer hizmet de sanal gerçeklik. Air France/KLM’nin bir yan kuruluşu olan Transavia, geleneksel uçuş eğlence sistemine alternatif olarak sanal gerçeklik teknolojisini test ediyor. Şirket, sanal gerçeklik gözlüklerini ek gelir kaynağı olarak görüyor. Avustralyalı Qantas da belirli seferlerde birinci sınıf yolcular için sanal gerçeklik setlerini sundu.

SİNEMA TARZI KOLTUK

Sektörün ideali, yolcunun vücuduna mükemmel uyum sağlayan bir koltuk oluşturmak. Bu yöndeki ilk adım, Londra merkezli Factory Design tarafından önerilen ‘kıvrılıp bükülen koltuk’ konsepti. İtalyan üretici Aviointeriors ise ekonomi sınıfı için sinema tarzı bir koltuk keşfediyor. Bu tasarımla koltuk boş kaldığında dikey olarak katlanıyor ve böylece uçakta daha kolay hareket edilebiliyor.

FÜTÜRİSTİK UYKU ODALARI

Geleceğin kabinlerinin en ilginç konseptlerinden biri de uyku odaları. Factory Design’ın geliştirdiği Air Lair (hava yatağı) konsepti ile uyku bölgeleri oluşturularak yolcular, özel fütüristik kozalara sokuluyor. Kozalar ayarlanabilir ışık, ses ve sıcaklık özelliklerine sahip. Zodiac Aerospace ise uçağın kargo alanına yatak yerleştirerek bu bölümleri uyku odalarına dönüştürmeyi planlıyor.

16 Ocak 2017 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "çok kazanan ancak az vergi veren" mükelleflere yönelik incelemeleri kapsamında lüks yat ve tekne satışlarını takibe alırken, bu kapsamda 2021-2023 yıllarındaki satışlardan 1,4 milyar liralık vergi kaybı saptadı.


Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, yüksek gelir elde eden, lüks tüketimde bulunan ancak buna uygun vergi ödemeyen mükellefleri yakından izliyor.


Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında turizm bölgelerindeki lüks harcamaları yakından takip eden Gelir İdaresi, özel yat ve tekne satışlarını inceleme altına aldı.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından elde edilen verilerle uluslararası bilgi değişimi kapsamında elde edilen bilgileri kendi verileriyle çapraz kontrole tabi tutan Başkanlık, 2021-2023 yıllarındaki satışların büyük kısmında yüksek miktarda vergi kaybı tespit etti. Riskli mükelleflere odaklanan Başkanlık, söz konusu 3 yılda 45 binin üzerinde özel tekne ve yat satışı yapıldığını belirledi.


Söz konusu lüks taşıtların sigorta verileriyle kasko değerlerini de inceleyen Başkanlık, yaptığı bu analizlerle yürüttüğü saha çalışmalarıyla satışların gerçek bedelle beyanlara yansımadığını saptadı.


Analizlerde 15 bin gerçek kişi ve 1527 şirketin özel tekne ve yat satışlarında beyan edilen satış bedeliyle gerçek satış fiyatı arasında büyük fark bulundu. Bu mükelleflerin para transferleri inceleme altına alınırken, ilk tespitlere göre 1,4 milyar liralık kayıt dışı hasılat tespit edildi.


Bu arada, Gelir Vergisi Kanunu'na göre, gemi ve yat gibi taşıtların 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artışı kazancı sayılıyor. Yat ve tekneleri aldıkları tarihten başlayarak 5 yıl içinde elden çıkaranların alış maliyetleri ve satış bedeli arasında oluşan fark üzerinden vergilendirme yapılıyor. Bu satışların ticari kazanç sayılması durumunda ise hem gelir veya kurumlar vergisi hem de satış bedeli üzerinden ayrıca KDV alınması gerekiyor.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Çok kazanan ancak az vergi verenlerin kapısını çalmaya devam ediyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sektör sektör genişliyor. İncelemeler sonucunda, satış bedellerini düşük gösterenlerden gerekli vergi ve cezalar talep edilecek." dedi.


Gelir İdaresince bu alanda yapılan çalışmalara devam edileceğini ve yeni denetim yöntemlerinin de devreye alınacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:


"Kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabeti ve vergi kaybını gidermek için sektörel saha denetimlerimizi yoğun şekilde sürdürüyoruz. Vergilendirilmeyen kazançla çok harcayanları, lüks harcama yapan ancak vergi matrahını düşük gösterenleri yakından izlemeyi sürdüreceğiz. Kayıt dışı kazançların peşindeyiz. Vergide adaleti ve etkinliği artırmak amacıyla kayıt dışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor."


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #Maliye Bakanlığı

İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Hollanda Merkez Bankası (DNB) Başkanı Klaas Knot ile bir araya geldi.


İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde dün düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


TCMB idare merkezindeki etkinliğe, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands da katıldı.


TCMB Başkanı Karahan ve DNB Başkanı Knot, para politikaları ve ekonomik görünüme ilişkin sunum yaptı.


Etkinlikte daha sonra iki merkez bankası başkanının katılımıyla "100 Yıllık Dostluk: Vissering'in Türkiye Yolculuğu" sergisinin açılışı gerçekleştirildi.


Sergi, 1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering'in Türkiye'deki çalışmalarına dair arşiv belgelerini içeriyor. Vissering, bu çalışmaları sonucu Türkiye'de merkez bankası kurulmasına yönelik bir tavsiyede bulunmuştu.


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #TCMB #Hollanda