tatil-sepeti

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, turizmi çeşitlendirmek için bu yıl başlatılan gece müzeciliği uygulamasına ilişkin, "Turizm gelirinin tabana yayılması stratejisi bağlamında gece müzeciliği çok etkili oldu" dedi.


 

Now Haber’de Merve Yıldırım’ın sunduğu “Çalar Saat” programına konuk olan Ersoy, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) grafikleri eşliğinde önceki yılların ve bu senenin turizm rakamlarına ilişkin bilgiler verdi.

 

Turizm gelirlerinde dolar bazında kişi başı gecelik harcamada hızlı bir artış olduğunu dile getiren Ersoy, “Bu rakamın 2024’ün ilk altı ayında 73 dolarlardan 98 dolara geldiğini görüyoruz. Yıl sonu hedefimiz 103 dolar. Veriler, buna yakın bir rakamda yıl sonunu kapatacağımızı gösteriyor.” İfadesini kullandı.

 

Ersoy, Türkiye’nin Kovid-19 sonrası normalleşme döneminde en hızlı toparlanan ülkelerden biri olduğuna dikkati çekerek, “Kişi başı gecelik gelirdeki olumlu etkinin toplam gelire yansımasını görüyorsunuz. 2019’da toplam turizm gelirinde bir rekor kırmıştık. 2022 ve 2023’te de rekor kırdık, bundan sonra hep rekor kararak gideceğiz demiştik. Geçen sene 56 milyar dolar hedefimiz vardı, 55,9 milyar dolarla kapattık. Yani aslında hedefe uygun bir şekilde geçen seneyi kapatmayı başardık, yine bir rekor kırıldı. Bu seneki hedefimiz 60 milyar dolar.” Bilgisini verdi.

 

Turizm gelirlerindeki artışı 2019’da Turizm Geliştirme Ajansı’nın kurulması ve Pazar çeşitliliğinin arttırılmasına bağlayan Ersoy, Türkiye’nin tanıtılması konusunda “Devletten değil, devletle beraber” stratejisinin uygulandığını belirtti.

 

“GECE MÜZECİLİĞİ TURİZM GELİRİNİN TABANA YAYILMASI İÇİN ÖNEMLİ”

 

Ersoy, turizmi çeşitlendirmek için bu yıl başlatılan gece müzeciliği uygulamasına ilişkin ise şunları söyledi: "Ziyaretçiler özellikle Antalya bölgesinde her şey dahil kampanyasından dolayı otellerde kalıyor. Bunun yanı sıra yazın çok sıcak oluyor, 40-45 derece bazen gündüz 50 dereceyi görüyorlar. Tabii turist doğal olarak havuzun başından, denizin başından dışarıya çıkıp esnafı görmüyor, gitmiyor ve oradaki arkeolojik noktaları gezmiyor. Onlar da önemli değerler, cazibe noktaları. O yüzden bu sene böyle bir pilot proje başlattık. Efes'te, Hierapolis'te, Galata Kulesi'nde ve diğer birkaç noktada bu pilot projeyi başlattık. Şimdi uygulamayı görüyoruz. Uygulamadaki düzenlemelerin tekrar ayarlarını yapıp geliştireceğiz. Şu an 15 Haziran ile 15 Eylül arasında, yani havaların çok sıcak olduğu dönemde projeyi çalıştırmak çok mantıklı gözüküyor, 21.30'a kadar girişleri serbest bırakıyoruz, 22.30'a kadar açıyoruz. Bu alanları çok iyi aydınlattık. Ziyaretçilerimiz gün batımından sonra müzelere gelmeye devam ediyorlar. Arkeolojik noktaları gezdikten sonra öncesinde veya sonrasında da esnafla buluşma fırsatı buluyorlar. Turizm gelirinin tabana yayılması stratejisi bağlamında gece müzeciliği çok etkili oldu."

 

Türkiye genelindeki arkeolojik kazı çalışmalarında büyük ilerleme sağlandığının altını çizen Ersoy, kazı başkanlığı sayısının 2018'den bu yana 147'den 247'ye yükseldiğini, kazı başkanlıklarına kaynak aktarımlarının 36 milyon liradan 1,2 milyar liraya çıktığını kaydetti.

 

Bakan Ersoy, bu yıl sonuna kadar kazı başkanlıklarına aktarılan bütçe miktarının 6 milyar lirayı bulmasını öngördüklerini söyledi.

 

"EYLÜL AYINDA ÇOK DEĞERLİ ESERLER TÜRKİYE'YE GELECEK"

 

Tarihi eser kaçakçılığıyla mücadeleye ilişkin Ersoy, 2002'den bu yana yaklaşık 12 bin 800 tarihi eserin yurt dışından Türkiye'ye getirildiğini belirterek, "Bunların yüzde 60'lık bir kısmı, 8 bine yakını son 6 yılda ülkemize getirilmiş olanlar. Biz tarihi eser kaçakçılığında da stratejik bir değişikliğe gittik. Orası bir daireydi, biz daire başkanlığı seviyesine getirdik, rütbeleri yükselttik. Ayrıca oradaki uzman eleman sayısını üç katına çıkarttık." dedi.

 

Yüksek rütbeli ekiplerin karşı ülkede de aynı rütbedeki insanlarla muhatap olduklarını böylece süreçlerin daha hızlı ilerlediğini vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti: "İkinci aşamada da uluslararası iade protokolü sayısını arttırdık. Şu anda 12 ülkeye çıktı, birçok ülkeyi de protokol yapması için zorluyoruz. Uluslararası iade protokolü sayesinde, normalde 8-10 yıl süren hukuki süreçler 7-8 ayda bitiyor. Milyonlarca dolar tutacak olan hukuki süreç harcamaları birkaç yüz bin dolarla bitiyor. Süreci çok hızlandırdık, meyvelerini toplamaya başladık. Şimdi ülkesini vermeyeyim ama eylül ayında çok değerli eserler ülkemize gelmeye başlayacak."

 

"BU COĞRAFYADA YAŞIYORSANIZ KRİZ OLACAK"

 

Bakan Ersoy, Instagram'a getirilen erişim yasağının turizme etkilerine yönelik soruya, "Görüşmeler devam ediyor, karşılıklı anlayışa ihtiyacımız var. Hızlı bir şekilde çözülür diye düşünüyorum. Biz her yerde olumlu haber olsun isteriz. Ne kadar olumlu haber bizim için o kadar faydalı." ifadeleriyle cevap verdi.

 

Pazar ve sezon çeşitliliğinin, bölgedeki olası krizlerin turizme olumsuz etkilerini hafifletme konusunda önemli olduğunu kaydeden Ersoy, "Bu coğrafyada yaşıyorsanız geçmişte de krizlerle karşılaştınız, günümüzde de krizler olacak ve maalesef gelecekte de olacak. Önemli olan sektörlerinizi buna bağışıklık kazanmış hale getirmektir." değerlendirmesinde bulundu.

 

Ersoy, geçen yılki 6 Şubat depremleri sonrası hasar gören kültür varlıklarının onarılması ve yeniden inşasına ilişkin ise, "Yaklaşık 2,5 milyar liralık bir bütçe ile Hatay Müzesi yeniden yapılandırılıyor. İnşallah onu da 2025 sonuna kadar tamamlayıp açmak istiyoruz. Bunun dışında Antakya'da kamu binaları dışında vatandaşa ve özel sektöre ait olan binalar da var. Bunların da yeniden inşası gerekiyor. Orada da bir hibe programı başlattık. Hibe desteklerimizde proje desteğini 5 katına, yatırım desteğini 10 katına çıkarttık. Şu ana kadar hibe programına 1300'ün üzerinde başvuru var, 78'i hariç tamamı onaylandı. Hepsinin çalışmaları başladı. Tamamına yakın proje onayları çıktı. Uygulama destekleri açılmaya başlandı." bilgisini paylaştı.

 

"PASAPORTLARDA YETERİNCE SAYFA VAR"

 

Yurt dışı çıkışları için harç pulu ücretinin artırılması, pasaport sayfalarının az olmasına yönelik şikayetlere de değinen Ersoy, "Pasaportlar için benim tavsiyem şöyle, çıkış yaparken 'Kaşe vurmayın' derseniz vurmuyorlar. Aklınızda olsun. Yurt dışı polisi de vurmuyor, çıkarken de vurmayabilirsiniz. Sistemden okuttuğu zaman siz uyarırsanız kaşeyi vurmadan geçersiniz. Yani pasaportlarda yeterince sayfa var aslında." ifadesini kullandı.

 

Schengen vizesi başvurularındaki sıkıntılara ilişkin soru üzerine Ersoy, vize konusunun bütün dünyada büyük bir sorun olduğunu belirterek, "Özellikle Kovid-19'dan sonra. Çok ciddi bir gecikmiş talep kayması da oldu. Ülkeler bununla ilgili birçok başvuru sistemlerini özelleştiriyorlar, geliştiriyorlar. İnşallah kısa bir şekilde çözülür. Dışişleri Bakanlığı yoğun bir temas içinde. Ülke bazında konuşuyorlar en çok talebin olduğu ülkelerle ilgili. Mesela Yunanistan bir adım attı. Bu, ülke için de faydalı oluyor. Bizden turist akışında ciddi bir artış oldu. Ne kadar pratikleşirse, ne kadar kolaylaşırsa Türkiye'den turist akışında da o kadar ciddi bir artış olur." diye konuştu.

09 Ağustos 2024 Cuma

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı