tatil-sepeti

Hyve Group tarafından düzenlenen Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul, Tüyap Kongre ve Fuar Merkezi'nde 43'üncü kez kapılarını açtı.

Fuar kapsamında ekonomist Can Fuat Gürlesel moderatörlüğünde "Fikir Önderleri Yapı İhracatı ve Sürdürülebilir Yenilik Fırsatlarını Açıklıyor" temalı "Başkanlar Oturumu" gerçekleştirildi.

Oturumda konuşan Kalyoncu, öngörülenden daha fazla uzayan salgının en çok turizm ve havacılık sektörünü etkilediğini kaydederek, onun dışında çok sayıda sektörle birlikte gayrimenkul geliştirme sektörünün de ciddi biçimde etkilendiğini bildirdi.

Salgın nedeniyle gayrimenkul geliştirme alanında halihazırda düşük katlı, bahçeli, geniş teraslı konut üretimine eğilim olduğunu dile getiren Kalyoncu, "Sağlıklı ev kavramları da oluşuyor. Aslında sağlıklı kent kavramını sürekli gündemimizde tutmalıyız. Salgın, bunun altını çizdi ve vurguladı." diye konuştu.

Kalyoncu, konut satışında şu anda rakamların geçen yaza göre düşük geldiğini, bunda faiz indiriminin etkili olduğunu belirterek, ofis piyasasında arz fazlalığının bulunduğunu, özellikle salgın sonrasında ofislerin nasıl dönüştürüleceğinin araştırıldığını, bu alanda daha üretken olunması gerektiğini anlattı.

AVM ve perakendede yeni gelişmelerin azaldığını ifade eden Kalyoncu, gelecekte açık alana sahip projelerin daha fazla geliştirileceğini ve tercih edileceğini düşündüklerini vurguladı.

"YAŞLI BAKIM MERKEZLERİ GAYRİMENKULÜN ODAK NOKTASINA GİRDİ"

Mehmet Kalyoncu, salgının uzaması nedeniyle konut üretiminde ötelemeler olduğunu, bu sürede inşaat girdi maliyetlerinin de arttığını belirterek, "Sektörün tekrar konut üretmeye başlaması lazım. Aksi takdirde, inşaat girdisi olan maliyetlerde de yükseliş trendi var. Konut üretimi de azalırsa bu fiyatlara yansıyabilir. O nedenle konut üretiminin artmasına ilişkin bir şeyler düşünmek lazım." diye konuştu.

Daha çok iç içe yaşamın olduğu öğrenci yurtları gibi yapıların nasıl olacağına dair araştırmaların devam ettiğini dile getiren Kalyoncu, güney kentlerinde yaşlı bakım evlerinin ve veri merkezlerinin gayrimenkulün odak noktasına girdiğini söyledi.

Kalyoncu, salgın sürecinde tabiatın öneminin daha çok anlaşıldığını kaydederek, gayrimenkul üretiminde doğaya saygılı olunması ve teknolojinin daha fazla kullanılması gerektiğine dikkati çekti.

"SALGIN SÜRECİNDE EVLERDEKİ DEĞİŞİKLİK İNŞAAT MALZEMELERİNİN SATIŞINI ARTIRDI"

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Tecdelioğlu ise, salgın sürecinde evde daha çok zaman geçirilmesi nedeniyle okul ve ofislerdeki süreçlerin değiştiğini, hepsinin bir renovasyon ihtiyacı olduğunu söyledi.

Salgın sürecinde evde yapılacak değişimler nedeniyle inşaat malzemelerine talebin arttığını dile getiren Tecdelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İhracat konusuna gelirsek maalesef son 3 yıldır 20-22 milyar dolar bandında takılı kaldık, büyüyemiyoruz. Yüzde 1,5'lik bir küçülmeyle 2020'yi kapattık. Ancak bu ortamda büyük bir başarı. Biz büyük bir oyuncuyuz yapı malzemeleri sektörü olarak, kapasitemiz yakın coğrafyamız için de tatmin edici. Doğru yönetip ileride iyi fırsatlar yakalayacağımız aşikar. Kalite açısından Avrupa'dan daha kaliteli üretimlerimiz söz konusu."

"KONUTLARIN DEPREM YALITIMLI OLMASI TEŞVİK EDİLMELİ"

Deprem İzolasyon Derneği Başkanı Mehmet Emre Özcanlı da son yıllarda yaşanan depremleri anımsatarak, bu depremlerde çok acı verici kayıplar yaşadıklarını söyledi.

Depreme hazırlık anlamında kamu sektörünün özellikle hastane, köprü, kara yolu, data merkezi gibi yapılarda deprem yalıtımına çok önem verdiğini dile getiren Özcanlı, "Ancak bir türlü konut üretiminde ve özel sektörde deprem yalıtımının yaygınlaştırılması sağlayamadık. 2020'de 750 konutluk özel bir projede deprem yalıtımının uygulanmaya başlaması çok güzel bir örnek oldu." dedi.

Sismik izolatöre sahip binaların önemine değinen Özcanlı, şu açıklamalarda bulundu: "Yeni hastanelerin büyük kısmında bu sistem uygulanıyor. Kamu bu işi benimsedi. Ancak konuta bir türlü giremedi deprem izolasyonu yaklaşımı. Umarım bazı ufak teşviklerle, mesela sigorta ayağını devreye sokulması, satışlarda deprem izolasyonuna sahip konutlarda finansman kolaylığı sağlanması gibi kolaylıklarla bu süreçlerin yaygınlaştırılması mümkün. İzolatörler Türkiye'de de üretiliyor ve hatta ihraç ediliyor."

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Akım ise yeşil bina üretiminde ellerindeki standartları yeterince kullanamadıklarını söyledi.

Özellikle pis su tesisatlarında eksiklikler bulunduğunu dile getiren Akım, "Yeşil bina konusunda tekrar gündeme gelen suyu da havayı da enerjiyi de mümkün olduğu kadar mantıklı ve dengeli kullanmalıyız." dedi.

07 Nisan 2021 Çarşamba

Etiketler : Sektörel

Çin Merkez Bankası'nın ekonomiyi desteklemek için para politikasını önemli ölçüde gevşetmesi varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, altının ons fiyatı rekor kırmaya devam ediyor.


 

Çin Merkez Bankası (PBoC), dün iç talepte süregelen zayıflık ve gayrimenkul sektöründeki düşüşün aşağı çektiği ekonomiyi canlandırmaya yönelik bir dizi tedbir açıklamıştı.

 

PBoC Başkanı Pan Gongşıng, ters repo faizinde indirimden zorunlu karşılık oranlarının azaltılmasına ve mortgage faizlerinin düşürülmesine dek politika adımlarını duyurmuştu.

 

Pan, PBoC'nin piyasaya kısa vadeli nakit aktarmasının en önemli aracı olan 7 günlük ters repo faizini yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e çektiğini duyurmuştu.

 

Banka, bugün de finans kuruluşlarına verilen bir yıllık orta vadeli kredi faiz oranını yüzde 2,30'dan yüzde 2,00'e düşürdüğünü açıkladı.

 

PBoC'nin kararı ve yatırımcıların ABD Merkez Bankası'nın da daha fazla faiz indirimiyle ekonomiyi destekleyeceğine ilişkin beklentilerinin artmasının ardından bugün altının ons fiyatı Londra Metal Borsası'nda (LME) 2 bin 670,57 dolarla rekor tazeledi. Değerli metalin ons fiyatı rekor yeniledikten sonra yüzde 0,4 düşüş gösterdi.

 

Altınını onsu bu yıl yaklaşık yüzde 30 değer kazanırken, analistler, altın talebinin sene başından bu yana devam eden merkez bankası alımları ile Orta Doğu ve Ukrayna'daki çatışmalar sebebiyle güçlü kaldığını görüşünde.

 

Analistler, 100 seviyelerine kadar gerileyen dolar endeksinin ve düşen tahvil getirilerinin de altının alternatif maliyetini azaltarak yukarı yönlü hareketini desteklediğini ifade etti.

25 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : ons altın fiyat Çin Merkez Bankası

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü İlker Murat Ar, 2030 yılına kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek batarya teknolojilerinde bölgesel üretim ve yatırım üssü olmayı hedeflediklerini bildirdi.


 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü İlker Murat Ar, Pil Batarya Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği (PİLDER) tarafından Bilişim Vadisi'nde düzenlenen Batarya Teknolojileri Zirvesi'nde, enerji sistemlerinin güvenilirliğini artırarak temiz enerjiye ulaşım imkanı sunan batarya teknolojilerinin öneminin giderek arttığını belirtti.

 

Sanayide, batarya teknolojisiyle dayanıklılık ve geri dönüşüm uygulamalarına dayalı yeni bir rekabet alanı inşa edildiğini dile getiren Ar, "Lityum-iyon bataryalar her an yeni gelişmelere sahne olan batarya teknolojilerinde en yaygın kullanılan teknoloji durumunda. Ancak yeni nesil batarya teknolojilerine yönelik AR-GE çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında, katı hal bataryalar, lityum-kükürt ve sodyum-iyon gibi alternatif teknolojilerle metal-hava bataryaları önümüzdeki yıllarda endüstrinin yönünü belirleyecek kritik teknolojiler olacak" diye konuştu.

 

Ar, batarya teknolojileri yolculuğundaki bir diğer gelişim alanının ise sürdürülebilir ham madde tedariki ve geri dönüşüm süreçlerinin geliştirilmesi olduğunu vurgulayarak, akıllı batarya yönetim sistemleri ve enerji verimliliğini artıracak yeni yazılım çözümlerinin de fırsat alanlar olduğunu söyledi.

 

Türkiye'nin otomotiv ve otomotiv yan sanayisindeki gücü, elektrikli araç piyasasındaki öncülüğü ve yenilenebilir enerji teknolojilerine verdiği önemle batarya ve enerji depolama sistemleri için çok önemli bir yatırım potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Ar, şunları kaydetti: "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sürdürülebilir ve rekabetçi büyümenin bir unsuru olduğuna inandığımız batarya teknolojilerine yönelik izlediğimiz yol haritasının temelinde de yerli batarya üretimini teşvik etmek, kritik minerallerin yerli kaynaklardan teminiyle stratejik tedarik zincirini güçlendirmek ve AR-GE çalışmalarına destek vermek yer alıyor. Bu doğrultuda, yakın zamanda açıkladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi ve HIT-30 programları kapsamında batarya teknolojileri ve bileşenleriyle enerji depolama sistemlerinin içinde bulunduğu, ülkemizi ön plana taşıyacağını düşündüğümüz odak alanlarına sağlayacağımız destek ve teşviklerle 2030 yılına kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek bölgesel bir üretim ve yatırım üssü olmayı hedefliyoruz.

Bakanlık olarak batarya teknolojilerini Türkiye'nin sanayi ve teknolojideki dönüşümüne liderlik edecek stratejik bir alan olarak değerlendirdiğimizin bir kez daha altını çizerek vurgulamak istiyorum. Bu doğrultuda, yerli üretim kapasitemizi artırarak dışa bağımlılığı azaltmak, AR-GE faaliyetleriyle bu alandaki yenilikçiliğimizi desteklemek temel önceliğimiz ve birlikte çalışarak ülkemizi batarya teknolojilerinde dünya ligine taşımak ana hedefimizdir."

 

PİLDER Başkanı Kadem Usta da batarya teknolojilerinin dünyadaki sürdürülebilir enerji geçişinin kritik parçalarından biri haline geldiğini söyledi.

 

Usta, Türkiye'deki batarya üretim ekosisteminde önemli gelişmelerin kaydedildiğini belirterek, "Ülkemizde halihazırda 2 hücre üretim tesisi ve çeşitli ölçeklerde 100'e yakın lityum-iyon batarya üretim tesisi aktif olarak faaliyet göstermektedir. Yatırım aşamasında olan gigavatsaat kapasitesinin üzerinde 4 yeni hücre üretim tesisi ile bu sayı daha da artacaktır. Ülkemizin 2030 yılına kadar 80 gigavatsaat batarya üretim kapasitesini aşacağını öngörüyoruz." dedi.

 

Batarya teknolojilerinin her aşamasında sürdürülebilirlik ve çevre dostu yaklaşımların ön planda tutulduğuna dikkati çeken Usta, Türkiye'nin ham madde üretiminden geri dönüşümüne kadar geniş bir batarya ekosistemine sahip olduğunu dile getirdi.

 

Usta, özellikle lityum-iyon teknolojisinin hızla büyümesiyle birlikte elektrikli araçlar ve enerji depolama sistemleri gibi alanlarda bu teknolojilerin büyük önem taşıdığı vurgulayarak, "Türkiye, Avrupa'nın batarya üretim üssü olma yolunda hızla ilerlemektedir. 2023 yılında sadece lityum-iyon bataryalar için gerçekleştirilen 1 milyar dolarlık ithalat, bu alanın stratejik önemini bir kez daha ortaya koymuştur." diye konuştu.

25 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : batarya sanayi teknoloji üretim yatırım