EVSİD Başkanı Talha Özger: Gerçekleştirdiğimiz UR-GE çalışmalarıyla beraber markalaşmaya, ambalaj tasarıma ve endüstriyel tasarıma önem verip buradaki kilogram başı ihracat değerine katkı sağlamayı hedefliyoruz.


Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) tarafından bu yıl 6'ncısı düzenlenen "Turkish Houseware by Invitation Only" etkinliği kapsamında 60 üretici firma, 52 ülkeden 100'ün üzerinde alıcıyla buluştu.

 

EVSİD açıklamasına göre, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen organizasyona Avrupa, Güney Amerika başta olmak üzere Danimarka, El Salvador, Brezilya, Fas, Finlandiya, Güney Kore, Güney Afrika, Hindistan gibi 52 ülkeden 100'ün üzerinde satın almacı geldi.

 

Ticaret Bakanlığı, İstanbul Ticaret Odası (İTO) desteği ve İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) iş birliğiyle organize edilen etkinliğe, 60 üretici firma katıldı.

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen EVSİD Başkanı Talha Özger, etkinlikle amaçlarının ilk etapta ticaret yapmaktan ziyade Türkiye'yi ve İstanbul'u tanıtmak, ilişki geliştirmek olduğunu ifade etti.

 

Özger, "İstanbul'un çeşitli lokasyonlarında gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarımızla gelen yabancılara ülkemizin ve İstanbul'un güzelliklerini tanıtmak ve Türk mutfak eşyaları sektörünün gücünü hissettirmek istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

Özger, ihracatın o kadar kolay bir iş olmadığını, süreklilik ve ilişkilerin çok önemli olduğunu aktararak, en önem verdikleri konunun birim kilogram başı ihracat değerini yukarı çıkarmak olduğunu, bunu da söylemlerle değil, aksiyonlarla yapmak istediklerini vurguladı.

 

Markalaşma konusuna çok önem verdiklerini, ülke markasının daha iyi konumlandırılması gerektiğini ifade eden Özger, şunları kaydetti:

 

"Bugün 'Made in Türkiye' dediğimizde akla mutfak eşyaları gelsin istiyoruz. Bununla ilgili de sadece kamu kuruluşlarından ya da farklı kişilerden bir şey beklemek doğru değil. Sanayiciler olarak bu algıya katkı sağlamak istiyoruz. Geçmiş dönemlere baktığımızda da gerçekten güzel sonuçlar aldığımızı söyleyebilirim."

 

Bu dönemde bu kadar satın almacıyı İstanbul'a getirmenin büyük bir başarı olduğunu aktaran Özger, 2016'da bu organizasyona 38 firma katılımı ile başladıklarını ve yaklaşık 45 satın almacıyı getirdiklerini belirtti.

 

Özger, "İlk gelen satın almacılardan aldığımız geri dönüşlerle bu işin doğru olduğuna inandık ve yolumuza durmadan devam ettik." ifadelerini kullandı.

 

"EV VE MUTFAK EŞYALARINDA ROTA LATİN AMERİKA"

 

Uzak ülkeler stratejisi kapsamında ev ve mutfak eşyaları sektörü olarak rotayı Latin Amerika'ya çevirdiklerine işaret eden Talha Özger, "Oradan gelen satın almacılarla daha farklı ilişkiler kurduk. Latin Amerika'da her sene organizasyon düzenleyerek oradaki ilişkilerimizi de taze tutmaya çalışıyoruz. Latin Amerika'ya son 7 senelik performansımıza baktığımızda yüzde 100'ün üstünde bir artışımız var." yorumunda bulundu.

 

Sektörün kilogram birim fiyatının geçen yıl 3,6 dolar, bu yıl 3,9 seviyelerinde olduğunun bilgisini paylaşan Özger, şu bilgileri verdi:

 

"Şimdi biraz daha yukarıya doğru ivme gösteriyor. Fakat bu yeterli değil. Rakip ülkelere baktığımızda bizim kilogram başı ihracat değerimiz düşük kalıyor. Bunun başlıca sebebi marka algısıyla alakalı. Yani ülke marka algısını yukarı çıkartırsak sonrasında bizim kendi markalarımız da hak ettiği yere gelecektir. Gerçekleştirdiğimiz UR-GE çalışmalarıyla beraber markalaşmaya, ambalaj tasarıma ve endüstriyel tasarıma önem verip buradaki kilogram başı ihracat değerine katkı sağlamayı hedefliyoruz."

 

Özger, sektör olarak Rusya pazarında artış kaydettiklerini ifade ederek, "Rusya'nın dinamiklerine baktığımızda oradaki kurların artışı, rublenin değişiklik göstermesinin bizi de olumsuz şekilde etkilediğini söyleyebiliriz. Ev ve mutfak eşyalarına baktığımızda Rusya pazarında bilinirliğimiz arttı. Sıkıştıklarında ürünlerini Türkiye'den alabileceklerini gördüler. İşte o pazarlarda kalıcı hale gelmek gerekiyor bu dönemlerde. Rusya pazarında orta ve uzun vadede kalıcı hale gelecek enstrümanları kullanmamız gerekiyor." açıklamasını yaptı.

 

"PANDEMİ SÜRECİNDEN İTİBAREN TÜRKİYE'Yİ ALTERNATİF ÜLKE OLARAK BENİMSEDİLER"

 

EVSİD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuzhan Durmuş da nakliyenin çok önemli olduğunu belirterek, salgından sonra önceliğin değiştiğine dikkati çekti.

 

Nakliye fiyatlarının bazen cazip hale gelirken, bazen de pahalı olabildiğine işaret eden Durmuş, şu değerlendirmeyi yaptı:

 

"Dolayısıyla fiyatların kalıcı olmadığını, 3 ay sonra değişebildiğini gördükleri için bazı müşterilerimiz bu konuya çok takılmıyor. Çünkü fiyatların anlık değiştiğini biliyorlar. Pandemi sürecinden itibaren Türkiye'yi alternatif ülke olarak benimsediler. Bu da çok önemli bir avantaj. Şu anda arkamızdan esen en büyük rüzgar hala bu konumda görülmemiz. Bir de bu kura rağmen çok gerileme kaydetmedik. Şu anki kurla bizim döviz bazında yüzde 10-15 fiyat artırmamız gerekiyor. Bu süreçte üreticiler doğru bir politika sergiliyor."

10 Mayıs 2023 Çarşamba

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar