Küresel iklim hedeflerine ulaşmak için enerji verimliliğindeki ilerleme hızının 2030'a kadar iki katına çıkması gerektiği bildirildi.


 

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Enerji Verimliliği 2023 raporuna göre, Rusya-Ukrayna Savaşı ile derinleşen enerji krizinin ardından ülkelerin enerji verimliliğini artırmaya yönelik politikaları hız kazandı.

 

Enerji verimliliği yatırımları 2020'den bu yana yüzde 45 büyürken, geçen yıl enerji talebinin yüzde 75'ini temsil eden ülkeler enerji verimliliğine yönelik politikalarını güçlendirdi ya da yeni politikalar açıkladı.

 

Ancak geçen yıl enerji verimliliğinin birincil ölçütü olan enerji yoğunluğuna ilişkin küresel gelişmeler yavaşladı. Bu durum, bazı bölgelerde petrokimya ve havacılık gibi enerji yoğun sektörlerdeki ekonomik toparlanmanın yanı sıra kayıtlardaki en sıcak günlerin yaşandığı dönemde klima talebindeki artış gibi faktörler nedeniyle görüldü.

 

IEA'e göre, küresel sıcaklık artışını Paris Anlaşması'ndaki 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefi kapsamında enerji sektörünün 2050'de net sıfır emisyona ulaşması için, enerji verimliliğinde ilerleme hızının 2022'deki yüzde 2 seviyesinden yıllık yüzde 4'e çıkması gerekiyor.

 

Küresel enerji yoğunluğu geçen yıl yüzde 1,3 ilerleme kaydetti ve bu hedef için ihtiyaç duyulan seviyenin altında kaldı.

 

Enerji verimliliğinde ilerleme hızının 2030'a kadar iki katına çıkarılmasına yönelik taahhüt, yarın başlayacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı'nda başarılı bir sonuç elde edilmesi için IEA'in dile getirdiği 5 temel unsurdan biri olarak öne çıkıyor.

 

Diğer unsurlar, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, petrol ve gaz şirketlerinin faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonlarının yüzde 75 azaltmak dahil olmak üzere temiz enerji dönüşümünü hızlandırmayı taahhüt etmeleri, gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji yatırımlarının hızlanması ve yeni kömür santrali onaylarının sona erdirilmesi olarak sıralanıyor.

 

"BULGULAR, COP28'DE BİR ARAYA GELECEK LİDERLERE UYARI NİTELİĞİNDE"

 

Enerji verimliliğindeki iyileşme hızının iki katına çıkarılması için ısı pompalarının kurulması ve daha verimli araçların üretilmesi gibi faaliyetlerde çalışanların artmasıyla istihdama 4,5 milyon katkı sağlanacağı tahmin edilirken, 2030'a kadar bu hedefin başarılmasının küresel karbondioksit emisyonlarını 7 milyar tondan fazla azaltacağı hesaplanıyor.

 

Bu miktar, bugün dünya çapında tüm ulaşım sektöründen kaynaklanan emisyonlarla aynı seviyede bulunuyor.

 

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, dünyanın iklim hedeflerinin küresel enerji sistemini daha verimli hale getirmeye bağlı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Hükümetler enerji güvenliğini güçlendirirken küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefini ulaşılabilir tutmak istiyorlarsa, enerji verimliliğindeki ilerlemenin 2030 itibarıyla iki katına çıkması kritik önemde. Bu raporun bulguları, Dubai'de düzenlenecek olan COP28'de bir araya gelecek liderlere, verimlilik konusunda daha güçlü bir eylem taahhüdünde bulunmaları ve bunu yerine getirmeleri gerektiği konusunda bir uyarı niteliğinde."

29 Kasım 2023 Çarşamba

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar