HABER: ŞEREF KILIÇLI

Küresel enerji krizinin konuşulduğu bugünlerde petrol fiyatlarının son bir yılda yüzde 123, yılbaşından bu yana ise yüzde 64 artması ve yukarı doğru ivme kazanması, piyasalarda tedirginlik oluşturuyor. Doğalgazdaki yüksek fiyat ve elektrik maliyetleri nedeniyle gazdan petrole geçişlerin de yaşanması, petrole olan talebi daha da artırdı. Bu bakımdan, Suudi Arabistan liderliğindeki 13 üyeli OPEC ile Rusya önderliğindeki OPEC dışı petrol üreticisi 10 ülkenin oluşturduğu OPEC+ grubunun, 4 Kasım’da gerçekleştireceği toplantı kritik hale geldi. Petrol ithalatçısı ülkelerin OPEC+ grubundan talebi, artık 2020 yılındaki üretim kısıntısı anlaşmalarının üzerinde bir üretim artışına gitmeleri. Yani günlük petrol üretiminde 400 bin varillik bir üretim artışı yeterli görülmüyor. OPEC’e üretimi artırma talebi konusunda son dönemde özellikle Japonya ve Hindistan’ın yaptığı çıkışlar da dikkat çekti.

100 DOLAR MÜMKÜN

Petrol fiyatlarındaki yükselişi İstanbul Ticaret’e değerlendiren The London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, şöyle konuştu: “Petrol fiyatları son bir yılda 40 dolardan 86 dolara fırladı. Yüzde 100’ün üzerinde bir artış var. Bu artışın en önemli sebepleri, birincisi arzda yaşanan daralma, ikincisi Covid-19 salgını sebebiyle daralan talebin canlanmaya başlaması. Canlanma özellikle ABD, Çin ve Hindistan’da yaşanıyor. Diğer taraftan bir belirsizlik ortamı var; bu kış sert geçecek. O yüzden petrol fiyatları yükselmiş durumda. Tabii bu arada petrol tacirlerinin yarattığı spekülatif nedenler de var. Bunların hepsini bir arada düşündüğümüzde önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarının Goldman Sachs’ın yılsonu için öngörmüş olduğu 90 doların da üzerine çıkacağı düşünülüyor. Yılsonu petrolün varil fiyatı 100 doları bulabilir.”

STOKLARDA SIKINTI VAR

Ülkelerin stoklarında yeterince petrol olmadığını belirten Öğütçü, Uluslararası Enerji Ajansı üyelerinin Türkiye de dahil en az 3 aylık stok bulundurma mecburiyeti olduğunu hatırlattı. Ancak ülkelerin stok konusunda da sıkıntı yaşamaya başladığını söyleyen Öğütçü, şu bilgiyi verdi: “Ülkeler stoklarından çekiyorlar. O panik havası içerisinde Çin, Hindistan, Japonya ve Tayvan gibi petrol ithalatına göbeğinden bağlı ülkeler stoklarından daha çok çekiyor. Burada OPEC’in arzı yani üretimi kısıtlama kararları da var. Talebe karşı fiyatı koruma kararlılıkları devam ediyor. OPEC bunu tek başına yapmıyor, OPEC’in dışındaki ana üreticiler Rusya ve Rusya’nın öncülük ettiği Orta Asya ülkeleri de dahil olarak yani OPEC+ grubu olarak yapıyorlar. ABD ise dünyanın en büyük petrol üreticisi olarak piyasadaki bu durumdan yararlanıyor gibi gözüküyor.”

GEÇİŞ SÜRECİ SANCILI

Doğalgaz arzında yaşanan eksikliğin küresel enerji krizini tetiklediğine dikkat çeken Mehmet Öğütçü, şunları söyledi: “Petrolde son bir yılda yüzde 100’ü aşan fiyatlar gibi kömürde de benzer bir durum var. Ayrıca demir-çelik, bakır, alüminyum gibi meta fiyatlarında da önemli artışlara yol açtı. Bir anda küresel enflasyonu körükledi. Petrol talebi artarken Suudi Arabistan yedek kapasitesi ile çok kritik önemi olan bir ülke. Başka bir ülkede öyle bir yedek kapasite yok. Şunu da unutmamak lazım, doğalgaz eksikliği nedeniyle petrole geçişler başladı. Yani kömüre dönmektense petrole, dizele dönmek birçok ülkeye daha cazip geliyor. Bu sebeple doğalgazda yaşanan kriz petrol talebini de etkiliyor, küresel enerji krizini de tetikliyor. Fosil yakıtlardan daha yeşil bir enerjiye geçiş süreci ne yazık ki sanıldığı kadar yumuşak olmayacak. Oldukça sancılı bir dönem içerisindeyiz. Benim tahminim, nisan-mayıs ayına kadar bu çetin kış koşulları ve dramatik enerji krizleri devam edecek. Daha sonra krizin nispi bir durgunluğa girmesini bekliyorum.”

TÜRKİYE NE YAPACAK?

Petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye’ye etkileri konusunda ise The London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye gibi petrolde yüzde 93 dışa bağımlı ithalatçı ülkeler piyasadaki bu koşullarda adeta kalbinden vuruluyor. Zaten ödemeler dengesi konusu ve dış ticarette bir cari açık sorunu var. Ekonomi kırılgan bir yapıda. Petrolün maliyetlerinin böylesine yükselmesi karşısında idare ya bunu iç piyasaya yansıtmak zorunda fakat bunun oluşturacağı sosyal gerilimler de var. Ya da petrolden aldığı vergiyi azaltmak suretiyle fiyat istikrarını sağlamak durumunda. Hazinenin durumunu da göz önünde bulundurunca elde çok fazla seçenek yok gibi gözüküyor.”

PETROL ARAMA ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRALIM

Elektrikli otomotive dönüşüm sürecinde izlenecek politika konusunda ise Öğütçü, şu önerilerde bulundu: “Elektrikli araçlar 2035 yılından itibaren daha yaygın hale gelecek. Petrolün yüzde 80’i ulaşım sektöründe kullanılıyor. Elektrikli araçlara geçilmesiyle birlikte petrole olan talebin zirveye ulaştıktan sonra 2040’dan itibaren yavaş yavaş düşmesi bekleniyor. Talebin azalması, arzın aynı kalması veya arzın da çoğalması nedeniyle petrolde uzun vadede fiyatların fazla yüksek olmayacağını öngörüyoruz. Türkiye’nin de hesabını kitabını buna göre yapması gerekiyor. Petrole talep Türkiye’de azalmayacak; çünkü elektrikli araçlara bu kadar hızlı geçmeyeceğiz. Ayrıca petrol sadece ulaşımda değil başka alanlarda da kullanılıyor. Petrokimyada da yaygın bir kullanım var. Bu sebeple Türkiye’nin hem kendi sınırları içindeki petrol arama çalışmalarını hızlandırması hem de elverişli fiyatlarla petrol üreticisi ülkelerde ortak yatırımlara gitmesi ikmal güvenliği bakımından da önem taşıyor.”

DOĞALGAZDAKİ KRİZİN PETROL TALEBİNE ETKİSİ

Petrolde üretim artışı tartışmalarında ilginç bir açıklama da geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’a ait dünyanın en büyük petrol şirketi Aramco’dan gelmişti. Aramco CEO’su Amin Nasser, bir toplantıda yaptığı değerlendirmede, küresel petrol talebinin çok sağlıklı olduğunu ve bazı doğalgaz müşterilerinin petrole geçmesiyle birlikte üçüncü çeyrekte 97 milyon varil olan günlük petrol talebinin bu yılsonunda 99 milyon varile ulaşacağını söyledi. Nasser, doğalgazdaki yüksek fiyat ve elektrik maliyetleri nedeniyle gazdan petrole geçişin yaşandığını belirtirken, günlük ilave 500 bin varil talebin oluştuğunu tahmin ettiklerini bildirdi. Nasser, bazı şirketlerin kısıtlı finansman nedeniyle petrol ve gazdan uzaklaştıkça arzın da düştüğünü vurgularken, yatırım eksikliğinin fiyatları yükseltebileceği uyarısını da yaptı. Devam eden süreçte bir başka ilginç açıklama da Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Salman’dan geldi. Salman, OPEC+ üyelerinin petrol üretimini artırmasının doğalgaz fiyatlarını aşağı çekmede çok sınırlı etkisinin olacağını iddia ederek, üretimi artırmaya soğuk baktıklarına işaret etti. Salman, daha fazla petrol üretmenin gelecek yıl petrol stoklarında büyük bir artışa sebep olabileceği konusundaki kaygısını belirtirken, Covid-19 krizinin henüz bitmediğini de söyledi.

01 Kasım 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocukların sosyal açıdan desteklenmesi ve eğitim giderlerinin karşılanması için bu ay 878 milyon lira Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) ödemesi yaptıklarını bildirdi.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaptığı yazılı açıklamada, çocuklara yönelik hizmetlere özel önem verdiklerini ve çocukların farklı ihtiyaçlarını gözeterek hizmetleri çeşitlendirdiklerini vurguladı.

 

Bu doğrultuda SED ile çocukları, ailelerinin yanında ve sosyal çevresi içerisinde desteklediklerini ifade eden Göktaş, çocukların milli değerlere sahip, kendine güvenen, eğitimli ve sağlıklı birer fert olarak yetişmeleri için çalıştıklarını belirtti.

 

Aile odaklı sosyal hizmet modelleri ile çocukların öncelikli olarak aile şefkati ve sıcaklığı ile yetişebilmeleri için gayret gösterdiklerini aktaran Bakan Göktaş, şunları kaydetti:

 

"Çocukların aile ortamında büyümelerinin, toplumsal değerlerin korunmasında vazgeçilmez bir rolü olduğuna inanıyoruz. Bu kapsamda çocukların sosyal açıdan desteklenmesi ve eğitim giderlerinin karşılanması için mayıs ayına ilişkin 878 milyon lira SED ödemesi yaptık."

19 Mayıs 2024 Pazar

Türk Hava Yolları, stratejik planı çerçevesinde 2033'te uçak sayısını 813'e yükselterek, yıllık 171 milyon yolcu taşımayı hedefliyor.


Türk Hava Yolları (THY), stratejik planı kapsamında 2033'te filosundaki uçak sayısını 813'e yükselterek, yıllık 171 milyon yolcu taşımayı hedefliyor.


91'inci kuruluş yıl dönümünü kutlayan THY, son 22 yılda Kovid-19 küresel salgınının etkili olduğu yıllar hariç iç ve dış hat yolcu sayılarını sürekli artırmayı başardı.


Şirket tarihinde 2003'e gelindiğinde iç ve dış hat toplam taşınan yolcu sayısı 178 milyonken, bu sayı 2008'de 250 milyon, 2015'te 500 milyon, 2018'de ise 750 milyon olarak kayıtlara geçti.


THY, Nisan 2023'te 1 milyarıncı yolcusunu taşıdı.


Bayrak taşıyıcı şirket, bugün 456 uçağa sahip genç filosuyla 130'un üzerinde ülkeye sefer düzenliyor.


Her 59 saniyede bir havalanan THY uçakları, her gün ortalama 2 milyon 837 bin 397 kilometre yol katediyor.


Dünya etrafında 71 kez dönen THY uçakları, her gün ortalama 3 bin 972 saat havada kalırken, bu sayı 165 güne tekabül ediyor.


Uçuşlarda her gün ortalama 2 bin 194 pilot ve 5 bin 466 kabin memuru görev alıyor.


THY uçakları günlük ortalama 249 binin üzerinde yolcu ve ortalama 4 bin 761 ton kargo taşıyor.


Şirket, stratejik planı kapsamında 2033'te uçak sayısını 813'e yükselterek, yıllık 171 milyon yolcu taşımayı hedefliyor.

19 Mayıs 2024 Pazar