tatil-sepeti

HABER: DOĞAN ERDOĞAN

Dünyanın en büyük gayrimenkul fuarı MIPIM, Fransa’nın Cannes kentinde 14-17 Mart tarihleri arasında düzenlendi. Toplam 90 ülkeden dev gayrimenkul yatırımcılarının katıldığı fuarda, İstanbul Ticaret Odası da Cannes sahil şeridine 685 m2’lik dev İstanbul Gayrimenkul Çadırı kurdu. Çadır fuar süresince global yatırımcının B2B (ikili) görüşme alanı haline geldi.

‘İstanbul: Two Continents, One City (İki Kıta Tek Şehir)’ sloganı ile ziyaretçilerini çeken İstanbul Gayrimenkul Çadırı, bu yıl da Paris ve Londra ile birlikte yer aldı.

100 BÜYÜK YATIRIM

İstanbul Çadırı’nda 100 büyük yatırımcı, fuar boyunca potansiyel Türk ortakları ile bir araya geldi. İTO fuarda; önce dijital sunumlarla 90 ülkeden creme de la creme (en iyinin iyisi) yatırımcıya İstanbul’u tanıttı. Tanıtımın ana teması ise “İstanbul’a ‘aşık’ olun, ardından ‘akşam çayını Türkiye pasaportunuzla Boğaz manzaralı ev ve ofisinizde yudumlayın’dı. Fuarı gezenlere böylece Türkiye’de yatırım yoluyla vatandaş olma fırsatları da anlatıldı.

İSTANBUL RÜYASI

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, özellikle varlıklı yatırımcı için ‘bir İstanbul rüyası’ oluşturmak istediklerini söyledi. Çağlar, “Yabancı yatırımcıya İstanbul’da yaşamanın en cazibeli ve kazançlı yolunun ‘ev almak’ olduğunu anlattık. Dünyanın iki kıta üzerinde kurulu tek şehrinde prestijli bir projeden ev ve ofis aldıklarını söyledik. Böylece hem gayrimenkullerinin değerinin her geçen gün arttığına hem de 1 milyon dolar veya üzerinde bir fiyata aldıkları gayrimenkul sayesinde Türkiye pasaportuna sahip olma hakkı kazanarak artık İstanbullu olduklarına vurgu yaptık” diye konuştu.

YATIRIM ODAKLIYIZ

Çağlar, “İki yıldır, İstanbul Gayrimenkul Çadırı ile İstanbul’un imajını daha üst noktalara taşıdık. MIPIM ziyaretçilerinin zihinlerine kazıdığımız bu güzel imajımızı bu yıl daha çok yatırıma, paraya çevirmek istedik” dedi.

İTO Başkanı Çağlar, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından İstanbul ve Türkiye üzerinde oluşturulmak istenen algının bertaraf edilmesi için de çadırın her noktasını bu yılki ‘İstanbul: Two Continents, One City’ sloganına uygun olarak dizayn ettiklerini söyledi.

Fuarda, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun ile İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu ve İTO Meclis Üyeleri de yer aldı.

VATANDAŞLIK İÇİN DAVET

İstanbul Çadırı’nın en önemli işlevlerinden biri, zengin yabancı yatırımcıyı Türk vatandaşı yapmak için hayata geçirilen yasanın doğru anlatılmasına sunduğu katkı oldu. Hükümet tarafından ocak ayının ilk günlerinde çıkarılan ve konut satışlarını en az yüzde 10 artırması beklenen kanunla, 1 milyon dolar ve üzerinde bir fiyatla gayrimenkul alan yabancılara vatandaşlık hakkı verilmeye başlandı. Yatırım yoluyla vatandaşlık programı, 23 binin üzerinde gayrimenkul profesyonelinin ziyaret ettiği MIPIM’de yoğun ilgi gördü.

RAKAMLARLA MIPIM 2017

  • 23.000 ziyaretçi
  • 2.600 stand açan firma
  • 90 ülke
  • 1.000’den fazla proje
  • 150 network etkinliği
  • 100 konferans
  • 5.300 uluslararası yatırımcı
  • 1milyon kartivizit alışverişi
  • Ülke bazında katılımda Türkiye 5’inci sırada

YENİ İŞ KONTRATI İMZALAMA ZAMANI

MIPIM’e katılan 23 bin profesyonel ziyaretçi, Türkiye’den fuar için gelen 800’den fazla profesyonelle İstanbul Gayrimenkul Çadırı’nda masaya oturdu. İTO, fuarın ikinci günü, 100 büyük yatırımcıyı Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin de katıldığı bir tanışma toplantısında Türk yatırımcılarla bir araya getirdi.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, İstanbul Çadırı’nın her noktasını uluslararası yatırımcılar ile Türk girişimcilerin buluşma yeri olarak planlandıklarını belirtti.

Çağlar, “Katma değer zincirinin en üstünde yer alan uluslararası alım yapan en büyük 100 MIPIM katılımcısı ile temasa geçtik. Yöneticilerini Türk firmalarıyla görüşme yapmaları için İstanbul Çadırı’ndaki B2B alanına davet ettik. Bu suretle işadamlarımız birçok önemli kontrata da imza atma fırsatı yakaladı” dedi.

GAYRİMENKUL FON YÖNETİCİLERİNDEN İSTANBUL’A BÜYÜK İLGİ

İstanbul Ticaret Odası, bu yıl B2B görüşmeleri için dizayn ettiği İstanbul Gayrimenkul Çadırı’nda, uluslararası gayrimenkul sektörünün en büyük 100 yatırımcısını konuk etti.

İkili iş görüşmelerinde ABD, İtalya, Rusya ve İspanya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen fon yöneticileri ve gayrimenkul sektörünün en etkili yatırımcıları yer aldı.

Görüşmeleri değerlendiren İTO Başkanı İbrahim Çağlar, MIPIM’de uluslararası yatırımcıların İstanbul’a yönelik ilgisinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.

İTALYAN HEYETİ

İstanbul Çadırı yabancı protokol ziyaretlerine de sahne oldu. Fuarın ilk iki günü Torino Belediye Başkanı Chiara Appendino, İtalyan Ticaret Ajansı Başkanı Michele Scannavini, 20 kişilik bir heyetle İstanbul Çadırı’na geldi. Ayrıca, İtalyan Ekonomi ve Finans Bakanlığı Müsteşarı Paola de Micheli ile Milano Valisi Giuseppe Sala da İstanbul Çadırı’nda görüşmelerde bulundu.

Bugün gelip yatırım yapmayan pişman olacak

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, MIPIM’deki İstanbul Gayrimenkul Çadırı’nda, Türk ve yabancı inşaat firmalarının üst düzey temsilcileriyle bir araya geldi. Özhaseki, “Bugünlerde Türkiye’ye gelip yatırım yapmayanlarınpişman olacağını düşünüyorum” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki,Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen uluslararası gayrimenkul fuarı MIPIM’de, İstanbul Ticaret Odası’nın ‘İstanbul: İki Kıta, Tek Şehir’ temasıyla kurduğuve kentin mega projelerinin tanıtıldığı İstanbul Gayrimenkul Çadırı’nda, gayrimenkul sektörünün yerli ve yabancı yatırımcılarıyla buluştu.

Günümüzde şehirlerin birbiriyle yarıştığını ve her şehrin imkanlardan maksimum derecede istifade etmek için büyük gayret verdiğini belirten Özhaseki, “Bu yarışta, İstanbul’la yarışacak bir başka şehir yok. Ama yatırım yapılacak çok güzel şehirlerimiz, bölgelerimiz de var” dedi.

YATIRIMCIYA AYRICALIK

Yabancı yatırımcının aklına Türkiye’deki yatırım ortamıyla ilgili sorular gelebildiğini ifade eden Özhaseki, şunları kaydetti: “Yatırımcıyı çekmek için elimizden geleni yapıyoruz. Yabancı yatırımcılara karşı da pozitif ayrımcılığın olduğunu net olarak söylemeliyim.Türkiye’yi izleyen herkes Türkiye’nin büyüdüğünü, güçlendiğini, daha da geliştiğini görecek.Belki bugünlerde gelip yatırım yapmayanların da pişman olacağını düşünüyorum.”

20 MİLYON YAPI STOKU

Bakan Özhaseki, Türkiye’nin ortalama 20 milyon yapı stoku olduğunu belirterek, “Bunun içerisinde hedefimiz önümüzdeki 15 yıl içerisinde en az 6-7 milyon binayı değiştirmek” dedi. Özhaseki, şöyle devam etti: “Eğer biz yılda 500 bin binayı değiştireceksek, bunun ekonomiye, piyasaya katkısı 35-40 milyar dolar olacak. İnşaat sektörünün etkilediği 250 civarında yerli sektör var. Halısından perdesine, lambasından duvar malzemelerine kadar aklınıza gelebilecek her konuda. Bu kendi iç piyasamızı da canlandıracak en önemli bir argüman olarak duruyor.”

FIRSATLAR ÜLKESİ

Özhaseki, Türkiye’nin coğrafi açıdan birçok avantajı bulunduğuna değinerek, 2-3 saatlik uçuşla Türkiye’den 50 kadar ülkeye ulaşılabildiğine, Türkiye’nin bir fırsatlar ülkesi olduğuna işaret etti.

Özhaseki,etki alanı ekonominin yüzde 25’ine ulaşan gayrimenkul sektörünün 250’ye yakın sektörü etkileyen bir iş grubu olduğunu, bunların hepsinin de Türkiye’de faaliyetlerine hızla devam ettiğini kaydetti.

TAPU HARCI MÜJDESİ

Bakan Mehmet Özhaseki, tapu harçlarıyla ilgili, “Birtakım müjdelerimiz var” dedi.
Bu açıklamanın ardından Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle tapu harçları
binde 20’den binde 15’e indirildi.

ÇİN’DEN SONRA İKİNCİYİZ

Bakan Mehmet Özhaseki, gayrimenkul ve inşaat alanında çok tecrübeli grupları bulunan Türkiye’nin dünya inşaat sektöründe Çin’den sonra ikinci sırada geldiğini bildirdi. Özhaseki, bu alanda dünyadaki 250 büyük firma arasında 42 Türk şirketinin olduğunu hatırlattı.

BAKANLIK İLE İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ ARASINDA PROTOKOL

MIPIM’de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından ülke ve pilot bölgede mekansal strateji planlarının hazırlanması protokolü imzalandı. Protokole, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile İTO Başkanı İbrahim Çağlar imza attı.

İTO Başkanı Çağlar, “Bu protokolle Türkiye’de hangi binanın nereye yapılacağı, turizm sektörünün nerede olacağının ve organize sanayi bölgelerinin nerede kurulacağının planlaması yapılacak. İstanbul Ticaret Üniversitesi, Türkiye’nin yeni mekansal yapısında yol haritasını belirleyecek” dedi.

2017 İÇİN HEDEF BÜYÜTTÜK

Emlak Konut Genel Müdürü Murat Kurum, MIPIM’de Türkiye’deki gayrimenkul sektörünün büyümesini ve sektörün tetiklediği diğer sektörleri anlattıklarını söyledi. Kurum, “Bu yılki satış rakamları geçen yılın üzerinde. 2017 için hedef 2016’nın üzerinde. Biz bu yıl 10 bin satış hedefi koyduk” dedi.

Hükümetin inşaat sektörü ile ilgili yılbaşından itibaren birçok düzenleme yaptığını hatırlatan Kurum, bu düzenlemelerin sektörün hareketi açısından önemli olduğunu dile getirdi.

İFM PROJESİ NE LONDRA’DA NE DE PARİS’TE VAR!

Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Mehmet Ergün Turan, MIPIM fuarının gayrimenkul sektörünün en önemli fuarlarından biri olduğunu söyledi. Turan, bu fuarların amacının ülkelerin ya da şehirlerin gayrimenkul alanındaki potansiyelinin ve yatırım fırsatlarının gösterilmesi olduğunu belirterek, İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesinin çok önemli ve büyük bir proje olduğunu, böyle bir projenin ne Londra’da ne de Paris’te olduğunu ifade etti.

Turan, “Şu an Avrupa’nın birçok kentinde toplam konut üretimi, bizimle eş değer bir rakamda değil. İstanbul da coğrafi konumu ve sunduğu yaşam cazibesi itibarıyla henüz oturması gereken rakamlara gelmiş değil. İstanbul hâlâ yatırımcı açısından çok ciddi potansiyel içeren bir kent” dedi.

13 Mart 2017 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Bu yıl üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülke olan Türkiye'nin, S&P Global Ratings'ten kasımdaki değerlendirmede yeni bir not artışı daha alması bekleniyor.


 

Türkiye'nin makroekonomi politikalarındaki değişimin ardından, Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Ratings, ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. Fitch Türkiye'nin notu son değerlendirmesinde "BB-"ye, Moody's iki basamak artışla "B3"ten "B1"e ve S&P Global Ratings de "B"den "B+"ya yükseltti.

 

Söz konusu kuruluşlardan S&P Global Ratings'in, 1 Kasım'da Türkiye'ye ilişkin bu yılki ikinci değerlendirmesini açıklaması bekleniyor.

 

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım'daki değerlendirmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi.

 

Cari açığın da çok hızlı şekilde daraldığını ve bu yıl için cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'inin biraz üzerinde seyretmesini beklediklerini ifade eden Gill, Brent petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin, cari açıktaki daralmaya katkı sunduğunu aktardı.

 

Gill, Türkiye'nin net altın ithalatındaki düşüşün de cari açığın azalmasına olumlu yansıdığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, net altın ithalatının azalmasının yanı sıra Türk lirası mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, altın gibi riskten korunma ürünlerinin hane halkı ve firmalar için daha az cazip hale geldiğini anlattı.

 

Kredi notu kararlarında net rezerv seviyeleri ve cari açıktaki pozitif eğilim başta olmak üzere birçok göstergeyi dikkate aldıklarını vurgulayan Gill, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim için önemli sorulardan biri Türkiye'de kamu maliyesinin yönünün ne olacağı. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor, bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir. Bahsettiğim gibi not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge var. Türkiye'deki ekonomi politikası değişiminin bir yıllık bir düzeltme değil, ekonomiyi enflasyondan arındırmak için çok yıllık bir süreç olduğu göz önüne alındığında, kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Bunu bir yıldan fazladır sürdürüyorlar ve ancak ana senaryomuza ilişkin 'tasarruf yorgunluğu' riskleri de mevcut. Pozitif bir görünüme sahip olduğunda, (Türkiye için kasımda) not artışı mümkün. Net rezervlerdeki iyileşme ve cari açığın hızlı şekilde daralması çok önemli. Not artışı kararı büyük ölçüde bu iki faktöre bağlı diyebiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin enerji ve altın ithalatındaki gerileme de çok önemli gelişme. Bu arada, not kararı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasına da bakacağız."

 

YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 43, 2025 İÇİN YÜZDE 23

 

Frank Gill, Türkiye'ye ilişkin enflasyon beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'de yıllık manşet enflasyonun yüzde 52 ile hala oldukça yüksek seviyede bulunduğunu ve enflasyonu düşürmenin zaman aldığını vurguladı.

 

Çok yüksek kalmaya devam eden hizmet enflasyonuna karşın gıda enflasyonunun hafiflediğini aktaran Gill, "Enflasyonu düşürmek muhtemelen birkaç yıl alacak. Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun 2027'ye kadar tek haneli rakamlara düşeceğini öngörmüyoruz. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde. 2027 sonunda enflasyonun yüzde 10'un altına gerileyeceğini öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gill, yavaş gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağının Türk lirasının dolar ve avro karşısında "çok az değer kaybetmesinin sürdürülmesi" olduğunu belirterek, "Gelecek yıl Türk lirasının enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

TCMB, KASIMDA "TEMKİNLİ GEVŞEME" BAŞLATABİLİR

 

TCMB'nin para politikası kararlarını yakından izlediklerini söyleyen Gill, manşet enflasyonun yüzde 50'nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Bankanın para politikasını çok erken gevşetmesinin bir risk olduğunu dile getirdi.

 

Gill, "Bizim temel senaryomuz Merkez Bankasının yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu muhtemelen kasımda olabilir ancak buradaki 'temkinli yaklaşımı' vurgulamak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

 

TCMB'nin politika faizinin bu yıl sonunda manşet enflasyonun üzerinde olacağını öngördüklerini ifade eden Gill, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42-43 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle politika faizinin kesinlikle yüzde 45'in altına inmesini beklemiyoruz." diye konuştu.

 

Gill, özellikle 2025'in mali konsolidasyon açısından önemli olduğunu ve Orta Vadeli Program'da iddialı mali sıkılaşma tedbirlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Mali sıkılaşmanın büyük bir kısmı 2025'te devreye girecek. Bu nedenle ilk olarak iddialı mali hedefler ve ayrıca talepteki yavaşlama nedeniyle 2025 biraz zor olabilir. Bu yüzden, önümüzdeki yıl politika yapıcıların yeniden dengeleme programına bağlı kalıp kalmayacaklarının gerçekten test edilebileceğini düşünüyoruz." görüşünü paylaştı.

 

"RESESYON ÖNGÖRMÜYORUZ"

 

Gill, Türkiye'de tüketici talebinin yavaşlamaya başladığını belirterek, "Bu yıl yüzde 3,6 ekonomik büyüme bekliyoruz, büyümenin gelecek yıl yüzde 2 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak biz Türkiye'de bir resesyon beklemiyoruz. 2025'teki yavaşlamanın ardından, 2026'da yüzde 3'e ulaşan bir toparlanma öngörüyoruz. Türkiye ekonomisinde 2019'daki gibi keskin bir yavaşlama olabilir ancak herhangi bir takvim yılı için negatif bir büyüme beklemiyoruz." öngörüsünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin oldukça güçlü, çeşitli ve açık bir ekonomisi olduğunu kaydeden Gill, özel sektörün dirençli olduğunu belirtti.

 

Gill, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının birçok avantaj sağladığına işaret ederek, "Türkiye, özellikle ekonomik açıklık açısından diğer gelişmekte olan ülkeler olan Arjantin ve hatta Brezilya'nın sahip olmadığı avantajlara sahip, özellikle ekonomik açıklık noktasında. Bu da iç talep zayıfsa şirketlerin ihracata odaklanabileceği anlamına geliyor." dedi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : NotArtışı derecelendirme kredi

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğunu bildirdi.


 

Genel Müdürlükten yapılan açıklamada, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğu, bu tarihten sonra eski sürücü belgelerinin geçersiz olacağı ve değiştirilmesinin normal harç tarifesi üzerinden yapılacağı belirtildi.

 

Tüm nüfus müdürlüklerinden gerçekleştirilebilecek sürücü belgesi başvurusu için sağlık raporu, bir adet biyometrik fotoğraf ve 15 lira yenileme ücreti istendiği ifade edildi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : ehliyet nüfus