ABD Merkez Bankası'nın (Fed) temmuz toplantısında politikasında 25 baz puanlık artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılıyor ancak bankanın bundan sonra ikilemlerle dolu bir döneme de girebileceği tahmin ediliyor.


Fed'in para politikasına ilişkin belirsizlikler devam ediyor.

 

Fed'in temmuz toplantısında politikasında 25 baz puanlık artırımına gitmesine kesin gözüyle bakılıyor ancak bankanın bundan sonra ikilemlerle dolu bir döneme de girebileceği tahmin ediliyor.,

 

Son açıklanan enflasyon verisinin umut verici olmasıyla bankanın sıkı para politikasına son verebileceğine yönelik öngörülerin fiyatlanmasına karşın enflasyonun hala yüksek seviyede bulunması ve yüzde 2 hedefine ulaşma konusuna ilişkin soru işaretleri devam ediyor.

 

İş gücü piyasası da bu belirsizlik ve ikilemleri tetikliyor. ABD'de tarım dışı istihdam haziranda 209 bin kişi artarak beklentilerin altında gerçekleşirken, işsizlik oranı yüzde 3,7'den 3,6'ya gerilemişti.

 

Analistler, tarım dışı istihdam verisinin beklentileri karşılayamamasına karşın iş gücü piyasasının hala güçlü seyrettiğini, Fed yetkililerinin sıkı para politikasını devam ettirmeye kararlı olabileceklerini belirterek, ülkedeki özel sektör istihdamı verisinin beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini kaydetti.

 

ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 15 Temmuz ile biten haftada 228 bine gerileyerek 2 ayın en düşük seviyesine inmişti. ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısındaki gerilemenin ardından soru işaretlerinin daha fazla arttığını belirten analistler, ABD'de haftalık işsizlik başvurularındaki beklenmedik düşüşün daha güçlü bir istihdam raporuna işaret ettiğini söyledi.

 

Rabobank Kıdemli ABD Stratejisti Philip Marey, yaptığı değerlendirmede Fed'in politika faizini 25 baz puan artıracağı öngörüsünde bulundu.

 

ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi'ndeki (TÜFE) son dönemdeki gerilemelere rağmen gelecek aylarda baz etkisiyle yükselebileceğini belirten Marey, buna karşılık, çekirdek enflasyonda kademeli bir düşüş yaşanabileceğini ancak yılın geri kalanında yüksek seyrini sürdürmesinin muhtemel olduğunu ifade etti.

 

''Bu nedenle, Fed'in faiz oranlarını düşürmeyeceği görüşümüze bağlı kalıyoruz.'' ifadelerini kullanan Marey, ABD ekonomisinde yılın ikinci yarısında hala bozulmaların olduğunu dile getirdi

 

Fed Başkanı Jerome Powell'ın faiz artırım döngüsünde daha ılımlı bir tempoya bağlı kaldığını dile getiren Marey, ''Temmuz ayından sonra ikinci bir faiz artırımına ilişkin şüphelerimiz devam ediyor.'' diye konuştu.

 

Marey, enflasyonun haziranda yüzde 4,'ten 3,'e gerilemesinin çekirdek enflasyonun da yüzde 5,3'ten 4,8'e gerilemesinin cesaret verici olabileceğini söyledi.

 

Yıl sonuna kadar çekirdek enflasyon yüzde 4,2'ye kadar gerileyebileceğini ancak manşet enflasyonun yüzde 3,6'ya kadar yükselebileceğini aktaran Marey, ''Son enflasyon verileri, temmuz ve eylül aylarında art arda iki faiz artırımına olan ihtiyacı daha az acil hale getirdi.

 

Manşet enflasyon artarsa eylülde hareketli bir toplantı olabilir ancak Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) çekirdek enflasyondaki olası kademeli düşüşe odaklanabilir. Manşet enflasyonda beklenen yükselişin etkileri eylül ayındaki toplantının hareketli bir toplantı olup olmayacağını belirleyecek.'' değerlendirmesinde bulundu.

 

EKONOMİDE YUMUŞAK İNİŞ İLAN ETMEK İÇİN ERKEN OLABİLİR

 

Marey, enflasyona ilişkin umut verici veriler geldikten sonra ABD ekonomisinin yumuşak iniş yapabileceğine yönelik beklentilerin arttığını ancak bir yumuşak iniş ilan etmek için erken olabileceğini kaydetti.

 

''Manşet enflasyonun yükseleceğine ve çekirdek enflasyonun hala yüksek kalacağına yönelik öngörülerle temmuz ayı da dahil olmak üzere iki ve ya daha fazla faiz artışına sıcak bakıyoruz.'' ifadelerini kullanan Marey, para politikası koşullarının son zamanlarda kısıtlayıcı hale geldiğini dile getirdi.

 

Fed'in ikinci faiz artışının kasım ayında gerçekleşeceği anlamına gelebileceğini söyleyen Marey, yılın 2. yarısında resesyonun söz konusu olabileceğini, Fed'in resesyon olması durumunda faiz artırımı yapmayacağı öngörüsünde bulundu.

 

ING Group Uluslararası Başekonomisti James Knigtley de Fed 25 baz puanlık artışla sıkı para politikasını sürdüreceğini belirterek, enflasyonun ılımlı, ancak hedefin oldukça üzerinde olduğunu ve sıkı bir iş piyasası ve dirençli ekonomik aktiviteyle yetkililerin riske giremeyebileceğini ifade etti.

 

Fed'in daha fazla faiz artışı olasılığının sinyalini vermeye devam edeceğini aktaran Knightley, ''Ancak sıkı para politikasının kredi büyümesini negatif etkileyebileceğine yönelik öngörülerle bunun devam edeceğinden şüpheliyiz.'' dedi.

 

Knightley, enflasyon düşüş eğilimine girmesine karşın hala çok yüksek ve iş gücü piyasasının çok sıkı olduğunu dile getirerek, ''Fed'in ikilemi bankanın politika faizini 25 baz puan artırıp bir veya daha fazla faiz artırımına yönelik olası ihtiyacın sinyalini vermesi gerektiği görüşüne mi bağlı kalacağı yoksa veri odaklı tutum mu izleyeceği yönünde olacak'' değerlendirmesinde bulundu.

 

20 Eylül'deki bir sonraki FOMC toplantısına kadar iki istihdam ve enflasyon raporu daha olacağının altını çizen Knightley, '' Böylece banka kredilerinin durumuna ilişkin ayrıntılı bir güncelleme ve Fed sıkılaştırmasının gecikmeli etkilerinin hissedilmesi için daha fazla zaman olacak. Bu nedenle, 20 Eylül FOMC toplantısına kadar, Fed'in enflasyonun yüzde 2'ye giden yolda olduğuna ve iş piyasasının soğuduğuna dair oldukça emin olduğuna dair kanıtları olacağını düşünüyoruz. Bu muhtemelen faiz artışında başka bir duraklama olarak nitelendirilecek. Bununla birlikte, temel tahminimiz faiz oranları için yüzde 5,25-5,50'nin zirve noktası olduğu yönünde.'' dedi.

 

Commerzbank ABD Fed Ekonomisti Bernd Weidensteiner da toplantının ardından yayınlanan FOMC açıklamasının çok fazla değişme ihtimali olmadığını belirtirken ''faiz oranının sabit tutulmasının, FOMC gelen bilgiler ve para politikası üzerindeki etkilerini değerlendirme imkanı tanıyacak'' cümlesinin çıkarılabileceğini söyledi.

 

Weidensteiner, ''Buna karşılık, Fed, kesinlikle seçeneklerini açık tutmak istediği için, hala ihtiyaç duyulabilecek faiz artışlarına ilişkin referansını muhtemelen koruyacaktır. Fed üyelerinden bazıları enflasyonun şimdiden yüzde 2 hedefine ulaşma yolunda olduğuna ikna olmadı.'' ifadelerini kullandı.

25 Temmuz 2023 Salı

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma