tatil-sepeti

Ekonomi yönetiminin ekim ajandası yoğun. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın 2 Ekim’de Ankara’da eylül ayı dış ticaret rakamlarını açıklaması planlanıyor. Geçen ay 22 milyar 48 milyon dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek ağustos ihracatı gerçekleştirilmişti.


 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 3 Ekim’de sunum yapacak. Karahan’ın komisyonda milletvekillerine küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi, enflasyon ve para politikası çerçevesinde kapsamlı bir sunum yapması öngörülüyor.

 

Aynı gün, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eylül ayı enflasyon verilerini açıklayacak. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık bazda yüzde 2,47, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 1,68 artış göstermişti. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 51,97, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 35,75 olarak hesaplanmıştı.

 

TÜİK, 8 Ekim’de eylül ayına ilişkin finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını kamuoyuna duyuracak. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ağustosta en yüksek aylık reel getiriyi yüzde 4,01 ile külçe altın sağlamıştı.

 

İŞSİZLİK VE SANAYİ ÜRETİMİ VERİLERİ AÇIKLANACAK

 

Kurum, 10 Ekim'de de ağustos ayı iş gücü istatistikleri ve sanayi üretim endeksini açıklayacak. Türkiye'de işsizlik oranı, temmuzda bir önceki aya göre 0,4 puan azalarak yüzde 8,8 olmuştu. Sanayi üretim endeksi ise temmuzda aylık bazda yüzde 0,4 artarken, yıllık bazda yüzde 3,9 azalış göstermişti.

 

Ödemeler dengesi verileri de Merkez Bankası tarafından 11 Ekim'de kamuoyuyla paylaşılacak. Türkiye'nin cari işlemler hesabında temmuzda 566 milyon dolar, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında 4 milyar 879 milyon dolarlık fazla oluşmuştu.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığı eylül ayı merkezi yönetim bütçe sonuçlarını 15 Ekim'de kamuoyuna duyuracak.

 

TÜİK, ekim ayının sonunda ise 3. çeyrek turizm istatistiklerini açıklayacak. Türkiye'nin turizm geliri, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,8 artarak 14 milyar 875 milyon 518 bin dolar olmuştu.

 

Adana'da 2-6 Ekim'de düzenlenecek TEKNOFEST'e, havacılık, uzay ve teknoloji meraklılarının yanı sıra ekonomi yönetiminden de katılımın olması bekleniyor.

 

MECLİS'TE BÜTÇE MARATONU BAŞLAYACAK

 

Bakanlıkların ve kurumların 2025 yılı bütçesine ilişkin hazırlıkları da yoğun bir şekilde devam ediyor. 2025 yılı merkezi yönetim bütçesinin, ekimde TBMM'ye sunulması gerekiyor. Bütçe maratonunda bakanlık ve kurumların bütçeleri önce TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, ardından Genel Kurulda görüşülecek. Meclisin bütçe mesaisinin yıl sonuna kadar devam etmesi bekleniyor.

 

2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nın da ekim ayı içerisinde açıklanması planlanıyor.

 

SON ÇEYREKTE GÖZLER MERKEZ BANKASINDA VE BÜYÜME VERİLERİNDE OLACAK

 

TCMB Başkanı Karahan'ın, 8 Kasım'da yılın son enflasyon raporunu açıklaması bekleniyor. Karahan'ın vereceği mesajlar, ekonomi ve piyasalar tarafından yakından takip edilecek.

 

Merkez Bankası, 29 Kasım'da da Finansal İstikrar Raporu'nu kamuoyuyla paylaşacak. Banka, finansal istikrara ilişkin gelişmeleri, alınan tedbirlerin finans sektörüne etkilerini değerlendirecek.

 

TÜİK'in, 29 Kasım'da yılın üçüncü çeyreğine ilişkin gayrisafi yurt içi hasıla verilerini açıklaması bekleniyor. Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 büyüdü. Böylece Türkiye ekonomisi üst üste 16 çeyrek büyüme performansı sergilemişti.

 

Piyasaların yakından takip edeceği bir diğer veri ise Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantıları olacak. Toplantı takvimi, 17 Ekim, 21 Kasım ve 26 Aralık olarak planlanan Kurul, son toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tutmuştu.

29 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : ekonomi TBMM Meclis büyüme bütçe işsizlik sanayi

Geçen yazımızda bahsettiğimiz kanun taslağı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü ve bazı maddeler değişikliklerle birçok maddesi de aynen kabul edildi. Bu yazı hazırlandığı sırada henüz TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri tamamlanmamıştı.

 

Yasal düzenleme ile vergi kanunlarını da ilgilendiren önemli düzenlemeler yapıldı. Bunların bir kısmını geçen yazımızda dile getirmiştik. Yapılan önemli bir düzenleme olan sermaye azaltımında vergileme konusunu ise bu yazımızda etraflıca değerlendirmeye çalışacağız.

 

Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki, sermaye azaltımı zaman zaman bir vergiden kaçınma yöntemi olarak kullanılmaya çalışıldığından geçtiğimiz yıllarda idare ile mükellef arasında ihtilaflara neden olmuş ve idare veya mükellef lehine muhtelif yargı kararları verilmiştir. Bu düzenleme ile sermaye azaltımında vergilemenin ne şekilde yapılacağı etraflıca açıklanmak suretiyle bu konudaki ihtilaflara son verilmeye çalışılıyor. Bir anlamda idare tarafında genel olan görüş, bu şekilde yasal alt yapıya da kavuşturuluyor. Tek farkla; o da hakim görüşte 5 yıllık ayrım yokken, yasalaşmak üzere olan metinde 5 yıllık bir süreye göre uygulama farklılaştırılarak bir anlamda mükelleflere en azından sermaye azaltımı için hızlı hareket etmemeleri ve şirketlerin mali yapılarının güçlü kalmasını teşvik amacı taşındığı değerlendirilebilir. Madde gerekçesinde de bu husus ifade edilmiştir.

 

*       *       *

 

Düzenleme özetle; 5 yıl içinde sermaye azaltımına gidilmesi durumunda öncelikle vergilenmeksizin sermayeye eklenmiş unsurların sermayeden çekildiği varsayılıyor ve bu unsurlar üzerinden alınmamış olan kurumlar vergisi ve gelir vergisi stopajının ödenmesi gerektiği netleştiriliyor. Sermayeye eklenen nakdi ve ayni sermaye unsurları üzerinden 5 yıl geçtikten sonra sermaye azaltımına gidilirse bu durumda her bir sermaye unsurunun toplam sermaye tutarındaki oranına istinaden sermaye azaltımı yapıldığı varsayılıyor ve vergileme ona göre yapılıyor.

 

Konuyu örnekle açıklayacak olursak; ortaklar tarafından konulan nakit sermayeye, ayni sermaye unsurlarının veya kârların bir bölümünün sermayeye eklenmesi veya enflasyon düzeltme farkları, yeniden değerleme değer artışları gibi bazı kalemlerin de eklenmesi söz konusu. Dönem veya geçmiş yıl kârlarının sermayeye eklenmesi durumunda; eklenen kâr kısmı üzerinden prensip olarak kurumlar vergisi ödenmiş olduğundan, kârın sermayeye eklenmesi durumunda ortaklara dağıtıma ilişkin gelir vergisi stopajı yapılmıyor. Sermayeye eklenen kâr kısmı, daha sonra sermaye azaltımı yoluyla ortaklara dağıtılırsa bu defa önce alınmamış olan gelir vergisi stopajının yapılması gerekir. Bu, en bilinen ve uygulaması en çok olan kısımdır. Yapılan düzenleme ile sermayeye eklenen kâr kısmının 5 yıldan sonra sermaye azaltımı yoluyla ortaklara dağıtılması durumunda sermaye unsurları toplamına oranlama yapılacağından bir kısım kâr payının 5 yıldan sonra vergileme yapılmaksızın ortaklara dağıtılabilmesi mümkün hale geliyor. Bu, eleştirilebilir. Ancak ülkemizde genel olarak enflasyon rakamlarının yüksek seyrettiği ve sermaye kaleminin de TL takip edildiği dikkate alınırsa burada vazgeçilen verginin önemli olmadığı değerlendirilebilir.

 

*       *       *

 

Düzenlemede, 5 yıl içerisinde sermaye azaltımı suretiyle işletmeden çekilecek kalemler önce hem kurumlar vergisine hem de gelir vergisi stopajına tabi olacaklar, sonra sadece stopaja tabi olacaklar, en son da vergiye tabi olmayacaklar şeklinde, üç bent halinde sıralanmış ve çekişin bu sıraya göre yapıldığının kabul edileceği prensibe bağlanmıştır.

 

Zarar mahsubu suretiyle sermaye azaltımı yapılmasında azaltım yapılan kalem gelir vergisi stopajına tabi geçmiş yıl kârları gibi bir kalem olsa dahi gelir vergisi stopajı yapılmayacağı madde metninde açıkça belirtilmiştir. Bu suretle en çok tartışma konusu olan bir husus daha mükellef lehine olarak yasal altyapıya kavuşuyor.

 

Sermayeye eklenen en son kalemin en önce sermaye azaltımına konu edilmesi de alternatif bir tercih olabilirdi. Ancak adı üzerinde bir tercih. Yapılan düzenleme, genel itibarıyla karışıklığa son verilmesi ve 5 yıl sonrası yapılan sermaye azaltımlarında mükellef lehine bir yaklaşım tercih edilmesiyle bizce de yararlı olacak.

03 Kasım 2022 Perşembe

Etiketler : sermaye vergileme TBMM kâr